Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1152 E. 2020/343 K. 17.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2016/1152 Esas
KARAR NO : 2020/343
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/10/2016
KARAR TARİHİ: 17/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ———— davacı şirketin eski büyük ortağı olduğunu, sonrasında pay devirleri ile ——— tarihinde şirketin tek sahibi olduğunu, davacı şirket aleyhine ——- ——– sayılı dosyasında toplam —- bedelli iki senedin tahsili için icra takibine başlandığını, yine ————— sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, ancak bu senetleri davalı —– üzerinde yazan tarihten çok sonra imza yetkilisi olduğu döneme ilişkin tarih atarak düzenlediğini, şirketi kendisine borçlandırdığını ve diğer davalı———- ciro ettiğini, tüm bu nedenlerleher iki icra dosyasındaki senetlerle ilgili davacının borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı—— vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının diğer davalı———borç para verdiğini, karşılığında senetleri aldığını, davacının ileri sürdüğü defilerin ancak lehtar durumundaki ——– yöneltilebileceğini, bu nedenlerle davanın reddine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ———– vekili cevap dilekçesinde özetle, senetlerin resmi kayıtlara geçilmek üzere muhasebeye teslim edildiğini, şirket kayıtlarına işlendiğini, davanın reddine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, bonoda bedelsizlik ve içeriği itibariyle sahtecilik iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davanın başlangıcında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
A-Davaya konu bonoların içerikleri itibariyle sahte olup olmadıkları, yani şeklen geçerli olduğu taraflarca kabul edilen davaya konu bonoların davalı—— tarafından sonradan doldurulduğu halde, bononun oluşturulma tarihinin davalı——– davacı şirket yetkilisi olduğu tarihte verilmiş gibi tarih atılıp atılmadığı,
B-Davalılar arasında muvazaa olup olmadığı, yani davalı ——– diğer davalı——- borç verip vermediği,
C-Davaya konu bonoların davacı şirketin kayıtlarına işlenip işlenmediği,
Ç-İşlemiş faizin takip talebinde ve ödeme emrinde gösterilen miktarda olup olmadığı,
D-Davacı borçlu değilse davalı ——— icra takibini haksız ve kötü niyetli olarak yapıp yapmadığı,
E-Davanın reddi halinde davalı-alacaklı ———- kötü niyet tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Deliller:
2-a)———Dosyası: ——- sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklının; —- Borçlunun; ————- olduğu,
———asıl alacak,
——– işlemiş faiz,
———- %0,30 komisyon,
——– ihtiyati haciz masrafı,
—— ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam ———- tutar üzerinden icra takibi başlatıldığı, alacak açıklamasının;———– vade tarihli——- miktarlı bono” olarak açıklandığı anlaşılmıştır.
2-b)———— Dosyası:———Sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklının; —–Borçlunun;————- olduğu,
——— asıl alacak,
——— işlemiş faiz,
—— %0,30 komisyon olmak üzere toplam ——— tutar üzerinden icra takibi başlatıldığı, alacak açıklamasının; ———tanzim ve ——- vade tarihli ——– miktarlı bono, —– tanzim ve ——— vade tarihli ———— miktarlı bono” olarak açıklandığı anlaşılmıştır.
3-Ağır Ceza Mahkemesi Dosyası:————-sayılı dosyasının incelenmesinde, Davacı/Müştekinin; ———— olduğu, Suçun; ———- olduğu, Mahkemece ———- sayılı ilamıyla sanıkların beraatine karar verdiği anlaşılmıştır.
4-Soruşturma Dosyası: ———– sayılı soruşturma dosyasının incelenmesinde, müşteki ——- tarafından şüpheliler ——– karşı başlatılan soruşturma sonucunda ——– tarihinde Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı verildiği, ———- kararının ———- sayılı, ———- tarihli kararı ile kesinleştiği anlaşılmıştır.
5-Dava konusu senetler:
5-a) Borçlu davacı şirket, davalı alacaklı ———- lehine aşağıdaki bonoları düzenlediği, ———- bu bonoları, diğer davalı ———– ciro ettiği görülmektedir.
Tanzim Tarihi Vade Tarihi Tutarı
——————
————-
——————
Senet hamili ——- bu çeklerin tahsili için davacı borçlu şirket aleyhine,—tarihinde, —————— sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla icra takibine geçtiği görülmektedir.
5-b)Borçlu şirketin, ——–, aşağıdaki bonoyu düzenlediği, ——- tarafından da diğer davalı ——— edildiği görülmektedir.
Tanzim Tarihi Vade Tarihi Tutarı
—————
Senet hamili ——— bu çeklerin tahsili için davacı borçlu şirket aleyhine, —– tarihinde, ————— sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla icra takibine geçtiği görülmektedir.
6-Davacı şirketin ——-kayıtları: Davacı şirket ——– sermayeli olup ———- hisseye sahiptir. Ortaklık payları şu şekildedir.
Ortağın Adı ve Soyadı Hisse Adedi Sermaye Tutarı
—————–
———–
————-
—————–
———- sayılı ———- ilâna göre, şirket ortaklarından ——–şirkette mevcut hisselerinden —- karşılık ——– hissesini,——— yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile ——— devrettiği, bu devir işlemiyle şirketteki ortak durumunun; ——- paya karşılık ——hissenin —– paya karşılık ———- ait olduğu görülmüştür.
—— sayılı ———–ilâna göre de,——– mevcut hisselerinden—— karşılık olan ———– hissesini, —————yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile şirket ortaklarından ——- devrettiği, bu şekilde şirket müdürlüğünün sona erdiği, ——— paya karşılık olan——- sermayenin ———– olduğu ve tek ortaklı şirket hale geldiği görülmüştür.
7-Ticari defterler: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için gerekli olduğundan deliller toplanıp, alanında uzman bilirkişilerden rapor alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan incelemede,
* Davacı şirket defterleri:
Yılı Defteri Noteri Açılış Kapanış
——————-
—————
————
————-
———-
————
Davacının ibraz ettiği ——— yılı ticari defterlerden; zorunlu kapanış tasdikine tabi Yevmiye defterlerinin, süresinde noter kapanış tasdikinin yaptırıldığı ve kayıtlarının birbirini doğruladığı tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin incelenmesinde;
Tarihi Senet Tutarı Yevmiye madde no
——–
——–
——-
———-
——– tutarlı senedin. Ticari defterlerde, —– hesabı borçlandırılmak, —— senet hesabı alacaklandırılmak suretiyle muhasebeleştirildiği, dolayısıyla da davacı şirketin —— hesabında, davacı şirketin ———– senet borcundan dolayı borçlandınldığı anlaşılmaktadır.
8-Dava konusu senetlerin mürekkep yaş tespitine ilişkin bilirkişi raporu: Dava konusu senetlerin yaşının tayinine ilişkin olarak bilirkişi —— vasıtasıyla senetler üzerinden inceleme yaptırılarak rapor alındığı, bilirkişi ——— tarafından düzenlenen ———- tarihli bilirkişi raporunda, imzaların aynı kalemle ve aynı anda imzalandıklarını, yazıların son üç yıl içinde yazılı olduğu yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
9-Mürekkep yaş tespiti ile ilgili —————- sayılı ilâmı uyarınca “ülkemiz koşullarında mürekkep yaş tespitinin mevcut durumda mümkün olmadığı”na karar verilmiştir.
10-Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Dava, bonoda bedelsizlik ve içeriği itibariyle sahtecilik iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı taraf, icra takibine konulan bonoların içeriği itibariyle sahte olduğunu iddia etmektedir.
Bilindiği üzere, bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında iki çeşit ilişki bulunur. Bunlar, asıl borç ilişkisi ve kambiyo ilişkisidir. Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur. Borçlu, kambiyo senedine karşı menfi tespit davası açmakla, temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamadığı için kambiyo yükleniminden kaynaklanan borcunu ödemekten kaçınma hakkı olduğunu (bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası) ileri sürmektedir. Bu davada kambiyo senedinin düzenlenmesine neden olan temel borç ilişkisinden kaynaklanan defiler öne sürülmektedir. Türk Ticaret Kanunu’nun 687. maddesi anlamında “doğrudan doğruya defiler’in -takas dışında- tamamı kambiyo senedinin düzenlenmesine neden olan temel borç ilişkisine ilişkindir. Temel borç ilişkisine dayanılan durumlarda -öğreti ve uygulamada yerleşmiş deyimiyle “senedin bedelsizliği” söz konusudur.
Bedelsizlik (karşılıksızlık), bir kambiyo taahhüdünün ihdasına neden olan temel alacağın herhangi bir nedenle mevcut olmaması (doğmaması, hükümsüz olması, sona ermesi) dır. Sadece keşidecinin imzası değil, senede ciranta, aval veren ve araya giren sıfatıyla atılan imzalar da birer kambiyo taahhüdüdür ve bunların bedelsiz olup olmadıkları “imzaların bağımsızlığı ilkesi” (TTK. m. 677) gereğince ayrı ayrı değerlendirilir. Bir kambiyo taahhüdünün temel alacağı geçersizse, ya da sona ermişse kambiyo taahhüdü bedelsizdir. Ancak bu durum diğer imzaların geçerliliğini etkilemez.
Bedelsizlik iddiası, Türk Ticaret Kanunu’nun 687. maddesi anlamında bir “doğrudan doğruya defi”, kişisel defidir. Burada, kambiyo senedinden doğan kambiyo ilişkisi dışındaki nedenlere, temel borç ilişkisine dayanılmaktadır. Bedelsizlik, bir kişisel defi olduğundan keşideci tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri sürülebilir (TTK, m. 687, 659/1, 825/1). Zira, keşidecinin sadece lehtarla arasında bir temel borç ilişkisi vardır. Fakat borçlu, senedi bilerek kendi zararına devraldığını kanıtlamak koşuluyla (TTK, m. 659/11, 687, 825/11) hamile karsı da bedelsizlik defini ileri sürebilir. Borçlu bu davada senet bedelsiz kaldığından dolayı kambiyo borcunu ödemekle yükümlü olmadığının tespitini ve ayrıca senedin iadesini isteyebilir.
Borçlu senedin iadesini lehtardan ya da senet ciro görmüşse kötüniyetli veya iktisabında ağır kusurlu olan hamilden talep edebilir (TTK. m. 686/11). Senedin iadesini isteyen borçlu, her şeyden önce TTK. 687, 825/11 maddeleri gereğince hamilin bilerek borçlu zararına hareket ettiğini ispat yükü altındadır.
Bedelsizlik davacının öne sürdüğü bir vakıa olduğuna göre bunu ispat yükü de davacıya aittir. Bir bononun keşidecisi ile lehdarı arasındaki menfi tespit davasında, zorunlu unsurları ihtiva eden bonoyu elinde bulunduran takip alacaklısı davalı lehdar, kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içeren bu bonoyla keşideciye karşı alacağının varlığını ortaya koymaktadır, ispat etmektedir. Bu nedenle temel ilişkide alacağının varlığını ayrıca ispat yükü taşımamaktadır. İspat yükü, bonodan dolayt borçlu olmadığını iddia eden keşidecidedir. Alacaklının elinde bir kambiyo senedi bulunduğundan, borçlunun bedelsizlik iddiasını kural olarak (kesin delille) ispat etmesi gerekir. Senede karsı senetle ispat zorunluluğunun istisnaları saklıdır.
———– vermiş olduğu kararlarda da bu sonuca işaret edilmiştir.————–
————- sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illî ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına teme! teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca dair mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Bu genel açıklamadan sonra, hemen belirtmelidir ki, bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir (6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 691/1. maddesi).
Bonoda şekil şartları TTK’nin 688. maddesinde sayılmıştır. Bunlar, ‘Bono’ ya da “Emre Muharrer Senet” ibaresi, kayıtsız şartsız bir bedel ödeme vaadi, vade, ödeme yeri, lehtar, keşide yeri ve tarihi, keşidecinin imzasıdır. Zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolur. Bunlardan vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından değildir. Sayılan zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik şartlar da vardır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden yada malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir.
Davacı vekili; müvekkil şirketin takibe konu senetler nedeniyle borcunun bulunmadığını, zira takibe konu senetleri imzalayan kişinin, şirketteki hisselerini ——- tarihinde ——–devreden şirketin eski yetkili davalı ———– ve senetlerin sözde tanzim edildiği tarihte şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili davalı ———- müvekkil şirketin unvanı altına attığı imza ile müvekkil şirketi kendisine borçlandırdığını ve diğer şüpheli ———— ciro ettiğini, davaya konu senetler müvekkil ticari defterinde yer almadığı gibi ——– sermayesinden çok toplam ——— şirketin borçlandırılmasının ileri sürülemeyeceğini beyan etmektedir.
Mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan ve yukarıya alıntılanan tespitten de anlaşılacağı üzere dava konusu senetler ——- tarihinde ticari defterlere kaydedilmiş ve davacı şirket, senetler hesabından toplam ——— borçlandırılmıştır.
Senetlerden; ———– vadeli —— senet ve yine —– senet, ——- tarihinde düzenlenmiştir. Bu tarihte şirket ortakları, —————dır.
Şirketi tek başına devralan —— şirket ortaklığına ilk defa, ———-sayılı şirket ortaklar kurulu kararı ile getirilmiş ve şirket ortağı —–ketteki ——–adet hissesini, ———— yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesiyle —– devretmekle şirket ortaklığına girdiği anlaşılmıştır. ————
O halde ——— tarihinde düzenlenen ——- senetlerin düzenlendiği tarihte, ——– henüz şirket ortağı olmadığı anlaşılmaktadır.
—— düzenleme tarihli ——- vadeli —— bedelli, —— düzenleme tarihli —- vadeli ——— bedelli ve ———düzenleme tarihli ——— vadeli ——-bedelli çeklere bakıldığında, borçlu şirket isminin altına, ismi belirtilmeyen aynı tipli imzalar atıldığı, ancak atılan bu imzanın, ciro imzasında, ——–ait olduğu görülmektedir. ———– verdiği ———- tarihli ifadesinde de “senet üzerine atılan imzaların kendisine ait olduğunu” kabul etmektedir.——— senetlerin düzenlendiği tarihlerde şirket müdürü ve yetkilisi olduğu, ———— sayılı ——————ile, —— ve yetkisinin sona erdiği anlaşılmaktadır. ———-
Takip ve dava konusu senetlerin, davacı şirket adına —– tarafından, diğer davalı ————- ciro edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı ——-cevap dilekçesinde———- borç para verdiğini, bunun karşılığında dava konusu senetleri aldığını öne sürmektedir.
Davalı ————– tarihli ————– verdiği ifadesinde;———– kiracısı olduklarını, aynı zamanda ailece de görüştüklerini, kendisinin maddi yönden bir sıkıntıya girmesinden dolayı bahsi geçen üç adet senedi kendisine verdiğini ve karşılığında ——— aylarında —————– şubesi hesaplarına senet bedellerinden fazla paralar yatırdığını” öne sürmüştür.
Davacı şirketin incelenen ——– yılı ticari defterlerinde, şirket adına, ———- borç para girişi olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacı şirketin menfi tespitine konu senetlerin, şirketin yetkili müdürü davalı ——- kendi lehine düzenlendiği ve diğer davalı ——-lehine ciro edilmekle şirketin, toplam ——— borçlandırıldığı, dava konusu senetlerin, verilen borç karşılığında alındığı beyan edilmiş ise de, davacı şirketin defter kayıtlarına göre davalı ——— şirket adına yapılmış bir borç ödemesi olmadığı, polis ifadesinde — dava konusu senetleri,——- aldığı şahsi borç para karşılığında ciro ettiği hususu anlaşılmaktadır.
Davalı ————- tarihli dilekçesinde; “davaya konu bedellerin müvekkilince şirkete borç olarak verildiğini ve karşılığında senet tanzim edildiğini, verilen borç karşılığında da alınan gayrimenkulun değerinin arttığını, şirketin zararının değil, kârının olduğunu” beyan etmiştir.
Davacı şirketin incelenen ticari defterlerinde; ——— tarihinde, ——- nolu yevmiye madde numarasıyla, ————açıklamasıyla ——- ortaklara borçlar hesabından şirkete ———- şubesinden para yatırıldığı, bu kayıt ile şirketin, ———– borçlandığı, bu ——— şirketi kendisine—— borçlandırmak suretiyle kendi lehine düzenlediği dava konusu senetleri, şahsi borç para aldığı gerekçesiyle diğer davalı——– ciro ettiği ve bu suretle şirketi dava konusu senetlerden dolayı borçlandırdığı anlaşılmaktadır.
Davacı şirket tuttuğu defter kayıtlarına göre; ——-aldığı —- borç para karşılığı nedeniyle davalı —- ——– tarihinde borçlanmıştır.
Şirket yetkilisi olarak——— hesabında şirketten; ———–alacaklı olduğu görülmüştür.
Davacı şirketin defter kaydında, ——-hesabından; dava konusu ——- tutarlı üç adet senet ve ayrıca ——- ödeme çıkışı ile toplam ———- ortaklar carisinden çıkış kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda davacı şirket, davalı ——olan —– borç tutarından, dava konusu ————— borç senedi olarak ———- borç kısmını ifa ettiği anlaşılmaktadır. ——— davacı şirketten aldığı bu senetleri, diğer davalı ——- ciro yolu ile devir etmiş ise de senet bedellerinin ödenmediği durumu meydana çıkmaktadır.
Yani, davacı şirketin defter kaydında; davalı ——– kodlu hesabından; dava konusu ——– üç adet senet ve ayrıca ——- ödeme çıkışı ile toplam —— ortaklar carisinden çıkış kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.” hususu tespit edilmiş olmakla, dava konusu senetlerin, hisse devrinden doğarı bir uyuşmazlıktan değil, davacı şirketin, davalı ——– olan borcundan dolayı tanzim edilen senetler olduğu, ödenmemesinden de davacı şirketin sorumlu bulunduğu, bunun sonucu olarak da davacının bedelsizlik iddiasının kabule şayan olmadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar, davacı vekili, dava konusu bonoların mürekkep yaş tayininin yapılmasını talep etmiş ve Mahkememizce bu yönde araştırmaya girişilmiş ise de, tahkikat aşamasında çıkan yüksek —————–sayılı ilâmı uyarınca “ülkemiz koşullarında mürekkep yaş tespitinin mevcut durumda mümkün olmadığı”na dair karar ———– tarafından düzenlenen ————- tarihli rapora üstün tutulduğundan davacının iddiasını kanıtlayamadığı sonucuna varılmıştır.
11-İhtiyati tedbir kararının kaldırılması ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davalı taraf, Mahkememizin ———— tarihli “İİK 72/3 maddesine göre %15 teminat karşılığında icra dosyasındaki paranın alacaklılara ödenmemesi için tedbir konulmasına” şeklindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İcra Ve İflas Kanunu’nun 72/4. Maddesi ———dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar…” hükmünü içermektedir.
Mahkememizce davanın reddine karar verildiğinden, işbu kanun maddesi hükmü uyarınca Mahkememizce daha önce konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir.
12-Davalının icra inkâr tazminatı istemi ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davalı taraf, icra inkar tazminatı isteminde bulunmuştur.
Öncelikle, davaya konu icra takipleri davalı … tarafından yapılmamış olup, davalı ———- alacaklı olmadığından bu davalının icra inkâr tazminatı istemesi kanunen mümkün değildir.
Davaya konu icra takipleri, davalı ——— tarafından yapılmış olup, dava reddedildiğine göre icra inkâr tazminatı isteme hakkı aleyhine tedbir kararı verilen bu davalıya aittir.
İİK’nin 72/4. maddesi, ”Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davalı-alacaklı ——– tarafından başlatılan ————–dosyasında ihtiyati tedbir kararı infaz edilmemiştir.
Ancak, davaya konu davalı-alacaklı ——- tarafından başlatılan————- dosyasında davacının talebi üzerine Mahkememizin ———— tarihli kararı ile “İİK 72/3 maddesine göre %15 teminat karşılığında icra dosyasındaki paranın alacaklılara ödenmemesi için tedbir konulmasına” şeklinde ihtiyati tedbir kararı infaz edilmiş olduğundan davalı-alacaklının alacağını geç almasına neden olmuştur. Bu nedenle daha fazla tazminat verilmesini gerektirir bir durum bulunmadığından ——– alacağın % 20’si oranındaki ————- inkâr tazminatının davacıdan alınarak davalı———- verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın esastan REDDİNE,
2-Mahkememizin ———– tarihli “İİK 72/3 maddesine göre %15 teminat karşılığında icra dosyasındaki paranın alacaklılara ödenmemesi için TEDBİR KONULMASINA” şeklindeki ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA,
3-İİK’nin 72/4. Maddesi uyarınca ———- inkâr tazminatının davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
4- Harçlar yasasına göre alınması gerekli 54,40 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 18.187,54 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan 18.133,14 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5- Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi gereğince hesaplanan 70.075,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7- Dosyada mevcut gider avansını karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı ——– vekili ve davalı———–vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ———— Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/07/2020