Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1126 E. 2018/271 K. 27.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1126 Esas
KARAR NO : 2018/271

ASIL VE BİRLEŞEN DOSYA DAVACILARI:

BİRLEŞEN DOSYA DAVALISI :
ASIL DOSYA DAVALI :
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2012
BİRLEŞEN DOSYA DAVA TARİHİ : 14/01/2013
KARAR TARİHİ : 27/03/2018

— Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2015 karar tarihli —-esas, — karar sayılı dosyası Yetkisizlik kararı üzerine mahkememizetevzi edilmekle, yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı arasında 2S.0S.2012 tarihli satış sözleşmesine istinaden davalıdan, iş makinesi satın alındığını, makine bedeli 180,000 TL olup, bu miktardan; 14,500 TL sinin 25-08.2012 tarihinde, 5.500 TL sinin 25.08.2012 tarihinde, 5,500 TL sinin ise 15.09.2012 tarihinde ödendiğini, bakiye kalan 160.000 TL için ise 25,11.2012 tarihli 160.000 TL bedefli çekin ciro edilerek davalıya teslim edildiğini, ancak sattn alınan iş makinesinin, müvekkilinin taş ocağında çalıştırılması esnasında arıza gösterdiğini, arızanın giderilmesi için piyasadaki üçüncü şahıs kişi ve firmalara toplam 14.189.44 TL ödeme yapmak zorunda kaldığım, taş ocağındaki işinin geri kalmaması için de piyasadan günlüğüne 800 TL iş makinesi kiraladığını, 25.08.2012 – 13.11.2012 dava tarihi arasında 80 gün için toplam 800 TL x 80 = 64.000 TL ödendiğini ileri sürerek, 25.11.2012 tarihli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine, iş makinesi onarımı için ödenen 14.189.44 TL nin ve 64.000 TL kira bedelinin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkil satıcı arasında 25.08.2012 tarihli satış sözleşmesi kapsamında davacıya iş makinesi satıldığını, satılan iş makinesinin ayıplı olduğu hususunda müvekkiline ayıp ihbarı yapılmadığını, talep edilen onarım bedelinin, kullanmaktan kaynakh olduğunu, bu nedenle 64.000 TL kiralama bedelinin de talep edilemeyeceğini, kaldı ki davacının iş makinesi bedelini de ödemediğini, 160.000 TL fik çekin 27.09.2012 tarihinde Çakır İnşaata teslim edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin Elazığ —-Noterliğinden düzenlenen 16/01/2009 tarih — yevmiye numaralı vekaletname —‘i yetkilendirdiğini, yetkilendirilen vekilin davacı şirket adına ve şirketi temsilen dava dışı … ile 25/08/2012 tarihli satış sözleşmesi başlıklı belgede özellikleri yazılı bir adet iş makinesini …’a ait olduğunu zannederek satın aldığını ve satış bedeli olarak kararlaştırılan 180.000,00 TL’nin 14.500,00 TL’sini 25/08/2012 tarihinde nakden ödediğini, 5.500,00 TL karşılığında 15/09/2012 vade tarihli bir adet senet verdiğini, bakiye 160.000,00 TL karşılığında ise davacı … tarafından … emrine 25/11/2012 keşide tarihli, bir adet — seri numaralı çek teslim edildiğini, satın alınan iş makinesinin — beldesinde bulunan maden ocağına götürülerek kullanılmaya başlandığını, makinenin ilk günden arıza yaptığını, bu nedenle işlerin aksamaması için başkalarına ait makinelerin kiralanmak zorunda kaldığını, makinenin onarımı için —-firmasına 2.808,40 TL ödeme yapıldığını, araçtaki arızanın tespiti bakımından — Sulh Hukuk Mahkemesine başvurularak — Diş dosyası üzerinden bilirkişi raporu alındığını, tespit sonrasında da arızaların devam ettiğini, farklı servislerden hizmet alınarak onarım bedellerinin ödendiğini, bu olumsuzluklar nedeni ile sözleşmenin feshi, olumsuz tespit, istirdat, senet iptali ve tazminat talepleriyle Kocaeli —ATM’nin — E.sayılı dosyasında … aleyhine dava açtıklarını, mahkemece … emrine verilen 160.000,00 TL bedelli çekin ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verildiğini, ancak çekin muhatap bankaya davalı—- Ltd. Şti tarafından ibraz edilmiş olması nedeni ile ihtiyati tedbir kararının uygulanamadığını ve bu şirket tarafından çekin Kadıköy—İcra Müdürlüğünün — sayılı dosyasında takibe konu edildiğini, Kocaeli —-ATM’nin — E.sayılı dosyasında açtıkları davada davalı vekilinin sunduğu cevap dilekçesi ekinde yer alan belgelerden müvekkili tarafından satın alınan iş makinesinin davalı — Ltd. Şti’ye ait olup, satılmak üzere …’a teslim edildiğini, davalı şirket tarafından aracın davalıya satıldığına dair 10/08/2012 tarihli satış sözleşmesi, müvekkili ile … arasında düzenlenen 25/08/2012 tarihli satış sözleşmesi, davalı firma tarafından … adına kesilmiş 160.000,00 TL bedelli fatura örneğinin sunulduğunu, bu şekilde … ile davalı — Ltd. Şti arasında danışıklı bir menfaat birliği bulunduğunu, …’a teslim edilen çekin salt temel ilişkiden kaynaklanan sakatlığı kurtarmak ve kambiyo senetlerinde mücerretlik ilkesinden yararlanmak amacıyla muvazalı olarak ciro edildiğini belirterek öncelikle açtıkları bu davanın Kocaeli —- ATM’nin — E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine, müvekkillerinden … tarafından keşide edilen 25/11/2012 tarihli 160.000,00 TL bedelli, — numaralı çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, çekin bedelsiz olması nedeni ile iptaline ve Kadıköy —- İcra Müdürlüğünün— sayılı dosyasında müvekkillerinden … aleyhine yürütülen takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosya davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacılardan — Ltd Şti’nin müvekkiline karşı husumet ehliyeti bulunmadığını, ihtilaf konusu çekin borçlularının İstanbul Anadolu —İcra Müd. — sayılı dosyasından da görüleceği üzeri dava dışı … ile davacılardan … olduğunu, davacı şirket temsilcisi …’in çekte cirosu bulunmadığını, dava dışı … ile davacı şirket arasında düzenlenen satış sözleşmesine dayanılarak 3. Şahıs durumundaki müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın bu nedenle davacı şirket yönünden reddi gerektiğini, davacı şirket ile hiçbir ticari ilişkileri olmadığından davanın Kocaeli —- ATM — Esas sayılı dosya ile birleştirilmesi talebinin de yerinde olmadığını, 11/04/2011 tarihli teslim tutanağı doğrultusunda —.’a teslim edildiğini, müvekkili ile … arasında düzenlenen 10/08/2012 tarihli satış sözleşmesi ile iş makinesinin …’a satıldığını ve karşılığında — Bankası — Şubesine ait 25/11/2012 keşide tarihli — nolu 160.000,00 TL bedelli çekin alındığını, çekin karşılıksız çıkması nedeni ile İstanbul Anadolu — İcra Müd. —sayılı dosyası ile takibe konu edildiğini, müvekkil ile davacı … arasındaki borç ilişkisinin bu çeke dayandığını, müvekkilinin … ile de ticari ilişkisi olmayıp çekte ciro silsilesi ile müvekkilinin yetkili hamil olduğunu, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, iş makinesinin ayıplı olduğunu kabul etmediklerini, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, belirterek açılan davanın reddine ve davacıların %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Asıl dava, ayıplı satış iddiasına dayalı olarak sözleşmenin feshi, yapılan ödemenin istirdatı, verilen çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemlerine, birleşen dava, asıl davada menfi tespit istenen çeke ilişkin olarak diğer davalıya yönelik aynı isteme ilişkin olduğu görülmüştür.
Davacılar vekilinin, müvekkili şirketin davalı …’ tan davaya konu iş makinesini 180.000 TL bedelle satın aldığını, satış bedeli olarak 14.500 TL’ nin 25.08.2012 tarihinde nakten, 5.500 TL’ nin 15.09.2012 vadeli senetle ödendiğini, 160.000 TL için diğer müvekkili … tarafından … emrine keşide edilmiş 25.11.2012 tarihli çekin verildiğini, satın alınan iş makinesinin ilk gününde arıza yaptığını, ayıplı olan iş makinesinin satışına ilişkin sözleşmenin feshine, davalıya satış bedeline karşılık olmak üzere verilen 160.000 TL bedelli çek nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline, davalıya ödenen toplam 20.000 TL’ nin iadesine, araç onarımı için yapılan 14.189,44 TL onarım masrafının avans faizi ile tahsiline, kiralanan iş makinesinin 80 günlük kira bedeli olan 64.000 TL’ nin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …, alıcının —-Ltd Şti olduğunu, diğer davacının dava açmaya hakkı olmadığını, malın kullanılmış olarak satıldığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, davacıların iddialarının yerinde olmadığından bahisle davanın reddini savunmuştur.
Davacılar vekili, birleşen dosyada, müvekkili şirketin —- Ltd. Şti.’ne ait olan iş makinesini …’a ait olduğunu zannederek satın aldığını, iş makinesi bedeline karşılık …’a verilen 160.000 TL bedelli çekin … tarafından — Ltd. Şti.’ ne cirolandığını ve bu çekin takibe konulduğunu ileri sürerek, davalıya bu çek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosya davalısı — Ltd. Şti. vekili, davacılardan — Ltd. Şti.’ nin borçlu olmaması nedeniyle davada sıfatının olamayacağını, dava konusu çeki …’ tan olan alacağına karşılık aldığını ve çekin meşru hamili olduğunu, davacıların ayıba ilişkin taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Asıl ve birleşen davaya konu edilen 160.000 TL meblağlı çekin keşidecesinin davacı … olduğu, lehdarın … olduğu, işbu çeke dayalı olarak birleşen dosya davalısı olan şirketin keşideci ve lehdar hakkında takip başlattığı,
Davacı şirket ile davalı … arasında düzenlenen 25.08.2012 tarihli satış sözleşmesinde, davaya konu makinen 14.500 TL nakit peşinat, 160.000 TL lik çek ve 5.500 TL lik senet karşılığında satışı konusunda tarafların anlaşmaya imza attığı,
Yine davaya konu makinenin birleşen dosya davalısı tarafından asıl dosya davalısına 160.000 TL bedel karşılığında satıldığının 10.08.2012 tarihli sözleşme ile belirlendiği, satış bedeli olarak ilk sözleşmede nitelikleri belirtildiği şekilde çek ile ödeme yapılacağının hüküm altına alındığı görülmüştür.
07.03.2017 tarihli teknik bilirkişi raporunda özetle; dava konusu makinenin 01.04.2011 tarihinde dava dışı şirketten davalı şirketin satın aldığı, davalı şirketten davalı asilin satın aldığı, davalı asilin de davacı şirkete 180.000 TL bedelle sattığı, satış tarihi itibariyle 17 yaşında olan makinenin ekonomik ömrünü tamamladığı, makinede meydana gelen arızaların normal seyrinde olduğu tespit edilmiştir.
TBK’ nın 223 maddesinde, alıcı, satın alınan malın işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorunda olduğu, aksi halde satılanı kabul etmiş sayılacağı ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hükmün uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Davaya konu makinenin, satış tarihi itibariyle 17 yaşında olduğu, teknik bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, makindeki arızaların yaşı itibariyle gayet makul olduğu yönündeki mahkememizce de benimsenen tespitler doğrultusunda, davaya konu makinede, davacılar vekilinin belirtmiş olduğu arızaların ayıp olarak değerlendirilmesinin kabul edilebilir nitelikte olmadığı, bir an için bu arızaların ayıp olarak nitelendirilmesinde dahi, makinenin yaşı itibariyle gizli ayıp olarak nitelendirmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğu değerlendirilmiştir. Davacının, davanın açılmasından evvel, davaya konu makinenin ayıplı olduğuna dair herhangi bir ihbarının olmadığı anlaşılmakla, TBK’ nın 223 maddesi kapsamında satılanı, satın aldığı haliyle kabul ettiği değerlendirilmiştir.
Her ne kadar davacı vekilinin, makineyi 1997 model olduğunu düşünerek satın aldıklarını belirtmiş ise de, basit bir muayene ile makinenin modelinin belirlenebilir nitelikte olması sebebiyle bu yöndeki ayıp iddialarına itibar edilmemiştir.
Yapılan bu değerlendirmeler kapsamında; asıl davada, ayıplı satış iddiasına dayalı olarak yalnızca sözleşmenin tarafları talepte bulunabileceği, satış sözleşmesinin tarafları davacı şirket ile davalı olduğu, davacı asilin, sözleşmenin tarafı olmaması sebebiyle ayıp iddiasına dayalı olarak talepte bulunamayacağı değerlendirilmekle, davacı asil yönünden açılan davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı şirket yönünden açılan davanın ise, davacı şirketin yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere, ayıba dayalı olarak talepte bulunamayacağı değerlendirilmekle açılan davanın ispatlanamamış olması sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden yapılan değerlendirmede; davacı şirketin, davaya konu çekte herhangi bir sıfatının olmayışı ve icra takibinde de borçlu olmadığının anlaşılması nedeniyle davacı şirket yönünden açılan davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı asil yönünden açılan davada ise, satış sözleşmesine dayalı olarak davaya konu çekin asıl dosya davalısına verildiği, davalı asil tarafından da işbu çekin birleşen dosya davalısına satış sözleşmesi karşılığında verildiği hususunun anlaşılması karşısında, davalının, davaya konu çeki iktisap ederken ağır kusurlu veya kötüniyetli olmadığının değerlendirildiği, bu haliyle sebepten yoksun kambiyo senedine dayalı olarak keşideci davacı asilin borçlu olmadığı yönündeki iddiasının yerinde olmadığı değerlendirilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada;
Davacı asil … in açmış olduğu davanın aktif husumet yokluğu sebebi ile HMK 114/1-d md delaletiyle 115/2 md gereğince usulden reddine,
Davacı … Ltd. Şti. nin açmış olduğu davanın ispatlanamamış olması sebebi ile reddine,
Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 3.834,15 TL harçtan mahsubu ile kalan 3.798,25 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davacılar arasında müşterek sorumluluk olmadığı hususu da dikkate alınarak; davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 21.441,37 TL vekalet ücretinin davacı şirketten, 2.180 TL vekalet ücretinin davacı asilden alınarak davalı …’ya verilmesine,
2-Birleşen davada;
Davacı … Ltd. Şti nin açmış olduğu davanın aktif husumet yokluğu sebebi ile HMK 114/1-d md delaletiyle 115/2 md gereğince usulden reddine,
Davacı asil … in açmış olduğu davaınn ispatlanamamış olması sebebi ile reddine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 2.732,40 TL harçtan mahsubu ile kalan 2.696,50 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Davalı— tarafından yapılan 210,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı —‘e verilmesine,
Davacılar arasında müşterek sorumluluk olmadığı hususu da dikkate alınarak; davalı — kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 15.550,00 TL vekalet ücretinin davacı asilden, 2.180 TL vekalet ücretinin davacı şirketten alınarak davalı — verilmesine,
3-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 27/03/2018