Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1079 E. 2018/709 K. 17.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1079
KARAR NO : 2018/709

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 23/09/2016
KARAR TARİHİ : 17/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 23.09.2016 tarihli dilekçesinde özet olarak; davalı ile müvekkili arasında 10.03.2016 tarihinde sözleşme akdedildiğini, sözleşme konusunun, davalının ihtiyaç duyduğu yatırım ve finansman kredilerinin temini hususunda davalı şirkete danışmanlık hizmeti vermek olduğunu, bunun karşılığında danışmanlık ücreti ile masraf/komisyon bedelinin davalıdan tahsil edileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşmedeki edimini yerine getirdiğini, bu kapsamda müvekkil şirketin çalışmaları neticesinde, …….. şubesi tarafından davalı şirkete 800.000 TL tutarında kredi tahsisi gerçekleştirildiğini ve davalının bu kredinin kullanılması amacıyla banka ile ilişki içerisine girdiğini, müvekkilinin danışmanlık hizmetleri için hak kazandığı bedelin tahsili için davalıya 25.05.2016 tarih … seri no.lu fatura düzenlediğini ve faturanın davalı şirket çalışanı ……… imzasına teslim edildiğini, ancak fatura bedelinin ödenmemesi üzerine, KDV dahil 32.450 TL bedelin tahsili amacıyla Anadolu……..İcra Müdürlüğü nezdinde 2016/18239 esas no.lu icra takibine başladığını, itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptalini ve % 20 inkar tazminatına mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; iddia edilen 10.03.2016 tarihli Danışmanlık Sözleşmesi üzerinde bulunan müvekkil şirket kaşesindeki imzanın müvekkil şirket yetkilisi olan……. ait olmadığını, birebir imzanın taklidinin müvekkil şirket yetkilisinin haberi olmaksızın yapıldığını, bu nedenle takibe itiraz edildiğini, davacı tarafından, kredi artırım limitleriyle ilgili olarak çalışma yapıldığını, ancak bu araştırmanın herhangi bir yazılı sözleşmeye dayanmadığını, müvekkil şirket tarafından kredilerin kullanılması durumunda iki tarafın da uygun göreceği komisyonun verilebileceği hususunun sözlü olarak kararlaştırıldığını, müvekkil şirkete, davacı tarafından birden fazla bankaya ait kredi teklifi/kredi limit artış teklifi göndermiş olmasına rağmen müvekkil şirketin menfaatleri doğrultusunda kredi taksit ve faiz oranlarının yüksek olması nedeniyle kredilerin veya kredi limit artış tekliflerinin kabul edilmediğini, dolayısıyla müvekkil şirketin kullanmadığı bir krediden dolayı davacıya komisyon ödemesinin ticari hayatın özüne aykırı olduğunu savunarak davanın reddini ve davacının % 20 tazminata mahkumiyetini istemiştir.
Bilirkişi …………….16.05.2018 tarihli raporunda; Taraflar arasında yapılan 10.03.2016 tarihli …. Sözleşmesinin konusunun; davalının ihtiyaç duyduğu veya duyacağı yurtiçi/dışı kredi ve finansman desteğinin sağlanması, müşterinin büyüme stratejilerinin planlanması ve yönetim danışmanlığı yapılması hususlarını içerdiği, bu kapsamda davacının, davalı şirkete, …… şubesinden kredi kullanılması hususunda danışmanlık hizmeti verdiği, ancak davalının, banka ile genel kredi sözleşmesi imzalamış olmasına rağmen bankanın istediği teminatları yerine getirememesi nedeniyle kredi kullanamadığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmede, kredinin kullanılması halinde, kullanılan kredi limiti üzerinden % 3+KDV komisyon ücreti ödeneceğinin kararlaştırıldığı, kredinin kullanılamaması nedeniyle davacının davalıdan komisyon alacağının doğmadığı, Buna karşın, mahkemenizce, davacının düzenlediği hizmet faturasının davalının çalışanı tarafından teslim alındığı ve yasal süresi içerisinde itirazda bulunulmadığı, bu durumun, fatura içeriğinin davalı tarafından kabul edildiği anlamına geleceğine dair kanaat getirilmesi halinde, davacının davalıdan 28.320 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varmıştır.
Dava, sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, 16/08/2016 tarihinde İstanbul Anadolu ……….. İcra Müdürlüğü’nün 2016/18239 Esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhinde takip başlatarak 32450,00 TL alacağın tahsilini talep etmiştir. Davalı ise sözleşme altındaki imzaya itiraz ederek akdi ilişkiyi inkar etmiştir.
Davacı ve davalı arasında 10/03/2016 tarihli ……. düzenlenmiştir. Sözleşmenin konusu, davalının ihtiyaç duyduğu veya duyacağı kredi ve finansman desteğinin sağlanması, müşterinin büyüme stratejilerinin planlanması ve yönetim danışmanlığı yapılması hususuna ilişkindir. Sözleşmenin 4’üncü maddesinde davacı şirketin aracılığı ile sağlanan finansman veya yatırım kredisi üzerinden % 3 + KDV danışmanlık ücretinin ödeneceği, masraf ve giderler için 5000,00 TL + KDV ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Davalı taraf, sözleşmenin altındaki imzasının şirket yetkilisine ait olmadığını, böyle bir sözleşme imzalanmadığını ileri sürmüştür. Bilirkişi ………. tarafından düzenlenen 07/07/2017 tarihli rapora göre sözleşme altındaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olduğu tespit edilmiştir.
Davacı, alacağını, dosyaya sunduğu 25/05/2016 tarihli 32450,00 TL bedelli fatura konusu finansal danışmanlık hizmeti teslimine dayandırmaktadır. Davacı tarafından düzenlenen takibe konu fatura,….. hizmet belgelerine göre davalının çalışanı olduğu anlaşılan … teslim edilmiştir.
………… Şube Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabında, davalı firmaya kredi teklif çalışması yapıldığını, ancak firmanın talep edilen teminat koşullarını yerine getirmediği için kredi kullandırımı yapılmadığını, firma ile hiç bir şekilde çalışılmadığından, firmanın kredi talebi esnasında imzalanmış olduğu Genel Kredi Sözleşmesi’ne dayanarak kredi riskine girilmediğini, davalı firma ile gerek cari gerekse kredi olarak herhangi bir işlem yapılmadığı bildirilmiştir.
Davacının, davalı şirketin kredi kullanması için …….. Nezdinde yürütmüş olduğu çalışmaların davalı tarafından inkar edilmediği, buna ilişkin 25/05/2016 tarihli fatura düzenlenerek davalı çalışanına terslim ediliği, davacı ile davalı arasında geçerli sözleşme ilişkisi bulunduğu, davalının faturaya süresinde itiraz etmediği, bu durumda davacı tarafça danışmanlık hizmetinin sunulduğunu kabul etmek gerektiği, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin incelenmesinde, 2’nci ve 5’inci maddelerde, davacı tarafça bir sonuç taahhüdünde bulunulmadığı, diğer bir ifade ile, davacı tarafın sözleşmede belirlenen ücrete hak kazanabilmesi için, davalıya finansman sağlanması şart olmayıp, davacının buna ilişkin olarak finans kuruluşu ile davalıyı bir araya getirmesinin yeterli olduğu (2’nci madde), davacı tarafça uygun bulunan finansman ve yatırım miktarlarının davalı tarafından kullanılmasının zorunlu olduğu (5’inci madde),
Davalı ile davalı ……..Arasında 27/05/2016 tarihinde …. limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı için temin edilen 800000,00 TL kredinin davalı tarafça yeterli teminatın sağlanmaması nedeniyle kullanılamadığı, sözleşme hükümleri uyarınca davacının % 3 komisyon + KDV ve maktu olarak belirlenen 5000,00 TL + KDV ye hak kazandığı, davacının talep miktarı da dikkate alınarak davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 32450,00 TL alacaklı olduğu, ayrıca, alacağın faturaya dayanması ve faturanın davalıya tebliğ edilmesi nedeniyle alacağın likit nitelikte olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, İAA……….. İCM’nin 2016/18239 Esas sayılı takip dosyasında DAVALININ İTİRAZININ İPTALİ ile takibin 32.450,00 TL asıl alacak bakımından takip tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA,
-Asıl alacağının %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 2216,66 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL peşin harç, + 388,60 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1798,86 TL harcın davalıdan TAHSİLİNE, davacı tarafça yatırılan 417,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş 29,20 TL başvurma harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 1800,00 TL bilirkişi ücreti, posta gideri 153,30 TL olmak üzere toplam 1986,80 TL’nin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden……. uyarınca 3894,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. .
.