Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/814 E. 2021/208 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2015/814 Esas
KARAR NO: 2021/208
DAVA: Ticari Şirket (… Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 14/07/2015
KARAR TARİHİ : 24/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (… Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı şirketin hissedarlarından olduğunu, davacının, davalı şirketin —- tarihinde yapılan —– —- vekili marifetiyle katıldığını, davalı şirketin — tarihli ————- yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilmesine ilişkin kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, yönetim kurulu seçimine ilişkin —- numaralı kararın esas sözleşmeye aykırı olduğunu, —- numaralı kararın hisse devirlerinin onaylanmasına ilişkin olduğunu, bu maddeyle ilgili neden iptalinin istendiğinin dava dilekçesinde açıklanmadığı,——– tarihinde yapılan ——— davacının usulüne uygun olarak vekiline yetki verdiğini, vekili vekaletinin usulsüz olarak geçersiz kabul edilerek toplantıdan çıkarıldığını, bu nedenle —– tarihinde yapılan ———– butlanına karar verilmesi gerektiğini, bunun mümkün olmaması halinde gündemin —- Maddesi ile alınan şirketin —– yıllarına ait yönetim kurulu faaliyet raporunun okunmasına ilişkin kararın usulüne uygun olmadığından ve gerçeği yansıtmadığından iptalinin gerektiğini, gündemin — Maddesi ile alınan ——– yıllarına ait bilanço ve kâr-zarar hesaplarına ilişkin kararın gerçeği yansıtmadığından iptalinin gerektiğini, gündemin —–Maddesi gereğince alınan yönetim kurulu üyelerinin ibrasının TTK 436/2’ye aykırı olduğunu, gündemin — nolu kararı uyarınca alınan kâr dağıtımı kararının usulsüz bilançoya dayandığından iptali gerektiğini belirterek — tarihli —— —- alınan ——— nolu kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacının kötü niyetli olduğunu, tüm kararların yasal kararlar olduğunu, vekâletnamenin ne şeklide düzenleneceğinin ————– belirtildiğini, davacının vekâletinin buna aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık noktalarının tespiti: Dava, anonim şirketin —— —- alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
Davacı, TTK’nin 446. Maddesi uyarınca davalı şirketin ———– tarihlerinde yapılan —— kurul toplantılarında alınan kararların iptalini talep etmektedir.
Taraflar arasında,———– tarihinde yapılan toplantıya vekili aracılığıyla katıldığı, bu toplantıda gündemin yönetim kurulu faaliyet raporunun görüşülmesine ilişkin —- Maddesinin, bilanço ve kâr-zarar hesaplarının görüşülmesine ilişkin — Maddesinin, yönetim kurulu üyelerinin ibralarına ilişkin —–Maddesininkâr dağıtımına ilişkin —– Maddesinin görüşülmesinin ertesi güne ertelendiği, ———-tarihli toplantıya ise davalı şirket tarafından davacı vekilinin toplantıya alınmaması nedeniyle katılamadığı” hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
A—– tarihinde yapılan toplantıda alınan——- numaralı yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilmesine ilişkin kararın iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığı, bu kapsamda yönetim kurulu üyelerinin şirketin işleri için harcadıkları emek ve mesainin yönetim kurulu üyeleri için takdir edilen huzur hakkına karşılık fazla takdir edilip edilmediği,
—- tarihinde yapılan toplantıda alınan——- yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin maddeye davacının muhalefet şerhi yazdırıp yazdırmadığı, yazdırmışsa şirket ana sözleşmesine göre dört kişilik yönetim kurulu üyesi seçiminin mümkün olup olmadığı, iptali gerekip gerekmediği,
C—— tarihinde yapılan toplantıda alınan — numaralı hisse devirlerinin onaylanmasına ilişkin kararın iptali gerekip gerekmediği,
Ç—-tarihinde yapılan ——– kurul toplantısının, —— tarihli toplantının devamı niteliğinde olup olmadığı,
D—– tarihinde yapılan —— kurul toplantısına, davacı vekilinin alınmamasının usulsüz olup olmadığı,
E——- tarihinde yapılan —— kurul toplantısına, davacı vekilinin alınmamasının usulsüz olması halinde davacının bu toplantıda alınan kararların tümünün bu nedenle iptalini isteyip isteyemeyeceği,
F——-tarihinde yapılan —— kurul toplantısına, davacı vekilinin alınmaması nedeniyle toplantıda alınan tüm kararların iptalini isteyememesi durumunda, gündemin —– Maddesi ile alınan şirketin yönetim kurulu faaliyet raporunun gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, iptali gerekip gerekmediği,
G———- tarihinde yapılan ——- kurul toplantısına, davacı vekilinin alınmaması nedeniyle toplantıda alınan tüm kararların iptalini isteyememesi durumunda, gündemin ——- ile alınan bilanço ve kâr-zarar hesaplarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, iptali gerekip gerekmediği,
Ğ——tarihinde yapılan —— kurul toplantısına, davacı vekilinin alınmaması nedeniyle toplantıda alınan tüm kararların iptalini isteyememesi durumunda, gündemin —— alınan ibra kararının usulsüz oylama sonucunda alınıp alınmadığı, oy nisabının sağlanıp sağlanmadığı, kararın iptali gerekip gerekmediği,
H——– tarihinde yapılan —— kurul toplantısına, davacı vekilinin alınmaması nedeniyle toplantıda alınan tüm kararların iptalini isteyememesi durumunda, gündemin ——-ile alınan kâr dağıtımına ilişkin kararın usulsüz ve gerçeği yansıtmayan bilançoya dayanılarak alınıp alınmadığı, kararın iptali gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
2-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Mahkememizce, yukarıda belirtilen uyuşmazlık noktaları kapsamında taraf delilleri toplandıktan sonra bilirkişiler —- oluşan bilirkişi kurulundan —-arihinde rapor alınmış, itirazlar doğrultusunda —tarihinde ek rapor alınmış, sonrasında bilirkişi —–bilirkişilikten men edilmesi üzerine, bu kez yerine atanan —– tarihinde ikinci ek rapor alınmış ancak gerek kök, gerekse birinci ek raporda — görüş bildirilmediğinden, bu kez dosya — tarihinde bilirkişi —–tevdi edilerek davalı şirketin defter ve kayıtlarının incelenmesi için incelenmesi istenmiş, bilirkişi —- tarafından —- tarihinde sunulan üçüncü ek rapora da davalı tarafça itiraz edildiğinden, bu kez dosya mali müşavir bilirkişiler ———— tevdi edilerek davalı şirketin dava konusu döneme ilişkin tüm ticari defter ve kayıtları mali yönden incelettirilmek suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
2-a)Davalı şirketle ilgili —— bilgiler ve davalı şirketin mali yönden incelenmesi: Mali müşavir bilirkişiler ———— tarafından düzenlenen rapordan da anlaşılacağı üzere, davalı şirketin ana faaliyet Konularının;
a)Her nevi kumaş ve —————kiralamak satın almak ve bunları işletmek,
b)Bizzat veya müteahhitler vasıtası ile inşaat yapmak ve inşa edilen her nevi binaları satmak ve kiraya vermek,
c)Her türlü dahili ve harici ticaret yapmak, ihracat ve ithalatta bulunmak ve bu maksatla gereken bilumum ticari muameleleri yapmak olduğu tespit edilmiştir.
25.——-
Hissedar Adı Soyadı Sermaye Payı (TL) Pay Oranı % Ödenmiş
—–
—–
—— —–
—–
——-
—- —-
—şeklindedir. Yani davacının payı—- oranında olup, davalı şirketin sermayesinin —— olduğu ve sermayesinin tamamının ödenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
2-b)Dava konusu toplantı kararlarının incelenmesi, değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç:
2-b-1)—- tarihinde yapılan toplantıda alınan— numaralı kararın incelenmesi: Davalı şirketin ——-tarihinde yapılan —— kurul toplantısında alınan ve davacı tarafça istenen—-gündem maddesi yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilmesi ile ilgili olup, gündem maddesinin —–kararı ile iptal edilen —- huzur haklarının ödendiği hali ile onaylanmasına ilave olarak—– net huzur hakkı ödenmesi” yönünde oylandığı, —- olumsuz oya karşılık —–olumlu oyla oy çokluğu ile kabul edildiği, davacı vekilinin muhalefet şerhini tutanağa geçirttiği görülmüştür.
Davalı şirketin —- incelenmesi sonucunda,—-yıllarında yönetim kurullarının —- oluştuğu, —– görüldüğü, personel sayısının —- olduğu,—-huzur haklarının —– olduğu görülmüştür.
Davalı şirketin —— imtiyazlı pay miktarının olmadığı, Esas Sözleşmesinde de imtiyazlı hisse ile ilgili bir düzenlemenin olmadığı görülmüştür.
Faaliyet Raporu Bilgileri:
—-
———

—-
—-
—-
—-
——
Davalı —- üzerinden yıllık olarak — yıllarında her yıl için —– yılları net kârı ile karşılaştırıldığında, huzur hakkı ödemelerini —- yılında huzur hakkı ödemelerinin net kârın —– karşılık geldiği görülmüştür.
Net Huzur Hakkı Net Kâr Karşılaştırılması:
—–
——
—–
——–
Huzur hakkı ödemelerinin davalı şirkete maliyetinin brüt olarak gelir tablolarına yansıdığı, netten brüte huzur hakkı ödemeleri hesaplandığında —-yıllarında brüt huzur hakkının her yıl için —- olduğu görülmüştür.
Netten Brüte Huzur Hakkı Maliyeti:
—-
—–
—-
—-
—–
Davalı Şirketin —– yılları net kârı ile karşılaştırıldığında, huzur hakkı ödemelerinin —yılında —– karşılık geldiği, —- yılında huzur hakkı ödemelerinin —- karşılık geldiği görülmüştür.
Brüt Huzur Hakkı Net Kâr Karşılaştırması:
—–
—–
—-
——
—– sayılı kararı ile iptal edildiği, iptal edilen gündem maddelerinden—- maddesinin hisse devri ile ilgili ——– tadili ile ilgili iptal edilen maddede hisse devri niyetinde olan hissedarın, diğer hissedarlara ve yönetim kuruluna yazılı olarak bildirmesi gerektiği, maddenin iptali ile bu şartın da ortadan kalktığı görülmüştür.
Dava dosyası içeriğinde mevcut deliller, sayın mahkemece alınan bilirkişi raporları ve dosya içine alınan bilirkişi raporları ile kayyum raporunun incelenmesi sonucunda, ticari defter kayıtlarının, Bilanço ve Gelir Tabloları ile uyumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
—–

—-
—– —–
———
—–
—-
—- ——— ——-
——
—- ——

—— —
—- —- ———- —–
————–
———–
—–
—–
TTK’nin 394. ve 408/(b) maddeleri uyarınca, yönetim kurulu üyelerine ödenecek ücret, huzur hakkı, ikramiye ve primlerin tespiti için, şirket esas sözleşmesinde konu ile ilgili bir madde yer almalı veya şirket —— kurulu tarafından bu ödemenin yapılabilmesi için, bu konuya özgü bir —– kurul kararı alınmış olması gerekeceği, Yönetim kurulu başkan ve üyelerine verilen yetki ve sorumlulukları dolayısıyla aldıkları riskler, şirket için vermiş oldukları hizmetler ve yönetim kurulu toplantılarına katılmaları karşılığında, şirket ortaklarına huzur hakkı ve/veya ücret verilmesinin makul olduğu, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı ve üyelerinin huzur haklarının her ne kadar TTK’nin 394. ve 408/b maddelerine uygun olarak belirlense de, bu konuda Yönetim Kurulu üyelerine verilen huzur hakkı adı altında yapılan ödemelerle ilgili maddenin —- sayılı dosyasında——- kararı ile iptal edildiği, dava konusu olayda davalının huzur hakkı almadığı, yönetim kurulu üyelerine yapılacak huzur hakkı ve/veya ücret ödemelerinin mali mevzuata uyum açısından emsallerine uygun olması, davalı şirketin faaliyet konularında aldıkları görevler ve şirketin mali gücü ile dengeli olması gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Davalı şirketin inceleme döneminde asıl faaliyet konusu ile ilgili —– bendinde yer alan iplik, kumaş ve konfeksiyon üretimi, satışı, — bendinde yer alan inşaat yapım ve alım satım işi ve —— bendinde yer alan ithalat ve ihracat işlerini yapmadığı, davalı şirketin gelirlerinin sadece kira gelirlerinden oluştuğu görülmüştür.
Davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin mesailerini tam zamanlı olarak davalı şirkete hasredecek, önemli görev ve sorumluklarını içerecek iş yükünün olmadığı, davalı şirketin sahip olduğu gayrimenkullerin gelirlerinin takibinin ve yönetiminin mevcut çalışan personel ile icra edilebileceği de göz önüne alınarak, hissedarlara dağıtılan temettülerin yönetim kurulu üyelerine ödenen menfaatlerin icra etmiş oldukları görevler ile orantılı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yönetim kurulu üyelerine ödenen huzur haklarının ifa ettikleri görev ile orantılı olmamasından dolayı, şirketin gelir durumunu etkileyeceği ve dolayısı ile hissedarların hak edeceği temettü gelirlerini de dolaylı olarak etkileyeceği, davacı vekilinin muhalefet şerhini tutanağa geçirttiği, dolayısı ile davacının gündemin —– ilgili iptal talebinin hukuki koşullarının oluştuğu kanaatine varılmış ve kararın iptaline karar vermek gerekmiştir.
2-b-2)—- tarihinde yapılan toplantıda alınan—- numaralı kararın incelenmesi: Davalı şirketin —–tarihinde yapılan —–alınan ve davacı tarafça istenen— numaralı gündem maddesinin yönetim kurulu seçimi olduğu, —seçilmesine; —— olumlu oyla, oy çokluğu ile karar verildiği görülmüştür.
——– üye sayısını düzenleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) md. 359/1, c.1 düzenlemesi şu şekildedir; “Anonim şirketin, esas sözleşmeyle atanmış veya —— kurul tarafından seçilmiş, bir veya daha fazla kişiden oluşan bir yönetim kurulu bulunur.”
Anonim şirket esas sözleşmesinde yer alması zorunlu olan kayıtlara ilişkin TTK ’nın 339/2-g bendi, yönetim kurulu üye sayısının esas sözleşmede yer alması gerektiğini düzenlemektedir.
Anonim şirket esas sözleşmesi, anonim şirket kuruluş belgeleri arasında sayılan (TTK md. 336) ve şirketin anayasası konumunda olan temel bir belgedir. Esas sözleşmede yer alması zorunlu içerik, esas itibarıyla TTK md. 339’da sayılmıştır. “Emredici Hükümler” başlıklı TTK md. 340 ile de, zorunlu unsurlar dışında esas sözleşmede yapılabilecek düzenlemelerin tabi olacağı esas belirlenmiştir. TTK md. 340 şu şekildedir; “Esas sözleşme, bu Kanun’un anonim şirketlere ilişkin hükümlerinden ancak Kanun’da buna açıkça izin verilmişse sapabilir. Diğer Kanunların, öngörülmesine izin verdiği tamamlayıcı esas sözleşme hükümleri o kanuna özgülenmiş olarak hüküm doğururlar”.
Yönetim kurulu üye sayısı ile ilgili olarak TTK; üye sayısının tek ya da çift olması, belirli bir aralık öngörülerek seçim yetkisinin —— kurula bırakılması, alt ya da üst sınır öngörme gibi konularda herhangi bir düzenlemede bulunmadığı için, bu hususların esas sözleşme ile düzenlenmesi mümkündür.
Esas sözleşmede öngörülen azami üye sayısını aşacak şekilde üye seçilmesi mümkün değildir. Esas sözleşmede öngörülen azami üye sayısından fazla üyenin seçilmesi gerekiyorsa, öncelikle esas sözleşmenin yasal prosedüre uyularak değiştirilmesi gerekir. Örneğin; esas sözleşmede yönetim kurulunun üç üyeden oluşacağı düzenlenmişse ve —— kurul yönetim kuruluna beş üye seçmek istiyorsa, öncelikle esas sözleşme değiştirilmeli ve yönetim kuruluna beş üyenin seçilebilme imkânı esas sözleşme ile mümkün hale getirilmelidir.
—— kurul, esas sözleşmede düzenlenen azami yönetim kurulu üye sayısını aşacak şekilde üye seçerse, söz konusu —— kurul kararının esas sözleşme hükümlerine aykırı olduğu ve yasal prosedüre uyulmadan esas sözleşmenin değiştirildiğinden bahisle iptali dava edilebilir.
—— kurul kararının mahkemece iptaline karar verilmesi durumunda, iptal hükmü geriye etkili olarak sonuç doğuracağından, esas sözleşmede gösterilenden daha az ya da fazla sayıdaki üyeden oluşan yönetim kurulunun aldığı tüm kararlar da geçersiz olacaktır.
—— kurulun esas sözleşmeyi değiştirmeden azami üye sayısını aşan sayıda üye seçmesine ilişkin kararı, üç aylık iptal davası açma süresi içerisinde ilgililerce iptal davasına konu edilmemişse, esas sözleşmede belirtilen azami sayıyı aşan yönetim kurulu üyelerinin üye olamayacağı ve esas sözleşmeye aykırılık artık ileri sürülemez.
Bu durumda, esas sözleşmenin yasal prosedüre uyulmaksızın —– kurul kararı ile değiştirilmiş olmasına dair hukuka aykırılığın artık dava konusu edilememesi söz konusudur.
Yönetim kurulu üye sayısının tek ya da çift sayı olması gibi bir zorunluluk TTK’ da bulunmamaktadır. Uygulamada yaygın eğilim, yönetim kurulu üye sayısının tek sayıdan oluşmasıdır.
TTK sisteminde yönetim kurulu, esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır (TTK md. 390/1).
Davalı şirketin Esas Sözleşmesinin 9. Maddesinde özetle “yönetim kurulunun TTK hükümleri dairesinde şirket ortağı veya şirket dışından en az bir (1) en çok üç (3) kişilik bir yönetim kurulu tarafından yönetilir” hükmünün bulunduğu görülmüştür.
Davalı şirketin——- şirket esas sözleşmesinin 9. maddesi gereğince en çok üç kişiden oluşması gerektiği, ———— hükmüne aykırı olarak dört kişilik yönetim kurulunun seçildiği, davacının üç aylık hak düşürücü süre içerisinde ilgili gündem maddesini dava konusu ettiği görülmüştür.
Ancak, davacının gündemin ——- oylandıktan sonra TTK m.446/I-a maddesi uyarınca muhalefet şerhini gündem maddesine geçirtmediği görülmüştür.
Bilindiği üzere HMK m. 114/1-d uyarınca davanın taraflarının taraf ve dava ehliyetini haiz olup olmaması dava şartlarından olup HMK. m. 115/1 uyarınca res’en mahkeme tarafından dikkate alınır.
TTK. 414/1 maddesinde —— esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve ——yayımlanan ilanla çağrılır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılır. Pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir.”
Yine, 6102 sayılı TTK ”İptal sebepleri” başlıklı 445. maddesine göre de, ”446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan —– kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, ——– bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.”, ”İptal davası açabilecek kişiler” başlıklı 446/1-b maddesinde ”Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, —– kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, —– kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların —– kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri…” hükmü mevcuttur.
Yani TTK’nin 446/1-a maddesi uyarınca —– kurul kararları aleyhine iptal davası “Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten” pay sahipleri tarafından açılabilir. Görüldüğü üzere, anılan hüküm —— kurul kararlarının iptali davasında dava şartı olan taraf ehliyetini düzenlemektedir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelirsek, incelemeye konu kararda davacı(vekili) tarafından usulüne uygun muhalefet beyanı bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davacının vekil ettiği———katıldığı toplantıda kendisine söz verildiği halde muhalefettini bu madde açısından zapta geçirmediği kanaatine varılmıştır.
Buna göre, gündemin 8. Maddeleri açısından taraf ehliyetine ilişkin dava şartı gerçekleşmediğinden bu maddeyle ilgili davanın HMK’nin 114/1-d ve 115/1. maddeleri uyarınca taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-b-3)—- tarihinde yapılan toplantıda alınan— numaralı kararın incelenmesi: Gündemin—– Maddesinin hisse devirleri ile ilgili olduğu, hisse devirlerinin —– yapıldığı, —– kurulun onayına sunulduğu ve yeterli oy nisabı ile kabul edildiği görülmüştür.
——-dosyasının davacının kimseye vekâlet vermediği halde vekâleten yetkisiz olarak temsil edildiği, —— Kurul Toplantısının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini beyan ederek Gündem maddelerinin iptalini talep ettiği görülmüştür.
——- davalı şirketin davayı kabul etmesi sonucu ————- kararı ile gündem maddelerinin gerekçeleri ile tek tek müzakere edilmeden davalının davayı kabul etmesi sonucu iptal edildiği görülmüştür.
Dava dosyası münderecatında mübrez delillerin incelenmesi sonucunda; davalı şirketin ——– hisselerin, aile şirketi olan şirket hissedarları tarafından satın alındığı, hisse devrinin davacıya bildirilip bildirilmediğinin bilinmediği, davacının gündemin —— iptalini gerektirecek yeterli delili ve gerekçeleri ortaya koyamadığı dolayısı ile gündemin ——- iptali ile ilgili hukuki koşulların oluşmadığı kanaatine varıldığından bu maddeyle ilgili iptal isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-b-4)——-tarihinde yapılan toplantıda alınan tüm kararların butlanı istemi ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davacı vekili, —–davacının vermiş olduğu vekâletnamenin—- Kurulun devamı niteliğinde olan ———- tarihli —— kurul toplantısında alınan tüm kararların butlanına karar verilmesini talep etmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 28.11.2012 tarihli ve 28481 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan ————–
———— başlıklı—–
“MADDE 21 –(1) Vekâletnamede; şirketin unvanı, ait olduğu ——- kurul toplantısının tarihi, vekilin adı ve soyadı, pay sahibinin pay adedi ile adı ve soyadı veya unvanı ve imzasının Bulunması şarttır. Bu bilgilerden herhangi biri bulunmayan özel veya —– vekâletnameler geçersizdir. Konuya ilişkin, —— düzenlemeleri saklıdır.
(2) Vekâletnameler, ait olduğu ——- kurul toplantısı ve yeni bir vekil atanmadığı sürece hukuken bunun devamı sayılan toplantılar için geçerlidir. Gündemin değiştirilmemesi kaydıyla, nisabın yokluğu, azlığın talebi veya ——- kurulun kararıyla yahut herhangi bir nedenle toplantının ertelenmesi halinde yapılacak toplantılar hukuken önceki toplantının devamı sayılır.” hükmünü,
—–Maddesinin ilgili fıkraları;
“MADDE —-
(2) Kanun ve esas sözleşmeye uygun olarak çağırılmış ——– kurul toplantısı ancak gündeme geçilmeden önce ve ——- kurul tarafından alınacak bir karar ile ertelenebilir.
(3) Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular sermayenin en az onda birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip azlık pay sahiplerinin istemi üzerine ——- kurul kararına gerek olmaksızın, toplantı başkanı tarafından bir ay sonraya ertelenmesi zorunludur. Azlık pay sahipleri tarafından finansal tablolar hakkında ileri sürülecek tüm itirazların ilk toplantıda yapılması ve bunların tutanağa yazılması zorunludur.
(4) Erteleme üzerine yapılacak toplantıda aynı veya farklı gerekçelerle azlık pay sahipleri tarafından finansal tabloların müzakeresinin tekrar ertelenmesi talep edilemez. Ancak, finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş noktaları hakkında ilgililer tarafından dürüst hesap verme ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olması sebebiyle azlık tarafından yapılacak erteleme talebi üzerine de toplantı yeniden bir ay sonraya ertelenir.” hükmünü haizdir.
TTK m. 446/1, b bendine göre ise; Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, ——- kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, —— kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda aykırılıkların —— kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri iptal davası açabilir.
Davacının——— yevmiye nolu Vekâletnamesi ile dava dışı —- ——– toplantısına kendisini temsile, gündemdeki maddelerin karara bağlanması için oy kullanmaya, kararlar almaya, alınan kararları kabul veya redde, gerekirse itirazda bulunmaya, muhalefet şerhi koymaya, evrak almaya, vermeye, buna ait her nevi dilekçe ve her türlü evrakı imzalamaya, bu hususta gerekli formaliteleri takip etmeye ve ikmale, bu konudaki idari gereksinimleri yerine getirmeye, her nevi yazışmalarda bulunmaya, tebliğ ve tebellüğe, beni tam yetki ile temsil ile bu hususa yapılması gereken her türlü iş ve işlemleri yapmaya, takip etmeye ve imzası ile neticelendirmeye” vekil tayin ettiği görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 28.11.2012 tarihli ve 28481 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan “Anonim Şirketlerin —— Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik” te —— kurulda oy kullanılmasına dair vekaletname verilmesine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
—— davacının vermiş olduğu vekâletnamenin ——— geçerli olacağı, bu durumda da davacı vekilinin ————- Maddesine aykırı olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak, toplantıya haksız olarak alınmamak, toplantıda alınan karalar için butlan sebebi olmayıp TTK’nin 446/1-b maddesi uyarınca davacıya sadece iptal davası açmak hakkı verir.
Bu nedenlerle davacının——– yapılan toplantıda alınan tüm kararların butlanı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Ancak,
Dolasıyla alınan kararlar açısından kanuna, esas sözleşmeye ve özellikle dürüstlük kuralına aykırılık iptal sebeplerininden birinin mevcut olup olmadığının ayrıca incelenmesi gerektiği kanaatine varıldığından
Ancak, davacı vekilinin —— toplantıya alınmamasının ——— Maddesine aykırı olduğu kanaatine varıldığından davacının TTK’nin 446/1-b maddesi uyarınca —– tarihli —— kurul kararlarının iptaline isteme hakkı olduğu, dolayısıyla alınan kararlar açısından kanuna, esas sözleşmeye ve özellikle dürüstlük kuralına aykırılık iptal sebeplerinden birinin mevcut olup olmadığının ayrıca incelenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
2-b-5)—— tarihinde yapılan toplantıda alınan —- numaralı kararın incelenmesi: Davacının iptalini istediği —- numaralı karar yönetim kurulu faaliyet raporunun onaylanmasına ilişkindir.
Davacı vekili, davalı şirketin yönetim kurulu faaliyet raporunun gerçeği yansıtmadığını iddia etmektedir.
Az yukarıda belirtildiği üzere, davacı vekilinin —- tarihli toplantıya alınmamasının —-aykırı olduğu kanaatine varıldığından davacının TTK’nin 446/1-b maddesi uyarınca ——— tarihli —— kurul kararlarının iptaline isteme hakkı olduğu, dolayısıyla alınan kararlar açısından kanuna, esas sözleşmeye ve özellikle dürüstlük kuralına aykırılık iptal sebeplerinden birinin mevcut olup olmadığının ayrıca incelenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı vekilinin ——- görüşmelerinde ve oylamalarında davacının————olduğu ve kararları etkileyemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı vekili, faaliyet raporunda şirketin —— giderlerinin açıklanmamış olduğunu, faaliyetlerin detayının gösterilmemiş olduğunu ve şirketteki şeffaf yönetim ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiş ise de,şirketin ticari faaliyet sürdürdüğü anasözleşmede yazılı maksadına uygun üretim, imalat ve ticari faaliyetlere dayanmayan maksadını gerçekleştirmesine yönelmeyen konularda tanzim edilen bir faaliyet raporunun bulunmadığı, şirket maksadını oluşturan işin kendi bünyesinden kaynaklanan noktalarda faaliyetlerin görüşüldüğü, şirketin gelir kaynağının ve mal varlığının bu noktada devam ettiği, şirket maksadının objektif olarak bulunduğu ve faaliyet raporunun da bu hususlara yöneldiği anlaşıldığından davalı şirketin yönetim kurulu tarafından, davacının talebinin yerine getirilip getirilmediği hususu davacı tarafından delillerle ortaya konmadığı, ——- kapsamında, davacının iddiasını delillerle somutlaştıramadığı anlaşıldığından bu maddeyle ilgili iptal şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmış ve davacının iptal isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-b-6)—- tarihinde yapılan toplantıda alınan—- numaralı kararın incelenmesi: Davacının iptalini istediği —– numaralı karar bilanço ve kâr-zarar hesaplarının okunması ve onaylanmasına ilişkindir.
Davacı vekili, davalı şirketin bilanço ve kâr-zarar hesaplarının gerçeği yansıtmaması nedeniyle iptalini talep etmektedir.
Davacı, bu kararın,————- karar sayılı dosyasında görülen davada, dosyaya ibraz edilen ve bilirkişi —- tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda ———yılına ilişkin kâr payının ortaklara hisseleri oranında dağıtılmasına karar verilmesine karşın kendisine virman kaydı ile gösterilen kâr payının kendisine ödenmediği” tespitine dayanarak iptalini talep etmiştir.—– dosyasında bilirkişi—- tarafından sunulan —- tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünün —- yıllarına ait Kâr Dağıtımına ilişkin olarak davacı—- yılında da — ödenmesi gerektiği, ancak davalı şirketin ——- ödeme yapıldığının anlaşıldığı” şeklinde belirtilmiştir.
Yapılan bu tespit, davacının alacak hakkına dönüşen kâr payı alacağının eksik ödendiğini göstermekte olup, —–yılı bilançosunun usulüne uygun düzenlenmediğini göstermemektedir. Yukarıda anılan bilirkişi raporunun tarihi olan —— esasen davalı şirketin bilançosu düzenlenmiş değildir.
Bu noktada Mahkememizin — tarihli celsesinde —— numaralı ara kararı gereğince ek rapor tanzimi istenilen bilirkişinin ibraz ettiği ek rapor içeriğinin denetimi ile de;
Sadece ortakların alacağının ticari defterlere eksik bir şekilde kaydedildiği, ortaklara eksik tahakkuk ettirilen bu tutarın şirketin kar-zarar durumu ile ilgisinin bulunmadığı, gerçeğe aykırılığın davacı tarafından kar zarar hesaplarına yönelik olarak iddia edildiği, şirketin ödeme yapıldıkça ticari deftere kaydı amaç olarak gütmüş kabul edilebileceği bilançonun bilindiği gibi şirketin aktif ve pasiflerini gösterdiği ve ticari defterlerden çıkartılan tablo olduğu, kar payı tahakkukunun ticari defterde eksik kayıtlı olmasının gerçeğe aykırılık olarak kabul edilemeyeceği ancak eksiklik olarak benimsenebileceği nitekim şirketin bu eksikliği ortağa yapılan ödeme öncesi düzeltildiği, bu nedenle işletmenin karlılığının söz konusu mali dönem için benimsenemeyeceği Bu nedenle, davacının talebinin yerinde olup olmadığı hususu davacı tarafından geçerli delillerle kanıtlanamadığından ——- ilgili iptal şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmış ve davacının iptal isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-b-7)—- tarihinde yapılan toplantıda alınan—- numaralı kararın incelenmesi: Davacının iptalini istediği — numaralı karar davalı şirketin yönetim kurulu nun —– yıllarında yapmış oldukları faaliyetlerden dolayı ibrasına ilişkindir.
Davacı, ——- tarihli toplantının yönetimin kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kararının TTK’nin 436/2. maddesine aykırı olmasından dolayı iptalini talep etmiştir.
— döneminde —– Dosyadaki belgelerden daha sonra ———- atandığı anlaşılmaktadır. Yönetim kurulu üyeleri bir üye için ayn ayrı yapılan ibra oylamasında kendi ibralarında oy kullanmamışlar, fakat birbirlerinin ibra oylamasında oy kullanmışlardır.
TTK m. 436/2 uyarınca yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurul üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarım kullanamaz. Buna karşın somut olayda yönetim kurulu üyeleri, birbirlerinin ibrasına ilişkin oylamada kendilerine ait paylardan doğan oy haklarım kullanmışlardır. Bu durumda ——– kararları doğrultusunda oylamaya katılmaya yetkili olmayanların oylamaya katılmalarının ibra kararının alınmasına etkili olup olmadığının incelenmesi gerekir. Bir diğer ifadeyle, oydan yoksunluk hali şahsında gerçekleşen kişilerin oylamaya katılmaması halinde ibra kararının alınıp alınmayacağım irdelemek gerekmektedir.
5 no.lu karar metni incelendiğinde, —— ibrasına karar vermiştir.——– yönetim kurulu üyesi olduklarından bu oylamada oydan yoksundurlar. — yönetim kurulu üyesi olmayan ——— davacının toplantıya katılması halinde olumsuz oy kullanacağı düşünüldüğünde, bu durumda oylarda eşitlik olacağından ibra kararı alınmamış olacaktı. Dolayısıyla——- ibrasına ilişkin oylamanın iptali gerektiği anlaşılmaktadır.
—-karar metni incelendiğinde, —– ibrasına karar vermiştir. Oylamada oy kullanan —– olduklarından bu oylamada oydan yoksundurlar. — yönetim kurulu üyesi olmayan ———– sahip davacının toplantıya katılması halinde olumsuz oy kullanacağı düşünüldüğünde, bu durumda oylarda eşitlik olacağından ibra kararı alınmamış olacaktı. Dolayısıyla ——– ibrasına ilişkin oylamanın da iptali gerektiği anlaşılmaktadır.
— karar metni incelendiğinde, ——– ibrasına karar vermiştir. .Oylamada oy kullanan————- olduklarından bu oylamada oydan yoksundurlar. ————— sahip davacının toplantıya katılması halinde olumsuz oy kullanacağı düşünüldüğünde, bu durumda oylarda eşitlik olacağından ibra karan alınmamış olacaktı. Dolayısıyla——-ibrasına ilişkin oylamanın da iptali gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı vekilinin, son bilirkişi raporuna karşı sunduğu ————- sayılı dosyasında ibranın usulüne uygun şekilde olduğunun bildirildiğini beyan etmiş olup, bu dosyanın incelenmesinde mali müşavir bilirkişi ——— her bir üyenin sadece kendi ibrasında oy kullanamayacağı yönünde görüş bildirdiği anlaşılmış ise de, TTK’nin 436/2. Maddesi “Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.” hükmünü haizdir. Madde hükmü çok açık olup, yönetim kurulu “kendime oy kullanmıyorum, diğerlerine kullanıyorum” diyemez. Madde hükmünce hiçbir yönetim kurulu üyesinin oyu geçerli değildir. Bu nedenle———- görüş bildiren bilirkişi ———- görüşünün doğru olmadığı ve yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin oylamanın geçerli olmadığı kanaatine varıldığından ——- tarihli —— kurul toplantısında alınan ——- kararın iptaline karar vermek gerekmiştir.
2-b-8)—- tarihinde yapılan toplantıda alınan—- numaralı kararın incelenmesi: Davacının iptalini istediği — numaralı karar kâr dağıtımına ilişkindir.
Davacı ———– tarihli —– kurulda alınan kâr dağıtımı karannın iptalini istemektedir. Davacı vekili, dava dilekçesinde “Usulsüz ve gerçeği yansıtmayan bilançoya dayanılarak yapılan kâr dağıtımı da yerinde değildir. Kâr payı yönünden fazlaya ilişkin haklarımı saklı tutarak gerçeği göstermeyen kâr payına yönelik —– kararın da iptali gerekmektedir” açıklamalarında bulunmuştur.
Anılan toplantıya ilişkin —— kurul tutanağı incelendiğinde——– kâr payı avansının dağıtılmasına, bakiye tutarın dağıtılmayarak yedeklere alınmasına karar verilmiştir.
Davacı kâr payı avansı dağıtımına ilişkin kararın iptali talebini, usulsüz ve gerçeği yansıtmayan bilançoya göre tespit edilmesine dayandırmıştır.
Ancak yukarıda——- incelenmesinde belirtildiği üzere davaya konu mali tabloların karlılığın tespiti açısından gerçeği yansıtmayan bir durum olarak addedilemeyeceği davalı şirket kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonrası tertip edilen rapor içeriği ile anlaşılmıştır.
Bu nedenle de usulsüz ve gerçeği yansıtmayan bilançoya dayanarak yapılan kar dağıtımının da yerinde olmadığı yönündeki davacı iddiasının —— numaralı maddedeki kar dağıtımına ilişkin eksikliğin şirketin kar/zarar hesaplarını etkilemediği anlaşıldığından davacının bu itirazının kaydi anlamda somut bir veri ve/veya delillerle kanıtlanamadığından, gündemin 6. Maddesiyle ilgili iptal şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmış ve davacının iptal isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ ile,
A)——numaralı kararın İPTALİNE,
B)——-numaralı kararın iptali isteminin HMK’nin 114/1-d ve 115/1. maddeleri uyarınca taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
C—– numaralı kararın iptali isteminin REDDİNE,
Ç)——tarihli —— kurul toplantısında alınan tüm kararların butlanı isteminin REDDİNE,
D)—– tarihli ———– kurul toplantısında alınan —- numaralı kararın iptali isteminin REDDİNE,
E)—— numaralı kararın iptali isteminin REDDİNE,
F)—– numaralı kararın İPTALİNE,
G)—— numaralı kararın iptali isteminin REDDİNE,
2-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 27,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 31,60 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 4.221,50 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 2.110,75 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan 2.110,75 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen 3.600 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 1.800 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geriye kalan 1.800 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ———— Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/03/2021