Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/600 E. 2018/481 K. 15.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL ANADOLU
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/600
KARAR NO : 2018/481

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 29/05/2015
KARAR TARİHİ : 15/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; 29.04.2014 tarihinde —- Hizmetleri AŞ. e ait — Sigorta tarafından sigortalanmış — plaka araç — tarafından kullanılırken kavşağa hızlı ve gerekli açıyla girmemesi sebebiyle davacılara çarpması sonucunda davacıların yaralandıkları, bu yaralanmalara davalı araç sürücüsünün sebep olduğu, Davacıların sağlık sorunlarının halen devam ettiği, davalılardan hiç yardım görmediği, — ve—-‘ın ev temizliği işlerine giderek bedenen çalıştığı, evlerinin babası öldüğü için —‘ın evin reisi konumun da olduğu, —‘ın halen çalışamadığı ve uzun bir sürede çalışamayacağı, —-‘ın ise tahsilli bir kişi olduğu ve 6 ay çalışamadığı, uğranılan bu büyük kayıplar sebebiyle fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL. talep ettikleri, Davacıların maddi kayıplar dışında manen çöküntü yaşadıkları, bu üzüntü sebebiyle toplam 25.000 TL. manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı —-vekili cevap dilekçesinde; Kaza yapan aracın “Uzun Dönem Araç Kiralama Sözleşmesi ” ile 47 aylığına kiraya verildiği, böylelikle kiracının yükümlülükleri başlıklı 5.4 maddesi uyarınca “kiralayanın veya onun kullanmasının kiracıya 3. Şahıslara ve çevreye vereceği zararlardan kiralayanın sorumlu olduğu” hükme bağladığı, bu doğrultuda birçok Yargıtay kararı bulunduğu, açıklanan bu sebeplerle davalı şirketin hiçbir sorumluluğu bulunmadığı bir kaza sebebiyle tazminat ödemesi mümkün olmadığından davanın husumet yönünden reddini istemiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesi ile; Dava konusu kazanın davalının değil davacıların ağır kusuru sebebiyle meydana geldiği, dava dilekçesinde de belirtildiği gibi kazanın olduğu yerin her türlü yaya trafiğine kapalı olan TEM bağlantı yoluna çıkış sağlayan döner kavşağın sert dönüş noktasında olduğu, İstanbul Anadolu — Asiye Ceza Mahkemesi — E. Sayılı dosyasında davacıların asli kusurlu olarak kabul edildiği, Davacıların maddi zararları ile ilgili iddiaların ispatla mükellef oldukları, talep edilen maddi tazminat tutarının afaki ve fahiş olduğu, yine davacıların kendi ağır kusurları sebebiyle trafik kazasına maruz kalmış olmaları ve basit bir tedavi ile giderilebilecek şekilde yaralanmalarının nasıl bir manevi ızdırap yaşattığını anlayamadıkları; bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı — Sigorta vekili cevap dilekçesinde; dava konusu kazayı yapan aracın taraflarından sigortalı olduğu, ancak sigorta poliçe kapsamında manevi tazminatı kapsamında sigorta şirketinin sorumluluğunun söz konusu olmadığı, Davaya ilişkin kusur oranlarının, maluliyet durumu ve kaza ile ilgili illiyet bağının tespiti için Adli Tıp Kurumu incelemesi talep ettikleri. İşbu dava ile istenilen tazminatın talep hakkının zaman aşımına uğradığı, SGK’dan rucüya tabi bir ödeme alınıp alınmadığının tespiti, tedavi masrafları ile ilgili olarak ilgili bu masrafların Sosyal Güvenlik Kurumu karalayacağına ilişkin kanun hükmü gereği sigorta şirketinin bir sorumluluğu bulunmadığı, haksız ve mesnetsiz açılan davanın sigorta araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması sebebiyle, manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olması sebebiyle reddine karar verilmesini istemiştir.
Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 17/05/2017 tarihli raporunda sonuç olarak, davacı —-‘ın %5.1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği sayılacağı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği şeklinde rapor düzenlendiği,
Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 17/05/2017 tarihli raporunda davacı —‘ın ise maluliyetine mahal olack düzeyde araz tarf ve tespit edilmediği, mahuliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 15 güne kadar uzayabileceği yönünde rapor düzenlendiği görülmüştür.
Bilirkişiler Prof. Dr. Müh. —-, Prof. Dr. Müh.—-, Prof. Dr.—- müşterek imzalı 28/09/2017 tarihli raporlarında sonuç olarak; Karayolları Trafik Kanununun 52.maddesinin a) bendinde, sürücülerin “”kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarım azaltmak’1, b) bendinde, 4thızlannı kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak”., zorunda oldukları belirtilmiştir. Davalı sürücü — olay sırasında seri virajı dönmekle olduğundan aşırı hızlı olması mümkün olmamakla birlikte, olay yerinde yoğun yaya trafiğinin de bulunmasına rağmen tedbirli davranıp hızını azaltmayıp sağında seyreden otobüsü geçecek hızla seyrelmiş olduğundan, böylece otobüsün önünden yola çıkmış olan yayalara öarpmak zorunda kaldığından olayda lalı kusurlu görülmüş, Karayolları Trafik Kanununun yayaların geçişi ile ilgili 68.maddesinde, b) Taşıt yolunun karşı tarafina geçmek isleyen yayaların taşıl yolunu, yaya ve okul geçili ile kavlak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır. Yayalar, bu yerlerden geçerken; Yaya ve okul geçitlerinin bulunduğu yerlerde» geçitle yayalar için ışıklı işaret varsa bu işaretlere uymak, Geçitle yayalar için ışıklı işaret yoksa ve geçil sadcce taşıl trafiği ışıklı işareti veya yetkili kişi tarafından yönetiliyorsa geçecekleri doğrultu açıldıktan sonra taşıl yoluna girmek, ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önünde almak zorunda olduğu, ancak, 100 m kadar mesafede yaya geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar^laşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yoluna geçebilirler, hükmü bulunmaktadır. Davacı yayalar yaya geçidi olmayan ve otoyol bağlantı yolu niteliğindeki yolda gereken dikkat ve özeni göstermeden, solundan gelmekte olan araçlara rağmen karşıdan karşıya geçme teşebbüsünde bulunduklarından olayda asli kusurlu görülmüşler, belirtilen hususlar neticcsinde.davacı aracının hasar görmesinde; davalı sürücü —- olayda % 25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurludur. Davacı yayaların her biri kendi yaralanmasında % 75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu yönünde raporlarını mahkememize sunmuşlardır.
Bilirkişi —- 15/01/2018 tarihli raporunda sonuç olarak: Hukuki durumun ve delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 29.04.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacı— ve Davacı — ile arasındaki uyuşmazlık noktaları yönünden; Davacı —‘ın Geçici İş Göremezlik zararının 1.766,39 TL, Sürekli Maluliyet Tazminatı zarannın 6.641,79 TL, bu bağlamda toplam zararının 8.408,18 TL olduğu, Davacı —‘ın Geçici İş Göremezlik zarannın 105,75 TL olduğu,Hesaplanan maluliyet zararının ilgili poliçe teminat üst limitini aşmadığı, dolayısıyla Davalı —- şirketi — Sigorta AŞ.nin hesaplanan maluliyet zararı kadar Davacılara karşı sorumluluğunun oluştuğu sonuç ve kanaati yönünde raporunu mahkememize sunmuştur.
Dava, trafik kazasında yaralanan davacıların maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Kaza tespit tutanağı, İstanbul Anadolu—- Asliye Ceza Mahkemesi’nin — Esas — Karar sayılı dosyası, trafik tescil kayıtları, sigorta poliçesi, Sosyal Güvenlik Kurumu’na yazılan müzekkere cevapları, kolluk birimlerine yazılan müzekkere cevapları, sigorta şirketine yazılan müzekkere cevapları, ATK 3. İhtisas Kurulu ve ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporlar, aktüer raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
29/04/2014 tarihinde, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı,— sevk ve idaresindeki — plaka sayılı aracın yaya olan davacılara çarptığı,
ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 02/03/2016 tarihli rapora göre davacı —‘ın yaralanmasının sürekli iş göremezliğine neden olmadığı, 27/05/2017 tarihli rapora göre ise davacı —‘ın kaza nedeniyle yaralanmasından dolayı iyileşme süresinin 15 gün olduğu; Yine ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 02/03/2016 tarihli rapora göre davacı —‘ın meydana gelen kaza nedeniyle yaralanmasından dolayı, meslekte kazanma gücünü % 5,1 oranında kaybettiği, iyileşme süresinin ise 9 ay olduğu;
İstanbul Anadolu —. Asliye Ceza Mahkemesi’nin — Esas — Karar sayılı dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, kazanın meydana gelmesinde davacıların asli, davalı sürücünün ise tali kusurlu olduğunun belirtildiği; yargılama aşamasında Bilirkişiler Prof. Dr. Müh.—, Prof. Dr. Müh.—, Prof. Dr.Müh.— müşterek imzalı 28/09/2017 tarihli raporda da ceza dava dosyasındaki tespitlerle uyumlu bir şekilde, davacıların % 75, davalı sürücünün ise % 25 oranında kusurlu olduğu,
Her ne kadar davacılar tarafından gelirlerinin asgari ücretin üzerinde olduğu ileri sürülmüş ise de, davacıların mesleğini ve gelir düzeyinin asgari ücretten yukarı olduğunu ispat eder bir delil sunmadıkları, bu durumda davacının gelirlerinin asgari ücret olarak kabul edilmesi gerektiği, aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre davacı —‘nin 1766,39 TL geçici, 6641,79 TL sürekli iş göremezlikten kaynaklanan toplam 8408,18 TL maddi tazminata, davalı —‘nın ise105,75 TL geçici iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminata hak kazandığı anlaşılmıştır. Fakat davacı — için sürekli iş göremezlik nedeniyle 6000,00 TL talep edilmesi nedeniyle taleple bağlı kalınarak hüküm kurulmuş, fakat fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmuştur.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacıların yaralanmalarının boyutu, çektikleri elem ve ızdırabın derecesi, kazanın meydana gelmesindeki tarafların kusur oranları ve hakkaniyet dikkate alınarak davacı— için 8000,00 TL, davalı — için 500,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir.
Davalılardan—-Hizmetleri A.Ş.nin kazaya karışan—plakalı araç 15/05/2007 tarihinde— nolu “uzun dönem araç kiralama sözleşmesi” ve 28/09/2012 tarihinde ek kontrat-16214 ile 28/09/2012 tarihinde—- Bankası A.Ş.ne teslim edilmiştir. Dosyaya buna ilişkin vergi tahakkuku ibraz edilmiştir. Bu durumda kaza anında — Hizmetleri A.Ş.nin işleten sıfatı bulunmamakta olup, işleten sıfatı ihbar olunan — Bankası A.Ş.ne aittir. Bu nedenle davanın davalı — Hizmetleri A.Ş. Bakımından pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Davalı — Hizmetleri A.Ş.nin aracın sicil maliki görünmesi ve sigorta poliçesinin tarafı olması nedeniyle davanın açılmasına davacıların sebebiyet vermemesi nedeniyle davalı — Hizmetleri A.Ş.nin lehine vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A-)Maddi tazminat talebi bakımından,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-1766,39 TL geçici işgöremezlikten, 6000,00 TL kalıcı işgöremezlikten kaynaklanan toplam 7766,39 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılar — ve — Sigorta A.Ş.’den alınarak davacı —‘a ÖDENMESİNE,
-105,75 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılar —- ve—- Sigorta A.Ş.’den alınarak davacı —‘a ÖDENMESİNE,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Davacı —‘ın 641,79 TL kalıcı işgöremezlikten kaynaklanan maddi zararına ilişkin fazlaya ilişkin haklarının saklı TUTULMASINA,
-Davalı — Hizmetleri A.Ş. Bakımından maddi tazminat isteminin pasif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle usulen REDDİNE,
2-Davacı— kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılar— ve — Sigorta A.Ş.’den alınarak DAVACI —‘A ÖDENMESİNE
3-Davacı— kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 105,75 TL vekalet ücretinin davalılar— ve — Sigorta A.Ş.’den alınarak DAVACI —‘A ÖDENMESİNE
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 233,61 TL vekalet ücretinin davacı —‘den alınarak davalılar—- ve Davalı —Sigorta A.Ş’ye VERİLMESİNE,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 1894,25 TL vekalet ücretinin davacı —‘dan alınarak davalılar —- ve Davalı — Sigorta A.Ş’ye VERİLMESİNE,
6-Davalı — Hizmetleri A.Ş. Lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA
B-)Manevi tazminat talebi bakımından;
1-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 8.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı —-‘tan alınarak davacı —‘a ÖDENMESİNE,
-500 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı —‘tan alınarak davacı —‘a ÖDENMESİNE,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Davalı — Hizmetleri A.Ş. Bakımından manevi tazminat isteminin pasif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle usulen REDDİNE,

2-Davacı —- kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinindavalı —-‘tan alınarak DAVACI —-‘YE VERİLMESİNE,
3-Davacı— kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 500,00 TL vekalet ücretinindavalı—-‘tan alınarak DAVACI —‘YE VERİLMESİNE,
4-Davalı—- kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacı —-‘den alınarak Davalı—‘a VERİLMESİNE,
5-Davalı — kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 500,00 TL vekalet ücretinin davacı —‘dan alınarak Davalı —-‘a VERİLMESİNE,
6-Davalı — Hizmetleri A.Ş. Lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
C-) Yargılama giderleri bakımından;
1-Alınması gerekli 1118,38 TL harçtan peşin alınan 119,55 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 998,83 TL harcın davalılar —- ve — Sigorta A.Ş.’den alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, davalı sigorta şirketinin harçtan sorumluluğunun 537,84 TL ile SINIRLI TUTULMASINA,
Davacı tarafça yatırılan 119,55 TLpeşin harcın davalılar —- ve — Sigorta A.Ş.’den alınarak davacı tarafa ÖDENMESİNE,
2-Davacı tarafça sarf edilmiş, 27,70 TL, 4,10 TL vekalet pulu, 2.475,40 TL posta gideri olmak üzere toplam: 2.507,20 TL den kabul edilen kısma isabet eden 1.172,80 TL sinin davalılar — ve —Sigorta A.Ş.’den alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
3-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,

Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 15/05/2018