Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/495 E. 2021/165 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2014/1064 Esas
KARAR NO: 2021/252
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06.09.2013
KARAR TARİHİ: 31.03.2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalılardan —– aracını park etmeye çalışırken geri viteste giderken yaya olarak —— çarparak murisin burnunun kırılmasına, beyin kanaması geçirmesine ve iki kez beyin ameliyatı olmasını gerektirecek derecede yaralanmasına ve yoğun bakımdan çıkamayarak ölümüne neden olduğunu, kaza yaptığı aracın trafikte diğer davalı ——- adına kayıtlı olduğunu, açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde kişi başı ölüm tazminatı olan —- ölüm tazminatını ödemeye mahkum edilmesini, davalı—– ablasının ölümüne sebep olmakla davacı desteğinden yoksun kaldığı ablasını kaybettiğinden manevi olarak yıkıldığını, davacının mağduriyetinin bir nebze olsa hafifleyebilmesi için davalılar —- manevi tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı —- vekili, cevap dilekçesinde özetle; bahsi geçen —-sayılı aracın müvekkil şirket tarafından sigortalı olduğunu, sigortalının kusuru oranında bedeni zararlarda azami —— sınırlı olduğunu, müvekkil şirketine sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda sorumluluklarının azami limit ile sınırlı olacağını, müvekkil şirketine dava tarihinden önce herhangi bir evrak ibraz edilmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, müvekkil şirketi dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalılar —- vekili, cevap dilekçesinde özetle; ——– meydana gelen trafik kazası ve sonrasında gelişen hadiselerin davacı tarafça iddia edildiği şekilde gerçekleşmediğini, olay günü müvekkili —– bulunan —— evrak teslimi için gittiğini, polis merkezine yakın bir noktada geri viteste aracını park etmeye çalışırken müteveffa —— tam aksi istikamete bakarak kaldırımda hızlı bir şekilde yola indiğini, müteveffanın kaldırımdan yola indiğinde geri viteste park etmekte olan aracın tam arkasında kaldığını, dikkatsiz ve tedbirsiz davranışı sebebiyle hafif bir kazaya sebep olduğunu, olayın davacının iddia ettiği şekilde otobüs durağında meydana gelmediğini, —– yolunun üzerinde olduğunu, kaza sonrası müvekkilinin burnu kanamakta olan —— götürdüğünü, hastane yetkililerinin —- gerekçesiyle müteveffanın burnuna tampon uygulamakla yetindiklerini, bu defa müvekkilinin —-götürdüğünü, burada kendisine —-müdahale ettiğini, röntgen ve beyin tomografisinin çekildiğini, beyin tomografisi sonuçlarının temiz çıktığını, röntgen sonuçlarında ise burnunu üst bölümünde kırık tespit edildiğini,—– mütehassısının burundaki kanamanın olağandan fazla olmasının nedenini araştırırken ——- beyan ettiğini, müvekkilinin hastane yetkililerine olayın trafik kazasından kaynaklandığını söylediğini, olayın adli bir vakıa olduğunu ve polis çağırılmasını talep ettiğini, bu arada —– yakınlarının da aranarak haber verildiğini, hastanenin yaralıyı — müşahade altında tuttuğunu, bu süre boyunca —- yakınlarından hiç kimsenin hastaneye gelmediğini, ayrıca polisin de gelmediğini, — davacı —- arayarak ablasını——- götürmek istediğini söylediğini, davacının tercihiyle söz konusu —– gidildiğini, hastanede yapılan tetkikler neticesinde —- burnunun üst kısmında çok küçük bir kırık olduğunu, ameliyatın tavsiye edilmediğini zira ——kan sulandırıcı ilaçların kanamayı arttıracağı ve bu durumun hayati tehlike arz edebileceğini bildirdiğini, bunun üzerine davacının ablasının ameliyat olmasını istemediğini bildirdiğini, doktorun müsaadesi ile tarafların hastaneden ayrıldığını, —- nedenden ötürü—- hastanesine sevk edildiğini, —çok zaman kaybettiğini ——- sonrası kaldığı yoğun bakımda vefat ettiğini, müvekkilin babasına ait olan aracın diğer davalı — tarafından —- poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sigorta şirketinin sorumluluğunun azamı—- olduğunu, davacının müteveffanın desteğinden yoksun kalıp kalmadığının tespiti gerektiğini, —- olaydan sonra büyük sıkıntılar yaşadığını, psikolojik tedavi gördüğünü, davacının müvekkillerinden manevi tazminat talebinin hukuken geçerli olmadığını, öncelikle— —– göstermeyerek ölüme sebebiyet vermekten yapmış olduğu suç duyurularının bekletici mesele yapılmasını, müvekkileri ———bakımından haksız ve mesnetsiz olarak açılmış olan davanın reddini talep etmiştir.
DAVANIN AŞAMALARI:
Davanın tevzi edildiği ——— görevsizlik kararı ile dava dosyası mahkememize tevzi olunmuş ve Mahkememizce yargılama yapılmıştır.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişmeli konuların tespiti: Dava, trafik kazasında yakınının ölümü nedeniyle destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat, ölenin yakını olan davacı için haksız fiile dayalı manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Müsnet davada, ölenin kardeşi olan davacı, müteveffanın ölümü nedeniyle davalı — destekten yoksun kalma tazminatı, davalılar——manevi tazminat istemektedir.
Davacı, her iki talep yönünden de faiz talebinde bulunmamıştır.
Davanın dayanağı, maddi tazminat talebi açısından TBK’nin 53/3. maddesi, manevi tazminat talepleri açısından TBK’nin 56/2. maddesidir.
Dosya kapsamına göre, yargılamanın başlangıcında, taraflar arasında——- sevk ve idaresinde bulunan ve davalı sigorta şirketine —– sayılı aracın geri geri giderken müteveffaya çarpmasından müteveffa ——- yaralandığı ve akabinde beyin kanaması geçirerek öldüğü” hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
A—— ölümünün müsnet kaza nedeniyle gerçekleşip gerçekleşmediği yani kazayla ölüm arasında illiyet bağı olup olmadığı, müteveffanın kan sulandırıcı ilaç kullanmasının kaza ile ölüm arasındaki illiyet bağına etki edip etmediği,
B-Meydana gelen trafik kazasında araç sürücüsü davalı —— kusurlu olup olmadığı, kusurluysa kusur oranının ne kadar olduğu,
C-Davalı sigorta şirketinin kaza nedeniyle davacı tarafın taleplerinden sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise hangi oranda sorumlu olduğu,
Ç- Dava konusu trafik kazası nedeniyle, —– tarafından davacıya, davalılara rücu edilebilecek peşin sermaye değerli ödeme yapılıp yapılmadığı,
D- Davalıların sorumluluğu varsa, davacının destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, kazanmışsa miktarının ne kadar olması gerektiği,
E- 6098 sayılı TBK m. 56. Maddesine göre davacının kardeşinin ölümü nedeniyle manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı, kazanmışsa manevi tazminat miktarlarının ne kadar olması gerektiği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Kazanın oluşumu ve davalının kusur oranının tespiti: Dosya kapsamına göre, davaya konu kazanın———karayolu yönünden ——– gelip, yolun sağında park etmek için geri manevra yaptığı sırada, gerisinde manevra alanı içerisinde bulunan müteveffa yaya ——-aracının sağ arka kısımlarıyla çarpması neticesi yayanın yaralanması, bilahare ölmesi” şeklinde olduğu kanaatine varılmıştır.
—– tarihli rapora göre; kaza nedeniyle sanık sürücü — asli derecede kusurlu olduğu, müteveffa yaya—- tali derecede kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememiz ara kararına istinaden —– oluşan üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ——- Sayılı raporda;
“Mevcut verilere göre;
A)- Davalı ——, idaresindeki araç ile olay mahallinin özelliklerini de dikkate alarak bu alandaki geri manevrasını çevresel kontrol ile birlikte tedbirli bir şekilde yapması gerekirken bu hususa riayet etmeksizin hatalı bir şekilde geri manevra yaptığı sırada hareket alanında ve kaplama içerisinde bulunan yayaya önlemsizce çarptığı anlaşılmış olup, meydana gelen olayda; dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile asli kusurlu bulunmuştur.
B)- Müteveffa yaya ——, yaya kaldırımı bulunan olay mahalli mevkide kendi can güvenliğini tehlikeye atar vaziyette taşıt yolu içerisindeki kaplama içerisinde bulunan tehlikeye düşürdüğü ve geri manevra ile yaklaşan aracın çarpmasına maruz kaldığı anlaşılmış olup, meydana gelen olayda; dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile tali kusurlu bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
A)-Davalı sürücü —–, %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu,
B)-Müteveffa yaya —-, %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu…” yönünde görüş bildirmişlerdir.
Bilindiği üzere, davalının kusurlu olup olmadığına karar vermek yetkisi Mahkememize aittir. Bu nedenle, kazanın oluşumu, Mahkememizce alınan — raporu ve tüm dosya kapsamından, kazanın —- sıralarında davalı sürücü — sevk ve idaresindeki — plaka sayılı aracı ile — istikametine doğru seyretmekte iken, olay mahalli ——- gelip, yolun sağında park etmek için geri manevra yaptığı sırada, gerisinde manevra alanı içerisinde bulunan Müteveffa yaya ——- aracının sağ arka kısımlarıyla çarpması sonucunda davaya konu kazanın meydana geldiği, davalı —– kazanın oluşumunda %80 (yüzde seksen) oranında, müteveffa———- ise %20 (yüzde yirmi) kusurlu bulunduğu kanaatine varılmıştır.
3-Kaza ile ölüm arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı hususunda inceleme ve değerlendirme: İlliyet bağı ile ilgili olarak, —dosyanın gönderildiği ——- raporunda, trafik kazası ve tedavi evrakları tüm yönleriyle değerlendirilmiş olup, sonuç olarak “kan sulandırıcı ilaç kullanmakta olan müteveffanın ölünün ——– tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu künt kafa travmasına bağlı nazal kemikte deplase çökme kırığı ile birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiği, müteveffanın ölümü ile trafik kazası arasında illiyet bağı bulunduğu, ancak kişinin ölüm olayında kalp kapak hastalığı için kullanmakta olduğu kan sulandırıcı ilarların da beyin kanamasının oluşumunda arttırıcı etkisinin olduğu ancak bu ilaç kullanımının kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağını kesmeyeceği” yönünde kanaat bildirilmiştir.
———- sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda, ———-dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; sanığın —- tarihinde sevk ve idaresindeki otomobilini park etmek istediği sırada yol kenarında bekleyen — aracın arka kısmı ile çarparak yaralanmasına neden olduğu, — tedavisi için hastaneye götürüldüğü, daha sonra — tarihinde vefat ettiği, otopsi raporu ve ————- geçirdiği trafik kazasına bağlı beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti nedeniyle meydana geldiğinin, kalp rahatsızlığı nedeniyle kullanmakta olduğu kan sulandırıcı ilaçların beyin kanamasını artırmakla birlikte trafik kazası neticesinde yaralanması ile ölümü arasındaki illiyet bağını kaldırmadığının tespit edildiği, kazanın oluşumundaki kusur durumu hakkında alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için ———– alınan raporda kazanın oluşumunda sanığın asli kusurlu, ölenin tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, bu raporun ve gerekçelerin olaya uygun ve yeterli olduğu böylece sanığın taksirle ölüme sebep olmak suçunu işlediği sabit olduğundan” şeklindeki gerekçeyle sanık — taksirle ölüme neden olmak suçunda TCK7nin 85/1. Maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği, kararın———– sayılı ilâmı ile para cezasının miktarı yönünden düzeltilerek onanmasına kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı ve maddi vakıalara yönelik belirlemesi Türk Borçlar Kanununun 74. maddesi gereğince hukuk yargıcı yönünden bağlayıcıdır.
Bu kapsamda yapılan değerlendirme sonucunda, müteveffanın ölümünün davamıza konu trafik kazasına bağlı olarak meydana geldiği, illiyet bağının kesilmediği kanaatine varılmıştır.
4-Davalıların sorumluluğu yönünden inceleme ve değerlendirme:
4-a)Davalılar ———— sorumluluğu yönünden inceleme ve değerlendirme: Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK m.49/1. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmüne havidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “hukuki sorumluluğa” ilişkin 85. maddesi 1.fıkrası; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bir teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan ortaklaşa ve zincirleme sorumlu olurlar…” hükmüne havidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinin son fıkrasına göre de; “İşleten, aracın sürücüsünün veya aracın kullandırılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.”
Dosyada mevcut trafik trafik kayıtlarına göre; dava konusu trafik kazasına karışan — davalı —–adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Buna göre davalılar—davalı ——–, meydana gelen kazadaki kusuru oranında manevi tazminat talebinden sorumludurlar.
Destekten yoksun kalma tazminatı sadece sigorta şirketine karşı açılmış olup, davalılar ——— karşı açılmış bir maddi tazminat davası mevcut değildir.
4-b)Davalı —— sorumluluğu yönünden inceleme ve değerlendirme: İşbu davaya konu trafik kazasına karışan davalı —maliki olduğu ve davalı — sevk ve idaresinde bulunan —- plakalı —kaza tarihinde davalı —— tarafından ——teminat altına alındığı tarafların kabulündedir.
———–, motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişiye karşı olan sorumluluğunun belli limitler dahilinde karşılanmasını amaçlayan ve kanun gereği yapılması zorunlu kılınan sigorta türüdür. ——– ilişkin olarak 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümleri ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe Genel Şartları uygulanır.
—- veya sürücünün kusurlu davranışı ile vereceği zararlar teminat altına alınmaktadır. — rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat KTK.m.91 hükmünün atfıyla m. 85/1 hükmü uyarınca sigorta ettiren işleten tarafından motorlu aracın işletilmesi sonucunda ortaya çıkan maddi zararlar ile kişinin yaralanması veya ölmesi gibi bedeni zararlara ilişkindir.
——– sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.
Sigortacının sorumluluğu işletenin KTK.m.85/1’deki sorumluluğu ile eşdeğerdir.
KTK.m.91 uyarınca bir şeye zarar verilmesi halinde işletenin sorumluluğu bu zararı gidermede hangi kapsamda ise sigortacının da sorumluluğu o kapsamda olmalıdır.
—–zarar giderim durumlarında sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesi söz konusudur.
—— ilişkin tarife ve poliçelerde gösterilen ve sigortacının sorumlu olduğu azami limiti gösteren meblağların, zarar görene ancak uğradığı gerçek zarar miktarı kadar ödenmesi gerekir. Motorlu aracın neden olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait şeylere veya bedenlerine verilen zarardan ötürü sigortacı poliçede gösterilen limit meblağının tamamını değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptanması ve işbu hesaplanan tazminat bedelden Yerleşik —–doğrultusunda güncelleme değerinin tenzili sonrası tazmini gerekmektedir. Kısmi ödemeler sigorta şirketinin sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.
Davalı —- maliki, diğer davalı — ise sürücüsü olduğu —-plakalı aracın ——–olup, sigortalısının % 80 kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davacının yoksun kaldığı desteğe ilişkin maddi zararından sorumludur.
5-Müteveffanın kazanç durumu yönünden inceleme ve değerlendirme: ———— konudaki —— belirtildiği üzere, maddi tazminatların müteveffanın ölüm tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar sağladığı fayda, gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlerine göre tespit edilerek hesaplanması gerekmektedir.
Müteveffanın olay tarihinde —- yaşında olduğu ve aktif çalışmasının bulunduğuna dair herhangi bir bilgi veya belgenin dosyada bulunmadığı, yine dosyada mevcut —yazısına göre, müteveffa —- yaşlılık aylığı aldığının bildirildiği dikkate alındığında, yerleşik —– asgari ücretler esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
6- Maddi tazminat hesaplama yöntemi yönünden inceleme ve değerlendirme:— doğumlu olan müteveffa—-yaşındadır. Buna göre,—- işaretli yaşam tablosuna göre müteveffa —— yaşına kadar yaşayacağı anlaşılmıştır.
—– konudaki —- göre; kural olarak aktif çalışma yaşı sonu, özel kanunlarla düzenlenmiş kişiler —-dışındakiler için— olarak kabul edilmektedir. Dosyada mevcut müteveffanın mesleğini —- yaşından sonra da icra ettiğine dair herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığından ev hanımı olduğunun kabulü ile, yerleşik—— doğrultusunda aktif dönem – pasif dönem ayrımı yapılmaksızın hesaplama yapılacaktır.
——– göre; yetişkin çocukların arada bir ziyareti, her türlü hastalık ve sıkıntılarında yardıma koşmaları ana ve babalarının desteği sayılmaları için yeterlidir. Ancak, dosya münderecatından müteveffanın annesi ile babasının olay tarihinden önce vefat ettiği anlaşıldığından hesaplamada kendilerine pay ayrılamayacaktır.
Dosya münderecatından, müteveffanın eşi —- olay tarihinden önce vefat ettiği ve çocuğunun bulunmadığı anlaşıldığından hesaplamada kendilerine pay ayrılmayacaktır.
Müteveffanın desteğinden yoksun kalan; —- doğumlu kardeşi davacı —-kaza tarihindeki yaşının—- olduğu, destekten ortalanma yararlanma süresinin —-olduğu anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından —-plakalı araç için tanzim olunan —- olmakla, yeni——tarihinden önce olduğundan, — kabul ettiği hesaplama ilkelerine göre ve——– kapsamında hesaplama yapılmıştır.
Müteveffanın işlemiş devre kazançları artırma ve iskonto işlemi yapılmadan; bilinmeyen devre kazançları ise, her yıl için ayrı %10 artırılıp, %10 iskontoya tabi tutulmak suretiyle hesaplanmıştır.
Yaşam tablosu olarak, ——- kullanılmıştır.
—- doğrultusunda, müteveffanın kendisine ——- pay vermek suretiyle hesaplama yapılacaktır.
Davalı sigorta şirketine —- plakalı araç sürücüsü Davalı —– olaydaki %80 kusur oranı esas alınarak hesaplama yapılacaktır.
Davacıya —- tarafından “iş kazası ve meslek hastalığı” sigorta dalından, davalıya rücu edilebilecek peşin sermaye değerli ödeme yapılmadığı anlaşıldığından peşin sermaye değeri tenzili yapılmayacaktır.
7-Müteveffanın davacıya destek olup olmadığı, destek olmuşsa destekten yoksun kalma tazminatı miktarının ne kadar olması gerektiğine ilişkin inceleme ve değerlendirme: Davacı, davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur.
——- göre kural olarak kardeşlerin birbirine karşı bakım ödemi yoktur. Ancak eylemli ve düzenli olarak yardım eden kardeş, diğer kardeşin desteği sayılır. Buradaki destek düzenli yardım şeklinde olmalı, ölenin, davacıya ciddi şekilde katkı yapması gereklidir.
Müteveffanın, davacıya eylemli ve düzenli olarak yardım edip etmediği, davacı ile müteveffanın birlikte yaşayıp yaşamadıklarının tespiti bakımından, davacının tanıkları duruşmada dinlenmiştir.
Davacı tanığı ——- tarihli duruşmadaki ifadesinde; “davacı annemin arkadaşı olur, ölen——davacının kızkardeşidir, o da annemin arkadaşıdır, o nedenle tanırım, davacı ile —– birlikte oturuyorlardı, —– kendisi bize emekli maaşını davacıya verdiğini söylüyordu.” demiştir.
Davacı tanığı—- tarihli duruşmadaki ifadesinde; “davacı annem olur, —-eşini kaybettiğinden beri annem, ben, ——- ölene kadar birlikte oturduk, annem de —- yıllarda babamdan boşanmıştı, o tarihlerden itibaren bize —–baktı, mutfak masraflarını hep teyzem karşıladı, annemin o tarihlerde geliri yoktu, sonradan annem dışarıdan prim ödeyerek emekli oldu, evimiz kiraydı, kirayı elden teyzem bize veriyordu, biz de bankaya yatırıyorduk, ben —– yılında bankada çalışmaya başladım,——— ayında da ayrıldım, o tarihten itibaren çalışmıyorum, baştan beri bekarım, hep annem ve teyzemle birlikte oturduk, benim çalıştığım dönem maaşım vardı, ancak kızkardeşim —— paralı okuduğu için maaşımla onun taksitlerini ödüyordum.” demiştir.
—– gelen cevabi yazıya göre de müteveffanın —-yılları arasında iki ayrı emekli maaşı aldığı anlaşılmıştır.
Dinlenen tanık beyanları ve ceza davasındaki ifadelerden, somut olayda müteveffanın, davacının eşinden boşanmasından sonra —- yıllardan itibaren ölene kadar davacı ve davacının kızlarıyla birlikte yaşadığı, yaşadıkları eve davacının —ödediği, davacının —geliri dışında geliri bulunmadığı, davacının kızı——— kazancının büyük bir bölümünü diğer kardeşinin okuduğu —– masraflarına harcadığı, davacı ve yeğenleriyle birlikte yaşayan müteveffanın, emekli maaşının önemli bir bölümünü davacıya verdiği kanaatine varılmıştır.
Müteveffanın emekli maaşına göre, ortalama ——davacıya destek mahiyetinde verdiği, buna göre de Mahkememiz hakimler heyetince destek yaşasaydı—- destek ödemesi yaptığı kanaatine varılarak, aktüer bilirkişiden—- tutarında destek olacağının farz edilmesi durumunda, —–asgari ücretine oranının önceki yıllardaki asgari ücretlere uygulanmasıyla sonuca gidilmesi gerekmesi nedeniyle ek rapordaki yöntem doğru kabul edilerek, kök raporda belirlendiği üzere müteveffanın bakiye yaşam süresi 6 yıl olup, davacının yararlanma süresi de 6 yıl olarak kabul edilerek, takdiri mahkememize ait olmak üzere, —– olay tarihinden itibaren 6 yıllık sürenin sonu olan —- tarihine kadar yapılması” talep edilmiş olup, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama sonucunda; davacı kardeş —- mahrum kaldığı geçmiş dönem destekten yoksun kalma tazminatı tutarı —– olarak hesaplanmıştır.
Bilirkişi tarafından düzenlenen ——– tarihli 3. Ek rapordaki hesaplama dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla maddi tazminat miktarı yönünden hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
8-Poliçe limiti yönünden inceleme ve değerlendirme: Davacı — yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararı —- olmakla, —-kaza yılı olan —-belirlediği teminat limiti —– olduğundan poliçe limiti dahilinde olduğu görülmüştür.
9- Manevi tazminat talebiyle ilgili inceleme, hukuki gerekçe, değerlendirme ve sonuç: Davacı, dava konusu trafik kazası nedeniyle davalılar ——— manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
6098 sayılı TBK’nun 56. (818 sayılı BK’nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ——— gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Eylemin oluş şekli başlığı altında kabul edilen durumuna göre; ölenin kardeşi olan ve ölümünden önce uzun süre birlikte yaşayan davacı lehine Türk Borçlar Kanunun 56. Maddesinin ikinci fıkrası gereğince manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödetilmesine karar verilmesi gereklidir.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları Mahkeme tarafından araştırılmış, araştırma sonuçları dosyaya konulmuştur.
Dava konusu olayın oluş biçimi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, davacının ölene olan yakınlığı nedeniyle duyacağı elemin derinliği, müteveffanın kazadaki kusur oranı, olay tarihindeki paranın alım gücü, davacı için hak ve nasafet kuralları gözetilerek, davalıların ekonomik açıdan müzayaka durumuna sokmayacak şekilde davacı için —–manevi tazminata hükmetmek gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı ——- karşı açılan maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile,
a) — maddi tazminatın davalı —– alınarak davacıya verilmesine,
b) Fazlaya ilişkin —- istemin reddine,
2- Davalılar ——- karşı açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile,
a) — manevi tazminatın davalılardan alınarak davacı —–verilmesine,
b) Davanın kısmen reddi ile fazlaya ilişkin —– manevi tazminat isteminin REDDİNE,
3- Maddi tazminat davası yönünden; Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 1.633,36 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 1.366,20 TL peşin harçtan mahsubu ile 267,16 TL harcın davalı —– alınarak Hazineye gelir kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan harçtan mahsup edilen 1.366,20 TL’nin davalı —–alınarak davacıya verilmesine,
5- Manevi tazminat davası yönünden; Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 1.024,65 TL harcın davalılar —— alınarak Hazineye gelir kaydına,
6- Davacı tarafından sarf edilen 1.800,15 TL yargılama giderinin, davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 172,17 TL’sinin, tarafların sorumluluk oranına göre hesaplanan 105,80 TL’sinin davalı—-kalan 66,37 TL’sinin davalılar —————– alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan 1.627,98 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesi uyarınca davacı lehine takdir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davalı ——- alınarak davacıya verilmesine,
8-Reddedilen maddi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/3. maddesi uyarınca davalı —-lehine takdir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ——–verilmesine,
9-Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10.maddesi uyarınca davacı lehine takdir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davalılar ———- alınarak davacıya verilmesine,
10-Reddedilen maddi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10.maddesi uyarınca davalılar ——- lehine takdir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar ————verilmesine,
11- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ———— Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/03/2021