Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/454 E. 2021/430 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/454 Esas
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 23/03/2015
KARAR TARİHİ: 22/06/2021
—— sayılı kararı ile bozularak mahkememize gelmekle, mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait —–,——— edildiğini, ancak müvekkiline ait —- davalı bu şirket tarafından, kendi fabrikasıyla birlikte, müvekkilinin rızası alınmadan, diğer davalı —- satıldığını, müvekkilince her iki davalıya, makinelerin iadesi ve her makine için ayrı ayrı olmak üzere — hesap edilen kullanım bedelini;—— ödenmesi hususunu,—— yevmiye sayılı ihtarnameyle bildirildiğini, ancak olumlu bir cevap alınamadığını ileri sürerek; dava konusu üç adet iş makinesinin, davalı —–alınarak müvekkiline iadesine, davalı —– emaneten teslim edildiği — devrinin gerçekleştirildiği —-ayına kadar haksız kullanım bedeli olarak her bir makine için aylık —- üzerinden şimdilik —- faiziyle birlikte tahsiline, davalı ——– dava tarihine kadar, haksız kullanım bedeli olan, her bir makine için aylık — üzerinden şimdilik —- ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı —– cevabında; davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkil şirketin, —– tarihli protokol gereği, diğer davalı ——– faaliyet gösterdiği ———- —-mevcut hammaddeleriyle birlikte tüm taşınır malları satın ve yerinde teslim aldığını, müvekkil şirketin aynı zamanda, —– bulunduğu taşınmazın malikleri ile de kira sözleşmesi akdettiğini, müvekkil şirketin iyiniyetli malik olduğunu, dava konusu malların sözleşme ile satın aldığını ve bedelini ödediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı ——— davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacıya ait olduğu iddia edilen —– ve ecrimisil bedeli istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkillerine ait olup davalı ——— emaneten bırakılan——- anılan davalı tarafından diğer davalıya işletmenin devri ile birlikte satıldığını, oysa bu makinelerin müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek, makinelerin müvekkiline teslimini ve davalılar tarafından makinelerin kullanılması nedeniyle toplam —– ecrimisil bedelinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı——– vekili, iddia edilen makinelerin diğer davalıya satılmadığını, emaneten bırakıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davaya konu makinelerin içinde bulunduğu işletmenin müvekkili tarafından devralındığını, buna göre davaya konu makinelerin de işletme ile birlikte satın alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkememizce, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu makinelerin davacılara ait iken davalı ——— bırakıldığı, ancak bu davalı tarafından makinelerin diğer davalıya işletme ile birlikte satıldığı, davacı tarafından işletmeyi devralan diğer davalının makinelerin alımında kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği, bu nedenle iade ve ecrimisil bedelinin talep edilemeyeceği, davalı ———yönünden de kendisine emaneten bırakılan makinelerin bu davalı tarafından kullanıldığının da ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Temyiz talebi üzerine —— tarafından yapılan inceleme ile ;
Somut olayda, davacı taraf, kendilerine ait olan —– davalı —— bırakıldığını, bu davalıya ait işletmenin diğer davalıya devri sırasında anılan makinelerin de devredildiğini, oysa bu makine ve traktörün kendilerine ait olduğunu iddia etmiş, davalılardan——-vekili de davacı iddiasını destekler mahiyette davaya konu —— davacıya ait olduğunu, diğer davalıya işletmenin devri sırasında emaneten bırakıldığını belirtmiş, diğer davalı ise anılan —– işletmenin devri ile birlikte müvekkiline satıldığını savunduğunu, Davalılar arasında düzenlenen işletmenin devrine ilişkin —–tarihli protokolün eki olan listede işletme içinde yer alan tüm makine ve araçlar ile üretimde kullanılan —— olarak yer aldığı halde davaya konu — — listede mevcut olmadığını, davaya konu —— olmadığından listede olup olmadığı belli olmadığını,
Mahkemece, davacıya ait olup davalı ——- emaneten bırakılan ——- bu davalı tarafından işletmenin devri ile birlikte diğer davalıya satıldığının davacı tarafından da kabul edildiği, işletmeyi devralan davalı——- makinelerin davacıya ait olduğunu bilmediği ve bu nedenle iyiniyetli 3. kişi olarak satış sonucu anılan makinelerin mülkiyetini kazandığı, kötüniyetin davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle, yazılı şekilde hüküm tesis edildiğini, oysa, her ne kadar davacı tarafça davaya konu traktör ve makinelerin davalı ——— tarafından diğer davalıya satıldığı iddia edilmiş ise de, davacının satış işleminin tarafı olmaması nedeniyle bu beyanı ikrar niteliğinde olmadığını, kaldı ki, bu beyan ikrar olarak kabul edilse bile, işletmeyi devralan davalı —— basiretli bir tacir gibi davranarak işletme içinde bulunan makine ve traktörün kime ait olduğunu basit bir araştırma ile öğrenmesinin mümkün olduğunu, zira davaya konu araçlardan — tescili zorunlu araç olması nedeniyle trafikteki kaydından aracın malikinin kim olduğunun öğrenilmesinin mümkün olduğunu,
Bu itibarla, mahkemece belirtilen hususlar üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının satıma ilişkin beyanının ikrar olarak kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı gerekçesiyle mahkememiz tarafından verilen karar bozulmuştur.
Bozma karar üzerine mahkememize iade edilen dosya yukarıdaki esası alarak usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyularak yargılamasına devam edilmiştir.
Mahkememizce davaya konu edilen makine ve araçların herhangi bir kayıt sisteminin olup olmadığı ve herhangi bir sisteme kayıtlı olup olmadığı araştırılmış ve bu kapsamda ——– müzekkere yazılmıştır. Ancak davaya konu edilen araç ve makinelerin tescilli veya kayıtlı olduğuna dair bir veriye ulaşılamamıştır.
Bu kapsamda davaya konu edilen araç ve makinelerin herhangi bir yere tescilli olmamasının davalıyı tek başına iyiniyetli üçüncü kişi olarak kabul edilip edilemeyeceği hususunun tartışılması gerekir.
Davacı şirketler,——- yevmiye no’lu ihtarnamede; —–uhdesinde bulunan ——- faaliyet gösteren —- firmaya emaneten bırakıldığı, ancak bahsi geçen makinalann, diğer muhatap —– ayında satıldığı, bu nedenle ihtarnamenin tebliğinden İtibaren— gün içerisinde makinalann iade edilmesi, ayrıca —- ayından, ihtarname tebliğine kadar geçen her ay için —— bir makine için ayrı ayrı olmak üzere aylık —– haksız kullanım bedeli —- ödenmesi, ayrıca makinelerin emaneten bırakıldığı —— yılından, satışın gerçekleştiği — tarihine kadarki dönem için her bir makineye ait olmak üzere aylık —- toplam —üç gün içerisinde ödenmesi ihtar edilmiştir. Söz konusu ihtarnameler davalı şirket temsilcilerine— tarihinde teslim edilmiştir. İş bu dava ise, —- tarihinde açılmıştır.
Dava konusu üç aracın davalı —– olay tarihinde uygulama bulan —– yer alan adıyla bir —- ile bırakıldığı davacı tarafın kabulündedir.—-tarihli davacılar ihtarnamesinde yer alan—— emaneten söz konusu makinelerim bıraktıkları bahsi geçen fabrika…” ifadeleri ve davacının dava dilekçesindeki beyanları davacı şirketler ile davalılardan ——– arasında bir ivazsız vedia sözleşmesinin akdedildiğini ve ilgili davalının üç araca söz konusu sözleşmeye dayalı olarak, yani bir hakka dayalı olarak dolaysız —zilyet olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla davalı —- altında olduğu— davalı —–dayalı olarak zilyetliğini devrettiği ana kadar haklı zilyettir.
Öte yandan dosya içeriğinde yer alan —- davalı —–dava konusu araçların içinde bulunduğu işletmeyi, davalı——- uyarınca işletmenin devri yoluyla devretmiştir. Her ne kadar Protokol’de bazı yerlerde “satım” ifadesi kullanılsa da sözleşmenin bütüncül incelenmesi (eBK m. 18/1) burada aktif ve pasifleri ile bir ticari işletme devrinin gerçekleştiğini ortaya koymaktadır. Özellikle ——- dışındaki makine ve mallar üzerindeki hacizler ve borçlardan dolayı —- talepte bulunulması halinde yapılacak ödemeler… ” ifadesi göz önüne alınınca eBK m. 179 uyarınca işletme devrinin, devir konusu borçların kendiliğinden, ayrıca bir devir işlemine gerek olmaksızın intikali sağlamasının bir sonucu olarak, protokolün akdedilmesiyle birlikte davalı—— dava konusu üç araca ilişkin saklama borcu kendiliğinden davalı —–geçmiş olmaktadır. Ancak davalı—–davacılara yönelik—— ihtarnamesinde davacılara karşı, saklama konusu üç aracın mülkiyetini devir anından itibaren TMK m.763’e göre iyiniyetle iktisap ettiğini ileri sürmüş olup, bu beyanla —– tarihinden itibaren sözleşmeye dayalı haklı zilyet konumundan kötüniyetli haksız zilyet konumuna geçmiştir.
Sonuçta davacılar ve davalı —- saklama sözleşmesinden doğan saklama borcu — tarihinde davalı— ancak davalı—–konusu tarihte malik olduğunu iddia ederek, üç araç üzerindeki haklı fer’i dolaysız zilyetliğini sona erdirmiş, ——da bozma kararında kabul ettiği üzere iyiniyetle malik olmamış, kötüniyetli haksız tek başına zilyetliğini tesis etmiştir.
Bu durumda, davacıların davalı — ecrimisil talep etmelerine olanak yoktur. Zira, ecrimisil ——– vurguladığı üzere, hak sahibi olduğu eşya üzerinde zilyet olmayan —- üzerinde hak sahibi olmayan kötüniyetli haksız zilyede karşı açabileceği bir davadır. Dosya içeriğine göre, —-davacı—- davacı —– dava tarihi itibariyle söz konusu araçlara zilyet değillerdir. Ancak davalılardan —– teslim aldığı andan başlayarak saklayan sıfatıyla haklı zilyettir ve söz konusu saklama borcundan doğan sorumluğu, saklama borcu, —– tarihli protokolden sonra bile eBK m.l79’un öngördüğü müteselsil sorumluluk yapısı içerisinde İki yıl daha devam etmektedir. Dolayısıyla davalı ——- tarihine kadar haklı zilyet olduğu; bu tarihten sonra da, zilyetliği ortadan kalktığı için ecrimisil talep edilemez.
Ancak davacıların davalılara yönelik —– tarihli ihtarnamedeki temel iddialarından birisi de saklanan üç aracın davacılar tarafından kullanılmış olduğudur.—— mezuniyet almadıkça vediayı kullanamaz. Buna muhalif hareket ederse müdi’a muhik bir tazminat vermeğe mecbur olur ve kazara husule gelen zararlardan dahi mesuldür. Meğerki kullanmamış olsa dahi bu zararların vukua geleceğini ispat ede “. Dolayısıyla saklayan saklamakla yükümlü olduğu saklananı kullanırsa bunun için saklatana kullanma bedeli ödemek zorundadır. eBK m.465/II’nin tazminat ifadesi kullanma bedeli anlamına gelir, öğretide vurgulandığı gibi,—– öncelikle kullanma yasağına aykırı davranan saklayandan uygun bir kullanım bedeli (ücreti) istenebileceğini öngörmektedir. eBK m. 465/linin lafzı ise, saklayan eBK m. 465/1’e aykırı olarak “rızasız” saklananı kullanmışsa saklatanın “muhik bir tazminat” isteyebileceğini öngörmekteydi. Ancak mehaz İBK m.474/1’de geçen kavram “ivaz/karşılık —— daha doğrudur. TBK m.563/II’de de, olması gerektiği gibi “kullanma bedeli” kavramı tercih edilmiştir. Bu nedenle eBK’nın yürürlük döneminde eBK m.465/II’yi lafzıyla —– kavramı üzerinden algılayan Türk öğretisinin, TBK’nın yürürlük döneminde bir değeri kalmamıştır. Saklanan caiz olmayan kullanma nedeniyle aynı zamanda bir zarara uğramışsa, saklatan TBK m. 563/11’ye dayalı ücret talebi dışında, TBK m. II2 ‘ye göre uğradığı zararın tazminini kusurlu saklayandan talep edebilir”——-
Dolayısıyla haklı zilyet saklayan, haksız zilyet olmadığı için ecrimisil ödemek zorunda olmasa bile kullanma bedeli ödemek zorunda kalır.
Bu nedenle davacılar, davalı —— saklama sözleşmesinin kurulduğu tarihten itibaren değil, davalının saklananı kullanmaya başladığı andan itibaren davalı —- kullanma bedeli talep edebileceklerdir. Kullanma bedelinin talep edilebileceği son tarihi ise işletmenin devredildiği tarih olan —Zira bu tarihten sonrası için sadece diğer davalı ——aracı kullanma imkanına sahip olduğu gibi, söz konusu tarihte üç araca iyiniyetle malik olduğunu beyanıyla, kendisinden ve davalı —— müteselsilen kullanma bedelinin istenebilİrliğinİn önüne geçmiş, ama kendisinden ecrimisil talep edilmesinin yolunu açmıştır. Ancak yukarıda açıkladığımız üzere davalı —– zileytliği haksız bir zilyetlik olmadığı gibi yapılan incelemede davalı—- saklananları kullandığı da ispatlanamamıştır. Bu nedenle davalı—– ecrimisl talep edilmesi mümkün değildir.
Diğer davalı ——Yönünden ise yine yukarıda belirttiğimiz gibi davacılar ticari işletmenin devri ile saklama borçu altına giren, ancak saklama borcunu yasa gereği devraldığı üç araç üzerinde tek başına haksız-kötüniyetli zilyetliğin tesis eden diğer davalı — dava tarihi olan —- tarihine kadar işlemiş ecrimisil talep edebilecektir. —- davacılara yönelik—— ihtarnamesinde davacılara karşı saklama konusu üç aracın mülkiyetini devir anından itibaren TMK m.763’e göre iyiniyetle iktisap ettiğini, dolayısıyla malik olduğunu iddia ettiğinden, ticari işletmenin devir tarihi olan— — tarihinden itibaren—- kadar aylık ecrimisil ödemek zorunda kalacaktır.
Bu Kapsamda ;
Davacı —— yönelik iki araca ilişkin ecrimisil alacağı şu şekilde hesaplanacaktır:
1 adet —TOPLAM: —-
1 adet — TOPLAM: — davalı—– yönelik kepçeye ilişkin ecrimisil alacağı ise şu şekilde hesaplanacaktır:
1 adet — TOPLAM: —-
Sonuç itibarı ile ;
Davacı —-
Davacı —davalı — ecrimisil talep edebilecektir.
Dolayısıyla Davalı — taleplerin reddine, —–yönünden davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı —Yönünden Tüm Taleplerin REDDİNE
2-Davalı — DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
2-a) —-davacı—tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Davalı——alınarak davacı —- verilmesine
4—- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı — alınarak davacı — verilmesine,
5- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 565,15 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 1.559,25 TL peşin harçtan mahsubu ile arta kalan 995,10 TL’nin davacı tarafa iadesine,
6- Davacı tarafından yatırılan 565,15 TL harcın davalı ——- alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7- Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri ve keşif gideri olmak üzere sarf edilen toplam 10.298,20 TL yargılma giderinin davanın kısmen kabul-kısmen ret oranına göre hesaplanan 811,43 TL’sinin davalı —— alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı taraflarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9- Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı —– alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
10-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı —— lehine takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI —– VERİLMESİNE,
11-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı —- lehine takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI —–VERİLMESİNE,
12-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde ———nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/06/2021