Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/358 E. 2018/63 K. 01.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/358 Esas
KARAR NO : 2018/63

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2015
KARAR TARİHİ : 01/02/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkete davalı tarafından kesilen elektrik faturalarında, elektrik kullanım bedelinden ayrıca kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli adı altında bir takım haksız bedeller tahsil edildiğini, müvekkilinin hiç bir zaman kaçak elektrik kullanmadığını, bahsi geçen elektrik faturalardan haksız şekilde alınan kayıp kaçak bedellerinin kesin olarak tespitinden sonra arttıralmak ve fazlaya ilişkin tüm haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL kayıp kaçak bedelinin davalıdan alınarak avans faizi ile birlikte müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davadaki davacı talepleri bakımından HMK md. 107 kapsamında objektif bir belirsizliğin söz konusu olmadığının, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinin mümkün olmadığının kabulüne, davanın Hukuki Yarar Yokluğu Sebebiyle reddine, davacı taleplerinin EPDK kararlarının İPTALİ ile mümkün olacağının, davanın müvekkilim şirkete değil EPDK ‘ na karşı Danıştay’da ikame edilmesi gerektiğinin kabulüne, davanın yukarıda belirtilen Yargıtay kararı doğrultusunda müvekkilim şirket açısından Pasif Husumet Yokluğu Sebebiyle reddine, EPDK kararları iptal edilmeksizin ve tüm taraflar bakımından bağlayıcılığını korurken ve bu kararlara uyulması zorunlu iken tahsil edilen bedellerin hukuka uygun olduğuna ilişkin birçok yargı kararı bulunmasına rağmen, aksi yöndeki mevzuat hilafına verilen YHGK kararının Yargıtay Kanunu 45. Maddesi gereğince mahkemeyi bağlayıcı olmadığının kabulüne, davaya konu fatura kalemleri EPDK kararları doğrultusunda tahsil edildiğinden davanın reddine, aksi kabul halinde;mevzuattan kaynaklanan ayrıştırma ve TTK anlamında kısmi bölünme sebebiyle müvekkilim şirketin davanın tarafı olmadığının kabulüne, ile davanın müvekkilim şirket yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, aksi kabul ile davanın esasına girişilmesi halinde; tahakkuk ve tahsil edildikleri tarih bakımından yürürlükte bulunan EPDK Kararlarına ve mevzuata uygun fatura kalemlerinin tahsilinin, ilgili EPDK kararı iptal edilmeksizin iade edilmesinin hukuken mümkün olmadığının kabulü ile davanın esastan reddine, her iki tarafı da tacir olan ve ticari iş niteliğindeki elektrik tüketim sözleşmesi bakımından, davacı tarafın basiretli bir tacir olarak EPDK nca belirlenen bedelleri de ödeme yükümlülüğü altında bulunduğunu sözleşmenin imzası sırasında bilerek sözleşmeyi imza etmesi, sözleşme gereği kendisine tebliğ olunan elektrik faturalarını ticari defterlerine işlemiş olması ve herhangi bir itiraz olmaksızın ödemiş olması karşısında, fatura içeriklerinin kabul edilmiş olduğunun kabulüne davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, elektrik abonesinden haksız olarak tahsil edilen kayıp – kaçak vs bedellerin iadesi davasıdır.
17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6446 Sayılı Kanunun 17. Maddesini değiştiren 6719 Sayılı Kanunun 21 ve geçici 19-20 maddesi ile tarifelerdeki bir kısım bedeller yasal tanıma kavuşturularak tahsilinin zorunlu olduğu ve tüketicilerden tahsil edileceği ve bu hükümlerin geçmişe etkili olarak yürürlükteki uyuşmazlıklarda da uygulanacağı belirtilmiştir.
Süresinde faturalara itiraz etmeyip bedellerini de ödeyen ve kurum tarafından onaylı tarifelerce düzenlenen faturaların kurumun düzenleyici işlemlerine aykırı olduğunu belirtmeyen davacının, Yargıtay kararlarına dayanarak alacak kalemlerinin tahsilinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açtığı davada, sonradan ve geçmişe etkili olarak yürürlüğe giren geçerli ve bağlayıcı olan yeni yasadan dolayı, EPDK kararlarına dayanılarak düzenlenen yasal zemine kavuşan dava konusu faturaların yasal olarak tahsil edildiği ve böylece;
6719 sayılı yeni yasadan önce yasanın kurula verdiği yetkiye dayanılarak EPDK tarafından yürürlükteki tebliğ ve yönetmeliklerle mevzuat hükümlerine uygun olarak tahakkuk ettirilip tahsil edilen dava konusu fatura bedellerinin iadesi yönündeki talebin yasal dayanağı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar yeni yasanın Anayasaya aykırı olduğundan Anayasa Mahkemesine iptal davası açıldığı bildirilmiş ise de; Anayasanın 153/5 maddesine göre iptal kararları geriye yürümeyeceğinden davamıza etkisi olmayacağı kanaatiyle sonucunun beklenilmesine gerek görülmemiştir.
Davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı gereği dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur.
Bu durumda; dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmiş ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (Yargıtay 3. HD 2017/16811-2017/17466).
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın konusuz kalmış olması nedeni ile esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Davacı tarafından yapılan 1.330,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 134,88 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflar tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2018