Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/284 E. 2018/393 K. 24.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/284 Esas
KARAR NO : 2018/393

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2015
KARAR TARİHİ : 24/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin trafik kazasında yaralanarak; hayat fonksiyonlarını 3. derecede etkileyecek şekilde kemik kırılması yaşadığını ve halen tedavisinin devam ettiğini, geçmişteki ve ileriye yönelik tedavi masrafları ve iş gücü kaybı, maluliyet durumu ve maddi zararlara karşı fazlaya dair hakları saklı tutularak 10.000 TL maddi tazminat, çektiği acıların ve sıkıntıların bir nebze de olsa giderilmesi ve sosyal yaşamda karşısına çıkacak zorluklar dikkate alınarak 20.000TL manevi tazminat ve — plaka nolu aracın 3. Kişilere devir ve temlikinin ve şahsi ve ayni hak tesisinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı —vekili cevap dilekçesinde özetle; TBK 49. Maddeye göre haksız fiilin meydana geldiğinden bahsedilebilmesi için zarar verenin kusurlu olması gerektiğini, kusurlu sayılabilmesi için ilk olarak davranışının aynı şartlar içinde bulunan makul, dürüst ve orta zekâlı üçüncü kişinin davranışından sapmış olması gerektiğini, bu davranışın zarar veren kişiye isnat edilebilmesi gerektiğini, meydana gelen kazada müvekkilin hiçbir kusuru bulunmamakta olup davacı yanın uğramış olduğu maddi ve manevi zararlardan sorumlu tutulması mümkün olmadığını, kazanın meydana geliş şekli ve dinlenen tanık beyanları incelendiğinde görüleceği üzere kazanın oluşunda müvekkilin hiçbir kusuru bulunmadığını, İstanbul Anadolu — Asliye Ceza Mahkemesinin —E. nolu dosyasında mübrez 02.08.2013 tarih ve —sayılı yazı ve 12.08.2014 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere müvekkil Doktor Raporuna göre 0 (sıfır) promil (alkolsüz) olduğunu, müvekkilinin fiili ile zarar arasındaki uygun illiyet bağının kesildiği açık olduğunu, kusur sorumluluğunun esas olduğu iş bu durumda, müvekkili haksız fiilden sorumlu tutmak mümkün olmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı — Sigorta AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde dosyaya konu — plakalı — poliçe nolu ZMMS ile teminat altına alındığını, davacı taraf söz konusu kaza neticesinde gerçekleştiği iddia edilen sakıtlığa ilişkin iş göremezlik tazminatı talebinde bulunduğunu, davacı taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, trafik kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
02.08.2013 tarihinde davalı — yönetimindeki — plaka sayılı araç ile yaya olan davacı —‘ ye çarpması neticesinde davacının yaralandığı, olay tarihi itibariyle kazaya karışan aracın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS kapsamında sigortalı olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgeler doğrultusunda alınan;
05.01.2016 tarihli ATK kusur raporunda meydana gelen kazada davalının % 25, davacının % 75 oranında kusurlu olduğu,
24.07.2017 tarihli ATK maluliyet raporunda kalıcı maluliyetin olmadığı, geçici iş göremezlik süresinin 18 ay olduğu,
25.09.2017 tarihli aktüer raporunda geçici iş göremezlik tazminat tutarının 3.849,84 TL olduğu, davalı— için temerrüt tarihinin kaza tarihi olan 02.08.2013 tarihi, davalı sigorta için dava tarihi olduğu,
05.03.2018 tarihli doktor bilirkişi raporunda bakıcı gideri tazminatının 4.279,50 TL, tıbbi giderler için 600 TL ve diğer tedavi giderleri için 3.500 TL’ nin talep edilebileceği tespit edilmiştir.
Kusur raporunun dosyada mevcut kaza tespit tutanağı ve ceza dosyasına ilişkin evraklar ile uyumlu oluşu, maluliyete ilişkin alınan raporun, ATK tarafından ilgili yönetmelik hükümleri doğrultusunda mevcut tedavi evraklarının değerlendirilmesi sonucunda düzenlenmiş oluşu, dosyada mevcut bilgi, belge, kusur ve maluliyete ilişkin rapor doğrultusunda aktüerya raporunun düzenlenmiş olması hususları dikkate alınarak ilgili raporlara mahkememizce de itibar edilmiştir. Her ne kadar 05.03.2018 tarihli doktor bilirkişi raporunda bakıcı gideri tazminatı da hesaplanmış ise de, davacının bu yönde talebi olmadığı hususu da dikkate alınarak, teknik verilere dayalı olarak düzenlenen ve mahkememizce benimsenen işbu raporda belirlenen toplam (600 + 3.500) 4.100 TL tedavi gideri tazminatının kusur oranına göre 1.025 TL talep edilebileceği kabul edilmiştir.
İşbu benimsenen raporlar ve mahkememizce yapılan tespitler doğrultusunda, maddi tazminat istemi yönünden açılan davanın geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi gideri tazminatı olarak toplam (3.849,84 + 1.025) 4.874,84 TL yönünden kabulüne karar verilmiş, fazlaya ilişkin olarak maddi tazminat isteminin ispatlanamamış olması sebebiyle reddine karar verilmiştir.
TBK’ nun 56. Maddesinde “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmünü içermektedir. Bu madde gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2011/10941 E, 2012/13508 K. sayılı kararından). Davalı % 25 oranında kusurlu davranışı neticesinde davacının ATK raporunda belirtildiği üzere yaralanmasına sebebiyet vermiş olması nedeniyle davacının üzülmemiş, acı ve elem duymamış olması mümkün değildir. Davacı açısından manevi tazminat talep etme şartlarının oluştuğu görülmekle, talep edilen miktar, olayın meydana geldiği tarih ve oluş şekli, kusur oranları, tarafların sosyal ekonomik durumları, yaralanmanın boyutu ve dosyaya yansıyan özellikler nazara alınarak yukarıda belirtildiği üzere zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirmeye yeterli olduğu yönünde mahkememizde oluşan kanaat doğrultusunda hüküm fıkrasında belirtilen manevi tazminatın davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE,
1-4.874,84 TL maddi tazminatın davalı —- için 02/08/2013 tarihinden, davalı sigorta şirketi için dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
-Karar tarihinde alınması gerekli 333,00 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,77 TL harçtan mahsubu ile bakiye 162,23 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
2-2.500 TL manevi tazminatın davalı Melih’ten alınıp davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
-Karar tarihinde alınması gerekli 170,77 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 341,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 170,78 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalı —‘ten alınıp alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —‘e verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti, adli tıp rapor ücreti olmak üzere toplam 2.400,60 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 600,15 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 341,54 TL harç gideri toplamı 941,69 TL nin davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/04/2018