Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1286 E. 2019/425 K. 12.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2015/1286 Esas
KARAR NO : 2019/425
DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ: 25/12/2015
KARAR TARİHİ: 12/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA: Davacı vekili dava dilekçe özetle, müvekkilinin; ———– Noterliğince onaylı ——- tarih ve——– yevmiye numaralı Ana Sözleşme ile kurulmuş, ——-Müdürlüğüne kayıt olunarak ———-sicil no. İle ticari faaliyete başlamış olduğunu, sonrasında ise—– Noterliği’nin ——– yevmiye numarası ile onaylı olağanüstü genel kurul kararı ile merkez adresini hali hazırdaki mevcut adresi olan————-adresine naklederek, ——- tarihinde——– nakille ——-sicil no. İle ticari faaliyetlerine devam etmiş olduğunu, iş konusu mobilya imalatı ve ticareti, ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işlerden ibaret olan, sektöründe saygın bir yere sahip bir şirket olduğunu, son döneme kadar başarılı bir şekilde ticari faaliyetlerini sürdürmüş olan müvekkili şirketin halen faaliyetlerine devam etmekte ise de ekonomik sıkıntı içerisine düşmüş olduğunu, şirketi ayakta tutmak, borçların ödenmesini sağlamak ve müzayaka halini sona erdirmek amacıyla iyileştirme projesi hazırlanması gereğinin hasıl olduğunu, ekte yer alan iyileştirme projesi içeriğinin mali tablo ve analizler ile açıklanmış olduğunu, müvekkili şirketin hali hazırda borçlarının aktifinden fazla olduğunu, borca batık şirketlerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için İİK 179 vd. maddeleri uyarınca iflasının ertelenmesine karar verilmesi için sayın mahkemeye başvuru gereğinin duyulmuş olduğunu, esas ile birlikte, iflasın ertelenmesi hakkında bir karar verilinceye kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve müvekkili şirketin İİK m. 179 ve TTK 324. m. gereği 1 yıl süre ile iflasının ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MÜDAHİL İSTEMLERİ : Müdahiller vermiş oldukları müdahale dilekçeleri ile davanın reddine karar verilmesini ve bu dava nedeniyle alınan tüm tedbirlerin kaldırılmasını talep etmişlerdir.
DAVANIN VE ÇEKİŞMELİ KONULARIN TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişmeli konuların tespiti: Dava, İİK’nun 179, 179 a-b ve TTK’nin 376 ve 377’inci maddelerinde düzenlenen iflas erteleme istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, “davacı şirketin dava tarihinde borca batık durumda olup olmadığı, davacı şirketin iyileştirme projesi kapsamında mali durumunun düzelip düzelmeyeceği, şirketin aktifinin borçlarını karşılayacak duruma gelmesinin mümkün olup olmadığı” noktalarında toplanmaktadır.
2-Hukuki açıklama; İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yolu olup, alacaklıların durumunu zorlaştırma ve bir şirket tasfiyesi yolu değildir.
İflasın ertelenmesi için; şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsımında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine ilişkin somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir.
Borca batıklık; şirketin aktifinin şirketin borçlarını karşılayamaması hali olup, TTK’nin 376. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nin 178(1). maddesinde belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlenmelidir. Borca batıklığın tespitinde aktiflerin satış değeri dikkate alınmalıdır.
İflasın ertelenmesi projesinin ciddi ve inandırıcı sayılabilmesi için proje unsurlarının şirketin borca batıklıktan kurtularak sürdürülebilir bir mali yapıya kavuşmasına imkan verecek nitelikte olması zorunludur.
İyileştirme projesi sadece şirketin mevcut işleyişinin devamı ve tedbir kararlarıyla borca batıklıktan kurtulabileceğine ilişkin olmamalı, TTK’nun 376(2) maddesindeki nakit sermaye konulması, dış kaynaktan nakit girişi, sermaye artışı, yeni ortak alınması, şirketin mevcut işleyişi sonucu şayet mümkün ise kar ve nakit akışı gibi nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri içermeli, İİK’nun 179. maddesinde aranan ciddi ve inandırıcı özellikleri haiz olmalıdır.
Borca batıklığın ve iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti, özel ve teknik bilgiyi gerektirmekle bu konuda bilirkişi görüşüne başvurulması zorunlu olduğu gibi projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve karlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmelidir.
Erteleme isteyen davacı şirketin mali durumu yargılama sonuna kadar her aşamada mahkemece incelenmeli ve iyileştirme projesinin uygulanabilir olup olmadığı denetlenmelidir.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç:
Somut davada davacı şirket iflas erteleme talebi ile 25/12/2015 tarihinde başvurmuş, davacı şirket İİK’nin 179/b maddesinde belirtilen tedbirlerden 29/12/2015 tarihli karar ile yararlandırılmıştır.
Davacı tarafından yatırılması gereken iflas avansı mahkeme veznesine depo edilmiş, iflas erteleme davası açıldığına ilişkin ilanlar yaptırılmıştır.
Mahkememizce, davacı şirketin dava tarihinde borca batık durumda olup olmadığı, davacı şirketin iyileştirme projesi kapsamında mali durumunun düzelip düzelmeyeceği, şirketin aktifinin borçlarını karşılayacak duruma gelmesinin mümkün olup olmadığının tespiti için gerekli deliller toplanıp, alanında uzman bilirkişi heyetinden rapor ve ek raporlar alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Buna göre; Mahkememizce bilirkişiler Makine Yüksek Mühendisi Prof. Dr. -, SMM -, Öğretim Üyesi Prof. Dr.- Gayrimenkul Değerleme Uzmanı —- oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 04/04/2016 tarihli bilirkişi raporu ile davacı şirketlerin tesis, makinalar, demirbaşlar, taşıtlar, haklar, özel maliyetler, stoklar, gayrimenkuller ve belgeler üzerinde inceleme yapılarak davacı şirketin dava tarihi itibariyle rayiç değerlerinin ve borca batık olup olmadığının tespit edildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda, “Hesaplanmış olan rayiç değerlerin, 30.09.2015 tarihli mali tablolar üzerinde yerine konulması neticesinde şirketin rayiç değerli özvarlık tutarı (EKSİ) – 618.972,76 TL hesaplanmıştır. Şirket borca batıktır.
Dosyaya sunulmuş olan iyileştirme projesinin, aşağıdaki eksikliklerin tamamlanması halinde şirketin borca batıklıktan çıkışı için yeterli sayılabileceği tespit edilmektedir. Gerçi, 2015 yılının son 3 ayı içinde, öngörülen karlılık tutarı yakalanamamıştır. Fakat, şirketin başvurusu henüz yeni olup, mali tabloların gelişiminin görülebilmesi bakımından, belirli bir sürenin tanınması gereklidir.
İyileştirme projesinde öngörülen sermaye artış tutarının raporumuzda belirtilen esaslar doğrultusunda tadil edilerek hemen gerçekleştirilmesi ve yerine getirilmesi gerekmektedir.
Keza, ortakların beklenen net kar tutarının sağlanamaması durumunda sağlanamayan tutar kadar şirkete ek nakit kaynak takviyesi yapmalarına ilişkin iyileşme tedbirinin hukuken bağlayıcı olacak şekilde somutlaştırılarak genel kurulun kararıyla ve ayrıca ortakların münferit imzalarıyla “taahhüt” altına alınması ve taahhüdün yıllık değil, 3’er aylık dönemler haline dönüştürülerek karlılık rakamlarının 3’er aylık dönemlerde kayyımlarca denetlenerek, işbu taahhüdün gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği hususunun Sayın Mahkemeye rapor edilmesi gerekmektedir.
Nihayet, şirket bazı tasarruf tedbirleri alacağını söylemiş ise de, bu tedbirlerin detaylandırılması, sonra da, bu tedbirlerin uygulanmasıyla şirkette ne gibi bir tasarruf beklendiğinin açıklanması, bu konuda atılmış somut adımların neler olduğunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Bu eksikliklerin ikna edici şekilde giderilmesi halinde, şirketin iflasın ertelenmesinin şekli ve maddi koşullarını yerine getirmiş sayılması mümkün olabilecektir.” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime elverişli ve yeterli bulunduğundan mahkememizce de hükme esas alınarak aynen benimsenmiş ve davacı şirketin dava tarihinde borca batık olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 20/11/2012 tarihli ara kararla davacı şirketin İİK’nin 179/b maddesindeki tedbirlerden yararlandırılmasına ve ———– …’ın denetim kayyımı olarak atanmalarına karar verilmiştir.
Kayyım olarak görevlendirilen ——- vefat etmesi üzerine ——— tarihli ara kararla; “Kayyım olarak görev yapan ———- vefatı nedeniyle yerine …’nın kayyım olarak atanmasına,” karar verilmiştir.
Davacı şirketle ilgili denetim kayyımları tarafından kayyım raporları düzenlenmiştir.
Kayyımlar ———e … tarafından düzenlenen 21/04/2016 tarihli 1. kayyım raporunda özetle, “Davacı şirketin tüm hesapları ve çalışmaları kontrolümüz ve denetimiz çerçevesinde yapılmakta olup. yukarıda yapmış olduğumuz açıklamalar ve tablolar incelendiğinde, şirket borç ödemesi yapmakta ve ödemeye de devam edeceği anlaşılmaktadır. Mali verilerden, cari dönem borç artışı olmuş ve bunun nedeni mal alımlarından kaynaklanmış olduğundan tenkidi gerektirecek bir husus olarak mütalaa edilmemiştir.
Belirtilen hususların haricinde tarafımıza yazılı ve sözlü sunulan bilgi ve belgeler ışığında, önem arz edecek olumsuz bir tespit ve değerlendirmemiz olmamıştır. Şu ana kadarki iyi niveıli çalışmaların, yukarıda belirtilen somut işlemler ile desteklenmesi ve önerilerin dikkate alınmasına bağlı olarak, sürecin olumlu sonuçlarının alınabileceği, fiili faaliyetin devam edebileceği ve uzun vadede şirketin mali yapısının iyileşebileceği anlaşılmaktadır…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Kayyımlar ———.. tarafından düzenlenen 20/03/2019 havale tarihli son kayyım raporunda özetle, “Davacı şirketin, karlılık, borç yapılandırması ve ödemeleri konularında, İyileştirme projesine belli ölçülerde uyduğu, Şirketin aktif toplamının Şirket borçlarını karşıladığı, Şirketin rayiç değerlere göre BORCA BATIK OLMADIĞI kanaatine varılmış olup…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişiler Makine Yüksek Mühendisi —-, Mali Müşavir-/—-, Doç. Dr. ——- oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 12/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda; “Verilen görev doğrultusunda yapılan inceleme neticesinde, Davacı şirketin aktiflerinin satış değerleri esas alınmak suretiyle düzenlenen ara bilanço sonuçlarına göre, 31.07.2018 tarihi itibariyle toplam aktiflerinin toplam borçlarını (+) 396.009,10 TL tutarında aştığı; dolayısıyla aktif toplamının şirket borçlarını karşılayabilecek düzeyde olduğu; diğer bir ifadeyle, davacı şirketin borca batık durumda olmadığı,
İflasın ertelenmesi taleplerine özgü dava şartı olan “borca batık bulunma” koşulu 31.07.2018 tarihi itibariyle ortadan kalktığından, erteleme talebinin reddine karar verilebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Yukarıya alıntılanan 12/10/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacı şirketin rapor tarihindeki rayiç değerli özvarlık değeri +396.009,10 TL olarak tespit edilmiştir. Buna göre davacı şirketin borca batıklıktan çıktığı tespit edilmiştir.
Yine bilirkişi heyeti ve kayyım heyeti tarafından davacı şirketin cari oranı ve öz kaynakları dikkate alındığında sermaye artırımına ihtiyaç olmadığı, şirketin kendi kaynakları ile mevcut borçlarını ödeyebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilindiği üzere kayyım raporlarındaki değerlendirmeler kaydi değerlere göre yapılır. Ancak davacı şirketin borca batık olup olmadığının tespitinde bunun önemi yoktur. Şirketin borca batık olup olmadığının rayiç değerlere göre hesaplanması gerekir. Buna göre 12/10/2018 tarihli makine yüksek mühendisi, mali müşavir ve nitelikli hesaplamalar uzmanından oluşan bilirkişi heyetince düzenlenen ayrıntılı, denetime elverişli raporda davacı şirketin rayiç değerlere göre borca batıklıktan çıkmış olduğu, ekonomik ve finansal yapısının dengeye geldiği tespit edilmiştir. Mahkeme heyetince de bu bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu ve davacı şirketin 12/10/2018 tarihi itibariyle borca batıklıktan çıkmış olduğu kanaatine varılmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporu ve son kayyım raporlarına göre, gerek kalmadığı kanaatine varıldığından 20/03/2019 tarihli duruşmada, bu dava ile ilgili tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen denetime elverişli nitelikteki bilirkişi kurulu rapor ve ek raporları olmak üzere tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin işbu iflas erteleme davasının koşulu olan borca batıklık koşulunu sağlamadığı anlaşılmakla, borca batık olmayan ve borca batıklıktan kurtulan davacı şirketin kanıtlanamayan ve de koşulları oluşmayan iflas erteleme davasının reddine, davacının iflas erteleme sürecinden önceki normal şirket durumuna getirilmesine karar vermek gerekmiş ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacı şirketin yargılama sırasında borca batıklıktan çıkması nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Mahkememizce bu dava nedeniyle alınan tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına,
3-Atanan kayyımların görevine son verilmesine,
4-Tarafların yaptığı yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 44,40 TL harcın, dava açılırken davacı tarafından yatırılan 27,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 16,70 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve müdahil ———- Vekilinin yüzüne karşı, diğer müdahil tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal sürede İstanbul BAM 17. Hukuk Dairesi’ne istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2019