Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1206 E. 2018/139 K. 20.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1206 Esas
KARAR NO : 2018/139

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 08/12/2015
KARAR TARİHİ : 20/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile —- arasında tüketici kredi ve rehin sözleşmesi imzalandığını ve — plakalı Hyundai marka İ20 model aracın kaydına müvekkili lehine rehin şerhi işlendiğini, aynı zamanda kredi borçlusu, söz konusu aracı davalı … şirketine—- sayılı poliçe ile sigorta ettirdiğini, ancak kredi borçlusunun sözleşmenin gereklerini yerine getirmemesi üzerine müvekkilince yasal takip başlatıldığını ve İstanbul Anadolu—- İcra Müdürlüğü —- Esas sayılı dosyası ile rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takip dosyasından ödeme emri gönderildiğini,— plakalı aracın 15.02.2014 tarihinde kaza yaptığını, sigorta poliçesi kapsamında —nolu hasar dosyası açıldığını, TTK. nun ilgili hükümleri gereği sigorta tazminatını talep etme hakkının öncelikle dain ve mürtehin hakkına sahip olanda olduğu, sigorta ettirenin söz konusu tazminatı ancak malın dair ve mürtehini olanın açık muvafakati olması durumunda talep edebileceğinin vurgulandığını, davalıya konu ile ilgili Üsküdar—- Noterliğinin 19/11/2015 tarih ve — yevmiye nolu ihtarname ile bildirimde bulunulduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/284-324 sayılı ilamına göre, rehin hakkı sahibinin sigortalı olarak kabul edilerek tazminat talep etme hakkının da öncelikle ona ait olması gerektiğini, bu nedenlerle, dain ve mürtehin sıfatı haiz olmaları nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere mahkemece tespit edilecek kasko sigorta teminat bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu hasara istinaden müvekkili şirketin, Bursa —–İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyasından gönderilen İlK….89/1 haciz ihbarnamesi gereği, ekspertiz raporunda belirtilen hasar tutarı olan 11 236.82.TL ‘yi ödediğini, bu ödeme ile kasko poliçesi kapsamındaki sorumluluğunun sona erdiğini, dava dışı sigortalı ile müvekkili şirket arasında tanzim edilen 03/05/2013 -03/05/2014 vadeli ve—-nolu tüm oto şigorta poliçesi ile —–adına kayıtlı — plaka sayılı aracın sigortalandığını, taraflar arasında bu noktada ihtilaf bulunmadığını, hasar dosyasının incelenip ödenmesi esnasında dava dışı sigortalının borçlusu olduğu Bursa —- İcra Müdürlüğünün—- Esas sayılı dosyasından sigortalının müvekkili şirket nezdindeki alacaklarının icra dosyasına ödenmesi gerektiğini ihtar eden 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, dava dışı sigortalının müvekkili şirketten hasar tazminat alacağı olan 11.326,02.TL yi haciz ihbarnamesine cevap verme suresi içerisinde 20/08/2014 tarihinde ilgili icra dosyasına ödediğini, mezkur poliçe kapsamında üstlendiği edimi yerine getiren müvekkili şirketin huzurdaki davanın ikame edilmesi haksız ve dayanaksız olduğunu, sigortalı araç üzerinde davacı banka lehine rehinin mevcut olduğu, poliçe tanzimi esnasında dava dışı sigortalı tarafından müvekkili şirkete beyan edilmediğini, davacı bankanın rehin alacaklısı konumunda olduğu, ne kasko poliçesi üzerine, ne de sigortalı tarafından müvekkili şirkete ibraz edilen araç ruhsatı üzerine derç edildiğini, bu suretle müvekkili şirketin hasar tazminatını llK:…89/1 icabı kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine ilgili icra dosyasına ödeyerek sorumluluğunu sona erdirdiğini, TTK.1435 e göre sigortalının sigortalanan araç üzerinde rehin alacaklısının bulunduğu huşunu, mutlak suretle müvekkili şirkete bildirmesi gerektiğini, ancak dava dışı sigortalı tarafından bu yönde yazılı ve sözlü herhangi bir beyan bulunmadığı gibi, müvekkili şirkete ibraz etmiş olduğu araç ruhsatında bu hususun yer almadığını, davacı tarafça talep edilen faize ve faiz türüne de itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin asıl alacağa yönelik herhangi bir sorumluluğu olmadığından, asıl alacağın fer’isi niteliğindeki faiz talebine ilişkin sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenlerle müvekkili şirket aleyhine haksız ve mesnetsiz davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, davacı rehin alacaklısının dava dışı rehin borçlusundan olan alacağının, rehin borçlusu tarafından davalıya kasko sigorta poliçesi ile sigortalanan aracın hasara uğraması nedeniyle davalı … şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, kaskolu araç için dain ve murtehin sıfatının olması nedeniyle poliçeye bağlı oluşturulan hasar dosyasında yapılacak ödemenin ihtarname tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte kendisine ödenmesini talep ettiği,
Davalı, hasar tazminatı olarak belirlenen 11.326,02 TL’ nın haciz ihbarnamesi ile alacaklısı dava dışı olan Bursa İcra Müdürlüğü dosyasına gönderdiğini, araç ruhsatında rehin kaydının olmaması nedeniyle yapılan bu ödeme neticesinde sorumluluğunun kalmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Alınan beyanlarda da görüleceği üzere, taraflar arasındaki ihtilafın, davacının, alacaklı olarak kabul edilip edilmeyeceği, başka bir dosyaya yapılan ödemenin davalının borcunu sona erdirip erdirmeyeceği noktalarında toplandığı; hasar, hasar bedeli, kasko poliçesi ve şartları, ödeme konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı anlaşılmış, mahkememizce de ihtilafsız hususlar kabul edilerek yargılama yapılmıştır.
TTK’ nun 1456 maddesinde; “1-Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam eder.
2-Sigortacıya, mal üzerinde sınırlı ayni hak bulunduğu bildirildiği takdirde, ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça, sigortacı sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemez. Ayni hakkın sicille alenileştiği veya sigortacının bunu bildiği durumlarda bildirime gerek yoktur.” hükmünün yer aldığı, davaya konu aracın trafik sicil kaydı üzerinde davacının rehin kaydının olduğu, bu kapsamda; rehin alacaklısı olan davacının, ayni hakkının alenileştiği kabul edilmiştir.
Aynı maddenin 3 fıkrasında yer alan; “İkinci fıkra hükmüne aykırı hareket eden sigortacı, sınırlı ayni hak sahipleri ödemeye sonradan yazılı onay verdikleri takdirde, bunlara karşı sorumluluktan kurtulur.” hükmünde, mefhumun muhalifi itibariyle sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiği görülmektedir.
Keşfen yapılan inceleme neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda, gerçek hasar bedelinin 11.822,86 TL olduğu tespit edilmiştir. Dosyada mevcut bilgi ve belgelerle uyumlu olarak düzenlenen bilirkişi raporu içerik itibariyle makul olması sebebiyle mahkememizce de benimsenmiştir. Belirlenen miktardan muafiyet indirimi yapılması talep edilmişse de, poliçe gereği muafiyet indirim yapılması gerektirir bir husus olmaması nedeniyle davalı vekilinin bu yöndeki talebine itibar edilmemiştir.
Rehin alacaklısı olan davacının, dava dışı rehin borçlusuna yönelik yaptığı takibin kesinleşmiş olduğu dikkate alınarak toplam borç miktarının 19.815,61 TL, dosya kapak hesabının 24.090,65 TL (her ne kadar, icra dosyasında araç satış aşamasına geçilmiş ve satışa dair bilgi mahkememiz dosyasında yok ise de; aracın satılıp icra alacağı konusunda oluşacak miktar değişimi nedeniyle tahsilde tekerrür iddiasını ileri sürme hakkının dava dışı rehin borçlusunda olduğu dikkate alınarak bu hususta araştırma yapılmamıştır.) olduğu, mahkememizce kabul edilen poliçe nedeniyle ödenmesi gerekli gerçek hasar bedelinin 11.822,86 TL olduğu kabul edilmiştir.
Bu kapsamda, davacının, dava dilekçesinde belirtmiş olduğu üzere davanın açılmasından evvel araç hasarını öğrendiği, dava dilekçesindeki talebin 10.000 TL’ ye ilişkin olduğu, ıslah ile artırılan kısmın 1.822,86 TL olduğu, davalının ıslah ile artırılan kısma itiraz ettiği, ıslah ile artırılan kısmın TTK’ nın 1420 maddesi gereğince rehin alacaklısı olan davacının öğrenme tarihinden itibaren (17. HD 2015/15547-2015/12592) 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde talep edilmemiş olması sebebiyle zamanaşımına uğradığı kabul edilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE,
1-10.000 TL tazminat bedelinin 11/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Islah ile talep edilen 1.822,86 TL nin zamanaşımına uğramış olması nedeni ile reddine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 683,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 202,78 harçtan mahsubu ile bakiye 480,32 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.383,75 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 2.842,35 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 202,78 TL harç gideri toplamı 3.045,13 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 45,15 TL yargılama giderinin davanın red oranına göre belirlenen 7,23 TL nin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 1.822,86 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/02/2018