Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1161 E. 2020/547 K. 28.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2015/1161 Esas
KARAR NO : 2020/547
DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi (1. Uzatım))
DAVA TARİHİ : 26.11.2015
BİRLEŞEN ———DOSYASINDA:
DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi(2. Uzatım))
DAVA TARİHİ : 17.10.2016
KARAR TARİHİ : 28.10.2020
Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi), Gemi Sicil Memurluğu Kararına İtiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA DOSYASINDA:
İDDİA: Davacı vekili —– harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin borçları hakkında Mahkememiz ——–dosyası ile İİK 179.maddesi uyarınca 1 yıl süre ile iflasın ertelenmesi için açılan davada ——– tarihinde 1 yıl süre ile erteleme kararı verildiğini, müvekkili şirket hakkında verilen kayyım raporlarında şirketin mali yapısının düzeldiğinin, borç ödemelerinin devam ettiğinin bildirildiğini, müvekkili şirketin borca batıklıktan kurtulabilmesi için süreye ihtiyacı olduğunu beyanla; gerekli incelemelerin yapılarak İİK 179 maddesi uyarınca iflas erteleme süresinin uzatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
MÜDAHİL İSTEMLERİ: Asli müdahiller, gerek yazılı, gerekse de zapta geçen beyanları ile davacı şirketin iflas erteleme talebine karşı beyan ve itirazlarını bildirmişlerdir.

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZ ——– DAVA DOSYASINDA:
İDDİA: Davacı vekili —– harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin borçları hakkında Mahkememiz——–sayılı dosyası ile İİK 179.maddesi uyarınca 1 yıl süre ile iflasın ertelenmesi için açılan davada —— tarihinde 1 yıl süre ile erteleme kararı verildiğini, iflas erteleme kararının uzatılması talebiyle açmış oldukları davanın Mahkememiz ——- Esas sayılı dosyasına kaydedildiğini, asıl dosyanın henüz —– temyiz incelemesinden dönmemiş olması nedeniyle yeniden iflas erteleme uzatım talepli dava açmaları gerektiğini, müvekkili şirket hakkında verilen kayyım raporlarında şirketin mali yapısının düzeldiğinin, borç ödemelerinin devam ettiğinin bildirildiğini, müvekkili şirketin borca batıklıktan kurtulabilmesi için süreye ihtiyacı olduğunu beyanla; gerekli incelemelerin yapılarak İİK 179 maddesi uyarınca iflas erteleme süresinin uzatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
1-Davanın ve çekişmeli konuların tespiti: Dava ve birleşen dava, İİK’nin 179, 179 a, 179/b, TTK’nin 376 ve 377’inci maddelerinde düzenlenen iflas ertelemesinin uzatılması istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, “davacı şirketin dava tarihinde borca batık durumda olup olmadığı, davacı şirketin iyileştirme projesi kapsamında mali durumunun düzelip düzelmeyeceği, şirketin aktifinin borçlarını karşılayacak duruma gelmesinin mümkün olup olmadığı” noktalarında toplanmaktadır.
2-Hukuki açıklama; İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yolu olup, alacaklıların durumunu zorlaştırma ve bir şirket tasfiyesi yolu değildir.
İflasın ertelenmesi için; şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsımında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine ilişkin somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir.
Borca batıklık; şirketin aktifinin şirketin borçlarını karşılayamaması hali olup, TTK’nin 376. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nin 178(1). maddesinde belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlenmelidir. Borca batıklığın tespitinde aktiflerin satış değeri dikkate alınmalıdır.
İflasın ertelenmesi projesinin ciddi ve inandırıcı sayılabilmesi için proje unsurlarının şirketin borca batıklıktan kurtularak sürdürülebilir bir mali yapıya kavuşmasına imkan verecek nitelikte olması zorunludur.
İyileştirme projesi sadece şirketin mevcut işleyişinin devamı ve tedbir kararlarıyla borca batıklıktan kurtulabileceğine ilişkin olmamalı, TTK’nun 376(2) maddesindeki nakit sermaye konulması, dış kaynaktan nakit girişi, sermaye artışı, yeni ortak alınması, şirketin mevcut işleyişi sonucu şayet mümkün ise kar ve nakit akışı gibi nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri içermeli, İİK’nun 179. maddesinde aranan ciddi ve inandırıcı özellikleri haiz olmalıdır.
Borca batıklığın ve iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti, özel ve teknik bilgiyi gerektirmekle bu konuda bilirkişi görüşüne başvurulması zorunlu olduğu gibi projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve karlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmelidir.
Erteleme isteyen davacı şirketin mali durumu yargılama sonuna kadar her aşamada mahkemece incelenmeli ve iyileştirme projesinin uygulanabilir olup olmadığı denetlenmelidir.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç:
Müsnet davada, davacı şirket —– tarihinde kapatılan——– dosyasında iflas erteleme talebinde bulunmuş, Mahkemece İİK’nin 179/b maddesinde belirtilen tedbirlerden ——tarihli ara kararla yararlandırılmış, davacı tarafından yatırılması gereken iflas avansı mahkeme veznesine depo edilmiş, iflas erteleme davası açıldığına ilişkin ilanlar yaptırılmış, —— kapatılması ile birlikte dosya Mahkememizin —— kaydedilmiş, davacı şirketin borca batık olup olmadığı, iyileştirme projesi kapsamında mali durumunun düzelip düzelmeyeceği, şirketin aktiflerinin borçlarını karşılayacak duruma gelmesinin mümkün olup olmadığının tespiti için gerekli incelemeler yaptırılarak bilirkişi ve kayyum raporları alınmış, alınan kayyum ve bilirkişi raporları doğrultusunda şirketin borca batık olduğu, şirketin iyileştirme projesindeki hedeflerine varabileceği, borçların ödenebileceği, şirketin iyileştirme tedbirlerini gerçekleştirmeye ehil olduğu belirlenerek —- tarihinde, “Davanın kabulü ile davacı ———- tarihinden itibaren bir yıl süre ile ertelenmesine” karar verilmiş, davacı vekili, bir yıllık sürenin dolması ile birlikte —– tarihinde iflasın ertelenmesinin 1. kez uzatılması talebiyle Mahkememizin işbu —— esas sayılı dava dosyası, —– tarihinde de iflasın ertelenmesinin 2. kez uzatılması talebiyle Mahkememizin işbu birleşen —- sayılı davalarını açmış, her iki dava dosyasında da iflas erteleme uzatım davası açıldığına ilişkin ilânlar yaptırılmış, Mahkememizin —- sayılı dava dosyasında verilen ——- tarihli birleştirme kararı ile her iki dosyanın birleştirilmesine karar verilmiş, yargılama aşamasında bilirkişi raporları alınarak davacı şirketin şirketin rayiç değerleri ve borca batık olup olmadığına ilişkin tespitler yapılmıştır.
Müdahil-alacaklı ——– tarihli dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir kararının üzerinden 5 yıldan fazla süre geçtiğini, gerek yasaya gerekse —— aykırı şekilde devam ettirilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, Mahkememizin ——-tarihli “İflas erteleme talebinde bulunan davacının halen borca batık olduğu durumunda erteleme tedbirlerinin kaldırılması, şirketin malvarlığının azalmasına alacaklıların cüzi tasfiye yolu ile şirketin malvarlığına haciz ve muhafaza etmesi sonucuc doğurur. Oysa iflas halinde şirketin malvarlığı masaya girerek külli tasfiye olacağından, alacaklıların cüzi tasfiye imkanı ortadan kalkar ve alacaklılar arasında eşitlik bozulmaz.
İflas erteleme talebi iflas bildirimini de içerdiğinden ve erteleme süresince şirketin borca batıklıktan çıktığı tespit edilene kadar iflas hali de devam ettiğinden; 5 yıllık süre nedeniyle tedbir kararını kaldırmak alacaklıların takip yapmalarına imkan verir ki, bu da külli tasfiye kuralına aykırı olur. İflas ertelemede şirket iyileşmemiş ve borca batıklıktan kurtulmamışsa, hakkında iflas kararı verileceğinden; borca batıklığın kesin olarak belirlenmesine ve 5 yıllık süre yönünden esas hakkında iflas veya red kararı verilinceye kadar şirketin mal varlığının korunması gerektiği…” gerekçesi ile müdahil vekilinin tedbirlerin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş, Mahkememiz ara kararının istinaf edilmesi üzerine ——- kararı ile; “İflas erteleme süresi İİK.nun 179/b.maddesi gereğince iflas erteleme ve uzatma sürelerinin toplamı 5 yıl iken —- tarih ve ——sayılı yasanın 3.maddesi ile bu süre toplamda 2 yıla indirilmiştir. Dava tarihi itibariyle bahsi geçen 5 yıllık süre usuli kazanılmış hak niteliğindedir. Davacı şirket için verilen ilk tedbir kararını—– tarihinde verildiğinden inceleme tarihi itibariyle 5 yıllık üst süre dolmuş durumdadır. —————–benzer içtihatları da bu yöndedir. Bu nedenle her ne kadar 669 ve 673 sayılı K.H.K.ler kapsamında iflas erteleme kararı verilemese de ihtiyati tedbirlerin devamına karar verilmesi zaten mümkün değildir. Bu nedenle müdahil vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile dosyada verilmiş tüm tedbirlerin kaldırılmasına karar vermek gerekmektedir. Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; Müdahil vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne, ilk derece mahkemesi ———– dosyasındaki —– tarihli ara kararın ve dolayısıyla dosyadaki tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına karar vermek gerekmiş olup…” şeklindeki ara kararı ile dosyadaki tüm ihtiyati tedbirler kaldırılmıştır.
Davacı şirkete ait —— mevkiinde bulunan makine ve diğer teçhizatların değerinin tespiti için —– Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak alanında uzman makine mühendisi bilirkişi — vasıtasıyla mahallinde inceleme yaptırılarak rapor alınmış, ———- bulunan makine ve diğer teçhizatların değerinin tespiti için——Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesine talimat yazılarak alanında uzman bilirkişi ———- vasıtasıyla mahallinde inceleme yaptırılarak rapor alınmış, akabinde davacı şirketin borca batık durumda olup olmadığı, davacı şirketin iyileştirme projesi kapsamında mali durumunun düzelip düzelmeyeceği, şirketin aktifinin borçlarını karşılayacak duruma gelmesinin mümkün olup olmadığının tespiti için gerekli deliller toplanıp, alanında uzman bilirkişiler————– oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Buna göre;——– Sayılı dosyasında makine mühendisi bilirkişi — tarafından düzenlenen —0 tarihli bilirkişi raporu, ———-sayılı dosyasında makine mühendisi bilirkişi —- tarafından düzenlenen —– tarihli bilirkişi raporu ve Mahkememizce resen seçilen———— oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ——— tarihli rapor ile davacı şirketlerin tesis, makinalar, demirbaşlar, taşıtlar, haklar, özel maliyetler, stoklar, gayrimenkuller ve belgeler üzerinde inceleme yapılarak davacı şirketin rayiç değerlerinin ve borca batık olup olmadığının tespitine çalışılmıştır. Mahkememizce resen seçilen bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —tarihli bilirkişi raporunda; “Erteleme talep eden şirketin — tarihli rayiç değer bilançosuna göre ——- özkaynağının bulunduğu, diğer bir anlatımla, şirketin borca batık olmadığı, aktifin pasifi karşılama oranının aynı tarih itibarıyla——- olarak hesaplandığı, incelenen mali tablolardan ve dayanağı defterlerden, erteleme talep eden şirketin ortaklarının taahhüt ettikleri —- tutarındaki sermayenin tamamını ödediklerinin tespit edildiği,
——————— kararıyla erteleme talep eden şirkete verilen tedbir kararlarının kaldırılmasından bu zamana kadar geçen süreçte şirketin gayri faal durumda olduğu, — yılındaki —- tutarındaki satışın, şirketin hurdalarının işe yaramayan bir takım ekipmanlarının ve stoklarının satışından —– tutarındaki olağan dışı kârın ise, alacaklılarla yapılan yeniden yapılanmalardan daha az rakama razı olan alacaklıların vazgeçtikleri alacağının VUK gereği şirket için gelir kabul edilmesinden kaynaklandığı, ——- yılının ilk yarısında ise şirketin hiçbir faaliyetinin bulunmadığı…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilindiği üzere şirketin borca batık olup olmadığının rayiç değerlere göre hesaplanması gerekir.
Buna göre, bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlar dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime elverişli ve yeterli bulunduğundan mahkememizce de hükme esas alınarak aynen benimsenmiş ve davacı şirketin borca batıklıktan kurtulduğu kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak, yukarıda açıklanan nedenlerle, tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin işbu iflas erteleme davasının koşulu olan borca batıklık koşulunu sağlamadığı anlaşılmakla, borca batık olmayan ve borca batıklıktan kurtulan davacı şirketin iflas erteleme davasının reddine, davacının iflas erteleme sürecinden önceki normal şirket durumuna getirilmesine karar vermek gerekmiş ve davaların reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1- Davacı ——— şirketininn borca batıklıktan çıkması nedeniyle davanın REDDİNE,
2- Davacı ——– borca batıklıktan çıkması nedeniyle birleşen————— sayılı dosyasındaki davanın REDDİNE,
3-Asıl dava yönünden; harçlar yasasına göre alınması gerekli 54,40 TL harcın, dava açılırken davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 26,70 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Birleşen Mahkememiz ——–sayılı dava dosyası yönünden; harçlar yasasına göre alınması gerekli 54,40 TL harcın, dava açılırken davacı tarafından yatırılan 29,20 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 25,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı-birleşen dava davacısı vekili—- ile müdahil—- ve müdahil ———yüzlerine karşı, diğer müdahil tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal sürede ———— temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28.10.2020