Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1153 E. 2018/607 K. 19.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL ANADOLU
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/1153
KARAR NO : 2018/607

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 25/11/2015
KARAR TARİHİ : 19/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil ile davalı arasında 22.01.2015 başlangıç tarihli Yurtdışı piyasalarda işlem gören türev araçlarının alım satımına aracılık çerçeve sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında davalının yararlandığı finansman nedeniyle 36.726.15 USD borcunun bulunduğunu, bu borcu nedeniyle davalının müvekkil şirket nezdindeki hesabının 09.02.2015 tarihi itibariyle kat edildiğini, bu borcun ödenmesi hususunda da Beyoğlu —- Noterliğinden —- yevmiye sayılı ihtarnamenin gönderildiğini, ödemeden imtina edilmesi üzerine davalı aleyhine Anadolu—-.icra müdürlüğünün — E sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve % 20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkil ile davacı arasında imzalanmış cari hesap sözleşmesi olmadığını, bu nedenle müvekkilinin salt cari hesaba dayalı bir borcunun olamayacağını, müvekkilinin 23.01.2015 tarihli hesap ekstresinde incelendiğinde görüleceği üzere oluşmayan piyasa fiyatlarıyla pozisyonların müvekkil tarafından otomatikman kapatıldığını ve varlığı yaklaşık 5.000 USD üzerinden azaltıldığını, aynı şekilde 26.01.2015 tarihli 23.59 saatli hesap ekstresi uyarınca aynı gün 01.00 de piyasa açılışında daha yükseik seviyede bir fiyat olmasına ve eski bakiye oluşmasına rağmen bütün pozisyonların farklı fiyatlardan kapatıldığını ve toplam zarar olması gerekenin yaklaşık 5.000 USD üzerinde gösterildiğini, bu nedenle müvekkil tarafından sistemde yapılan varlık azaltılması ve zarar artırılması sonucunda toplamda davalı kaynaklı müvekkilin 10.000 USD zarar ettirildiğini, bunun kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddini ve % 20 tazminata mahkumiyetini istemiştir.
Bilirkişi —- ve —-20/05/2017 tarihli raporda; davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan, 36.528.59 USD asıl alacak; 188.15 USD faiz ve 9.41 USD gider vergisi alacağı olmak üzere, toplam 36,726.15 USD alacağının olduğu, asıl alacağın, kamu bankalarının USD mevduatına uyguladığı en yüksek faizi ve bu faizin % 5 gider vergisi ile birlikte tahsili gerektiği, Takip tarihinde USD efektif satış kuru 2.6357 TL olup, 36.726.15 USD x 2.6357 =96.799.11 TL olduğu sonuç ve kanaatine varmışlardır.
Bilrkişi —- ve —- 02/02/2018 tarihli raporda; Davacı —- Değerler A.Ş. tarafından, davalı … hesabında gerçekleştirilen pozisyon kapama (stop out) işlemleri sonrası oluşan zararın, davalı …’ın teminat bakiyesini aşan kısmının, yukarıda arz ve izahına çalıştığımız nedenlerle, 36.726,15 USD’nin davalı taraftan talep edilemeyeceği sonuç ve kanaatine varmışlardır.
Bilirkişi —- ve —- 18/04/2018 tarihli raporda; 6362 sayılı SPK gereği yayınlanan Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri İle Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ madde 19 ile “Kaldıraçlı işlemlerle ilgili olarak yatırılan teminat tutarlarının üzerinde bir kayba uğratacak şekilde müşterilere işlem yaptırılamaz. Yatırımcının piyasa koşullarından dolayı teminatından daha fazla zarara uğraması halinde söz konusu zarar yatırımcıdan talep edilemez.” hükmünün getirildiğini, Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri İle Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ ile mülga seri V no, 125 Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri ve Bu İşlemleri Gerçekleştirebilecek Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ hükümlerinin iş bu dava konusuyla aynı şekilde geçerli olduğunun düşünüldüğünü, Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri İle Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ madde 19 gereği, davalının teminat meblağları üzerinde kalan, 36.726,15 USD bakiyenin davalıdan talep edilmesinin mümkün olmadığı, iş bu müşteri pozisyonundan kaynaklı risk takibinin tamamen davacının sorumluluğunda olduğu sonuç ve kanaatine varmışlardır.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, Yurtdışı Piyasalarda İşlem Gören Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi nedeniyle oluşan 36726,15 USD alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —-Esas sayılı takip dosyasında icra takibi başlatmış olup, davalının süresinde itirazı ile icra takip durmuştur. Davacı süresinde açmış olduğu iş bu davası ile ödeme emrine itirazın iptalini ve takibin devamı talep etmektedir.
İstanbul Anadolu—- İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı takip dosyası, 22/01/2015 tarihli Yurtdışı Piyasalarda İşlem Gören Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi, elektronik posta kayıtları, hesap ekstreleri ihtarname ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 6362 sayılı SPK gereği yayınlanan Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri İle Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ’in 19’ncu maddesinde “Kaldıraçlı işlemlerle ilgili olarak yatırılan teminat tutarlarının üzerinde bir kayba uğratacak şekilde müşterilere işlem yaptırılamaz. Yatırımcının piyasa koşullarından dolayı teminatından daha fazla zarara uğraması halinde söz konusu zarar yatırımcıdan talep edilemez.” şeklinde düzenleme bulunduğu,(yine —Alım Satım İşlemleri ve Bu İşlemleri Gerçekleştirebilecek Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğin 12/1-(d) maddesinde “Yatırılan teminat tutarlarının üzerinde bir kayba uğratacak şekilde müşterilere işlem yaptırılmaması” şeklinde düzenleme bulunduğu), Emredici nitelikte olan 19’ncu madde düzenlemesinin dava konusu uyuşmazlık bakımından da geçerli olduğu, bu durumda davalının teminat meblağları üzerinde kalan, 36.726,15 USD bakiyenin davalıdan talep edilmesinin mümkün olmadığı, müşteri pozisyonundan kaynaklı risk takibinin uzman niteliğe haiz davacı şirketin sorumluluğunda olduğu anlaşıldığından, 02/02/2018 ve 18/04/2018 tarihli bilirkişi raporları doğrultusunda davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan harçtan peşin yatırılan 1150,84 TL harcın mahsup edilerek bakiye 1114,94 TL harcın davacıya İADESİNE,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 10408,43 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 19/06/2018