Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1147 E. 2018/1192 K. 15.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/1147 Esas
KARAR NO : 2018/1192

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/11/2015
KARAR TARİHİ : 15/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının 18.10.2014 tarihinde ——— sevk ve idaresindeki ——– plakalı otobüste yolcu olarak seyahat etmekte iken, ——– sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu devrildiği ve davacının tek taraflı trafik kazasında yaralandığını, davalı ————- ———–.’nin otobüsün taşıma sigortası olarak bilinen Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalayan sigortacısı olduğunu, diğer davalı ———–‘nin ise trafik sigortası olarak bilinen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi ile sigortalayan sigortacısı olduğunu, otobüs şoförünün kazada %100 kusurlu olduğunu, davacının sürekli engel oranının % 17 olduğunu, davacının öğrenci olduğunu, gelecek yıl okul öncesi öğretmeni olmaya hak kazanacağını, davalı ———-.’ye 30.7.2015 tarihinde başvuru yapıldığını, davalının 4.8.2015 tarihine zorunlu taşımacılık sigortasının ———— olması nedeniyle talebin reddedildiğini, davalı—–.’ye ise 15.7.2015 tarihinde başvuru yapıldığını, davalının 11.8.2015 tarihinde taşımanın şehirlerarası taşıma şeklinde olmadığından talebin reddedildiğini bildirdiğini, ancak taşımanın otobüs taşımacılığı olduğunu, tüm bu nedenlerle 1.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sıralı sorumluluk gereği öncelikle taşıma sigortacısı ———.’den limit sorumluluğunda dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, zarar miktarının poliçe limitlerini aşması halinde aşan kısım bedelinin trafik sigortacısı ————.’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, kazanın şehirlerarası taşımacılık olarak kabul edilmemesi ve —————-.’nin sorumlu olmadığının kabulü halinde sıralı sorumluluk gereği tazminatın limit sorumluluğu dahilinde davalı —————-‘den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı ————–. vekili cevap dilekçesinde özetle, davalının kaza yapan otobüsün zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğunu, ancak kazaya karışan aracın diğer sigorta şirketi tarafından Karayolu Yolcu Taşımacılığı Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalandığını, bu nedenle zararın önce diğer sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini, bu nedenlerle talebin Karayolu zorunlu taşımacılık limiti kadar olan kısmı hakkındaki davanın davalı yönünden reddine, davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ————– vekili cevap dilekçesinde özetle, kazanın ——— ilçesinden —————- il sınırına seyahat halinde iken meydana geldiğini, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel şartları A.1. Maddesi uyarınca taşımacılık sigortasının sorumluluğunun kazanın 4925 sayılı Kanun’da belirtilen şekilde gerçekleşmesi gerekeceğini, halbuki bu kazanın şehir içinde gerçekleştiğini, bu nedenle 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 2,17 ve 18. Maddelerindeki şehirlerarası taşıma söz konusu olmadığından davalı şirketin sorumluluğu olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacıyı taşıyan otobüsün taşıt kartı ve yetki belgesi olması gerektiğini, bu hususların sorulmasını, sigortalının kusurunun ispatı gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olunabileceğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, hasar görenlerin birden fazla olması durumunda KTK’nin 96. Maddesi uyarınca teminatın paylaştırılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine, aksi halde davalının ferilerden sorumlu tutulmamasını, poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasını talep etmiştir.
DAVANIN VE ÇEKİŞMELİ KONULARIN TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişmeli konuların tespiti: Dava, trafik kazasından kaynaklanan işgöremezlik nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşma tarihinde taraflar arasında “davacının davalı ———-‘nin Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalayan sigortacısı, diğer davalı —–.’nin ise Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi ile sigortalayan sigortacısı olduğu otobüste yolcu olarak seyahat ettiği sırada meydana gelen trafik kazasında yaralandığı” hususunda uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
a-Davacının kaza nedeniyle sürekli maluliyeti olup olmadığı, varsa oranının ne kadar olduğu,
b-Davacının kaza nedeniyle geçici iş göremezlik süresinin ne kadar olduğu,
c-Kazada davacının içinde bulunduğu sigortalı otobüs sürücüsünün kusur oranının önemi olup olmadığı, önemi varsa sürücünün kusur oranının ne kadar olduğu,
d-Davalıların pasif husumet ehliyetlerinin olup olmadığı,
e-Davacının talep edeceği tazminat miktarının ne kadar olduğu noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Hukuki açıklama: Davaya konu kazada, davacı, davalı ——.’nin Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalayan sigortacısı, diğer davalı ——–‘nin ise Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi ile sigortalayan sigortacısı olduğu otobüste yolcu olarak seyahat ettiği sırada meydana gelen trafik kazasında yaralanmış olup, bu bakımdan kaza tarihinde yürürlükte bulunan Kanun hükümlerini kısaca irdelemek gerekirse; Karayolları Taşımacılık Kanununun 26.04.2016 tarihi itibariyle yürürlükten kalkan 18. Maddesine göre “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17 nci maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadır.” Aynı Kanunun 17. Maddesinde ise “Şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımacıları; duraklamalar dahil olmak üzere yolcunun kalkış noktasından, varı noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludur.” ifadesi ile şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımacıları; duraklamalar dahil olmak üzere yolcunun kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyasının zarara uğraması durumunda taşıma sigortacısının sorumluluğunun sınırları gösterilmiştir.
Eğer taşımacı, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse,durum ve şartlara göre tazminattan indirim yapılabilir. Hak sahipleri, sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabilirler. Karayolları Taşımacılık Kanunu’nun 19. Maddesi “Meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Bu sorumluluk sigortası ile karşılanamayan zararlar için 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına müracaat edilir.” ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.8 maddesi “Meydana gelen zarar öncelikle bu sigortadan karşılanır. Sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısmı için; sırasıyla 13/10/1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur.” şeklinde düzenlemesi ile karayolu yolcu taşınması sırasında yolculara gelecek zararlar nedeniyle zarar görenler aynı Yasanın 21. Maddesi gereği doğrudan başvurduğunda sigortacı öncelikli ödeme sorumluluğu gereği poliçe limitleri dahilinde zararı ödemek zorundadır.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç:
A)Davacının yaralanması nedeniyle kalıcı maluliyete uğrayıp uğramadığının tespiti ve geçici iş göremezlik süresi ile ilgili inceleme: Davacının yaralanması ile ilgili olarak———- 18/10/2014 tarihli, ——– sayılı adli muayene formunda; araç içi trafik kazası, sol parietal bölgede ve her iki göz etrafında ekimoz, sağ omuz ve belde hassasiyet mevcut olduğu tespit edilmiştir.
————- Hastanesinin ——- giriş-çıkış tarihli, bila sayılı epikriz raporunda; “araç içi trafik kazası, acil servise gelen hasta operasyona alındı, epidural hematom boşaltıldı, tekrarlayan fışkırır tarzda kusması oldu, nöbet olmadı, FM; sol periorbital ekimoz +, solda zigoma üzerinde sütüre cilt kesisi +, şuur uykulu, ağrıyla göz açıyor, ajite, dezoryante, GKS:11, torakal BT de T9 solda faset kırığı, T12 de minimal kompresyon mevcuttu. Takiplerinde PRC tarafından koyulan nazal tampon çıkartıldı, takip önerildi, 19/10/2014 tarihli kontrol beyin BT de sağ temporalde operasyona sekonder değişiklikler, sol frontaldeki epidural hematomda rezorpsiyon başladığı, sol temporalde hafif ödemli kontüzyon alanı mevcuttu. Takiplerinde sıkıntı yaşanmadı, GKS:15 ve defisiti olmayan hastanın BTsinde ek özellik görülmediği, önerilerle taburcu edildiği” belirtilmiştir.
————- Hastanesinin 21/10/2014 rapor tarihli —— frontalde solda 1 cm kalınlıkta epidural hematom izlenmekte olduğu, paranazal sinüslerde yumuşak doku değerleri izlenmekte olduğu, solda zigomatik kemikte, frontalde sağda fraktür izlenmektedir, sağda temporalde kalınlığı 1.5 cm epidural hematom izlenmekte olduğu tespit edilmiştir.
————– Hastanesinin 27/08/2015 tarihli, 2036 sayılı sağlık kurulu raporunda; sol arkus zigoma kırığı, nazal kemik linia kırığı, sağ temporoparietal travma cilt flebi, insizyon skarı, engel oranı % 17 olduğu tespit edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu ——. Adli İhtisas Kurulu’nun 04/01/2017 tarih ve 187 karar nolu mütalaasında ise; 28/11/2016 tarihli Nöroloji muayenesinde; Şuur: Açık, oryante, koopere, IR+/+, pupiller izokorik, Kas gücü: Her iki üst ve alt ekstremitede 5/5, Kas tonusu: Normal, Derin Tendon Refleksleri: ++/++, TCR plantar, sol frontotemporalde ameliyat skarı mevcut, idrar-gayta inkontinansı ve nöbet öyküsü olmadığı tespit edildiği, sonuç olarak ————18/10/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı epidural hematom, T9 vertebra faset, T 12 vertebra minimal kompresyon kırığı, zigoma ve nazal kemik kırığı yaralanması 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine mahal olacak düzeyde araz bırakmadığı cihetle sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, geçici iş göremezlik (iyileşme) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin kayıtlı olduğu” yönünde görüş bildirilmiştir.
Her iki rapor arasında çelişki olduğundan, ATK Genel Kurulu’ndan rapor alınmasına karar verilmiş olup ATK Genel Kurulu’nun 14/12/2017 tarihli raporunda, her iki mütalaa tartışılmış ve sonuç olarak “davacının 18/10/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı epidural hematom, T9 vertebra faset, T 12 vertebra minimal kompresyon kırığı, zigoma ve nazal kemik kırığına neden olan yaralanması 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine mahal olacak düzeyde araz bırakmadığı cihetle sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iş göremezlik (iyileşme) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği”ne oy birliği ile karar verilmiştir.
Mahkememizce ATK Genel Kurulu tarafından düzenlenen rapor dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli görülmekle hükme esas alınmıştır.
b)Kusurla ilgili inceleme: Davalı sigorta şirketleri tarafından zorunlu karayolu mali sorumluluk ve zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında sigorta edilmiş ——— plaka sayılı aracın tek taraflı trafik kazası nedeniyle, araç içinde yolcu olarak bulunan davacının müterafik kusuru bulunmadığından, yukarıda hukuki açıklama kısmında belirtilen ilkeler gereğince davacı bakımından kazayı yapan araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
c)Davacının geçici iş göremezlik süresi nedeniyle isteyebileceği tazminat miktarının hesaplanması: Yüksek Yargıtay ————-Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki 20.06.2017 tarih veE. 2016/9637–K. 2017/7037 sayılı kararında;“…Somut olayda davacı küçük —- uzuv kaybına uğradığından bahisle maddi tazminat isteminde bulunulmuştur. Davacı —– kaza tarihinde 15 yaşında olup ATK raporuna göre %72 oranında daimî malul kaldığı, iyileşme süresinin 6 ay olduğu tespit edilmiştir. Hesap bilirkişisi tarafından küçük——– için daimî maluliyet tazminatı yanında, kaza tarihinden itibaren 6 ay için geçici işgöremezlik tazminatı hesabı da yapılmış, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davacı —— bakımından davanın kabulüyle geçici ve sürekli işgöremezlik nedeniyle maddi tazminata hükmedilmiştir. Küçük —– kaza tarihinde henüz 15 yaşında olup gelir getiren bir işte çalışması söz konusu olmadığı, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, mahkemece geçici işgöremezlik zararı bulunmadığının gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir…” denmiştir.
Davacı, kaza tarihinde 18 yaşından büyük olmakla birlikte henüz lise öğrencisi olduğundan, gelir getirici bir işte çalışmasının söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının geçici işgöremezlik döneminde oluşan maddi zararı yönünden, 18.10.2014-18.07.2015 tarihleri arasındaki 9 aylık tedavi-iyileşme-geçici işgöremezlik süresinde %100 maluliyet oranı üzerinden asgari geçim indirimi hariç olmak üzere asgari ücret esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yapılacak hesaplama teknik bir konu olduğundan dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, aktüer bilirkişi – ——-tarafından düzenlenen 9.7.2018 tarihli rapor hükme esas alınmıştır. Bilirkişi tarafından davacının 18.10.2014-18.07.2015 tarihleri arasındaki geçici iş göremezliğe ilişkin maddi zararı 7.642,37 TL olarak hesap edilmiştir. Yapılan hesaplama dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli görülmekle hükme esas alınmıştır.
d)Islah: Davacı vekili 10.09.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı ——— ——— 7.642,37 TL’nin ihbar tarihi olan 15.7.2015’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, eksik peşin nisbi harcı tamamlanmıştır.
Davalı tarafın, davacı tarafın kendilerini temerrüde düşürdüğünü kabul etmediği, dava dilekçesi ile davacı vekilinin faizin başlangıç tarihini dava tarihi olarak göstermesi nedeniyle, bugüne kadar bu yönde bir araştırma yapılmadığı, ancak davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile faizin başlangıç tarihini 15.7.2015 olarak ıslah ettiği, yüksek Yargıtay ————–. Hukuk Dairesinin uygulamasına göre trafik kazası nedeniyle tazminat davalarında faizin başlangıç tarihinin ıslahla değiştirilebildiği anlaşıldığından davacı vekiline, 15.10.2018 tarihli duruşmada davalı şirketin temerrüde düşürüldüğünü gösterir belgelerle ilgili beyanı sorulmuş, davacı vekili duruşmada “faizin başlangıç tarihiyle ilgili ıslahtan vazgeçtiğini” bildirmiştir.
e)Maddi tazminattan hangi davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu ile ilgili inceleme: Yukarıda hukuki açıklama bölümünde anlatıldığı üzere Karayolları Taşımacılık Kanununun 26.04.2016 tarihi itibariyle yürürlükten kalkan 18. Maddesine göre “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17 nci maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadır.” Aynı Kanunun 17. Maddesinde ise “Şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımacıları; duraklamalar dahil olmak üzere yolcunun kalkış noktasından, varı noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludur.” ifadesi ile şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımacıları; duraklamalar dahil olmak üzere yolcunun kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyasının zarara uğraması durumunda taşıma sigortacısının sorumluluğunun sınırları gösterilmiştir.
Olayımızda, davacı, şehirlerarası yolcu taşımacılığı sırasında yaralanmış olup, kazayı yapan otobüsün zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalayan sigortacısı davalı ——. davacının maddi tazminat alacağından teminat limiti dahilinde öncelikli sorumludur.
Kaza tarihi olan 18.10.2014 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Zorunlu Karayolu Mali Sorumluluk Sigortası Tarifesine göre yaralanan her kişi başına bedensel zarar teminat limiti 268.000,00 TL olup, davacının bilirkişi tarafından hesaplanan 7.642,37 TL’lik maddi tazminat alacağı, teminat limiti dâhilinde kaldığından, davalı zorunlu karayolu mali sorumluluk sigortacısı ——-.’nin davacının maddi tazminat alacağının tamamından sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
f)Davalı ——–.’nin pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığıyla ilgili inceleme: İşbu davada davalı —–. Kaza yapan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile sigortalayan sigortacısıdır.
Bir üst paragrafta belirtildiği üzere, davacının maddi tazminat miktarı itibariyle Zorunlu Karayolu Mali Sorumluluk Sigortacısı olan diğer davalının maddi tazminatın tümünden sorumlu olduğu saptanmıştır.
Buna göre davalı ——-.’nin taraf sıfatının(pasif husumet ehliyetinin) olup olmadığının tespiti gerekir.
Taraf sıfatı, dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Davayı açabilmek için gerekli sıfat, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişiye aittir. Aynı şekilde bir hakkın kendisinden istenebilecek o hakka uymak yükümlülüğü olan kişi olup bu da davalı olma pasif husumet ehliyetidir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir.
Davada taraf ehliyeti, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 28. maddesi gereğince, sağ doğmak şartıyla ana rahmine düştüğü andan itibaren başlar. Medeni hakları kullanma ehliyetine ( fiil ehliyetine ) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler. Dava ehliyeti bir kişinin kendisi veya yetkili temsilcisi aracılığıyla bir davayı, davacı veya davalı olarak takip etme ve usul işlemleri yapabilme ehliyetidir. Sonuç olarak davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler taraf ehliyetine sahip olsalar bile bu kişilerin o davada maddi hakka ilişkin olarak davacı ve davalı olmak sıfatlarının bulunması gerekmektedir.
Dava ve taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, Mahkemece re’sen göz önünde tutulması gereken hususlardandır.
Buna göre, işbu davada, pasif husumet ehliyeti sadece diğer davalı —– ——-‘ye ait olup, davalı —–.’nin pasif husumet ehliyeti mevcut değildir.
g)Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 7.642,37 TL maddi tazminatın davanın açıldığı 24/11/2015 tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ——‘den alınarak davacıya verilmesine, davalı ———-A.Ş.’ye karşı olan davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
4-Yargılama masrafları ile ilgili inceleme: Müsnet davada, davacı vekili, —————-Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen 25/08/2015 tarihli heyet raporundaki %% 17 sürekli iş göremezlik oranına güvenerek gerek kazayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası sigortacısı ————– A.Ş.’ye, gerekse zorunlu mali sorumluluk sigortası sigortacısı ————-‘ye yöneltmiş, ancak Mahkememizce alınan ATK Genel Kurulu raporuna göre davacının sürekli maluliyeti bulunmadığından maddi tazminat miktarı zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası sigortacısının sorumlu olduğu limitin altında kalmıştır.
Davacı vekili de, aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya uygun olarak davayı sadece zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası sigortacısı ————,’ye karşı ıslah etmiş, diğer davalı——-.’ye karşı ıslah etmemiştir.
Bu duruma göre davacı vekili, davayı ———.’ye karşı açarken kusuru bulunmadığından davalı ——–. tarafından yapılan yargılama masrafları dışında kalan yargılama masraflarından davalı —————–.’nin tek başına sorumlu tutulmasına, davalı ———– tarafından yapılan yargılama masraflarının davacıdan alınmasına ve davalı——————– Lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalı —————.’ye karşı olan maddi tazminat talebinin KABULÜ ile; 7.642,37 TL maddi tazminatın davanın açıldığı 24/11/2015 tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının, davalı ——————–.’ye karşı olan davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 522,10 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harç ile 114,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 141,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 380,40 TL harcın davalı ———-.’den tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harç ile 114,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 141,70 TL harcın davalı ————–.’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 600,00 TL bilirkişi gideri, 288,50 TL müzekkere ve tebligat gideri olmak üzere toplam 888,50 TL yargılama giderinin davalı ————————–.’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —————–‘nin 13/1. maddesi uyarınca 2.180.-TL. vekalet ücretinin davalı —————-.’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Gerekçede açıklanan nedenlerle davalı ————. lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-HMK’nin 333.maddesi uyarınca bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekillerinin yokluklarında, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı.