Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1121 E. 2018/71 K. 01.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL ANADOLU
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/1121
KARAR NO : 2018/71

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 18/11/2015
KARAR TARİHİ : 01/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı 18.11.2015 tarihli dava dilekçesinde özet olarak; dava dışı (temlik eden) — San. A.Ş’nin, davalı taraftan cari hesaba dayalı 31.476 TL alacaklı olduğunu, müvekkilinin bu alacağı, 12.12.2014 tarihli temlikname ile devir ve temlik aldığını, bu temliknamenin 03.04.2015 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, borçlu davalının bu borçtan haberdar olduğu halde bugüne kadar herhangi bir ödeme yapmadığını, alacağın tahsili için İstanbul Anadolu —.icra müdürlüğünün — E sayılı dosyası üzerinden takibe geçilmiş ise de itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve % 20 İnkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı dava dilekçesine cevap vermemiştir.
—10/04/2017 tarihli raporunda; davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan 29.428.00 TL temlik alacağının olduğu, bu alacağın, yıllık % 10.50 ve değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği sonuç ve kanaatine varmıştır.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını dava dışı—Sanayi A.Ş.nin davalıdan olan alacağının temlikine ilişkin 12/12/2014 tarihli temlik sözleşmesine dayandırmaktadır. Davalı ise borca itiraz ederek akdi ilişkiyi inkar etmiştir.
Bu durumda, temlik sözleşmesine konu edilen alacağın gerçek bir alacak olduğu, diğer bir ifade ile, temlik tarihi itibariyle dava dışı — şirketinin davalıdan alacağının bulunduğunu ispat yükü davacı taraftadır. Her ne kadar davacı taraf alacağın ispatı için temlik sözleşmesinin yeterli olduğunu ileri sürmüş ise de, bu kabule göre alacağın temliki sözleşmesi ile borçlunun iradesi olmaksızın üçüncü aleyhine her zaman borç oluşturulmasının mümkün hale geleceği ve bunun alacağın temlikine dair kanun hükümleri ve hukuk sistemi ile bağdaşmasının mümkün olmadığı, temlik sözleşmesinde borçlunun imzası bulunmadığı, dolayısıyla alacağın temliki sözleşmesinin dava dışı firmanın davalıdan olan alacağını ispata yeterli olmadığı kabul edilmiştir.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı HMK.nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 Tarihli. 2014/11-1159 E. 2016/967 K. S.lı kararında da vurgulanmış olup, HMK.nun “Tarafların belgeyi ibraz etmesi” başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Dava dışı temlik eden firmanın ticari defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesine göre dava dışı temlik eden firma davalıdan 29428,00 TL alacaklı görünmekte ise de, alacağın ispatı bakımından yukarı da belirtildiği üzere dava dışı temlik eden firmanın kayıtlarının tek başına yeterli olmadığı, iddia edilen cari hesap ilişkisindeki malların karşı tarafa teslimine dair borçlu tarafından imzalanan irsaliye ve sair belge bulunmadığı, yemin deliline de dayanılmadığı anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin yatırılan 393,24 TL nin mahsubu ile bakiye 357,34 TL nin davacıya İADESİNE,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 01/02/2018