Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/110 E. 2018/146 K. 20.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/110 Esas
KARAR NO : 2018/146

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2014
KARAR TARİHİ : 20/02/2018

İstanbul Anadolu ——.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/409 esas, 2014/323 karar sayılı dosyası görevsizlikle mahkememize gelmekle yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan ———- sürücüsü bulunduğu ve davalı sigorta şirketine trafik sigortalı——plaka nolu kamyon ile, 12.11.2012 tarihinde müvekkili—-a çarparak yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, olay esnasında müvekkilinin engelli ve bastonla hareket edebildiğini, evinin önündeki trafiğin yoğun olmadığı sokakta yürürken, park halindeki kamyonun geri geri manevra ile sokaktan çıkmaya çalışırken kamyonun altında kaldığını ve sürüklendiğini, kazada kamyon sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, kazada müvekkilinin kemiklerinde kırıklar olduğunu, alınan rapora göre müvekkilinin %98 oranında vücut fonksiyonlarını kaybettiğini, Adli Tıp kurumu raporuna göre — asli oranda kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bütün bu nedenlerle, tedbir taleplerinin kabulü ile —– plaka nolu araç üzerin tedbir konulmasını, fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla, 12.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte şimdilik 10.000,00-TL maddi ve 40.000,00-TL manevi olmak üzere toplam 50.000,00-TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalılardan ——-. vekili cevap dilekçesinde, özetle, davacının ikame ettiği davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu ve reddedilmesi gerektiğini, ceza dosyasındaki rapora sokağın her iki yanında kaldırım olduğunu, davacının yaya kaldırımı yerine taşıt yolundan yürümesini gerektirecek hiçbir neden olmamasına rağmen davacının taşıt yolunda yürüyerek kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, davacının kazadan öncede vücut fonksiyonlarının bir kısmını kaybetmiş olduğunu, bütün bu nedenlerle, davaya konu olay ticari iş olmadığından, iş bölümü itirazında bulunduklarından dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı——. Vekili cevap dilekçesinde özetle, kazaya karışan —- plaka nolu aracın müvekkili şirket nezdinde trafik ve kasko sigortalı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranı ile sınırlı olduğunu, bu nedenle tarafların kusur oranın tespit edilmesi gerektiğini, her halükarda davacının müteferrik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiklerini» davacı yanın sunduğu özürlü sağlık kurulu raporuna göre davacının kazadan önce %98 oranında malul olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddini talep ettiklerini, bütün bu nedenlerle, müvekkili şirkete kusur atfedilmediğinden davanın reddini, kusur oranı İle davacının müteferrik kusurunun tespitini, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddini, aktüerya hesabının yapılırken belirtilen hususların dikkate alınmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, trafik kazası neticesinde davacıda oluşan maluliyet nedenine dayalı olarak maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
12.11.2012 tarihinde, davalı—–yönetimindeki —- plaka sayılı araç ile yaya olan davacıya çarpması neticesinde davacının yaralandığı, olay tarihi itibariyle ———– plaka sayılı aracın davalı—- ye ait olduğu ve davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS kapsamında sigortalı olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgeler doğrultusunda alınan;
31.03.2017 tarihli kusur raporunda, meydana gelen kazada davalı———-‘ in % 75, davacının % 25 oranında kusurlu olduğu,
31.07.2017 tarihli maluliyet raporunda, kalıcı maluliyetin % 42,2 oranında, geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olduğu,
20.11.2017 tarihli aktüer raporunda, daimi ve geçici iş göremezlik toplam tazminat tutarının 135.909,47 TL olduğu tespit edilmiştir.
31.03.2017 tarihli kusur raporunun, dosyada mevcut 01.11.2016 tarihli ATK kusur raporu ve kaza tespit tutanağı ile uyumlu oluşu, 2918 sayılı ya hükümleri doğrultusunda teknik verilere dayalı olarak düzenlenmiş olması; 31.07.2017 tarihli maluliyet raporunun, ceza mahkemesince alının ATK raporları ve tedavi evraklarının değerlendirilmesi neticesinde ilgili yönetmelik hükümleri doğrultusunda düzenlenmiş olması; 20.11.2017 tarihli aktüer raporunun, dosyada mevcut tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi neticesinde teknik verilere dayalı Yargıtay içtihatlarına uygun olarak düzenlenmiş olması; sebepleriyle, işbu raporların tamamı mahkememizce benimsenmiş olup hükme esas alınmıştır.
Bu kapsamda davacının, maluliyet tazminatına ilişkin ıslah ile artırılan isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Davacının manevi tazminata yönelik isteminin irdelenmesinde ise; TBK’ nun 56. Maddesinde “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmünü içermektedir. Bu madde gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2011/10941 E, 2012/13508 K. sayılı kararından). Davalının asli kusurlu davranışı neticesinde % 42,2 oranda kalıcı maluliyete uğrayacak türde yaralanan davacının bu olay nedeniyle üzülmemiş, acı ve elem duymamış olması mümkün değildir. Davacı açısından manevi tazminat talep etme şartlarının oluştuğu görülmekle, talep edilen miktar, olayın meydana geldiği tarih ve oluş şekli, kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve dosyaya yansıyan özellikler nazara alınarak yukarıda belirtildiği üzere zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirmeye yeterli olduğu yönünde mahkememizde oluşan kanaat doğrultusunda hüküm fıkrasında belirtilen manevi tazminatın davalılar araç sürücüsü————— ve araç maliki —–en alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir ancak, olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ZMSS Genel Şartlar ın A/6-f maddesi gereğince manevi tazminatın teminat dışında olduğu hüküm altına alınmış olmakla, sigorta şirketine yönelik manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE,
1-Maluliyet tazminat miktarı olarak belirlenen toplam 135.909,47 TL nin, davalı sigorta şirketi için dava tarihinden, diğer davalılar için 12/11/2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——–. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 13.622,76 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
2-22.000 TL manevi tazminatın 12/11/2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar ——-. Den müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 2.640,00 TL vekalet ücretinin davalılar ——. Den müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
-Davalı ———————-. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı—————-. ye verilmesine,
3-Davalı sigorta şirketine yönelik manevi tazminat istemli olarak açılan davanın reddine,
-Davalı sigorta şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Sigorta Şirketine verilmesine,
-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Karar tarihinde alınması gerekli 10.786,79 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.284,90TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.501,89 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplamı 1.422,50 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 1.266,02 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.284,90 TL harç gideri toplamı 2.550,92 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.