Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1023 E. 2018/1256 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2015/1023 Esas
KARAR NO : 2018/1256
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2015
KARAR TARİHİ : 19/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı borçlunun kendisine tahsil edilmesi amacıyla yazılı belge ile teslim edilen davacı şirkete ait ödenmeyen toplam 2.767.287.-TL tutarında 83 adet müşteri karşılıksız senetlerinin davalı borçlu tarafından tahsil edilmesine rağmen davacı şirkete geri ödenmemesinden dolayı olan borcu nedeniyle İstanbul Anadolu 8. İcra Dairesi’nin ————- esas sayılı icra dosyası ile alacağın tahsili amacıyla icra takibine geçildiğini, ancak borçlu davalının borcunun olmadığını ileri sürerek borcun tamamına ve faize itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, borçlunun aynı zamanda zamanaşımı itirazında bulunduğunu, yine kendileri hakkında icra takibi yapılması için borçlu davalı olarak bir izinleri olmadığından dolayı vekalet ilişkisine de itiraz ettiğini, borçlunun yine yetki itirazında da bulunduğunu, borçlu-davalının itirazlarının yersiz olduğunu, borçlunun borcun olmadığı iddia etmesine rağmen ticari defter ve senet teslim belgeleri incelendiğinde, borçlunun bakiye cari hesap borcu 2.767.287.- TL olduğunun, davalı borçlunun davacı şirkette müdürler kurulu üyesi olarak vazife yaptığı sırada şirket ortağı … tarafından şirkete verilmiş ve—————- da ciro silsilesi olarak borçlu bulunduğu müşteri senetlerinden ödenmeyenlerin …’e iade edilmediği halde sanki iade edilmiş gibi toplam 2.767.287.-TL tutarında 83 adet senet iadesi ile ortaklar cari hesabında (331 ortaklara borçlar hesabı muavin kayıtlarında) haksız olarak …’in borçlandırıldığını, halbuki toplam 2.767.287.-TL tutarında 83 adet senedin …’e değil davalı borçlu ——— tahsil edilmesi amacıyla teslim belgeleri ile teslim edildiğini, söz konusu senetlerin davalı borçlu tarafından tahsil edildiğini ve bedellerinin davacı şirkete ödenmediğini, böylece davalının haksız kazanç sağladığını, alacağın mahiyeti itibarı ile 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olması nedeniyle zamanaşımı defiinin yerinde olmadığını, ayrıca BK 154 maddesi uyarınca borca faiz taahhuk ettirilmesi ve borca karşı yapılmış ödemeler nedeniyle zamanaşımı sürelerinin de kesildiğini, aynı şekilde ticari defterler incelendiğinde, alacağın doğum tarihi gözönüne alındığında alacağın 5 yıllık zamanaşımı süresine de tabi olmadığının görüleceğini, davalı borçlunun hizmet ilişkisi ve müdürler kurulu üyeliğinin devam ettiğini, davalı borçlunun halen devam eden davacı şirketle cari hesap ilişkisi olduğunu, davalı borçlunun şirkette müdür olması ve ödeme ve muhasebe kayıtlarının kendi sorumluluğunda ve denetiminde olmasından dolayı ticari defterler üzerinde hesap oyunları yaparak bu borcunu gizlediğinden dolayı bu borç ancak yeminli mali müşavir tarafından yapılan inceleme sonucunda ancak teslim belgelerinin incelenmesi sonucunda tesadüfen farkına varıldığını, bunun üzerine diğer müdür ve borçlu hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu ve borçlu davalı hakkında icra takibine geçildiğini, borçlunun ayrıca kendileri hakkında icra takibi yapılması için borçlu davalı olarak bir izinleri olmadığından dolayı vekalet ilişkisine yapmış olduğu itirazda hukuken geçerli olmadığını, çünkü; avukat olarak davacı vekiline noterden gönderilmiş bir yazılı azilname söz konusu olmadığını, bu nedenle davacı şirket ile vekili arasındaki vekalet ilişkisinin devam ettiğini, bu konuda tek başına imzaya yetkisine sahip olamayan ve ortak da olmayan müdürler kurulu üyelerinin kendi adlarına açmış oldukları İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesine ————- esas sayılı davası ile yapılmış şikayet hakkında mahkemece açılmış olan davanın reddine karar verildiğini, yine aynı şekilde bu konuda İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde ———- esas sayılı davasının da halen derdest olup tedbir talebinin reddolunduğunu, bu nedenle de vekalet ilişkisinin devam etmek zorunda olduğunu, aksi durumda açılmış olan icra takiplerinin durmak ve itirazın iptali içinde süresinde dava açılamayacağı için de zamanaşımı nedeniyle davacı şirketin dava açma ve alacağını alma hakkını kaybedeceğini, yetki itirazıyla ilgili olarak, borçlunun davacı şirketteki müdürlük görevine devam ettiğini, bu borcun davacı şirketin bulunduğu adreste senetlerin kendisine teslim edilmiş olması ve bu adreste davacı şirkete bu senetlerin bedeli ödenmesi gerektiğinden dolayı doğduğunu, teslim ve ifa yerinin davacı şirket merkezinin bulunduğu İstanbul Anadolu icra ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile haksız ve mesnetsiz olarak borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, takip tarihinden itibaren işleyecek olan senelik % 11.50 ticari faizi ile birlikte takibin devamına ve davalı borçlunun % 20 inkar tazminatla mahkumiyetine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline ve fazlaya ilişkin haklarımızın saklı kalmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, —–İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, davanın açıldığı tarihte davalının yerleşim yeri ——olduğundan mahkemenin yetkisizlik kararı vermesi gerektiğini, davacı tarafın varlığını iddia ettiği alacağın zamanaşımına uğradığını, senetlerin 8 yıl öncesine ait olduğunu, müvekkilinin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin dava dilekçesinde sözü edilen 83 adet senedin kendisine teslim edilip edilmediğini, teslim edildi ise ne zaman ve hangi amaçla teslim edildiğini hatırlamadığını, dava dilekçesine müvekkilinin kimden ne miktarda para tahsil ettiğine ilişkin bir belgenin eklenmemiş olduğunu, davacının iddiasının dayanağının ne olduğunun anlaşılamadığını, şirket müdürü olan müvekkilinin şirketle herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, müvekkilinin davacı şirket ile devam eden cari hesap ilişkisi olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin yapılan ortaklar kurulu toplantılarında ibra edildiğini savunarak; lıaksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötü niyetle icra takibi yapan davacının reddedilen meblağın %20 sinden az olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edilmesine vc yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesinc karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE DAVACI VEKİLİNİN VEKİLLİK GÖREVİ VE YETKİSİ BULUNUP BULUNMADIĞININ TESPİTİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava; davalının, davacı şirketin müdürler kurulu üyesi olarak görev yaptığı sırada şirketi haksız olarak borçlandırdığından bahisle sebepsiz zenginleştiği miktarın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu İstanbul Anadolu 8. İcra Dairesi’nin ——– esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, alacaklı ——- … tarafından borçlu …’a karşı —— tarihinde “tarafınıza takip ve tahsil edilmesi amacıyla teslim edilmiş ve tarafınızca da tahsil edilmiş olan senet bedellerinden ve ayrıca tarafınıza yapılan ödemelerden dolayı alacağımız” nedenine dayalı olarak 2.767.287,00 TL asıl alacak için icra takibine başlandığı, borçlu tarafından borca, takibe, faize ve faiz oranına, icra müdürlüğünün yetkisine, şirket vekilinin görev ve yetkisine ve alacağın zamanaşımına uğradığına ilişkin itirazı nedeniyle takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili, gerek icra takibine yaptığı itirazda, gerekse cevap dilekçesinde, davacı vekili —–..’nun vekillik görevinini ve yetkisinin bulunmadığını ve bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı şirket tarafından benzer nedenlerle davacı şirketin %50 ortağı olan ————–.’ye karşı açılan İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——— esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda, Mahkemenin —- tarih ve —— karar sayılı ilamındaki “Mahkememizce taraf vekillerince bildirilen bir kısım deliller toplanarak dosyaya katılmış,—— Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ——günlü yazısına göre davacı şirketin ortaklarının …, … ve davalı şirket olduğu, davalı şirketin,davacı şirketin %50 ortağı olduğu, davalı şirketin davacı şirkete ortak olmasına ilişkin kararın 08/11/2012 tarihinde tescil edildiği, 19/11/2012 günlü Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen 07/11/2012 günlü ortaklar kurulu kararına göre — grubu imza yetkililerinin ——— grubu yetkililerinin ise … ile … olduğu, şirketi her hususta temsil ve ilzama, şirket işlerinin takibi için her türlü vekaleti vermeye biri – grubundan biri de – grubundan olmak üzere asgari ikisinin imzasının gerekli olacağının kararlaştırıldığı görülmüştür.
HMK’nun 114/1. maddesinin d bendinde “Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması”, f bendinde ise “Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması” dava şartları arasında belirtilmiş, aynı yasanın 115/2 maddesinde ise giderilemeyecek dava şartı noksanlığı halinde davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir.
Dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin ortaklarının …, … ve davalı şirket olduğu, davalı şirketin, davacı şirkete %50 ortak olduğu, 19/11/2012 günlü Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen 07/11/2012 günlü ortaklar kurulu kararına göre davacı şirketin, biri —-grubundan biri de—-grubundan olmak üzere en az iki müdürle temsil edilebileceği, her iki gruptan en az bir yetkili imzasıyla şirket işlerini takip için vekalet verilebileceği, davacı şirket adına işbu itirazın iptali davasını açan vekilin ——grubu yetkililerince azledildiği ve azilin kendisine bildirildiği, vekilin müvekkili adına dava açması için genel vekaletnamenin bulunması ve davayı takip konusunda, özel talimatın gerekli olduğu, davayı açan vekilin vekaletnamesi davalının davacı şirkete ortak olmasından evvel düzenlenmiş ise de davalı şirket temsilcilerinin davacı vekilinin vekillik görev ve sıfatına itirazları nedeniyle vekillik görev ve yetkisinin ortadan kalktığı ayrıca davacı şirket ortağı ve—- grubu hisse sahibi davalı şirket ortaklarının bu davanın açılmasına ve yürütülmesine onay vermediklerini bildirmeleri karşısında davacı şirketin diğer %50 hissedarların şirket adına tek başına temsil ve karar alma imkanı da olmadığına göre vekilin dava açılması konusunda davacı şirketten aldığı talimattatn bahsedilemeyeceği, dolayısıyla davacı vekilinin vekillik görevinin ve yetkisinin bulunmadığı, davaya ilişkin HMK’nun 114/1-d ve f maddelerinde belirtilen dava şartı noksanlığının bulunduğu, davacı şirketin mevcut hisse durumuna göre giderilemeyecek nitelikteki dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerektiği…” gerekçesiyle verilen karar yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 28/06/2018 tarih, 2016/11581 esas, 2018/4927 karar sayılı ilamıyla onanmıştır.
Yine, davacı şirket tarafından muris ——— mirasçılarına karşı açtığı benzer nitelikli İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——tarih, —- esas,—– karar sayılı ilamıyla usulden reddedilmiş olup, bu karar da yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04/10/2018 tarih, 2016/12467 esas, 2018/6009 karar sayılı ilamındaki “Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin, davacı şirkette %50 hisseyle ortak olduğu, 07/11/2012 günlü ortaklar kurulu kararına göre davacı şirketin, biri —–grubundan biri de ——grubundan olmak üzere en az iki müdürle temsil edilebileceği, her iki gruptan en az bir yetkili imzasıyla şirket işlerini takip için vekalet verilebileceği, davacı şirket adına işbu itirazın iptali davasını açan vekilin azledildiği ve azilin kendisine bildirildiği, vekilin müvekkili adına dava açması için genel vekaletnamenin bulunması ve davayı takip konusunda, özel talimatın gerekli olduğu, davayı açan vekilin vekaletnamesi davalının davacı şirkete ortak olmasından evvel düzenlenmiş ise de davalı şirket temsilcilerinin davacı vekilinin vekillik görev ve sıfatına itirazları nedeniyle vekillik görev ve yetkisinin ortadan kalktığı, ayrıca davacı şirket ortağı ve —-grubu hisse sahibi davalı şirket ortaklarının bu davanın açılmasına ve yürütülmesine onay vermediklerini bildirmeleri karşısında davacı şirketin diğer %50 hissedarlarının şirket adına tek başına temsil ve karar alma imkanı da olmadığına göre vekilin dava açılması konusunda davacı şirketten aldığı talimattan bahsedilemeyeceği, dolayısıyla davacı vekilinin vekillik görevinin ve yetkisinin bulunmadığı, davaya ilişkin HMK’nın 114/1-d ve f maddelerinde belirtilen dava şartı noksanlığının bulunduğu, davacı şirketin mevcut hisse durumuna göre dava şartı noksanlığının giderilemeyecek nitelikte olduğu gerekçesiyle; davanın HMK 114/1-d,f ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.” şeklindeki gerekçeyle onanmasına karar verilmiştir.
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——– esas sayılı dosyası ile İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——- esas sayılı dosyaları ile Mahkememiz dosyası davacı vekilinin görevi ve yetkisi bulunup bulunmaması açısından benzer niteliktedir. Mahkememizdeki icra takibi alacaklı ————- … tarafından 2015 yılında başlatılmış olup, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —— esas sayılı dosyası ile İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——- esas sayılı dosyasında iptali istenen icra takipleri de yine aynı alacaklı şirket ve vekili tarafından başlatılmıştır. Her üç dosyada da davalı tarafın itirazı aynı şekilde “07/11/2012 günlü ortaklar kurulu kararına göre davacı şirketin, biri ——grubundan biri de ———- grubundan olmak üzere en az iki müdürle temsil edilebileceği, her iki gruptan en az bir yetkili imzasıyla şirket işlerini takip için vekalet verilebileceği, davacı şirket adına işbu itirazın iptali davasını açan vekilin azledildiği ve azlin kendisine bildirildiği, vekilin müvekkili adına dava açması için genel vekaletnamenin bulunması ve davayı takip konusunda, özel talimatın gerekli olduğu, davayı açan vekilin vekaletnamesi davalının davacı şirkete ortak olmasından evvel düzenlenmiş ise de davalı şirket temsilcilerinin davacı vekilinin vekillik görev ve sıfatına itirazları nedeniyle vekillik görev ve yetkisinin ortadan kalktığı, ayrıca davacı şirket ortağı ve ——– grubu hisse sahibi davalı şirket ortaklarının bu davanın açılmasına ve yürütülmesine onay vermediklerini bildirmeleri karşısında davacı şirketin diğer %50 hissedarlarının şirket adına tek başına temsil ve karar alma imkanı da olmadığına göre vekilin dava açılması konusunda davacı şirketten aldığı talimattan bahsedilemeyeceği”ne ilişkin olup bu nedenle davacı vekilinin vekillik görevi ve yetkisinin bulunmadığına ilişkindir.
Bu nedenlerle, Mahkememizce 07/11/2012 günlü ortaklar kurulu kararına göre davacı şirketin, biri ———grubundan biri de —- grubundan olmak üzere en az iki müdürle temsil edilebileceği, her iki gruptan en az bir yetkili imzasıyla şirket işlerini takip için vekalet verilebileceği, davacı şirket adına işbu itirazın iptali davasını açan vekilin azledildiği ve azlin kendisine bildirildiği, vekilin müvekkili adına dava açması için genel vekaletnamenin bulunması ve davayı takip konusunda, özel talimatın gerekli olduğu, davayı açan vekilin vekaletnamesi davalının davacı şirkete ortak olmasından evvel düzenlenmiş ise de davalı şirket temsilcilerinin davacı vekilinin vekillik görev ve sıfatına itirazları nedeniyle vekillik görev ve yetkisinin ortadan kalktığı, ayrıca davacı şirket ortağı ve ——— grubu hisse sahibi davalı şirket ortaklarının bu davanın açılmasına ve yürütülmesine onay vermedikleri anlaşıldığından, 19.12.2018 tarihli duruşmada davacı vekilinden davacı şirketin ortaklık yapısında değişiklik olup olmadığı sorulmuş, davacı vekili şirketin ortaklık yapısında değişiklik olmadığını beyan etmiş, davalı vekili de, davacı vekilinin 14.04.2015 tarihinde davacı şirketin %50 pay sahibi ———–. Tarafından davacı vekilinin azledildiği bildirilmiş, davacı vekiline süre verildiği taktirde davacı şirketin %50 pay sahibi ———- bu davaya ve davaya konu icra takibine muvafakat alıp alamayacağı sorulmuş, davacı vekili de bu şekilde bir muvafakat almasının mümkün olmadığını bildirmiştir.
Buna göre, 07/11/2012 günlü ortaklar kurulu kararına göre davacı şirketin, biri —– grubundan biri de —– grubundan olmak üzere en az iki müdürle temsil edilebileceği, her iki gruptan en az bir yetkili imzasıyla şirket işlerini takip için vekalet verilebileceği, davacı şirket adına işbu itirazın iptali davasını açan vekilin azledildiği ve azlin kendisine bildirildiği, vekilin müvekkili adına dava açması için genel vekaletnamenin bulunması ve davayı takip konusunda, özel talimatın gerekli olduğu, davayı açan vekilin vekaletnamesi davalının davacı şirkete ortak olmasından evvel düzenlenmiş ise de davalı şirket temsilcilerinin davacı vekilinin vekillik görev ve sıfatına itirazları nedeniyle vekillik görev ve yetkisinin ortadan kalktığı, ayrıca davacı şirket ortağı ve ———grubu hisse sahibi davalı şirket ortaklarının bu davanın açılmasına ve yürütülmesine onay vermedikleri, buna göre davacı vekili Av. …’nun HMK’nin 114/1-d ve 114/1-f maddelerinde yazılı vekillik görevi ve yetkisi olmadığı anlaşılmıştır.
HMK.nun 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır.
Tüm bu nedenlerle, davanın HMK’nin 114/1-d, 114/1-f ve 115/2. Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin vekillik görevi ve yetkisi bulunmadığından HMK’nın 114/1-d, 114/1-f ve 115/2. Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 33.422,35 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 33.386,45 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından sarf edilen 20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, HMK’nin 345. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.19/12/2018