Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/658 E. 2019/90 K. 01.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/658 Esas
KARAR NO : 2019/90

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 01/02/2019

Yargıtay ———-.Hukuk Dairesi’nin 2013/17365 Esas- 2014/1596 Karar sayılı bozma ilamı ile yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili —- tarihli dava dilekçesinde; müvekkil şirketin akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini, bu çerçevede davalılardan, …’ün maliki bulunduğu ————– asfaltı mevkiinde kain ——- parsel nosunda kayıtlı taşınmazın 03.07.2006 tarihinden başlamak ve 22.12.2018 tarihine kadar geçerli olmak üzere 12 yıl süreli intifa hakkını resmi senetle aldığını ve 1 nolu davalı … ile 22.06.2006 tarihli bayilik sözleşmesi imzaladığını, diğer davalı …’ün ise sözleşmeyi garanti ve taahhüt eden sıfatıyla imza ettiğini,
Rekabet Kurumunun 2009 yılında dağıtım şirketleri ve bayileri arasındaki intifa/kira sözleşmelerinin ve bayilik sözleşmesinin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında incelenmesi sonucunda 12.03.2009 tarihinde resmi internet sitesinde yayınladığı duyuru ile 18.09.2010 tarihine kadar tüm sözleşmelerin ve bu kapsamda kira/intifa sözleşme sürelerinin 5 yıldan fazla olamayacağına ve bu tarih itibariyle sözleşmelerin süresinin sona ereceğine karar verildiğini, bu durum karşısında öngörülen süreyi aşan kısmının ifasının hukuken ve fiilen imkansız hale geldiğini ve müvekkilinin bu kapsamda davalı bayiye vekalet göndererek intifa hakkını tapudan terkin edildiğini, ayrıca Rekabet kurumu duyurusu doğrultusunda ve davalı şirketin bayilik sözleşmesi ve ariyet sözleşmesinin de bu kapsamda 04.05.2011 tarihli ihtarname ile feshedildiğini,
Rekabet Kurumunun duyuruları sonucunda müvekkil şirket lehine tesis edilmiş bulunan ve toplam 12 yıl süreli 22.12.2018 tarihinde bitecek olan intifa hakkının ve taşınmaz üzerinde kurulu bulunan akaryakıt istasyonunun malikler veya davalı tarafından işletilmesine yönelik imzalanan bayilik ve işleticilik sözleşmesi ile protokollerin beş yılı aşan sürelerinin geçersiz hale gelmiş olup tarafların birbirine verdikleri her şeyin Borçlar Kanununun 63. ve 64. maddesi kapsamında iadeye tabi olduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın açılmış bulunduğunu,
Bu kapsamda davalı şirkete Beyoğlu —— noterliğinden ———– yevmiye sayılı ihtarname gönderilerek———- tarihli faturalar dahilinde bulunan ve ödenen 84.745.00TL/KDV gayri maddi hak bedeli ödenmiş olup işleticilik ilişkisinin sona ereceği 04.05.2011 tarihi itibariyle sözleşmenin hukuken ve fiilen ifası imkansız kalan süresi için muhataba ödenen gayri maddi hak bedelinin kullanılamayacak döneme ilişkin kısmı olan 58.691.00 TL + KDV nin, ödemenin yapıldığı tarihlerden 04.05.2011 tarihine kadar güncellendiği ve bu miktarın 106.470 TL + KDV olduğu, bu bedelin 04.05.2011 tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ödenmesi hususunun ihtar edildiğini ancak davalının ödeme yapmadığını,
İleri sürerek, 106.470.00 TL + KDV alacağın, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar davaya herhangi bir cevap vermemiştir.

DELİLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalıya ödenen gayri nakdi hak bedelinin sözleşmenin 5 yılı aşan kısmının hukuken geçersiz olması nedeniyle kullanılmayan bedelin iadesine ilişkindir.
Mahkememiz 09/05/2013 tarihli kararında; benimsenen bilirkişi kök ve ek raporuna göre, Davcının davalıya yaptığı bayilik sözleşmesine diğer davalıların garanti verdiği intifa hakkı tesisi sözleşmesinin sürelerinin 5 yıla indirilmesi sebebiyle 5 yılı aşan süre için verdiği kısmının iadesine ilişkin olarak davacının iddia ettiği gayri maddi hak bedelinin sözleşmelere göre sözleşme süresi sonuna kadar verildiğinin kanıtlanamadığı kanaatine varılarak kanıtlanamayan davanın reddine, kararı vermiştir.
Mahkememizce verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş bunun üzerine Yargıtay ————-.HD 2013/17365 ESAS , 2014/1596 KARAR, 21.01.2014 Tarihli kararıyla ;Taraflar arasında intifa sözleşmesi ile belirtilen ödeme dışında başka ikinci bir ödemenin yapılmadığı ihtilafsız olduğu, bu durumda mahkemece, öncelikle kullanılmayan intifaya yönelik talepte bulunulabilmesi için intifanın terkin edildiğinin kanıtlanması gerektiği gözetilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir demek suretiyle mahkememizin 09/05/2013 tarihli kararını bozmuş, bunun üzerine mahkememize geri gönderilen dosya yargıtay bozma kararını dikkate alarak tekrar incelenmek üzere mahkememizin——— esasına kaydedilmiştir.
22/01/2015 tarihli celsenin 1 numaralı ara kararı ile
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda bozmadan sonra gelen beyan ve belgelerde değerlendirilerek Dosya üzerinde aynı bilirkişiler vasıtasıyla ek inceleme yapılmasına, karar verilmiş, dosya bilirkişilere tevdi edilmiş ancak bilirkişilerin bozma ilamını dikkate almadan rapor tanzim ettikleri tespit edilmesi üzerine, Mahkememiz 20/10/2015 tarihli celsenin 1 numaralı ara kararı ile yargıtayın bozma ilamına göre görüş bildirmek için bilirkişilerden ek rapor alınmasına, karar verilmiş, ancak verilen ek raporun yargıtayın bozma sebeplerinin dikkate alınmadan hazırlanması sebebiyle 12/04/2016 tarihli celsenin 1 numaralı ara kararıyla , bilirkişi heyetinin raporları bozma ilamına uygun olmadığı ve davacı vekilince raporlara itiraz edilidğinden talep yerinde görülmekle bu defa yeniden seçilen bilirkişi ————– seçilmesine, bilirkişilerin yargıtay bozma ilamıda göz önüne alınarak raporlarını sunmasına karar verilmiş, bilirkişiler,————tarafından düzenlenen 28.9.2016 tarihli raporda alacağın bulunduğu ve alacağın mali müşavir bilirkişi tarafından hesaplanması gerektiği, alacağın 22.6.2011 tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsili gerektiği kanaatine varıldığının belirtmişlerdir. Ancak gerek davacı ve davalı tarafça raporun eksik görülmesi gerekse de tarafımızca da raporda eksikliklerin tespit edilmesi sebebiyle bilirkişi heyetine mali müşavir —— eklenmek suretiyle tekrar ek rapor istenmiş, bu kez 12.4.2017 tarihinde mali müşavir ———– mühendisi bilirkişi———— tarafından düzenlenen raporda davacının 1 ve 2 numaralı davalılardan dava tarihi itibariyle 71.478,02 TL (KDV hariç) alacağının bulunduğu, bu alacağa 22.6.2011 tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsili gerektiği kanaatine varıldığı, bildirilmiş ancak bozmadan önce alınan bilirkişi raporu ile bozmadan sonra alınan bilirkişi raporları arasında mübayenet olduğundan ve bu mübayenetin giderilmesi gerektiğindne bu defa oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kurulundan mübayenetin giderilmesi konusunda rapor alınmasına, karar verilmiş, 14.3.2018 tarihli Mali Müşavir ——–ve Makine mühendisi bilirkişi —— tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre, intifa hakkı karşılığı yapılan ödemeye konu iş ve işlemler dağıtıcı firmanın marka değeri ili ilgili olup davacı tarafın faydalandığı hususlar olduğu, 16.11.2011 tarihinde kalan intifa hakkı feragat yoluyla terkin edildiği, davacı kalan intifa hakkının kullanılması yönünde bir girişimde bulunmayarak kalan sürenin feragat yolu ile terkin edilmesini sağlamış olması nedeniyle kullanılmayan intifa hakkı süresi ile ilgili tutarı talep hakkı olmadığını bildirmişlirdir. Ancak 01/03/2018 tarihli duruşmada 3 kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınmasına karar verildiği ancak karar verilen tarihte hukuk mezunu bilirkişilerin listeye alınmaması nedeniyle 2 kişilik heyetten bilirkişi raporu alındığı anlaşılmakla, hukuk mezunu bilirkişi ile ilgili yasağın kalkması göz önüne alınarak bilirkişi heyetine sözleşme ve hesap uzmanı bilirkişi ———- eklenmesine, karar verilmiştir.
Bilirkişiler tarafından hazırlanan 7.8.2018 tarihli raporda özetle; Davacı şirket ile … —————– arasında 22.06.2006 tarihli, —————— adresinde bulunan ve tapuda ————— asfaltı mevkii, ————- parselde kayıtlı bulunan işletmenin, bayi/işletici tarafından, 22.12.2018 tarihine kadar akaryakıt satış ve servis istasyonu olarak işletilmesi konusunda anlaşmaya vardıkları, taraflar arasında akdedilen sözleşmede kalan intifa hakkı ile ilgili cezai bir madde bulunmadığı,
… tarafından …(—————) VE …’e gönderilen Beyoğlu ——–. Noterliğinin 20/09/2011 tarih ve ———— yevmiye nolu ihtarnamede
“Rekabet kurumu, 12.03.2009 tarihinde internet sitesinde yayımladığı duyurusunda 05.03.2009 tarihli ——— uyuşmazlıklarına dair kararlarıyla akaryakıt sektöründe bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı olarak yapılan intifa ve benzer etkiye sahip ekipman, kredi, kira gibi aynı ve şahsi hakları içeren sözleşmelerin, rekabet yasağının süresini fiilen uzatılacak şekilde kullanılamayacağını, bu tür anlaşmaların varlığı halinde beş yılı aşan süreler bakımından———— sayılı Tebliğ’de tanınan muafiyet koşullarının ortadan kalkacağını, bu kapsamda 18.92015 tarihinden önce başlamış olan işleticilik anlaşmalarının süreleri ne olursa olsun, ancak 18.09.2010 tarihine kadar;18.09.2005 tarihinden sonra başlamış işleticilik sözleşmelerinin ise süreleri ne olursa olsun en çok 5 yıl muafiyetten yararlanabileceğini açıklamıştır.Duyuru’nun sonucu olarak 1 numaralı muhatapla sona eren dikey ilişki gereğince müvekkil şirket lehine tesisi edilmiş olan 2 numaralı muhataba ait gayrımenkul üzerindeki intifa hakkı da sona ermiştir.
Rekabet Kurumunun 13/05/2011 tarih ve 298 ayılı kararı dahilinde müvekkil şirket lehine tesis edilmiş intifa hakkının terkinine ilişkin olarak 2 numaralı muhatap adına vekaletname düzenlenmiş olup ; iş bu ihtarname ekinde müvekkil şirket yetki belgesi aslı ve vergi levhası fotokopisi ile birlekte 2 numaralı muhataba gönderilmektedir.
Bunun yanında Beyoğlu ———. Noterliğinden gönderilen 04/05/2011 tarih ve 11132 yevmiye numaralı ihtarda belirtilen ve istasyon için yapılan yatırımlara ve diğer hususlara ilişkin hak ve taleplerimiz devam etmekte olup; her türlü hak ve alacağımız, dava ve takip hakkımız ile fazlaya ilişkin tüm haklarımızı saklı tuttuğumuzu bildiririz”.
Şeklinde beyanda bulunulduğu ve ihtar ekinde …’e intifa hakkının terkini için gönderilmiş olan ihtarnamenin 4.10.2011 tarihinde muhataplarına tebliğ edilmiş olduğu anlaşıldığı.
Sayın mahkemedeki dava 14.09.2011 tarihinde açılmış olup intifa hakkının terkinine ilişkin vekaletname davadan sonra 20.9.2011 tarih ve——–yevmiye nolu ihtarname ekinde davacıya gönderilmiş ve 4.10.2011 tarihinde davacının eline geçmiştiği, buna gööre dava tarihinde intifa terkin edilmediği,
davanın 14.09.2011 tarihinde açılmış olduğu intifanın ise 16.12.2011 tarihinde terkin edildiği, bu durumda, dava açıldığı tarihte, davacının intifa hakkı devam etmekte olduğundan, bayilik sözleşmesinin feshinin intifa hakkının kullanımı yönünden bir etkisi bulunmadığı, bu sebeple değerlendirmenin dava tarihi itibarıyla yapılması zorunlu olduğu, davacının ——— (dava tarihi) itibarı ile intifa bedeli ve semereleri yönünden talep edilebilir bir hakkı bulunmadığı, kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Uzman bilirkişi kurulunun denetime elverişli gerekçeli raporu ve ek raporu mahkememizce de aynen benimsenip hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla;
Davanın 14.09.2011 tarihinde açılmış olduğu intifanın ise 16.12.2011 tarihinde terkin edildiği, dava açıldığı tarihte, davacının intifa hakkı devam etmekte olduğundan, bayilik sözleşmesinin feshinin intifa hakkının kullanımı yönünden bir etkisi bulunmadığı, davacının intifa bedeli ve semereleri yönünden bir talepte bulunabilmesi için öncelikle intifa hakkının terkin edilmesi gerektiği, dava tarihi itibarıyla bir değerlendirmenin yapılmasının zorunlu olduğu, bu şekilde bir değerlendirme yapıldığında, davacının 114/09/2011 (dava tarihi) itibarı ile intifa bedeli ve semereleri yönünden talep edilebilir bir hakkı bulunmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspatlanmayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.581,10 TL peşin harcın mahsubu ile fazla yatan 1.536,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ————– uyarınca 11.289,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.