Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/592 E. 2022/653 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

ESAS NO:2014/592
KARAR NO:2022/653

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:16.06.2015
KARAR TARİHİ:21.09.2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA DOSYASINDA:
1-İddia: Davacılar vekili, —-esas sayılı dosyasına tevzi edilen dava dosyasına sunduğu dava dilekçesinde özetle, müvekkili — ait araçtan inip karşıya geçerken — aracında— bulundurmaması ve şüphelinin aracını çok hızlı şekilde kullanarak müvekkiline çarpması neticesinde müvekkilinin —meydana geldiğini, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusuru bulunmadığını, kazanın meydana geldiği tarihten bu yana müvekkilinin hastanede olduğunu, bir — şekilde diğer — ise —suretiyle sürekli şekilde yatar vaziyette olduğunu, bu durumun hem müvekkiline hem de müvekkiline sürekli şekilde bakan anne ve babasına büyük elem ve keder verdiğini, müvekkilinin kaza neticesinde beden tamlığının ihlal edildiğini, BK 54. maddesi gereğince tedavi giderleri başta olmak üzere —masrafları ile sürekli iş göremezlikten doğan zarar ve ziyanları ileride iktisaden maruz kalınacak mahrumiyetten doğacak zarar ve ziyanları karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik — maddi tazminatın davalı sigortadan limitle sınırlı olmak kaydıyla ve ticari faiziyle beraber diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber tahsilini, müvekkilinin kaza neticesinde BK 56.maddesi gereğince beden bütünlüğü aşırı derecede ve yoğun biçimde zarar gördüğünden dolayı müvekkili açısından—- manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile beraber — haricindeki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yine müvekkilinin anne ve babasına da her biri için — toplam— — şirketi haricindeki davalılardan dava tarihinden itibaren yasal faizi ile beraber müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkillerine ödenmesini talep ve dava etmiştir.
2-Savunma:
2.1—- vekili, cevap dilekçesinde özetle, kazaya karışan aracın müvekkil şirketi nezdinde—-ile sigortalı olduğunu,—- şirketinin sorumluluğunun— sürücüsünün kusuru oranında— ile sınırlı olduğunu, davacının maluliyet iddialarının— tespiti gerektiğini, yaptırılacak olan zarar hesabında —esas alınması gerektiğini, geçici işgöremezlik zararının —- teminatı dışında kaldığını, davacının söz konusu olaydan dolayı —ödeme alıp almadığının tespitinin gerektiğini, talep edilen faiz türünün hatalı olduğunu, davanın müvekkili yönünden reddini talep etmiştir.
2.2-Davalı—vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin kazayı yapan aracın işleteni olmadığını, trafik kazasında müvekkili şirketine atfı kabil kusurun olmadığını, bu kazada dava dışı — aracı sürücüsünün de kusuru bulunduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
2.3-Davalı—-vekili cevap dilekçesinde özetle, davaya konu kazanın müvekkilinin hakimiyetindeki—- inip karşıya geçmek için aniden yola fırlayan —çarpması neticesinde meydana geldiğini, söz konusu olayda müvekkiline atfedilecek kusur bulunmadığını,—öğrencileri dönüş istikametinde bırakmamış olması halinde davacı — karşıya geçmek için yola çıkmayacağını ve kazanın gerçekleşmeyeceğini, kazanın gerçekleştiği yolun gidiş dönüşlü bir yol olduğunu, kazanın gerçekleştiği yerden yaklaşık —ilerde yol bittiğinden araçların dönmek zorunda olduğunu ve geldikleri yöne doğru gitmek zorunda olduklarını, —-öğrencileri bıraktığı yerde yaya geçidi veya üst geçiti bulunmadığını, —- belirtilen yükümlülüklerinden hiçbirini yerine getirmeden — tarafından tutulan kaza tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin kazaya karışan aracın sürücüsü olmasının müvekkilinin kusur olduğunu veya asli kusurun müvekkilinde olduğunu göstermeyeceğini, kaza nedeniyle müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığından davanın reddini talep etmiştir.
2.—-usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap verememiştir.
BİRLEŞEN — ESAS SAYILI DOSYASINDA:
3-İddia: Davacılar vekili, birleşen —-esas sayılı dosyasına tevzi olunan dava dosyasına sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili —-tarihinde davalı —-aracından indiği esnada yolun karşısına geçmeye çalışırken dava dışı — hızla gelerek müvekkiline çarpıp, araç altına alarak sürüklenmesine sebebiyet verdiğini, kaza sonrasında henüz — yaşında olan müvekkilin bir —- diğer — olduğunu, — şirketinin de sorumluluğu olduğunu, davacıların bu kaza sonrasında mağdur olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla— maddi tazminatın davalılardan tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, müvekkil —, —– manevi tazminatın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan —- tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, bu kapsamda davalı —- manevi tazminat taleplerinden diğer hukuki sorumlularla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına, müvekkil ismihan — kardeşinin bakımı için işten ayrılıp ve halen çalışamamakta olup — manevi tazminatın davalı — şirketleri dışındaki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, takdir edilecek tazminatların tamamına — şirketleri açısından kazanın kendilerine ihbar edildiği tarihten itibaren—iş günü sonra başlamak üzere (ihbar edilmemişse dava tarihinden itibaren) ve — şirketi dışındaki diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan— tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, iş bu dosyanın aralarındaki hukuki fiili irtibat ve biri hakkında verilecek hükmün diğerini doğrudan etkileyecek olması ile usul ekonomisi ve farklı kararlar çıkmasını engellemek amacıyla —- esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
4-Savunma:
4.1—-vekili cevap dilekçesinde özetle, — Esas sayılı dava devam ederken davacı taraf vekili ile varılan mutabakat neticesinde poliçede öngörülen azami teminat limiti olan — davacı tarafa vekalet ücreti ve ferileri de eklenmek suretiyle —- olarak ödendiğini, bakıcı giderlerinin teminat içinde değerlendirelemeyecğini, bakım giderlerinden— sorumlu olduğunu, bu nedenle haksız açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
4.2-Davalı —vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu olayda müvekkil kurumun hiç bir kasıt yada kusuru mevcut olmadığını, husumet itirazları olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının , anneanne, babaanne ve dedelerinin davacı sıfatına itiraz ettiklerini, bu nedenlerle haksız açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
4.3-Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkil şriketin sorumluluğunun kusur oranında tespiti gerektiğini, davacının talep ettiği tedavi giderlerinden müvekkil şirketin sorumlu olmadığını, bakıcı giderlerinin poliçe teminatı dşında olduğunu, davacı tarafın müvekkil şirketten olay tarihinden itibaren faiz talep edemeyeceğini, müvekkil şirketin dava açılmasına sebep olmadığından davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
5-Islah: Davacılar vekili — tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin faiz türü yönünden davayı ıslah ettiğini, sonuç olarak; —- tarihli asıl dava dilekçemizin netice ve talep kısmındaki c bendini: “c) Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla ve davanın belirsiz alacak davası olması münasebetiyle şimdilik —- maddi tazminatın (davalı sigortadan limitle sınırlı kalmak kaydıyla) kaza tarihinden itibaren tüm davalılar yönünden ticari avans faizi ile beraber müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak müvekkilim—-Tarihli birleşen dava, dava dilekçemizin netice ve talep kısmındaki— nolu bendini: “– Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla —maddi tazminatın (maluliyet – güç kaybı – geçici ve sürekli iş göremezlik – —tarafından karşılanmayan tedavi giderleri – bakıcı gideri) davalılardan — tahsilde tekerrür olmamak üzere diğer hukuki sorumlularla birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkil —(anne ve babası tarafından velayeten) ödenmesine, bu kapsamda — verilen — tarihli ibranamenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
6-Bedel Artırım Dilekçesi: Davacı vekili— tarihli bedel artırım dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde talep ettikleri —sürekli iş göremezlik tazminatı taleplerinin —artırılarak —– çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
7-Davanın Aşamaları: Davacılar tarafından işbu dava dosyası öncelikle — Esas sayılı dosyası üzerinden açılmış,—Karar sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verilerek dosya kapatılan —esas sırasına tevzi edilmiş, kapatılan —mahkememize tevzi olmakla dava dosyası mahkememizin — esas sırasına tevzi olunmuştur.—- Esas sayılı dava dosyası— tarih ve — karar sayılı birleştirme kararı ile mahkememiz — esas sayılı dosyamızla birleştirilmiştir.Mahkememizin işbu dava dosyasının —- tarihli duruşmasında verilen; “Davanın geçirdiği aşama, manevi tazminat davaları ile ilgili delillerin toplanmış olması, davacılar vekilinin —-bedelleriyle ilgili talepleri nedeniyle maddi tazminat davasının delillerinin toplanmasının beklenmesi halinde manevi tazminat davasının gereksiz yere daha da uzayabileceği anlaşıldığından tahkikatın daha iyi yürütülmesinin sağlanması amacıyla asıl davada tüm davacıların davalılar—esas sayılı dosyasında tüm davacılar —- karşı açtıkları manevi tazminat davalarının HMK’nin 167. Maddesi uyarınca ayrılmasına ve mahkememizin yeni esasına kaydedilmesine,” ara kararı uyarınca Manevi Tazminat talepleri yönünden dosya tefrik olunarak yine Mahkememiz— sırasına kaydolunmuş, davacıların manevi tazminat talepleri ile ilgili olarak Mahkememizin— sayılı dosyası üzerinden—tarih ve — karar sayılı ilâmı ile; “1-Davacı — manevi tazminat talebinin KABULÜ ile; —manevi tazminatın taleple bağlı kalınarak davalılar— tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı —manevi tazminat talebinin KABULÜ ile; —- manevi tazminatın taleple bağlı kalınarak davalılar —Yönünden davanın açıldığı —- tarihinden, davalı— yönünden kazanın meydana geldiği —-tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı —-manevi tazminat talebinin KABULÜ ile; —manevi tazminatın taleple bağlı kalınarak davalılar — tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı—- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)—- manevi tazminatın kazanın meydana geldiği —- tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —-müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin — manevi tazminat talebinin reddine,
5-Davacı —manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)—- manevi tazminatın kazanın meydana geldiği —- tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar—- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin — manevi tazminat talebinin reddine,
6-Davacı—- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)—- manevi tazminatın kazanın meydana geldiği — tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar—müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin—manevi tazminat talebinin reddine,
7-Davacı — manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)—manevi tazminatın kazanın meydana geldiği—-tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin —- manevi tazminat talebinin reddine,
8-Davacı —- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)— manevi tazminatın kazanın meydana geldiği –tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin —- manevi tazminat talebinin reddine,
9-Davacı —-manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)—- manevi tazminatın kazanın meydana geldiği—- tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —-müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin—manevi tazminat talebinin reddine,
10-Davacı —-manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)—- manevi tazminatın kazanın meydana geldiği — tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar— ve —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin —manevi tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine gönderildiği — tarih, —- karar sayılı ilamındaki “Dosya kapsamından — tarihinde davalı sürücü —- sevk ve idaresindeki —– sevk ve idaresindeki —– önünden karşıya geçmeye çalışan davacı yaya —çarpması neticesi yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır.Mahkemece—Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılamada — tarihli celse— nolu ara kararı ile manevi tazminat davalarının HMK’nın 167. maddesi gereğince ayrılmasına karar verilmiştir.Aynı kazaya ilişkin—esas sayılı dava dosyasında alınan —- tarihli —-raporunda, davalı sürücü— tali kusurlu olduğu, davacı —asli kusurlu olduğu, baba — asli kusurun oluşmasında üstlenmiş olduğunun belirtildiği,—tarihli raporda; davalı sürücü — tali kusurlu olduğu, yaya —ise davranış faktörlerinin asli etken olduğunun belirtildiği, —heyetinden alınan —- tarihli raporda; davalı sürücü —- üst düzeyde tali kusurlu, sürücü — alt düzeyde tali kusurlu, — tali kusurlu, davacı yaya — davranışının asli derecede etkili olduğunun belirtildiği, yapılan yargılama sonucunda sanıklar—-hakkında taksirle yaralama suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmektedir.Tefrik edilen dosya kapsamında alınan —- tarihli —- heyeti raporunda davalı sürücü—-, sürücü — oranında kusurlu, yaya —- kusursuz olduğunun belirtildiği, —-tarihli raporda; davalı sürücü — yaya —-oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.—- tarihli raporunda; davalı sürücü —-, davacı —-, davalı —oranında kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüştür. Bu durumda aynı olay nedeniyle ceza yargılama aşamasında alınan ve mahkemece alınan —-raporları ile İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan kusur raporu ile arasında kusurlu olduğu tespit edilen kişiler ve oranları arasında açıkça çelişki ortaya çıktığı ve taraflarca itiraz edildiği halde İlk Derece Mahkemesince tefrik kararı verilen dosya kapsamında alınan kusur raporları arasındaki itirazlar ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ve manevi tazminatın belirlenmesinde kriter olan kusur netleştirilmeden karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur.Davacılar —- karşı açtıkları mahkemenin—Esas sayılı dosyasında manevi tazminat için dava tarihinden itibaren işleyecek faiz isteminde bulundukları; Davacılar —-diğer tüm davacılar tarafından, tüm davalılar aleyhine —-Esas sayılı dosyasında ise manevi tazminat için kaza tarihinden itibaren işleyecek faiz isteminde bulundukları anlaşılmaktadır.Bu durumda İlk Derece Mahkemesince taleple bağlı kalınarak —sayılı dosyada kabul edilen manevi tazminat için davanın açıldığı — tarihinden,—dosyasında kabul edilen manevi tazminat için kazanın meydana geldiği— tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Ayrıca davacıların aynı trafik kazasına bağlı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin davada delillerin birlikte toplanması, özellikle —- raporunun gerek maddi gerekse manevi tazminat talepli davada alınarak değerlendirilmesinin gerekmesine göre usul ekonomisi ilkesi gereğince davaların yargılamasının birlikte yürütülerek karar verilmesi gerekirken mahkemece manevi tazminat davası yönünden tefrik kararı verilerek karar verilmesinin doğru olmadığı düşünülerek bu husus eleştiri konusu yapılmıştır.Kabule göre de davalı —- vekilinin vekaletnamesinin karar tarihinden sonra —- tarihinde sunulmuş olması gözetildiğinde karar tarihi itibariyle –olmayan davalı —- lehine reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Yine mahkemece hüküm kısmında kabul edilen ve reddedilen manevi tazminat miktarınında açıkça belirtildiğinden eksik hüküm kurulmamıştır.Daire kararının kapsam ve şekline göre; kusur oranlarının belirlenmesi için rapor alınması gerektiğinden manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” gerekçesi ile Mahkememiz kararı kaldırılmış ve Mahkememizin — Esas sırasına kaydedilerek aynı hüküm yeniden kurulmuş, maddi tazminat talepleri yönünden Mahkememizin işbu—Esas sayılı dava dosyası üzerinden yargılamaya devam olunmuştur.
8-Birleşen davadaki — başvuruya ilişkin dava şartı yönünden inceleme ve değerlendirme: Birleşen dava davalısı — vekili, davacının — şirketine başvurmadığını, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddini talep etmiştir.İstemin dayanağı—tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunun 5. maddesiyle değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi olup, söz konusu maddede, zarar görenin dava yoluna gitmeden önce ilgili — kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle — kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç— gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir.Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahipleri —-karşı artık doğrudan dava açamayacak olup söz konusu yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir.Dava şartları davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir.Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Somut olayda, birleşen dava —- tarihinden önce —- tarihinde açıldığından davalı vekilinin davanın usulden reddine ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
9-Davanın ve çekişmeli konuların tespiti:İşbu asıl ve birleşen dosyadaki dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.Davacılar vekili, asıl ve birleşen dava dosyalarında, müvekkilinin, davalı —- aracından indiği esnada yolun karşısına geçmeye çalışırken,davalılardan —ile sigortalı bulunan—- plakalı aracın davalı — sevk ve idaresinde iken müvekkili —- çarpması sonucu kazanın meydana geldiğini beyanla, maddi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık;
a-Birleşen dosyadaki taleplerin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı,
b-Meydana gelen trafik kazasında davalı tarafın kusur oranının ne olduğu,
c-Davacı —kaza nedeniyle meydana gelen yaralanması nedeniyle sürekli engellilik süresinin ve zararının ne kadar olduğu, davacının —- tarafından karşılanmayan tedavi giderleri bulunup bulunmadığı, varsa bu nedenle maddi tazminata hak kazanıp kazanmadığı, kazandıysa miktarının ne kadar olması gerektiği,
ç-Birleşen davadaki isteme ilişkin olarak; davalı —-ile davacı arasında düzenlenen ibranamenin iptali koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
10-Kazanın oluşumu ve davalının kusur oranının tespiti: Dosya kapsamına göre, olayın, “— günü saat —sıralarında davalı sürücü —sevk ve idaresindeki—- plaka— üzerinde seyir halinde iken olay mahalli olan— girişine yaklaştığı esnada seyir istikametine göre yolun sağında durmakta olan dava dışı sürücü — sevk ve idaresindeki davalı —- ait —olarak kullanılan — inip bu — önünden karşıya geçmek isterken davalı sürücü —- sevk ve idaresindeki —sevk ve idaresindeki —- kısmıyla çarpması neticesi yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği” şeklinde olduğu anlaşılmıştır.—- tutanağına göre; Olay mahallinde —- genişliğinde, —-yönlü,——olduğu belirtilmiştir. —- seyir yönü için karşı yön şeridi içerisinde ve yolun sol kenarına— mesafede işaretlenmiştir. Kaza tespit tutanağında, olay yerinde kazaya dair herhangi bir fren izi tespiti belirtilmemiş olup, çarpma sonraı aracın —mesafede durduğu belirtilmiştir.Mahkememizin— Esas sayılı dava dosyası içerisinde yer alan — esas sayılı dava dosyasında yer alan taraf ve tanık beyanları incelendiğinde; davalı sürücü—- olay günü verdiği ifadesinde; “—- isimli firmada —-plakalı—-üzerinde seyir halinde iken benim ön tarafımda seyreden —-üzerinde yaklaşık olarak — hızla gidiyordum. Bu sırada — ait — aracının önünden birden yola bir kız öğrenci fırladı, ben fren yaptım, fakat fren yapmama rağmen idaremdeki araç ile yola aniden fırlayan ismini —-olarak öğrendiğim kız çocuğuna aracımın sağ ön tarafı ile çarpmışım.” şeklinde beyanda bulunduğu, Davalı sürücü — tarihli ifadesinde; “Olay tarihinde — hızla gidiyordum, çocuk aniden önüme fırladı, ben frene bastım ancak çarpmaya engel olamadım, —-olduğuna dair bir ibare vardı, ne de bir —vardı, —indi, —sağda durmuştu, ben seyir halinde soldan devam ediyordum, mağdur bu araçtan inip aniden önüme çıktı, dönerek çocuğu sağda bırakması gerekirdi ancak bunu yapmadı, —isimli firmada çalışmaktayım, aracın sağ ön kısmı biraz sola doğru olan bölümü ile çarptım, ben çocuğu kurtarmak için sola kaçtım, ben fren yapmama rağmen çarpmaya engel olamadım, ben servisten inin çocuk görmedim, ilk inen sanırım mağdurdu, başka çocuk görmedim, söz konusu yer virajdır döndüğümde benim görüş açım — kadardır, o gün asfalt dökümü vardı, normalde — ile karşılaşmıyorum, ancak asfalt dökümüden dolayı son olarak bırkacağım çocuğu ilk bırakmak zorunda kaldığım için karşılaştım, —- olduğunu biliyordum, zira okulda görüyordum, aynı okula öğrencileri götürüyoruz, resmiyette aslında — olarak kullanılamaz, hurda okulda sorumludur, araca en az —tane çocuk doluyordu, çocukların nerde ineceği nerde bineceği belli değil, araçta personel olmadığından dolayı bu olay oluşlu, kazaya sebebiyet veren— olaydan dolayı çok üzgünüm,” şeklinde beyanda bulunduğu,
Davalı sürücü —tarihli keşifteki ifadesinde; “Ben duran arabanın yanında en fazla –açıklıkta giderken —önüme fırladı, ben şuan çarpma noktasını gösteriyorum, ben çocuğu kurtarmak için sola kaçtım, fren yaptım, ancak kaza meydana geldi…” şeklinde beyanda bulunduğu,
Dava dışı —olay günü verdiği ifadesinde; “— günü —kullanıyordum. Aynı gün saat:— sıralarında yine bahse konu — üzerinde duraklarda öğrencileri indirerek—- devam ettiğim sırada — geçip virajı döndükten sonra– bulunan öğrencilerin bir kısmını indirdim— kapılarını kapatarak yola devam edeceğim sırada aynı cadde üzerinde hızlı bir şekilde seyreden bir —gördüm,— geldiği yerde birden bir çocuğun olduğunu fark ettim. —hızla gelip benim yanımdan geçeceği sırada ben o çocuğu göremeyince korna çalarak bu — servisini durdurdum. Hemen araçtan inerek yola baktığımda biraz önce gördüğüm ve — yaptığım— olarak öğrendiğim kız çocuğunun— sol ön tekeri ile egzosunun arasında yaralı halde olduğunu , bacağından yaralandığını gördüm.” şeklinde beyanda bulunduğu,Sürücü— tarihli keşifteki ifadesinde; “— yani —, ben — vermiş olduğu tespit üzerine her zaman buradan indiriyorum, yolun sağ tarafında duruyorum, şu an gösterdiğim noktada durdum, çocukları indirdim, araç—kapılıdır, —– kapı bulunmaktadır, — değil — çocuk inmektedir. — tane çocuk inmektedir. Ben onları indirdim, hangi kapıdan indiğini bilmiyorum, aynaya baktım, yola çıkmak üzere iken köşeden çıkan aracın süratli bir şekilde geldiğini gördüm, çocuklar arabanın önünden ve arkasından karşıya geçiyordu, ben aracın— olduğunu düşünüyorum, geçtikten sonra ben korna çaldım, daha sonra arabadan indim, şahsı durdurdum, o sırada çocuğu ekzoz ile tekerlek arasında aracın sol tarafından birlikte çıkardık,.çarpma noktasını şu an size gösteriyorum,—- var mıydı, aracın ——yapmasına rağmen yönetmenlikte belirtilen — yazılı olup olmadığı, çocuğu dönüp bırakma şansının olup olmadığının hususu sorulduğunda) araçta benden başka personel yoktu, sadece — yazısı vardı, onun haricinden başkaca işaret yoktu, çocuğu sağ tarafta bırakma imkanım yoktu, zira ben bu çocukları bırakıp yola devam ediyorum, bıraktığım yer — bana göstermiş olduğu yerdir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.Davacı yaya —-tarihli keşifteki ifadesinde; “olay tarihinde size gösterdiğim yerde — aracından indim, karşıya geçecektim, o sırada araç bana çarptı, kaza meydana geldi, ancak hangi kapıdan indiğimi aracın önünden mi arkasından mı karşıya geçtiğimi tam olarak hatırlayamıyorum, yalnız benimle birlikte inen arkadaşlarım vardı ve kaldırıma çıkmak üzereydim.” şeklinde beyanda bulunduğu,Tanık —-tarihli keşifteki ifadesinde; “Ben olayı camdan gördüm, çocukların gelme saati idi. Benim de çocuğum gelecekti. Camdan bakarken çarpan aracın hızlı bir şekilde geldiğini gördüm,— bunun önünde değil diye kendi kendime söyledim, daha sonra kıyamet koptu, çok hızlı geliyordu, —- önünde dursaydı bu aracın duramayacağını ve kaza olacağını anladım, —- tane öğrenci inmektedir. Çarparken görmedim ” şeklinde beyanda bulunduğu,Tanık — tarihli keşifteki ifadesinde; “ben olay esnasında ben de çocukları taşınan — idim. Yukarıdan aşağıya gelmek amacıyla binmiştim, —-durduğunda ben arka kapıdan indim,—kardeşimiz ön kapıdan indi ve arkadan süratli bir şekilde çarpan araç geldi, olay orada başladı, mağdur aracın önünden geçerek karşıya geçecekti, normal bir şekilde yürüyerek gidiyordu, sağına soluna bakıp bakmadığını görmedim, çarpan aracın süratli bir şekilde geldiğini gördüm.— yakın çocuk inmişti” şeklinde beyanda bulunduğu,Tanık —– tarihli keşifteki ifadesinde; “Ben karşı binada oturuyordum,camda idim. —durmuştu, yani —- durmuştu, araçta çocuklarımız vardı, inmelerini bekliyorduk, daha sonra diğer — gördüm, çocuklar buradan indi. Karşı tarafa geçiyorlardı, diğer —- bayağı bir hızlı olarak geliyordu, kaza olduktan sonra biz de koştuk”şeklinde beyanda bulunduğu,Tanık —– tarihli keşifteki ifadesinde; “Ben—aracında idim. Olay (anında) da mağdurun yanında idim. Araç durduğunda ön kapıdan indik, önümden mağdur indi, arkasından da hemen ben indim, biz aracın önünden karşıya geçecektik, —önden gidiyordu, arkasından ben gidiyordum, arkadaşlar —- diye bağırıyorlardı. Benim elimde su şisesi vardı, ben (bağırışları) duyunca bir adım geriye çıktım, elimdeki su şişesi uçtu. Daha sonra diğer araç mağdura çarptı (“çarptığı yerde mağdur kaldırıma yakın mıydı” sorusu üzerine) yakındı, kaldırıma —-adım vardı, diğer —- bazen önde gider, bazen de biz önde gideriz, ama hemen hemen aynı zamanlarda gidiyoruz, diğer — yolcuları bırakırken içeriye giriyordu, çarpmadan önce araç sanırım dönecekti, aracın —. Her zaman hızlı gidip gitmediğini bilemiyorum,..” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.Mahkememiz — Esas sayılı dava dosyası içerisinde yer alan — Esas sayılı dava dosyasında alınan kusur raporları ile Mahkememiz dava dosyasında alınan kusur raporları incelendiğinde;
—-Esas Sayılı dosya için hazırlanmış dosyada mevcut— tarihli — raporunda; “Davalı sürücü —- tali kusurlu olduğu, davacı yaya — asli kusurlu olduğu, baba —asli kusurun oluşmasında üstlenmiş olduğu sorumluluğu yerine getirmediği” belirtilmiştir.—-tarafından hazırlanmış dosyada mevcut —sayılı raporda; “Davalı sürücü — tali kusurlu olduğu, yaya —ise davranış faktörlerinin asli etken olduğu” belirtilmiştir.
— Sayılı dosya için, —heyeti tarafından hazırlanmış dosyada mevcut — tarihli raporda; “Davalı sürücü—üst düzeyde tali kusurlu, sürücü alt düzeyde tali kusurlu, —tali kusurlu, davacı yaya — ise davranışının asli derecede etkili olduğu” belirtilmiştir.Dosyada mevcut—tarihli— heyeti raporunda; “Davalı sürücü —-oranında kusurlu olduğu, sürücü —oranında kusurlu, —- oranında kusurlu, yaya—- kusursuz olduğu” belirtilmiştir.—tarafından hazırlanmış dosyada mevcut —-tarih — sayılı raporda; “Davalı sürücü—oranında kusurlu olduğu, yaya — ise davranış faktörlerinin—oranında müessir olduğu” belirtilmiştir.
Tarafların kusuru ile ilgili olarak gerek ceza yargılamasında alınan raporlar, gerekse Mahkememizde alınan raporlar arasındaki çelişkiler bulunması nedeniyle, ilgili çelişkilerin giderilmesi amacıyla dosyamız —gönderilerek, genişletilmiş — heyetinden rapor alınmıştır—-tarihli raporunda; “Tüm dosya kapsamı,—Sayılı dosya ve gerekçeli kararı, tüm beyanlar, kaza tespit tutanağı, kusur durumu raporları incelendiğinde kazanın yukarıda “—” kısmında açıklandığı biçimde gerçekleştiği anlaşılmış olup; Davaya konu olayın gündüz vakti yerleşim yeri içinde kavşak yaklaşımındaki mahalde meydana gelmiş olması, bu mahalde seyir halinde olan davalı sürücü — olay yerine yaklaştığında, —olarak kullanıldığını bildiği — sağ tarafta duraklamakta olduğunu ve bu — inerek mahalde karşıdan karşıya geçecek yayalar/çocuklar olabileceğini öngörerek seyrine daha kontrollü devam etmesi gerektiği, ayrıca çarpma anında yayanın kat etmiş bulunduğu mesafe göz önünde bulundurulduğunda davalı sürücü — olayda asli kusurlu olduğu; —doğumlu davacı— indikten sonra bu —önünden karşıdan karşıya geçmek isterken kendi can güvenliği açından taşıt yolu üzerinde yaklaşan araçların hızlarına-mesafelerine dair gerekli-yeterli kontrolleri yapması gerekirken yaşının da etkisiyle gerçekleştirdiği dikkatsiz geçişi nedeniyle davranış faktörlerinin olayda tali derecede etken olduğu; —- seyir halindeyken belirtilen noktada yolcularını indirmekte olan sürücü—-mevcut şartlarda kazanın oluşumu üzerinde atfı kabil bir kusurunun bulunmadığı;— olarak görevlendirilen —aracında kazaya karışan öğrencinin yaşı da göz önünde bulundurulduğunda, bu araçtan inecek yolcuların güvenli geçişlerini sağlamak açısından gerekli yardımcı personel çalışmasını sağlamayan —- olayda tali kusurlu olduğu kanaatiyle;
A) Davalı sürücü —, idaresindeki —ile meskun mahaldeki caddede seyir halinde iken olay mahalline yaklaştığında, sağ ilerisinde yolcu indirmek üzere duraklamış olan ve öğrenci taşındığını bildiği—- varlığını ve bu —- inerek etrafından yola çıkabilecek yaylar / çocuklar olabileceği durumunu dikkate alarak hızını uygun düzeye düşürmek ve ön tedbir amaçlı sesli ikazda bulunmak suretiyle seyrine daha kontrollü devam etmesi gerektiği hususuna riayet etmediği, mevcut hızı ile seyrine devam ederek — yanından geçmekte olduğu sırada da bu — ön tarafından yola girerek karşıdan karşıya geçmek isteyen yayaya karşı tedbirde geç kalmakla yayaya çarptığı olayda asli derecede —- ORANINDA” kusurludur.
B) —-doğumlu davacı —, olay mahallinde yolcusu olduğu— inip bu —önünden karşıdan karşıya geçmek isterken, kendi can güvenliği açından taşıt yolunun her iki yönünden yaklaşan araçların hızlarına-mesafelerine dair gerekli-yeterli kontrolleri yapması gerektiği hususlarına riayet etmediği ve dikkatsiz biçimde gerçekleştirdiği geçişi sırasında da sol taraftan yaklaşan aracın çarpmasına maruz kaldığı olayda yaşı nedeniyle davranış faktörleri sonuç üzerinde tali derecede —-” etkendir.
C) Davalı —- olay tarihinde —olarak görevlendirmiş bulunduğu —, bu araca binecek veya araçtan inecek öğrencilerin güvenli geçişlerini sağlamak açısından gerekli yardımcı personel çalıştırmamış olmakla hizmet eksikliği nedeniyle olayda tali derecede “—-” kusurludur.” yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.Bilindiği üzere, davalının kusurlu olup olmadığına karar vermek yetkisi Mahkememize aittir. Buna göre tüm dosya kapsamından;—tarafından düzenlenen —- tarihli raporunun dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunarak hükme esas alınmasına karar verilmiş ve kaza nedeniyle davalı —-oranında, davacı yaya — yaşı nedeniyle davranış faktörlerinin — oranında, davalı —- hizmet eksikliği nedeniyle—- oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.Her ne kadar —-esas sayılı dosyası üzerinden verilen manevi tazminat davasının kararını kaldırılmasına” ilişkin ilâmında kaldırma nedeni olarak “.Bu durumda aynı olay nedeniyle ceza yargılama aşamasında alınan ve mahkemece alınan—- raporları ile İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan raporu ile arasında kusurlu olduğu tespit edilen kişiler ve oranları arasında açıkça çelişki ortaya çıktığı ve taraflarca itiraz edildiği halde İlk Derece Mahkemesince tefrik kararı verilen dosya kapsamında alınan kusur raporları arasındaki itirazlar ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ve manevi tazminatın belirlenmesinde kriter olan kusur netleştirilmeden karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur.” şeklinde hüküm kurulmuş ve bir kısım davalı taraflarca yeniden kusur raporu aldırılması talep edilmiş ise de; — Hukuk Dairesinin Kaldırma kararında da belirtildiği üzere Mahkememizin —esas sayılı dosyasında alınan —heyeti raporunda davalı sürücü —oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.Raporlar arasında çelişki olduğundan Mahkememizce dosya “— 16. Maddesinin “—incelemeye alınamaz. Bu dairelerden birinin verdiği raporlar ile diğer — raporları arasında çelişki bulunması hâlinde mahkeme veya—gerekçesi belirtilmek suretiyle talep edilmesi üzerine raporlar, ilgili— katılımı ile oluşan— heyetince incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kararlar katılanların oy çokluğuyla alınır, eşitlik hâlinde başkanın bulunduğu taraf oy çokluğunu sağlamış olur.” şeklindeki 2. Fıkrası uyarınca — katılımı ile oluşan genişletilmiş —-heyetine gönderilmiş, genişletilmiş heyetçe oy çokluğuyla “— oranında kusurlu, davacı yaya—yaşı nedeniyle davranış faktörlerinin—oranında etken olduğu, davalı —oranında kusurlu olduğu” yönünde görüş bildirilmiş olup— bildirilen görüş kesindir. Bu heyete yine ilgili Kararname gereği önceki raporda yer alan uzmanların da katılması zorunlu olduğundan bu heyetin raporunun oy birliğiyle çıkmaması normaldır.Bu nedenle ilgili —hükmü gereğince davalı tarafların kusur oranı kesinleşmiş olup Mahkememizce çelişkinin giderileceği başka bir merci bilinmemektedir. Bu bakımdan davalılar vekillerinin kusur oranına ilişkin itirazlarının ve tekrar rapor alınması taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
11-Kazanın, davacının geçici veya sürekli maluliyetine neden olup olmadığı hususu ile ilgili inceleme ve gerekçe: —yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve ileride ibraz edeceği meslek ve mevki bilinmemekle — kabul olunarak:—) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin — tarihinden itibaren — aya kadar uzayabileceği,– yaşına kadar — yılda —yaşından sonra — yılda– mesleğine uygun vasıfta —kullanmasının uygun olacağının.” oy birliği ile mütalaa olunduğu anlaşılmıştır.Mahkememizce geçici ve sürekli maluliyete ilişkin olarak alınan rapor dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunduğundan hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
12-Zamanaşımı İtirazı Yönünden Değerlendirme: Davalı —-vekili birleşen davaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle zamanaşımı definde bulunmuştur.Mahkememizin — tarihli duruşmasının — nolu ara kararı ile; “müsnet olayda, kaza —- tarihinde meydana gelmiş olup, —uygulamasına göre bu tür davalarda ceza zamanaşımı süresinin geçerli olduğu, buna göre TBK.’nin 72/1 f.-2.cümle maddesi gereğince zarara yol açan eylemin aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu (uzamış) ceza zamanaşımı süresi olduğu, buna göre olaydaki eylemin 5237 s. TCK’nin 89/3. maddesindeki taksirle yaralama suçunun oluşturduğu, bu suçun cezasının üst sınırının— yıl hapis veya—olduğu, buna göre suçun ceza zamanaşımının 5237 s. TCK.’nin 66/1-e. maddesi uyarınca — yıl olduğu, kaza tarihine göre ceza zamanaşımı süresinin —- tarihinde dolacağı anlaşılmakla davalı tarafın zamanaşımı defiinin reddine,” şeklindeki gerekçesi ile davalı —vekilinin birleşen davadaki zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
13—-Yönünden İnceleme: Davalı —tarafından — tarihli cevabi yazı ekinde sunulan—incelendiğinde, davaya konu trafik kazasına karışan — adına kayıtlı bulunduğu, — dönemi için davalı — kapsamında sigortalı olduğu, — kişi başına maddi tazminat teminat limitinin — kişi başına sakatlık gideri teminat limitinin— olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Davalı — tarihli cevabi yazı ekinde sunulan — poliçesi incelendiğinde, davaya konu trafik kazasına karışan— plaka sayılı aracın davalı —dönemi için davalı —tarafından— kapsamında sigortalı olduğu, — kişi başına sağlık gideri teminat limitinin — kişi başına sakatlık ve ölüm teminat limitinin —- olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
14-Tedavi Giderleri ve —Yönünden İnceleme ve Gerekçe: Davacılar vekili gerek asıl dava dosyasına, gerekse de birleşen dava dosyasına sunduğu dava dilekçelerinde özetle; davaya konu kazanın meydana geldiği tarihten itibaren müvekkilinin hastanede olduğunu, bir ayağının kopuk şekilde diğer ayağının ise alçıya alınmak suretiyle sürekli şekilde yatar vaziyette olduğunu, müvekkilinin kaza neticesinde beden tamlığının ihlal edildiğini, TBK’nin 54. maddesi gereğince tedavi giderleri başta olmak üzere —- masraflarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde; “Trafik kazaları sebebiyle —- ve diğer bütün —– olup olmadığına bakılmaksızın—sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde —tarafından karşılanır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu düzenleme ile trafik kazasından kaynaklanan ve sadece KTK’nun 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri bakımından, — ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulmuştur.Bundan dolayı diğer geri kalan giderler için tedavi giderleri teminatı kapsamında,— tarafından ödenmeyen ve açıkta kalan tedavi giderleri için — şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir. —- belgelendirilmiş tedavi giderlerinden sorumlu olduğu, bunun dışında kalan tedavi giderlerinden, yani belgelendirilemeyen tedavi giderlerinden, —ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğunun devam ettiği belirtilmiştir—-Bu nedenle davacının kullanacağı —- bedeli ile ilgili davalı —, araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğunun devam ettiği hususunda kuşku yoktur. Ancak kullanılacak —bedeli ile ilgili olarak hangi — esas alınacağı, ortalama bir— bedeline mi yoksa kullanılabilecek en iyi — bedeline mi yoksa ömür boyu kullanılacak — bedeline mi hükmedileceği hususu tartışmalı olup Mahkememizce —karar sayılı olup da ilgili bölümü “Mahkemece, faturalı — bedelinin tahsili hakkında hüküm kurulması isabetli ise de henüz yapılmamış olan ileride değişecek —bedellerinin tazminata dahil edilmemesi doğru olmamıştır. Tedavi giderlerinden olan ileride yapılacak — giderleri 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderlerinden olmadığından işleten, sürücü ve—şirketinin sorumluluğuna esas olmak üzere — ayrıntılı gerekçeli, denetime açık ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” şeklinde olan ilâmının doğru olduğu kabul edilerek tedavi giderlerinden olan ileride yapılacak —giderlerinin 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderlerinden olmadığı, bu giderlerden işleten, — sorumluluğunun devam ettiği ve küçük yaşta bacağı kesilen davacının ileride kullanacağı — de en iyilerinin bedellerine hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.—- tarafından düzenlenmiş — tarihli raporda davacının —yaşına kadar — yılda —–yaşından sonra— yılda bir mesleğine uygun vasıfta —kullanmasının uygun olacağı belirtilmiştir. — tarafından dosyaya gönderilen — tarihli yazı ekinde yer alan çizelgeye göre davacıya, ilki —tarihinde ve sonuncusu — tarihinde olmak üzere toplam — uygulandığı,— tarihinde uygulandığı göz önünde bulundurulduğunda, — yaşını dolduracağı —tarihine kadar başka bir —uygulamasının yapılmayacağı kabul edilebilir. Davacının bu —- uygulanması nedeniyle uğradığı maddi zarar—gereği ödemesi gereken — oranındaki katkı payı kadardır. Bu miktar ise toplam —-
Tazminat hesaplamalarında işlemiş dönem zararı somut, gerçekleşmiş veriler esas alınarak, işleyecek dönem zararı ise gerçekleşmesi muhtemel veriler esas alınarak belirlenmektedir.Davacının ne tür —- kullanması gerektiği, kaç yılda bir değiştirilmesi gerektiği ile ilgili Mahkememizce gerekli deliller toplanarak alanında—- rapor alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.—- tarafından düzenlenen —- raporunda; “—- göre değerlendirme yapılarak;i) —-göre tanımı, değişim süresi ve —- fiyatı;— aktif çalışan ve/veya öğrenci ise karşılamakta,
—- ile birlikte veriliyor.
– — yılda- veriliyor.
– –fiyatı:—
ii) —parçalarının — göre değişim süreleri ve —fiyatları;
a)–değişimi—
Sağlık kurulu kararı ile.
— ayda—-defa değişiyor.
— fiyatı: —
— arasında — adet alabiliyor.
b) —-
– Sağlık kurulu kararı ile
– — yılda — defa değişiyor.
— fiyatı:—-
— —- arasında— adet alabiliyor
c) —-
– Sağlık kurulu kararı ile
— yılda — defa değişiyor.
— fiyatı: —
—arasında — adet alabiliyor
d) —
—-çift verilir.
– Sağlık kurulu kararı ile
— defa değişiyor.
— fiyatı:——
—- arasında – adet alabiliyor.
e) —
– — ile verilir.
– Sağlık kurulu kararı ile
— yılda – defa değişiyor.
—fiyatı:—
– — — arasında —adet alabiliyor.
f) — Sağlık kurulu kararı ile
— yılda — defa değişiyor.
— fiyatı :—
—arasında — adet alabiliyor.
g) –Sağlık kurulu kararı ile
—- yılda — defa—değişiyor.
— fiyatı : —-
— arasında – adet alabiliyor.
h) —
– Sağlık kurulu kararı ile
– — yılda — defa değişiyor.
— fiyatı:—
—- arasında – adet alabiliyor.
— çalışanlardan —kesinti yapıyor.
—geri ödeme şartlarına göre; tamir faturalarının toplam miktarı —- fiyatının — geçemez.” yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacının — aylık bakıcı gideri ile — bedelleri zararlarının hesaplanması için alanında — vasıtasıyla dosya üzerinden inceleme yaptırılarak rapor ve ek raporlar alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiş,— tarafından yapılan hesaplama sonucunda, davacı — olarak hesaplanmıştır.Alanında— tarafından yapılan hesaplama Mahkememizce de aynen benimsenerek hükme esas alınmış, davaya konu trafik kazası nedeniyle davacının uğradığı tedavi gideri zararı ile — gideri zararı toplamı — olarak belirlenmiştir. Davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde davacı —oranında kusurlu olduğu göz önüne alındığında talep edebileceği toplam tazminat talebi —- olarak hesaplanmıştır.Davalı — tarafından düzenlenen —– olarak belirlenmesi nedeniyle her iki davalı — sorumluluğunun— ile sınırlı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
15-Maddi Tazminat (Sürekli Engellilik) Yönünden Değerlendirme:
15.1-Davacı — Olay Tarihindeki Yaşı ve Kalan Ömür Süresi: — doğumlu olan davacı, —kaza tarihinde — günlüktür– yaşında olduğunun kabulü ile — tablosuna göre bakiye ömrü— yıl ve muhtemel ölüm yaşı — olarak belirlenmiştir.Davacı kaza tarihinde — yaşından küçüktür. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre aktif çalışma hayatına atılarak kazanç getiren bir işte çalışmaya başlaması için rüşt yaşı olan — yaşına ulaşması gerektiği kabul edilmektedir. Ancak —Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereğince kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazminatı olarak ifade edilmektedir. Bu durum ilk bakışta sorumluluk hukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de burada vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durumu ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir. Bunun gibi çalışma yaşına gelmemiş küçükler yönünden de bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeni ile evde ya da dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme vb gibi tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarfetmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak görülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğunun kabulü gerekmektedir” denmiştir.Yukarıda aktarılan emsal karar doğrultusunda ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre aktif çalışma hayatının — yaşında son bulacağı kabul edilerek, davacının— yaşına kadar olan ve — yaşından sonraki hayat süresi pasif dönem, — yaşları arasındaki hayat süresi ise aktif dönem olarak ele alınmıştır. Buna göre davacının — yaşına kadar olan pasif hayat dönemi —yaşları arasındaki aktif hayat süresi — yaşından sonraki pasif hayat süresi— yıl olarak belirlenmiştir.
15.–Kazanç Durumu Yönünden Değerlendirme: Yukarıda da açıklandığı üzere davacı — yaşından itibaren aktif çalışma hayatına atılarak kazanç elde edebilecektir. Fakat –yaşına geldiğinde ne kadar kazanç elde edebileceğini belirlemeye yarayacak herhangi bir veri bulunmadığından en azından yasal asgari ücret kadar kazanç elde edebileceği kabul edilmiştir.Davacının — yaşından önceki ve— yaşından sonraki pasif dönem zararı ise salt yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmesi için sarf ettiği güç nedeniyle oluştuğundan ve hizmet akdi ile çalışma karşılığı olmadığından, bu dönem için asgari geçim indirimi hariç net yasal asgari ücret esas alınarak hesaplama yapılmıştır.
15.3-Maddi Tazminatın Hesaplanması: Davaya konu trafik kazası nedeniyle davacının uğradığı sürekli iş göremezlik zararının hesaplanması için alanında — vasıtasıyla dosya üzerinden inceleme yaptırılarak rapor ve ek raporlar alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiş, —tarafından yapılan hesaplama sonucunda, davacı —yıllık sürekli engellilik dönemi zararı — yıllık işleyecek iskontolu aktif ve pasif devre maddi zararı—- olmak üzere toplam —-olarak belirlenmiştir.
Alanında —- tarafından yapılan hesaplama Mahkememizce de aynen benimsenerek hükme esas alınmış, davaya konu trafik kazası nedeniyle davacının uğradığı sürekli engellilik dönemine ilişkin maddi zararı toplamı —olarak belirlenmiştir. Davacının —maluliyet oranı ve kazanın oluşumundaki— kusur oranı göz önüne alındığında davacının davalılardan talep edebileceği toplam sürekli iş göremezlik zararı — olarak hesaplanmıştır.Davalı —. tarafından— tutarında sürekli iş göremezlik tazminatı ödendiğinden, davacının davalılardan talep edebileceği bakiye sürekli iş göremezlik zararı —- olarak belirlenmiştir.
Davalı —- tarafından düzenlenen —kişi başına sakatlık ve ölüm giderleri teminat limitinin — olarak belirlenmesi nedeniyle her iki davalı — şirketinin sorumluluğunun — ile sınırlı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.Davalı —- tarafından —– sürekli iş göremezlik tazminatı ödemesi yapıldığından davacı — davalı — karşı açtığı sürekli engellilik zararına ilişkin maddi tazminat davasının konusuz kalması nedeniyle davalı —- Yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
16-Geçici İş Göremezlik ve Belgesiz Tedavi Giderine İlişkin Maddi Tazminat Talebi Yönünden Değerlendirme: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle,—geçici iş göremezlik tazminatı ile —- belgesiz tedavi giderinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili—-sunduğu —tarihli dilekçesinde özetle, — belgesiz tedavi giderleri tazminatı talebi ile— geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinden feragat ettiklerini beyan etmiştir.Feragat HMK’nin 307, 309 ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını oluşturan bir taraf işlemidir.HMK’nin 310. Maddesine göre feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.Talep eden vekilinin vekaletnamesi incelenmiş, feragate yetkili olduğu saptanmıştır.Feragat bildirimi de HMK’nin 154. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur.Bu nedenlerle davacı vekilinin belgesiz tedavi giderleri ile geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
17-İbranamenin İptali Talebi Yönünden Değerlendirme: Davacılar vekili birleşen —- Esas sayılı dava dosyasına sunduğu dava dilekçesinde özetle,—-verilen —tarihli ibranamenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.—–tarihli ibranamede, davacılar vekili —- “davacı —- adına, maluliyet nedeni ile oluşan zararın tazmini için dava açtığını, ancak uğradıkları tüm zararlara karşılık olmak üzere, kazaya sebebiyet veren aracın yukarıda numarası belirtilen —-tarafı— ile karşılıklı ve sulhen vardığımız mutabakat uyarınca —asıl alacak, —-vekalet ücreti olmak üzere ceman —- nakden, defaten ve tamamen aldığını, —bakımından fazlaya dair haklarını da kapsar şekilde, davalı —- tamamen, gayri kabili rücu olmak üzere ve kesin şekilde ibra ettiğini” beyan ettiği anlaşılmıştır.Birleşen dava davacıları vekili, birleşen davada bu ibranamenin iptali talebinde, davalı — sorumluluğunun — olduğunu sandığını, halbuki —olduğunu, yine maluliyet oranının — olarak hesaplandığı halde, asıl dosyada maluliyet — olarak hesaplandığını, yine bakıcı gideri konusunda yeterli bilgileri olmadığını belirterek ibranın iptalini istemektedir.İbranamenin iptali TBK’nin 28. maddesine dayanmaktadır. TBK’nin 28. maddesi hükmü “Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir. Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak —yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak — yıl içinde kullanabilir.” şeklindedir.KTK 11. Maddesi gereğince ibranamenin iptali istemi –yıllık hak düşürücü süre içinde istenmelidir. Öte yandan yüksek—-kararlarında; yapılan ödeme ile gerçek zarar arasındaki farkın açık bir nispetsizlik oluşturup oluşturmadığı, ibranamenin düzenlenme tarihi itibariyle davacının müzayaka içerisinde bulunup bulunmadığı ve TBK’nin 28. maddesinde belirtilen koşulların değrelendirilerek taraflar arasında düzenlenen ibraname gerği talepte bulunulup bulunulamayacağına karar verilmesi gerekmektedir.
Davacı —- tarihli ibranamesinde tedavi giderlerinin açıkça yazmadığı, tersine ibraname, feragatname ve makbuz başlıklı ibranamenin ilk pragrafında “söz konusu olay sonrası maluliyet nedeni ile oluşan zararın tazmini için” ibaresinden ibranın sadece maluliyet zararına ilişkin olduğu, tedavi giderlerini kapsamadığı kanaatine varılmıştır.TBK’nin 28. Maddesindeki koşullar bulunmadığından ibranamenin iptali talebinin reddine, davacının ömür boyu engelli yaşamak zorunda kalmasından kaynaklanan maddi tazminat yönünden ibranamenin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak tedavi giderleri yönünden açık ibra bulunmaması nedeniyle — şirketinin bu kapsamdaki teminattan sorumluluğunun devam ettiği anlaşıldığından maddi tazminat talepleri bu kapsamda değerlendirilmiştir.
18-Faiz Ve Faiz Başlangıç Tarihi Yönünden Değerlendirme: Her ne kadar, haksız eylem sorumlularına karşı açılan tazminat davalarında, maddi ve manevi tazminatlara, zararların oluştuğu tarih olan “olay” tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte ise de; KTK’nın 99’ncu maddesinde yer alan “—-, hak sahibinin —- genel şartlarıyla belirlenen belgeleri,—veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren—günü içinde — sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” düzenlemesi uyarınca,—gereğince ödenmesi gereken maddi tazminatın, daha önce — şirketine başvurulmuş ise başvuru tarihinden itibaren “— işgünü sonraki” tarihten itibaren, — şirketine başvurulmamış ise dava ya da takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsili gerekmektedir.Davacının, dava tarihinden önce davalı —— şirketlerine başvurarak temerrüde düşürdüğüne dair bir iddia ve delil bulunmadığından, davalı —- yönünden faiz başlangıç tarihinin, dava tarihi olan —- birleşen davanın davalısı — yönünden birleşen dava tarihi — olduğunun, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan —- tarihi olduğunun kabulü gerekmiştir.Faizin türü ile ilgili olarak yüksek —- karar sayılı emsal ilâmında belirtildiği üzere kazaya neden olan araç maliki şirket olup, kazanın ticari faaliyet sırasında meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle Mahkememizce faiz türü olarak avans faizine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVADA;
1-Davacı — tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat davasının KABULÜ ile; birleşen—esas sayılı dosyada hükmedilecek tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminatla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla;
3—- maddi tazminatın davalı — Yönünden— kısmı ile sınırlı olmak kaydıyla —- tarihinden, diğer davalılar—- yönünden tamamından sorumlu olmak kaydıyla kaza tarihi olan— tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2- Davacı—- karşı açtığı sürekli engellilik zararına ilişkin maddi tazminat davasının konusuz kalması nedeniyle DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Davacı—- karşı açtığı sürekli engellilik zararına ilişkin maddi tazminat davasının KABULÜ ile; birleşen —- esas sayılı dosyada hükmedilecek sürekli engellilik zararına ilişkin maddi tazminatla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla;—- maddi tazminatın kaza tarihi olan—- tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının—- geçici iş göremezlik zararına ilişkin maddi tazminat davasının HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle REDDİNE,
5-Davacının—-belgesiz tedavi giderine ilişkin maddi tazminat davasının HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle REDDİNE,
BİRLEŞEN —-ESAS SAYILI DOSYASINDAKİ DAVADA;
1-Davacı —– karşı açtığı maddi tazminat davasının, aynı davanın daha önce açılıp halen görülmekte olması nedeniyle HMK’nin 114/1-ı ve 115/2. Maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Davacılar —-karşı açtığı “— tarihli ibranamenin iptali” istemli davanın REDDİNE,
3-Davacı—- karşı açtığı tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat davasının KABULÜ ile; asıl davada hükmedilen tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminatla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla;—- maddi tazminatın davalı— Yönünden —- kısmı ile sınırlı olmak üzere— tarihinden, diğer davalı —yönünden tamamından sorumlu olmak üzere kaza tarihi olan —- tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı —- davalılar —- karşı açtığı sürekli engellilik zararına ilişkin maddi tazminat davasının KABULÜ ile; asıl davada hükmedilen sürekli engellilik zararına ilişkin maddi tazminatla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla;
1.—-kısmı ile sınırlı olmak üzere — tarihinden, diğer davalı —yönünden tamamından sorumlu olmak üzere kaza tarihi olan — tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının davalılar—karşı açtığı —geçici iş göremezlik zararına ilişkin maddi tazminat davasının HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle REDDİNE,
6-Davacının davalılar —- karşı açtığı —-belgesiz tedavi giderine ilişkin maddi tazminat davasının HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle REDDİNE,
YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN;
7-Harçlar kanununa göre alınması gerekli —- harcın davacılar tarafından peşin yatırılan —- harç, — harç ve —- ıslah harcı olmak üzere toplam —- harçtan mahsubu ile bakiye —- harcın davalıların sorumluluk oranına göre hesaplanan davalı—- kısmından, davalı —- tamamından sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak—kaydına,
8-Davacılar tarafından peşin yatırılan —- harç ve—- ıslah harcı olmak üzere toplam — davalıların sorumluluk oranına göre hesaplanan davalı—- tamamından sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacılar tarafından sarf edilen —-yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanam —-davalıların sorumluluk oranına göre hesaplanan davalı —- kısmından, davalı —- kısmından, davalılar —— tamamından sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı — tarafından sarf edilen —- yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan— davacılardan alınarak davalı —- verilmesine, geriye kalan — davalı —- üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı —- tarafından sarf edilen — yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan —- davacılardan alınarak davalı — verilmesine, geriye kalan —- davalı — üzerinde bırakılmasına,
12-Kabul edilen dava yönünden davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacılar lehine taktir olunan —- vekalet ücretinin davalılar arasında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; davalı —-kısmından, davalı — Şirketi — kısmından, davalılar — tamamından sorumlu olmak kaydıyla davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
13-Ret olunan dava yönünden davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davalılar lehine taktir olunan — vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalılara verilmesine,
14-Davacı —– birleşen davada davalı —açtığı maddi tazminat davası usulden reddolunduğundan AAÜT uyarınca davalı — Lehine takdir olunan — vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı—verilmesine,
15-HMK’nin 333. Maddesi gereğice bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,Dair, davacı —-dava davacıları vekili —yüzlerine karşı, diğer davalılar ve vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren —haftalık süre içinde— Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.