Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/553 E. 2020/510 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/553 Esas
KARAR NO: 2020/510
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ: 20/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA DOSYASINDA :
İDDİA: Davacı- karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili ——-unvanıyla taşıma işi yapmakta olduğunu, Davalı şirket ise — yapmakta olduğunu, Davalı şirket — bulunan finans merkezinin hafriyat ^ işlerini yapmakta olduğunu, Müvekkil sahibi bulunduğu tırlarla davalının —– hafriyatı döküm sahalarına taşımış olduğunu, Dava konusu yapılan fatura —- yapılan hafriyat taşıma işine ait olduğunu, -ayında müvekkili davalının—— yapmış olduğunu, Yapılan taşıma işinin ücretleri —- için sefer başına ———-olarak ücretlendirildiğini, Şantiye sahasından çıkışta davalının görevlendirdiği personel tarafından çıkış yapan şoförlere barkodlu çıkış kartı verilmekte ve ay sonunda ise bu kartlar toplanarak hesap kesilmekte olduğunu, Müvekkilinin muhasebecisi de —ayında yapılan taşıma işlerini toplayarak faturasını kesmiş ve —– davalı şirket görevlisi——–teslim ettiğini, Bu teslim tutanağı aynı zamanda taraflar arasındaki bir hesap mutabakatı olduğunu, davalı şirket kayıtlarında hem de davacı tarafında kayıt altına alınan tasıma İsleri için bu teslim tutanağı imzalanmakta ve fatura kesilmekte olduğunu, faturada belirtilen taşıma işinin yapıldığı iş bu teslim tutanağı ile davalının da kabulünde olduğunu, davalının buna rağmen ve bugüne kadar da beklenmesine rağmen fatura bedelini ödememiş olduğunu,” beyan ederek, davanın kabulüyle davalının———-dosyasına vaki itirazlarının İptaliyle takibin devamına, davalı itirazında haksız ve kötüniyetli olduğundan takip ve dava konusu yapılan alacağın %20′ nden az olmamak üzere hesap ve takdir edilecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin hafriyat işi de İştigal etmekte olduğunu, Bugüne kadar karşılıksız çıkan bir çeki, aleyhinde herhangi bir icra takibi veya amme borcu bulunmayan bir aile şirkete olduğunu, hafriyat işi camiasında —— en büyük hafriyat işi olarak kabul edilen—— inşa edilecek olan——- yapmakta olduğunu, aynı anda — kamyon çalıştırmakta olduğunu, Vekil eden şirketin daha önce hiç çalışmadığı davacı ile, işbirlikçisi —– adlı kişinin referansıyla nakliye sözleşmesinin imzalanmış olduğunu, davacı, davalı şirket çalışanı formenler ——– ile işbirliği yaparak, şantiye sahasına girmeyen kamyonlarının girmiş ve yük almış gibi sahte, sefer fişi tanzim ettirerek bunların bedelini davalı şirketten tahsil ettiğini, Şirket yetkilisine gelen ihbar üzerine kamera kayıtlarının geriye dönük incelemesinde, davacı kamyonlarının şantiye alanına hiç gelmedikleri halde gelmiş gibi şantiye girişinde bulunan fış makinasından sahte sefer fişi alındığının tespit edildiğini, Şirket yetkilisi, davacının işbirlikçilerini sorgulamış, kamera ve tanık huzurunda suçlamayı itiraf ettiklerini, Bu şahısların bir daha işyerine gelmediklerini, Davacının ise telefonlarını açmamakta olduğunu davacı şirket yetkilisi olanları yazılı hale getirmiş, hukuki İşlemler için tarafıma intikal ettirmiş olduğunu, Sefer fişi tanzim eden cihazdan alman durum raporları kontrol edildiğinde, örnek olarak — tarih saat —— plakalı — tarih saat — — tarih saat—- plakalı ———-sefer fişi düzenlendiğini, kamera kayıtlarında bu kamyonların bu saatlerde sefer fişi tanzim edilen cihazın bulunduğu mobonun(çıkış kapısı) önünden geçtikleri görülmemekte olduğunu, yazılan saatlere bakıldığında 25 saniyede üç kamyon geçmiş gibi sefer fişi düzenlenmiş olduğunu, üç kamyonun 25 saniyede geçmesine imkan bulunmadığını, En hızlı geçiş yapılsa iki kamyon arasında 55 saniye zaman geçmekte olduğunu, şantiye çıkış kapısından bir dakikada bir kamyon geçebilirken davacı ve işbirlikçileri 25 saniyede üç kamyon geçirmişlerdir, bu da fiziken mümkün olmadığını, Sahibi bulunduğu kamyonları yük almadığı halde yük almış gibi tanzim edilen sahte sefer fişlerini teslim alan ve bu fişleri biriktirerek davalı şirkete ibrazla karşılığında cek alan ve bugüne kadar aldığı haksız çekleri tahsil eden şirket sahibi ve işleri organize eden eşi ile işbirlikçileri aleyhinde karşılıksız fatura tanzim etmekle resmi evrakta sahtecilik ve taşıma yapmadığı halde “yaptım” diyerek dolandırıcılık suçunu işledikleri kanaatiyle suç duyurusunda bulunulmuş olduğunu, vekil eden şirket yetkililerinin yaptıkları araştırmalar sonucunda iş yapmadan tanzim ederek haksız kazanç sağlayan davacı şirkete son tanzim ettiği fatura aslı noter ihtarı ekinde iade edilmiş, geçmiş tarihli faturalara karşılık ise — noter ihtarı ekinde iade edilmiş olduğunu” beyan ederek, davacı-karşı davalıya ait ————- vasıtaların tescil kayıtları üzerine üçüncü şahıslara devrinin dava sonuna kadar önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, Esastan ise, davacının davasının reddine, kötü niyetli takip nedeniyle takip miktarının %20 oranında tazminata mahkum edilmesine, karşı davalarının kabulü ile —— dahil noter ihtarının tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ
——— dosyası üzerinde yapılan incelemede ; Alacaklı—— tarihinde, borçlu —— asıl alacak sebebiyle ——– miktarlı fatura dayanak gösterilerek ilamsız takip başlatılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Borçlu taraf vekilinin sunduğu itiraz dilekçesinde; “alacaklı görünen tarafa böyle bir borçlarının bulunmadığını, takibe takip aslına, faiz oranına ve ferilerine yapmış olunan itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiş olduğu belirlenmiştir.
———–
———sayılı iddianamesinde; müşteki —–işini yapmakta olan———— şirketin yetkilisi olduğu, şüphelilerden —- müştekinin yetkilisi olduğu şirkette formen olarak çalıştıkları, şüphelilerden—– yetkilisi olduğu,- eşi olan şüpheli ——— fiilen yöneticiliğini yaptığı ——- firmaya ait olan ——— plakalı ——hafriyat işinde çalıştığı, müştekinin yetkilisi olduğu şirket tarafından kamyonların yapmış olduğu sefer başına şüpheli …’nın yetkilisi olduğu şirkete -taşıma ve –dökme parası ödendiği, ——- gerçekte herhangi bir sefer yapmadıkları halde şüpheliler ———- yük almayan kamyonlara yük alıyormuş gibi sahte sefer fişleri düzenledikleri ve bu fişleri —– işletmeciliklerini yaptıkları —– şekilde oluşturulmuş sahte sefer fişlerini ————— şirketten gerçekte yapılmamış olan seferlerin ücretlerini tahsil ettikleri, — tarihli tespit raporuna göre şüphelilerin bu şekilde —– uğrattıkları, Yukarıda açıklanan şekilde şüphelilerin üzerlerine atılı suçları işledikleri yukarıda belirtilen delillerden de anlaşıldığı ” iddiasıyla sanıklar Tacir veya Şirket Yöneticileri ile Kooperatif Yöneticilerinin Dolandırıcılığı, Güveni Kötüye Kullanma, Özel Belgede Sahtecilik suçundan TCK’nın 55/2, 43, 207/1, 43, 158/1 -h, 43, 207/1, 43 maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış olduğu ,
———— ; Sanıklar— hakkında nitelikli dolandırıcılık (TCK 158/1-h), sanıklar ——– hakkında güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik (TCK 155/2, 207/1) suçlarından dolayı ayrı ayrı cezalandırılmaları istemi ile açılan kamu davasında, sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle CMK’ntn 223/2-e maddesi gereğince AYRI AYRI BERAATLERİNE, karar verilmiş olduğu , karar hakkında istinaf talebinde bulunulması üzerine———- kararı İle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı- karşı davacı tarafça keşide edilen ———- yevmiye numaralı ihtarnamesinde; Vekil eden şirketle yazılı sözleşme gereğince hafriyat kamyonlarını kira karşılığı çalıştırmak iken bazı şirket çalışanları ile işbirliği yaparak haksız kazanç sağladığınız çalışanların itirafı ve kamera kayıtlarının incelenmesi sonucu anlaşılmış olduğunu, karşı tarafça en son tanzim edilen —-sıra nolu,——–miktarlı faturayı karşılıksız olması nedeniyle kabul etmeyerek aslını işbu İhtarın ekinde iade ettiklerini ve —- miktarlı,— şubesi muhataplı, — seri nolu keşidecisi müşteki ———– emrine düzenlenen çeki hizmet vermediklerinin anlaşılması neticesinde çeki iade etmelerine bugüne kadar vekil edenim şirketten çek veya nakit olarak tahsil ettiğiniz tüm paraları ticari faiziyle birlikte iade etmenizi; keşideciye verilen zararları talep ve hakkını mahfuz tutarak ihtaren bildirilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
—– tarihli bilirkişi raporundan özetle;
Asıl Davada, Davacı karşı davalının takibe konu ettiği davalı karşyı davacının noter ihtarnamesi ekinde iadesini iddia ettiği —– faturanın davalı karşı davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, asıl davaya konu alacağın dayanağı sefer fişlerini düzenleyen —- davalı karşı davacı şirketin görevlisi olarak sefer fişlerini düzenlediğinden ve bu kişinin düzenlediği sefer fişleri hakkında herhangi bir sahtelik iddiası ileri sürülmediğinden davacı karşı davalının —– fatura bedelini talep etme hakkına sahip olacağı, ———–dosyasına yapılan itirazın bu tutar üzerinden iptalinin talep edilebileceğine, icra takibinden önce davalı karşı davacıyı temerrüde düşüren bir ihtara rastlanmadığından takip tarihinden önce işlemiş faiz talep edilemeyeceği,
Karşı Davada ise Davalı karşı davacı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca davalı karşı davacı lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı karşı davacının dava konusu yaptığı —– hizmet iade faturasının davacı karşı davalının verdiği hizmetlerin sahte evraka dayalı olduğu iddiası doğrultusunda olduğu, karşı davaya konu fişlerin sahtelik iddiası——– mahkemesince kabul edilmediğinden davalı karşı davacının karşı davalı sayın mahkemece verilen ihtarlı ara kararına rağmen inceleme gününde defter ve belgelerini ibraz etmemekle birlikte; Davalı karşı davacı dilekçesinde davacı karşı davalının defterlerinden başka delillerede dayandığından dava konusu ihtilafta karşı dava açısından HMK 222/5. maddesi değil HMK 220.maddesi hükmünün uygulanması gerekeceği, HMK 220. maddesi uyarınca işlem yapılıp yapılmayacağı sayın mahkemenin taktirinde olduğu mütala edildiği anlaşılmaktadır.
—– Tarihli Bilirkişi Raporu: mevcut dosya kapsamındaki tespitler ve raporlar ile davalı- karşı davacı vekilinin talepleri ve davacı tarafların itirazları dikkate alındığında, ——— içindeki video dosyalarında, ——— olan” kamera görüntülerinde kamera önünden geçen araçların plakaları anlaşılamadığından ve kamera kayıt zamanı geçiş listesi ile tam senkronize olmadığından bir tespite varılamadığından rapor tanzim edilmediğini ön raporla mütala ettiği anlaşılmaktadır.
—- tarihli celsede davalı karşı davacı yanın tanıkları duruşma salonuna alınarak usulüne uygun şekilde dinlenmiştir.
Davalı tanığı — ; Babamın ortağı olduğu — kordinatör olarak çalışıyorum, —– bulunan finans merkezinin harfiyat taşıma işlerini yapıyoruz, —- — aracını çalıştırdık, bunları takip etmek içinde bir kartlı geçiş sistemi kurduk, şantiyeden çıkan her araç kartını okutuyor, fişinide bilgisayardan alıyor, diğer firmaların hiçbiri ile sıkıntı yaşamadık, —– yük taşıyor gibi kart okutup fiş aldı, bizden bedelini talep ettiler, bir kısmınıda aldılar, bu fiş kulubesinde görevli arkadaşlar var, bunlardan farklı farklı zamanlarda çalışan ——– elemanlardan biridir, bu çocuk geldi bize bir itirafta bulundu, ve söz konusu kamyonların şantiyeye girmeden girmiş gibi kart bastığını bize söyledi, biz bunu şantiyeden çıkan kamyonların kamera kayıtları izleyerek tespit ettik, bu uygulamayı ——— birlikte yaptılar, —— çıkışlarını kontrol eden kişidir, birden fazla çıkış noktamız vardı, biri bozulursa araçları diğerine yönlendiriyoruz, elektrik kesintisi olması söz konusu değildir, ups sistemi ile profosyonel olarak hazırlanmış bir sistem kuruluydu, -yakın kamyonun günde geçtiği bir sistemdir. —-benim akrabamdır, bu olayı — itirafı üzerine fark ettik, —– — yaptım demedi fakat itirazda etmedi, kameralarda araçların plakaları açık bir şekilde görünüyor, araçların üzerinde logolarda var, hangi firmaya ait oldukları kolaylıkla tespit edilebilir . Şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı — :”—-firmasında çalışıyorum, formen olarak çalışıyorum, arabaları yönlendirme konusunda yetkiliyim,—–diye bir çalışan bize davacı tarafın harfiyat kamyonlarını geçirmediği halde kart okutarak geçmiş gibi yaptığını söyledi, bizde buna istinaden kameraları kontrol ettik, arabaların geçmediğini gördük, arabalar sahaya girmemiş, arabalarda bulunan taşıt kartlarının bilgisayarda okutulduğunu gördük, ondan sonra olay mahkemeye taşındı, kameralar plakaları ve kamyonların hangi firmaya olduğunu çok net göstermektedir, kart okuyucularının çalışmaması durumunda fişler elle yazılıyor, iki çıkış noktamız vardır, ikisi yanyana bulunmaktadır, başka firmalarla buna ilişkin herhangi bir ihtilaf yaşamadık” şeklinde beyanda bulunmştur.
Davalı tanığı —: Ben ——- kocasıyım, her ne kadar hanımım ortak olsada bende sahadaki faaliyetlere iştirak ediyorum, — amcamınoğlu—– müracat ederek —araçlarının inşaat alanına girmediği halde girmiş gibi kart okuttuğunu söylemiştir, bende Bunu — duydum ancak sonra — olayın esasını sordum,— öncelikle gerçeği söylemesede sonrasında usulsüzlüğü itiraf etti,—– araba gelmediği halde kartları bilgisayara okutup çıkan fişleri cebine koyduğunu söyledi, bundan rahatsız olduğu için durumu bize anlattı, 20 günlük bir periyotta bu olayın gerçekleştiğini geçiş sayısı olarak net bir rakam söyleyemiyorum, kamera kayıtlarına bakılarak tespit edilebilir, cihaz bozulunca elden fişler yazılıp geçiş yapan kişiye verilir, 2 tane geçiş noktası vardı, başka bir firma ile sahte geçişlere dair herhangi bir ihtilaf yaşanmadı, bir kamyonun giriş çıkış süresini net olarak söyleyemesemde ortalama tahmini 2 dakikayı bulabilir bu konuda emin değilim, şeklinde beyanda bulunmuştur.
GEREKÇE: Asıl Dava
—- tarih ——— fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili, Müvekkili —- unvanıyla taşıma işi yapmakta olduğunu, Davalı şirket ise hafriyat işleri ~ yapmakta olduğunu, Davalı şirket — bulunan finans merkezinin hafriyat işlerini yapmakta olduğunu, Müvekkilinin sahibi bulunduğu tırlarla davalının —- aldığı hafriyatı döküm sahalarına taşımış olduğunu, Dava konusu yapılan fatura — ayında yapılan hafriyat taşıma işine ait olduğunu,-ayında müvekkili davalının –döküm sahasına ——- sefer yapmış olduğunu ancak davalının fatura bedelini ödemediğini iddia etmekte,
Davalı vekili ise işin yapılmadığını, Sefer fişi tanzim eden cihazdan alman durum raporları kontrol edildiğinde, örnek olarak — tarih saat — – — tarih saat ——— tarih saat ——– kamyonlara sefer fişi düzenlendiğini, kamera kayıtlarında bu kamyonların bu saatlerde sefer fişi tanzim edilen cihazın bulunduğu mobonun(çıkış kapısı) önünden geçtikleri görülmemekte olduğunu, yazılan saatlere bakıldığında 25 saniyede üç kamyon geçmiş gibi sefer fişi düzenlenmiş olduğunu, üç kamyonun 25 saniyede geçmesine imkan bulunmadığını, bugüne kadar aldığı haksız çekleri tahsil eden şirket sahibi ve işleri organize eden eşi ile işbirlikçileri aleyhinde karşılıksız fatura tanzim etmekle resmi evrakta sahtecilik ve taşıma yapmadığı halde “yaptım” diyerek dolandırıcılık suçunu işledikleri kanaatiyle suç duyurusunda bulunulmuş olduğunu ileri sürerek müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını aksine davalıdan iade faturası bedeli olan —— tutarında alacaklı olduğunu savunmaktadır.
Öncelikle asıl davada davacının takibe konu fatura tutarında davalı yandan alacaklı olup olmadığının incelenmesi gerekir.
Davacı karşı davalının icra takibine koıuı ettiği alacak ———— faturaya dayalı olarak talep edilmiştir.
Davalı karşı davacının ticari defterlerinde yapılan incelemede bu faturanın davalı karşı davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı karşı davacı vekili bu faturayı noter ihtarnamesi ekinde davacı karşı davalıya iade ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı karşı davacı söz konusu faturayı iade etmesini hafriyat işinin yapılmadığını ve davacı tarafın taşıma yapmadığı halde “yaptım” diyerek dolandırıcılık suçunu işlediklerini savunmaktadır.
Davacı karşı davalı dava dilekçesinde fatura dayanağı fış teslim tutanağının davalı karşı davacı şirket yetkilisi — teslim edildiğini beyan etmiştir.
Dosyaya ibraz edilen- tarihli fış teslim tutanağında —— bir alacak tahakkuk ettirildiği anlaşılmıştır.
—- davalı karşı davacı şirketin görevlisi olarak sefer fişlerini düzenlemiştir.—–üzenlediği sefer fişleri hakkında herhangi bir sahtelik iddiası ileri sürülmediği gibi fişlerin sahteliğine dair herhangi bir yazılı delil de ibraz edilmemiş olup davacı karşı davalının – fatura bedelini talep etmekte haklı olduğunun kabulü gerekir.
Karşı Davada ise davalı karşı davacı vekili ödenen hizmet fatura bedelinin iadesini istemektedir.
Davalı karşı davacı vekili, Sefer fişi tanzim eden cihazdan alınan durum raporları kontrol edildiğinde, örnek olarak —- plakalı — tarih saat—— tarih saat——— sefer fişi düzenlendiğini, kamera kayıtlarında bu kamyonların bu saatlerde sefer fişi tanzim edilen cihazın bulunduğu mobonun(çıkış kapısı) önünden geçtikleri görülmemekte olduğunu, yazılan saatlere bakıldığında 25 saniyede üç kamyon geçmiş gibi sefer fişi düzenlenmiş olduğunu, üç kamyonun 25 saniyede geçmesine imkan bulunmadığını, bugüne kadar aldığı haksız çekleri tahsil eden şirket sahibi ve işleri organize eden eşi ile işbirlikçileri aleyhinde karşılıksız fatura tanzim etmekle resmi evrakta sahtecilik ve taşıma yapmadığı halde “yaptım” diyerek dolandırıcılık suçunu işledikleri kanaatiyle suç duyurusunda bulunulmuş olduğunu ileri sürerek davacı- karşı davalıdan iade faturası bedeli olan —-tutarında alacaklı olduğunu iddia etmektedir.
Esasında davacı vekilinin sahtecilik ile ilgili iddiaları——–dosyasında incelenmiş ve ceza mahkemesi sefer fişlerinde belirtilen saat ve dakikalarda——— plaka sayılı araçların geçişlerinin havanın karanlık olması ve araçların ön farlarında çıkan ışığın parlaması nedeniyle tespit edilmediğine dair olay yeri kamera görüntülerine ilişkin hazırlanan bilirkişi raporu, sanıkların savunması, katılan beyanı, tanık anlatımları ve dosyadaki mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların üzerilerine atılı suçları işlediklerine dair kesin ve inandırıcı kayıt bulunmadığı gerekçesiyle sanıklar hakkında beraat kararı verilmiştir.
Dolayısıyla davalı karşı davacının araç seferleri ve sefer fişleri ile ilgili iddiaları ceza mahkemesinde tartışılmış ve iddia ve suçlamalara ilişkin kesin ve inandırıcı kayıt bulunmadığı gerekçesiyle sanıklar hakkında beraat kararı verilmiştir.
Bu kapsamda tahkikat yapılmak üzerine mahkememizce de inceleme yapılarak söz konusu iddiaların incelenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiştir. Ancak ——- tarihli ön rapordan sonra dosya üzerinde yeniden yapılan incelemede söz konusu hususların ceza mahkemesinde incelendiği ve bu yöndeki iddiaları tevsik edici bir delile rastlanmadığı anlaşılması üzerine bu yöndeki iddialara dair bilirkişi incelemesi yapılması ara kararından rücu edilmiştir.
Bu açıdan öncelikle ceza mahkemesi kararlarının ve ceza dosyası kapsamında toplanan delillerin hukuk mahkemesi yargılamasına etkisinin tartışılması gerekir.
Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, hukukumuzda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 74. maddesinde düzenlenmiş olup; hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını; aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise kişi ilişkilerinin Medeni Hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını öngörmesi esasına dayanmaktadır.
6098 sayılı TBK’nın 74. maddesi “ Hukuk Yargılaması ile Ceza Hukuku arasındaki ilişkiyi ele almaktadır. 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesi “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmü yer almaktadır. Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, hukuk hâkiminin yukarıda açıklanan bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hâkiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Başka bir deyişle, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını belirleyen ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır.
Vurgulamakta yarar vardır ki, hukuk usulü bir şekil hukukudur. Davanın açılması, itirazların ileri sürülmesi, tanıkların ve diğer delillerin bildirilmesi belirli süre koşullarına bağlı kılındığı gibi, ikinci tanık listesi verilememesi, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı gibi, yargılamanın süratle sonuçlandırılması gayesi ile belirli kısıtlamalar getirilmiştir. Bunun sonucunda, hukuk hâkimi şekli gerçeği arayacak, maddi gerçek öncelikli hedef olmayacaktır. Ancak ceza hâkimi bunun tersine öncelikli hedef olarak maddi gerçeğe ulaşmaya çalışacaktır. O hâlde ceza mahkemesinin maddi nedensellik bağını (illiyet ilişkisi) tespit eden kesinleşmiş hükmünün hukuk hâkimini bağlamasına, TBK’nın 74. maddesi bir engel oluşturmaz.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hâkimini bağlar. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir.
6098 sayılı TBK’nun 74. maddesi (818 sayılı BK’nın 53. maddesi) uyarınca hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de; hem öğretide hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hâkimini bağlayacağı kabul edilmektedir.
Bu aşamada somut duruma bakıldığında, davalı karşı davacı taraf araç geçişleri ile ilgili sefer fişlerinin gerçeğe uygun hazırlanmadığını, yapılmayan seferlerin yapılmış gibi sefer fişlerinin hazırlandığını iddia etmekte, yukarıda anlatığımız üzere söz konusu iddialar , tanık delili, bilirkişi raporu dahil olmak üzere hukuk yargılamasında yapılacak incelemeden daha geniş bir şekilde, ceza mahkemesi tarafından tahkik edilmiş, deliller toplanmış ve değerlendirilmiştir. Ancak yapılan tahkikat sonucunda sanıkların üzerilerine atılı suçları işlediklerine dair kesin ve inandırıcı kayıt bulunmadığı gerekçesiyle sanıklar hakkında beraat kararı verilmiştir.
Bu aşamada davalı karşı davacı vekilinin bu yöndeki iddialarının incelenmesi usul ekonomisi ilkesine de uygun görülmemiştir. Zira Usul Ekonomisi İlkesini düzenleyen HMK’nun 30. Maddesine göre “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür” , bu anlamda Ceza mahkemesinin yapmış olduğu yargılamanın üzerine yeniden inceleme yapılması zaman ve masraf kaybından ibaret olacaktır. Bu nedenle ceza mahkemesi tarafından yapılan yargılama ve mahkememiz dosyasına ibra edilen tüm delillerin birlikte incelenmesi sonucunda davacının sefer fişlerinin gerçeğe aykırı bir şekilde düzenlendiği yönündeki iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmakla karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Asıl dava yönünden davacının icra takip talebi dikkate alınarak kısa kararda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de davacı vekilinin sadece asıl alacağı davaya konu ettiği, bu nedenle davanın kabulü yönünden hüküm kurulması gerektiği anlaşılmış ancak taraflara yüklenecek sorumluluğun tutar ve oranlarında herhangi bir değişiklik olmaması ve kısa karar ile gerekçeli karar hüküm fıkrası arasında çelişki yaratmamak adına gerekçeli kararın hüküm fıkrasında herhangi bir değişiklik yapılmadan aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A1- Asıl davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalı borçlunun ——— dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin —– üzerinden devamına, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %13.75 ve değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına,
A2-Alacağın likit olmaması nedeniyle İcra İnkar Tazminatı talebinin reddine,
A3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 2.101,49 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 369,90 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.731,59 TL’nin davalı-karşı davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
A4- Davacı tarafından yatırılan 369,90 TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
A5-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 166,20 TL yargılma giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 4.614,60 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B1-KARŞI DAVANIN REDDİNE,
B2- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 54,40 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 1.306,20 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.251,80 TL’nin talep halinde davalı karşı davacıya iadesine,
B-3- Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 19.961,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B4- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2020