Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/437 E. 2022/689 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/437 Esas
KARAR NO: 2022/689
DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 10/03/2008
KARAR TARİHİ: 04/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalının —– beri müvekkilinin sahibi olduğu —— verdiğini, son —– düşmesi üzerine mal alışverişi yapılan tüm firma hesaplarının incelenmeye alındığını, bu inceleme sonucunda davalının teslim ettiği —–gösteren irsaliyeleri, mal kabul kısmında saydırttıktan sonra irsaliyeyi ortadaki —– dayanarak muhasebeye götürürken irsaliyedeki teslim edilen—- önüne —- eklettiği, bu şekilde daha çok —— teslim edildiğini göstererek irsaliyeleri —- teslim ettiği işyeri kameralarıyla sabit olduğunu, davalının bu şekilde müvekkilini —— dolandırdığını, —– alınan çek yapraklarını müvekkile imzalatacağını söyleyen davalının bu çek yapraklarını da sahte imzalarla kullandığını, bu dolandırıcılığın irsaliyelerle ve kamera kayıtlarıyla tespit edilmesi üzerine yapılan görüşmelerde—- iade edileceği sözünün verildiğini, ancak müvekkilinin zararın tamamını isteyince davalının ödemekten kaçındığını, müvekkilinin yaptığı — yapıldığını, ——satış raporlarının incelenmesinde günlük satılan ——-sayısının günlük alınan ——– az olduğunun ortaya çıktığını, davalının yaptığı dolandırıcılığın ortaya çıkmaması için müvekkilinin iş yerine aralıklarla fazla fatura bıraktığını, bu şekilde müvekkilinin yapılan dolandırıcılığı fark etmesinin engellendiğini savunarak; icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi için tedbir kararı verilmesini,—-sayılı takip dosyası ile müvekkilinin davalı tarafa borçlu olmadığının tespitini, takibin iptalini, %40’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacı ile müvekkili arasında ticari ilişkiden doğan borcundan dolayı takibe konu —– bedelli—– keşide ettiğini, iş bu çeklerin muhatap bankaya tahsili için ibraz edildiğini, ancak çekler hakkında ödemeden men yasağı verilmesi nedeniyle çek bedellerin ödenmediğini, bu nedenle borçlu aleyhine — sayılı dosyası ile alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davacı tarafından —-tarihinde borcun ödendiğini, müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişkiden dolayı müvekkilinin davacıya ——–sattığını, —– teslim ve sevk irsaliyelerinde belirtilen miktarlar olduğunu, teslim edilen irsaliyelerde tahrifat yapılmadığını, davacının çalışanları tarafından sayılarak ve imza karşılığında ekmeklerin alındığını, bu konuda tanık dinletilmesine muvafakatlerinin bulunmadığını savunarak; davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
— tarihli bilirkişi raporunda; —yargılamanın henüz sonuçlanmadığını, evraktaki sahtecilik iddialarının subut bulunup kesinleşmesinin beklenilmesini, dosyadaki belgeler ve açıklanan nedenler uyarınca sevk irsaliyelerinde yapılan tahrifat sonucu haksız olarak teslim edilmiş gözüken —- belirlenemediğinden, haksız kazancın —- kesin olarak belirlenemediğini, dosyanın bu haliyle davayı kanıtlamaya yetmeyeceği hususu” tespit edilmiştir.
Mahkememiz —- tarihli duruşmada——- esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesi ara kararından dönüldüğü görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, ——icra takibine konu borcun bulunmaması nedeniyle açılan menfi tespit davasıdır.
—-sayılı takibi incelendiğinde, davalı alacaklı— davacı borçludan—– asıl alacak ve— çek tazminatı olmak üzere toplam — borcun tahsilini talep ettiği, takip dayanağı belgelerin —- seri numaralı çeklere dayandığı, icra dosyasına davacı borçlu tarafından —- ödeme yapıldığı görülmüştür.
—-sayılı dosyası incelendiğinde,—– ilamında hüküm kısmında —– yapan sanığın, yargılamaya katılanın işlettiği markete sattığı ——-gösteren irsaliyelerdeki sayılar üzerinde oynama yaparak, satmış olduğu —— olduğundan daha çok gösterip, ondan fazla para aldığı ve bu yolla onu dolandırdığı, iddia, bilirkişi incelemesi ve tüm dosya içeriğinden anlaşılmış olup—–Katılanın işlettiği — ait fırından ——–satan sanığın, —-sevk irsaliyelerinin üzerinde oynama yapıp gerçekte sattığı miktarların çok üzerinde markete ——–satmış gibi göstererek fatura kesilmesini sağlayıp haksız menfaat temin etmekten ibaret eyleminin,—– sanığın tacir sıfatının bulunması ve ticari faaliyeti sırasında gerçekleşmesi nedeniyle —- maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Sanığın, dolandırıcılık eylemini katılana karşı aynı suç işleme kararı çerçevesinde değişik zamanlarda gerçekleştirmesi nedeniyle, hakkında —–maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi——– bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur” şeklindeki düzenlemesi karşısında,mahkemenin yerinde görülen sübuta yönelik kabulüne göre; sanık hakkında hem ——suçundan ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, suça konu belgelerin dolandırıcılık suçunun unsuru olduğundan bahisle sahtecilik suçundan beraat kararı verilmesi” gerekçeleriyle bozulduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın—–takibine konu borcun bulunmaması nedeniyle açılan menfi tespit davası olduğu, takip dayanağı çeklerin altında yatan hukuki ilişkinin davalının cevap dilekçesinde de kabul edildiği üzere taraflar arasındaki ———-alım satım ilişkisinden ve irsaliyeli faturalardan kaynakladığı, davacının ise irsaliyeli faturalar üzerinde tahrifat yapıldığı iddiası ile teslim edilmeyen ürünlerin tahsilinin istendiği hususunun iddia edildiği, eldeki uyuşmazlık konusunun yukarıda da açıklandığı üzere —— bağlandığı ve uyuşmazlık konusu olan iddia hakkında irsaliyeli faturalar üzerinde tahrifat yapıldığı hususunun tespit edildiği, vakıanın —-ilamı ile de onandığı, bu sebeple vakıanın gerçekleştiği hususunda bir tereddüt bulunmadığı, vakıanın —- kesinleşmiş olması nedeniyle dosyanın kesinleşmesinin beklenmesine de gerek bulunmadığı, mahkememizce alınan — —–raporunda da tespit edildiği üzere —- üzerinde tahrifat yapıldığı tespit edilen faturalara göre davacının —- borçlu olmadığı, bu miktarın asıl alacağa ilişkin olduğu, yukarıda da açıklandığı üzere davalının —– borcun tahsilini talep ettiği, bu sebeple asıl alacak yönünden borçlu olmayan davacının, asıl alacağın ferileri yönünden de borçlu olmayacağı, bu sebeple dosyanın tarafların itirazları değerlendirilmek üzere yeniden bilirkişiye gönderilmesine gerek bulunmadığı, tüm bu sebeplerle davacının bu sebeple davacının —- icra takibine konu borcunun bulunmadığı ve icra dosyasına—– istirdadını talep edebileceği, alacağa ödeme tarihinden itibaren tarafların tacir olması (bu nedeniyle davanın ticari dava, dava konusunun ticari iş olması) nedeniyle ticari faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davacınını —- icra takibine konu alacak nedeniyle davalıya karşı BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİ İLE, icra baskısı altında ödenen—– tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri — üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 623,67 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 101,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 522,27 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 117,70 TL dava açma masrafı 101,40 TL yenileme harcı ve 600,00 TL bilirkişi masrafından ibaret 819,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
5-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (9.130,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1 ve 2 uyarınca hesaplanan 9.130,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dava tarihi itibariyle uyuşmazlık zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığından, zorunlu arabuluculuk ücreti yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/10/2022