Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/436 E. 2019/1018 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/436 Esas
KARAR NO: 2019/1018
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 15/09/2014
KARAR TARİHİ: 31/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — nolu davalının kiracısı olduğu — taşınmazın zemin katındaki bolümü davalıdan devir adlıklarmı ve — TL lık ipotekle birlikte iade edilmek üzerek —değerinde teminat senedi verdiklerini, ipoteğin bir kısmını ödediklerini ve kalan kısmını da ödemek istedikleri halde davalının —- lik teminat senet ile haciz işlemi başlatarak muhafaza girişimi üzerine muhafazayı önlemek için emaneten — vadeli beheri –TL toplam —– TL lık senetleri ücreti vekalet ve masraf hesabı yapılarak protokol ve ibra hazırlanması için verdiklerini, ipoteğin borcunun ihtiyati haciz safhasında ödendiğini, borç kalmadığı için Tuzla Asliye Hukuk mahkemesinin —- esas sayılı dosyası ile ipotek bedelleri ödendiğinden bahisle ipoteğin fekkine karar verildiği ve ——- lik senetle yapılan takibin de iptal edildiğinden masraf ve ihtiyati hacız ücretinden başka ücreti vekalet de istenemeyeceğinden ücreti vekalet ve masraf için verilen ve bedelsiz kalan alacaklı ismi yazılmamış senetler ön yüzüne … alacaklı olarak yazılıp … isimli şahsa ciro edilerek yeni takiplere başladığını, …’un — nolu şirketin temsilcisi olduğunu, … isimli şahıs ta davAlı şirket adresinde bulunan bir kişi olduğunu tüm davalıların senetlerin bedelsiz olduğunu bildikleri halde hile ile tahsiline çalıştıklarını beyanla İstanbul —-.icra müdürlüğünün —- esas sayılı dosyasındaki takibin iptal edildiği ve ihtiyati haciz safhasında ipotek borcunun ipotek belgesinde yazılı tarihten önce ödenmiş olduğundan avukatlık ücreti ve masraf oluşmayacağı cihetle davalı ve vekilleri elinde kalan —– vadeli beheri —- TL toplam —-TL lık – adet senetle ortak hareket eden ve bu senetlerin bedelsiz olduğunu bilen davalılara müvekkillerin hiçbir borcu olmadığından menfi tespit davasının kabulü ile borçlu olmadıklarının tespitine ve — adet senedin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Borçluların, mücerret borç ikrarını havi senetlere dayalı kambiyo takibine karşı ileri sürdükleri itirazların yasal dayanağı olmadığını, müvekkilinin borç ikrarını içeren senetleri davacıdan aldığını ve ciro ederek borcuna karşılık alacaklıya verdiğini, takibe konu senetlerin kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiğini ve diğer konularla alakası olmadığını beyanla davanın reddine %40 dan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Davanın uyuşmazlık konusu; —– tarihli —- YTL bedelli keşidecisinin … , avalinin—-lehtarının ise—- olan, malen kaydı içeren,
— tarihli —- YTL bedelli keşidecisinin … , avalinin —- lehtarının ise—– olan — kaydı içeren
—tarihli — YTL bedelli keşidecisinin … , avalinin —- lehtarının ise —-olan “nakden” kaydı içeren
— tarihli —– YTL bedelli keşidecisinin … , avalinin —- lehtarının ise —- olan “nakden” kaydı içeren —– tarihli bonolar nedeniyle davacıların davalılara borçlu olup olmadığının tespitine ilişkindir.
Dosya kapsamında yapılan incelenmede, söz konusu bonoların lehtarı … olduğu, …’a ciro edildiği, davacıların, davalı taraf olarak lehtarı, hamili ve —–gösterdiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili söz konusu senetlerin,— USD değerinde teminat senedi verdiklerini, ipoteğin bir kısmını ödediklerini ve kalan kısmını da ödemek istedikleri halde davalının —- USD lik teminat senet ile haciz işlemi başlatarak muhafaza girişimi üzerine muhafazayı önlemek için emaneten verildiğini, —- lik senetle yapılan takibin de iptal edildiğinden masraf ve ihtiyati hacız ücretinden başka ücret ve vekalet de istenemeyeceğinden vekalet ve masraf için verilen ve bedelsiz kalan alacaklı ismi yazılmamış senetler ön yüzüne … alacaklı olarak yazılıp … isimli şahsa ciro edilerek yeni takiplere başladığını, …’un — nolu şirketin temsilcisi olduğunu, … isimli şahıs ta davalı şirket adresinde bulunan bir kişi olduğunu tüm davalıların senetlerin bedelsiz olduğunu bildikleri halde hile ile tahsiline çalıştıklarını iddia etmektedir.
Buna karşılık davalı söz konusu senetlerin kayıtsız şartsız bir borç ikrarı içerdiğini savunmaktadır.
Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, davacının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır (HMK’nın m. 191/1, TMK m. 6). Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir ve bu hâlde ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacağında kuşku bulunmamaktadır.
Bonoda yazılı bulunan bedel kaydının hem borçlu hem de alacaklı tarafından talil edilmesi hâlinde ispat yükünün hangi tarafta olduğu hususu da üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Bonodaki bedel kaydının her iki tarafça talil edilmesi hâlinde ispat yükü borçlu üzerindedir. Diğer bir ifade ile bu durumda ispat yükü yer değiştirmez. HMK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası ve TMK’nın 6. maddeleri uyarınca borçlunun bononun bedelsiz olduğunu ispat etmesi gerekir.
Somut olaya gelince; dava, kambiyo senedinden dolayı borçlu olunmadığının saptanması istemine ilişkin olduğuna göre, konunun hem kambiyo hem de ispat hukuku açısından ve yukarıdaki açıklamaların ışığında ele alınması gerekir.
Dava konusu bonoda davacı … keşideci, davalı … lehtar olup, ihdas nedeni olarak,— ve —tarihli bonoda “malen”—– tarihli bonoda ise “nakden” kaydı bulunmaktadır.
Yukarıda da ifade edildiği üzere bono bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olup, senette bedel kaydının mevcut olması hâlinde ispat yükü kaydın aksini savunan tarafa aittir. Somut olayda ise her iki yanın bononun mal ve nakit karşılığı olmadığına dair beyanları karşısında senedin her iki tarafça da talil edildiğinin kabulü zorunludur ve bu durumda TMK’nın 6. ve HMK’nın 191. maddesi uyarınca ispat yükünün davacı senet borçlusunda olduğu yolundaki genel kuralın yer değiştirmeyeceği ve davacının senedin bedelsiz olduğunu ispatlaması gerektiği kabul edilmelidir.
Yukarıda bilgileri verilen davaya konu bonoların teslim anına ilişkin olarak tek belge — imzalı-makbuz-başlıklı belge incelendiğinde; “borçlu ——–. Yetkilisi (…) dan — vadeli —YTL, — tarihli — YTL, — tarihli —YTL, — tarihli— YTL olmak üzere toplam- adet bono teslim aldım” —-tarihli dosya içerisinde bulunan belge olup , söz konusu belgede bonoların ücreti vekalet, masraf ve teminat için verildiğine dair herhangi bir ibare bulunmadığı gibi her bir bononun bedeline ilişkin kayıtlar da tek tek belirtilmiştir.
Tüm bu delillerin ve mevzuatın değerlendirilmesi kapsamında, davacının bonoların iradesine uygun olarak doldurulmadığı iddiasının usulüne uygun şekilde ispat edilmemesi, bedel kaydının her iki tarafça da talil edilmesi nedeniyle ispat yükünün borçlu/davacı üzerinde olduğu, bonoların verilme anına ilişkin olarak tek yazılı belge olan —- tarihli “makbuz” başlıklı belgede bonoların davacı/borçlunun iddia ettiği gibi —- bono ile yapılan takibe ait vekalet ücreti ve masraf teminatı olarak —–verildiğine dair herhangi bir ibare bulunmadığı anlaşılmakla davacının iddiasını ispatlamamış olması nedeniyle davanın, bütün davalılar yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-)Bütün davalılar yönünden DAVANIN REDDİNE,
2-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-)Karar tarihinde alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafça yatırılan 29,20 TL harçtan mahsubu ile kalan 15,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davalı … vekili tarafından yapılan 500 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
5-)Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
6-) Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalılar lehine takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-) Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair karar gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu
açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı okundu, usulen anlatıldı. 31/10/2019