Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/2132 E. 2019/496 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/2132
KARAR NO : 2019/496
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ: 04/11/2014
KARAR TARİHİ: 30/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı şirket arasında ticari ilişki olduğunu, bu çerçevede davalı şirketin müvekkilden mal satın aldığını, ancak borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için Anadolu 4. icra müdürlüğünün ————— Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçilmiş ise de itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve %20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının kendilerinden alacağının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Bilirkişi ——— 28/09/2015 tarihli raporunda; Davacının, davalı şirketle giriştiği ticari ilişki neticesinde bakiye 10.635.76 TL alacağını tahsil edememesi nedeniyle davalı şirket hakkında 18.09.2014 tarihinde icra takibi başlattığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, Davacının usulüne uygun ticari defterlerinde; 10.635.76 TL bakiye alacağın tespit edildiği ve bu bakiye alacağın; 83.469.75 TL tutarlı (156) adet satış faturasından ve 2010 yılından devreden 12.094.14 TL bakiyeden meydana geldiği, davalının ticari defterlerinin incelenmesi hususunda, Gebze Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilen talimatın, davalı şirketin ticari defterlerini sunmaması nedeniyle bila ikmal geri yollandığı, bu nedenle davalı şirketin ticari defterlerinin incelenememesi nedeniyle bu faturaların davalı defterinde yer alıp almadığının saptana madiği, bu durumda davacının; 2010 yılından devreden 12.094.14 TL bakiyeyi meydana getiren fatura ve irsaliyeler ile 83.469.75 TL tutarlı (156) adet fatura ve içeriği malların, davalıya teslimini sevk irsaliyeleri ile kanıtlaması gerektiği, ne var ki davacı,buna ilişkin bir teslim belgesi veya sevk irsaliyesini dosyaya sunmadığından ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği, bu nedenle de alacağın tespitine varılamadığı, bununla beraber davacının ticari defterleri usulüne uygun tutulmuş olup kayıtlarının birbirini doğruladığı, buna karşın davalının, ticari defterlerin mahallinde incelenmesini kabul ve beyan ettiği halde, talimat mahkemesine defterlerini sunmayarak ibrazdan kaçındığı, bu nedenle yüce mahkemece, davacı kayıtlarının doğruluğunun kabul edilmesi halinde davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan 10.635.76 TL alacağın olacağı, bu alacağın, yıllık % 11.75 ve değişen oranlardaki avans faizi İle tahsil edeceği, ancak bu hususun tamamen yüce mahkemenin takdirlerine ait olacağı sonuç ve kanaatine varmıştır.
Bilirkişi ———- 10/11/2015 tarihli ek raporunda; Kök raporda varılan sonucu değiştirebilecek bir hususun olmadığı sonuç ve kanaatine varmıştır.
Bilirkişi ——— 09/05/2016 tarihli 2. Ek raporunda; Hangi tarihli ve hangi tutarlı fatura içeriği malların, hangi tarih ve sayılı kargo fişleriyle gönderildiği de belli olmadığı, zira davacının defterindeki fatura tarihleri, kargo fişi tarihleri ile karşılaştırıldığında bir uyum görülemediği, kargo fişleri üzerinde; gönderilen malın, hangi tarih ve nolu faturaya ilişkin olduğu hususu da yazılmadığından bu konuda bir değerlendirme yapılamadığı, bu nedenlerle kök ve ek rapordaki kanaatlerinde bir değişiklik olmayacağı sonuç ve kanaatine varmıştır.
Bilirkişi ———– 29/09/2017 tarihli 3. Ek raporunda; Davacıdan 77.298,93 TL fatura alındığı, 77.199,10 TL ödeme yapıldığı, davalı kayıtlarında bulunmayan davacıya ait fatura toplamının 30.277,41 TL olduğu, davalı kayıtlarında olup, davacının kayıtlarında bulunmayan davacı tarafından davalı adın düzenlemiş faturalar toplamının 23.106,59 TL olduğu, davacının takipte talep ettiği 10.635,76 TL alacak tutarının 2010 yılından 2011 yılına devreden 12.094,14 TL alacakla birlikte oluşan bir bakiye alacak olduğu, bu nedenle davacı tarafından devreden bakiye 12.094,14 TL alacak tutarının kanıtlanmadığı müddetçe 10.635,76 TL alacağın talep etmesinin mümkün olmadığı bu tutarın ispat edilmesi halinde de raporda ayrıntılı şekilde belirtildiği gibi 4.464,94 TL alacağı olduğu kabul edilebileceği sonuç ve kanaatine varmıştır.
Bilirkişi ———— 04/05/2018 tarihli raporunda; Davacı şirket alacak tutarını oluşturan özellikle 2009 ve 2010 yıllarına ait ticari defter, kayıt ve belgelerini defalarca istemesine rağmen incelemek üzere sunulmadığı, dosyaya mübrez bilirkişi raporlarında davacının 2011-2014 yıllarına ait defter ve kayıtlarının incelendiği, davacının bu yıllara ilişkin defter ve kayıtlarını sunması üzerine davalıdan da 2011-2014 yıllarına ilişkin defter, kayıt ve belgeler incelendiği, davalının usulüne uygun olarak yasal süresi içinde noter açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapılmış, davalının kayıtlan dosya bazında olup, dosya bazında alınan mallara ilişkin olarak davalıya ödeme yapıldığı, davacı kendisine ait 2009 ve 2010 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarını sunmadığından dolayı davalıdan 2011-2014 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının ibrazı istenmiştir. Zira, davacı ibraz etmediğinden dolayı davalının defterleri ile karşılaştırma yapılamayacaktır. Ancak davalının 2011 yılına ait ticari defterlerinde davacı ile arasında cari hesap ilişkisi bulunmadığından dolayı bakiye bir borç veya alacak kaydı görülmediğini, yukarıda yapılan tespitlere göre; davalının defterlerinde davacıya herhangi borcu bulunmadığı, ancak davalının davacıdan aldığı fatura ve yaptığı ödemeler neticesinden 77.298,93 TL.-77.199,10 TL.=99.83 TL. borcu bulunduğu, sonuç ve kanaatine varmıştır.
Bilirkişi ———–31/01/2019 tarihli raporunda; uyuşmazlığın 2010 yılından 2011 yılına devreden 12094,14 TL bakiyeden kaynaklandığını, davalının defterlerini ibraz etmediğini, davacının alacağını dayanakları ile kanıtlaması gerektiğini beyan etmiştir.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğü’nün ———-Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını mal teslimine dayandırmış, davalı ise borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ve mal teslim olgusunu ispat yükü davacı taraftadır.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı HMK.nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus ————–kararında da vurgulanmış olup, HMK.nun “Tarafların belgeyi ibraz etmesi” başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Davacı alacağını 29/06/2012 tarihinde sona eren cari hesaba dayandırmış ve takipte ve davanın başında 01/01/2011 tarihinde başlayan cari hesap ekstresi ibraz etmiştir. Cari hesap ekstresinin incelenmesinde 12094,14 TL borç ile başladığı görülmüştür. Yargılama sırasında ise 2009 başlangıç tarihli cari hesap ekstresi ibraz etmiştir. Fakat 2011 yılı öncesinde ilişkin ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesinde sunmamıştır.
İstanbul Anadolu 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———— Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacılarının farklı olması nedeniyle dosyamızla bir ilgisinin olmadığı tespit edilmiştir.
Tarafların incelenen defter ve belgelerine göre; Davalının davacıya 77199,10 TL ödeme yaptığı, davacıdan aldığı toplam 77298,93 TL tutarlı fatura aldığı kayıtlı bulunmaktadır. Davacının defterlerinde davalı ödemesi 84928,13 TL olarak görünmekte olup bu durumun davalının lehine değerlendirilmiştir. Davacının defterinde davalıya kesilen fatura tutarı ise 84469,75 TL olarak görünmektedir. Bu durumda taraflar ticari defterleri arasındaki fark, davacının defter kaydında bulunan 2010 yılından 2011 yılına devreden 12094,14 TL bakiye alacaktan ve 2011-2012 yılında kesilen davacının defterlerinde kayıtlı olup da davalının defterlerinde kayıtlı olmayan 7170,82 TL bedelli faturadan kaynaklanmaktadır.
Davacı takipte talep ettiği 10635,76 TL alacak bakiyesine hak kazanmış olması için, önceki yıllardan 2011 yılına intikal eden 12094,14 TL bedelli mal teslimini ispat etmesi gerekmektedir. Davacı, kendi defterlerine 2011 yılına önceki dönemlerden intikal eden 12094,14 TL alacakla ilgili cari hesap ekstresi dışında fatura, irsaliye ve ticari defter sunmamıştır. Davalı şirket de 2011 yılında önceki defterlerini ara karar oluşturulmasına rağmen sunmamıştır. 2011 yılına ait defterlerinde ise cari hesap ilişkisi tespit edilmemiştir. Her ne kadar davacı taraf davalının defterlerini ibrazdan kaçındığını, iddiaların kabul edilmiş sayılacağını ileri sürmüş ise de, yukarıda belirtilen Hukuk Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere, davacı davanın başında delillerini davalının defterlerine hasretmediğinden, davalının ticari defterlerini ibraz etmemesinin aleyhine sonuç doğurması mümkün değildir. Kaldı ki davacı taraf da 2011 yılından önceki defter, dayanak fatura ve irsaliyelerini ibraz etmemiştir.
Davacı tarafından ibraz edilen sevk irsaliyesinin alacağı ispata yeterli olmadığı, yine davacı tarafından ibraz edilen ve üzerinde fatura numaraları yazmayan kargo fişlerinin mal teslimini açıkça ortaya koymadığı, kabul edilse bile hangi faturaya ilişkin malların teslimine ilişkin olduğunu ortaya koyamayacağı, davacının önceki yıllardan 2011 yılına intikal eden alacak bakiyesini kadar alacaklı olduğunu ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir. Davacının takip başlatmakta kötüniyetli olduğu tespit edilemediğinden davalı yararına tazminata hükmedilmemiştir. Bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Davalı tarafın tazminat talebinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan 113,15 TL’si peşin olarak yatırılmış olduğundan bakiye 68,75 TL harcın davacıya istek halinde İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 30/04/2019