Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/2063 E. 2018/221 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/2063 Esas
KARAR NO : 2018/221

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 17/10/2014
KARAR TARİHİ : 13/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … şirketi vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde; müvekkili sigorta şirketine ait —- no.lu Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan —San. ve Dış Tic. Ltd.Şti/nin İran’da yerleşik —- firmasına sattığı manyetik seperatör sisteminin üretici — firmasının —‘nda bulunan fabrikasından —‘a nakliye işinin davalı şirket tarafından 11.04.2013 tarih ve —no.lu navlun faturası karşılığı üstlenildiği, söz konusu manyetik seperatör sistemine ait makinelerin —‘nda 11.04.2013 tarihinde davalının fiili taşımayı yaptırmak için anlaştığı 6 adet tıra yüklenerek İran’a gönderildiği, sigortalı emtiaların yüklendiği 6 adet tırdan birisi olan —- plakalı tıra 19.380 kg brüt ağırlığındaki 1 adet manyetik seperatör ve 3 adet hidrosiklon ve ekipmanlarının yüklendiği, sürücü —-i’nin sevk ve idaresindeki tırın 12.04.2013 tarihinde —-‘te sürücünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesiyle yolun gidiş yönüne göre sol taraftan yoldan çıkması ve boş alana aracının komple ön ve sağ tarafıyla devrilmesi sonucunda tek araçlı maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, kazada römorkta bulunan hidrosiklonların ve yaş manyetik seperatörün birbirine çarparak hasar gördüğü, taşıma sırasında meydana gelen hasann 15.04.2013 tarihinde sigortalı tarafından şirkete bildirilerek oluşan zararın taraflarına rücu edileceğinin ihtar edildiği, müvekkili sigorta şirketi tarafından açılan — no.lu dosya üzerinden görevlendirilen sigorta eksperi tarafından ekspertiz raporu düzenlendiği ve hasar sebebiyle nakliyeci firmalara rücu edilebileceği şeklinde görüş bildirildiği, müvekkilinin davaya konu olay nedeniyle 10.06.2013 tarihinde 76.000,00 Eur ve 12.11.2013 tarihinde 13.680,00 Euro KDV ödemesi olmak üzere toplam 89.680,00 Eur sigorta tazminatı ödediği, TTK.m. 1472 gereğince sigortalısının haklarına halef olduğu, müvekkili şirket tarafından ödenen tazminatın rücuen tahsili için davalı şirkete gönderilen rücu ihtarına karşı davalı tarafından Kadıköy—- Noterliği’nin 12.08.2013 tarih ve — yevmiye no.lu ihtarnamesi ile verdiği cevapta, taşımayı fiilen yapan aracın İran plakalı araç olduğu, CMR poliçesinin de mevcut olduğu, hasarın son taşıyıcı konumunda olan —- firmasının CMR sigorta şirketinden talep edilmesinin gerektiğini bildirdiği, ihtarnamenin ardından davalı şirketten temin edilen — CMR poliçesi uyarınca —‘daki sigorta şirketine başvuruda bulunulmuş ise de, gerek —‘daki sigorta şirketinden gerekse davalı şirketten alacağın tahsili sağlanamadığı için İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —- E. sayılı dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğu, davalı şirketin taşımayı fiilen yapmadığı, dava dışı fiili taşıyıcıya taşıttırdığı, davalının üst taşıyıcı konumunda olduğu, bu durumun davalı tarafından müvekkiline gönderilen ihtarnamede de kabul edildiği, ancak oluşan hasardan son taşıyıcının sorumlu olduğu ileri sürülerek zararın tazmininden kaçındığı belirtilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmayan icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı şirket vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde; dava konusu taşıma işini —-. Ltd. isimli İran firmasının yaptığı, müvekkili şirketin yük taşıyan —-firmasının acentesi olduğu, davanın —-firmasına yöneltilmesi gerekirken doğrudan müvekkiline yönetilmesinin usulsüz olduğu, bu sebeple husumet itirazında bulundukları, yükü taşıyan —- firması ile … arasında CMR sigorta anlaşmasının bulunduğu, trafik kazası sonucu oluşan hasardan ve davacının hasar talebinin tüm aşamalarından—- firmasına bilgi verildiği, davanın rücu imkânı sebebiyle — firmasına ve …’ne ihbannı talep ettikleri, taşıma anlaşmasında taşımanın— tırları ile yapılacağının, CMR sigortasının taşıyan firmaya, mal sigortasının müşteriye ait olduğunun, herhangi bir zarardan müvekkili — Nakliyatın sorumlu olmadığının belirtildiği, hasarın trafik kazası sonucunda oluştuğu, trafik kaza raporunda kazanın havanın yağışlı, yolun kaygan olmasından kaynaklandığının belirtildiği, olayda kaçınılmazlık olgusunun araştırılmasının gerektiği, bazı makinelerin bir kısmının hasar gördüğünün, bazılarının ise yenisi ile değiştirildiğinin anlaşıldığı, kısmen hasarlı makinelerin yenisi ile değiştirilen makinelerin bedelinin oluşan zarardan tenzil edilmediği, onarım dışı kalan ve yenisi ile değiştirilen makine ve bunlara ilişkin aksamın hurda bedelinin toplam zarardan tenzil edilmesinin ve gerçek zararın araştırılmasının gerektiği, icra dosyasında faizin hangi tarihten başlatıldığının anlaşılamadığı, CMR’den kaynaklanan tazminat miktarına temerrüt tarihinden/sigorta şirketinin sigortalısına ödeme yapmış olduğu tarihten faiz işletilmesinin gerektiği (CMR.m. 27), davacının takip talebi ile faize faiz istediği, bunun yasal olmadığı, CMR Konvansiyonu’nun senelik %5 faiz ödemeyi amir olduğu, davacının avans faizi isteyemeyeceği, dava konusunun yargılamayı gerektirmesi sebebiyle icra inkâr tazminatının reddinin gerektiği, sigortalıya Euro üzerinden ödeme yapılmış olduğu, takibin TL olarak başlatıldığı, TL cinsinden ödeme talep edildiğinden, sigortalıya yapılan ödeme tarihindeki kura göre TL karşılığının fazla hesaplandığı, sigortalıya yapılan ödeme tarihindeki kura göre davacı alacağının TL karşılığının belirlenmesinin gerektiği belirtilerek, dava ve cevap dilekçesinin — firmasına ve …’ne tebliği suretiyle davanın ihbarı ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, uluslararası taşıma esnasında oluşan emtia hasarı nedeniyle sigorta poliçesi kapsamında ödenen meblağın halefiyete dayalı olarak rücuan tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin, müvekkili olan sigorta şirketi tarafından olay tarihi itibariyle sigortalanan dava dışı — şirketinin, dava dışı — firmasına satmış olduğu makinelerin nakliye işini davalının üstlendiğini, 12.04.2013 tarihinde meydana gelen tek taraflı kaza neticesinde makinelerin hasar gördüğünü, hasarlı makinelere ilişkin onarım bedeli olan toplam 76.000 Euro sigorta bedelini 10.06.2013 tarihinde ve 13.680 Euro KDV bedelini 12.11.2013 tarihinde ödeyerek TTK’ nın 1472 maddesine istinaden halefiyete dayalı alacak hakkının olduğunu beyanla itirazın iptalini talep ettiği,
Davalı vekilinin, müvekkilinin, dava konusu taşımada üst taşıyıcı olduğunu, fiili taşıyıcı olan dava dışı İran firmasının taşıma nedeniyle asıl sorumlu olduğunu, faizin ödeme tarihinden başlaması ve % 5 oranında olması gerektiğini beyanla davanın reddini savunduğu görülmüştür.
Alınan beyan ve savunmalar, dosyaya sunulan belgeler itibariyle, dava dışı sigortalıya ait emtianın uluslararası üst taşıyıcısının davalı olduğu, dava dışı fiili taşıyıcı nedeniyle oluşan trafik kazasında emtianın hasarlandığı, onarım bedeli nedeniyle davacının poliçe kapsamında sigortalısına ödeme yaptığı hususlarında ihtilaf olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın, tarafların ayrı ayrı ehliyetlerinin olup olmadığı, taşıma nedeniyle sorumluluk durumu, davalının sorumlu olduğunun kabulü halinde sorumluluk miktarı noktalarında toplanmaktadır.
Dosyada mevcut poliçe ve zeyilnameler itibariyle, davaya konu kaza neticesinde hasarlanan makinelerin poliçe kapsamında olduğu, davacının, hasar nedeniyle 76.000 Euro sigorta bedelini 10.06.2013 tarihinde ve 13.680 Euro KDV bedelini 12.11.2013 tarihinde ödediği, işbu ödemenin, onarım bedeli olarak sigortalı şirket tarafından dava dışı — ayrıca ödendiğinin dosyaya sunulan fatura ve dava dışı — yazı cevabı itibariyle doğrulandığı görülmekle davacının, TTK’ nın 1472 maddesi kapsamında kanuni halefiyete dayalı husumet ehliyetinin olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konusu taşımanın uluslararası bir taşıma olması sebebiyle somut olayda CMR Konvansiyon hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Dava dışı — firmasının fiili taşıyıcı, 08.04.2013 tarihli taşıma anlaşması ve 11.04.2013 tarihli sigortalı şirket tarafından düzenlenen fatura gereğince davalının üst taşıyıcı olduğu, bu kapsamda davalının CMR 34 ve 36 maddeleri gereğince pasif husumet ehliyetinin olduğu sonucuna varılmıştır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgeler doğrultusunda düzenlenen 26.01.2016 tarihli heyet bilirkişi raporunda özetle;
Kusura yönelik yapılan incelemede, kaçınılmaz halin mevcut olmadığı, meydana gelen kazada araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, hasara yönelik yapılan incelemede, CMR 23/1 madde hükmü gereğince, dosyada mevcut bilgi belgeler itibariyle belirlenen 76.000 Euro hasar bedelinin yerinde olduğu, 13.680 Euro’ luk KDV ödemesinin, ihraç amacıyla satılan emtia olması sebebiyle KDV Kanunun 11/1-c maddesi gereğince talep edilemeyeceği, taşıma işi kendisine davalı taşıyıcı tarafından tevdi edilen fiili taşıyıcının, taşıma sırasında meydana gelen trafik kazası sebebiyle taşıma konusu yükü varma yerinde alıcısına hasarsız şekilde teslim edememesi sonucunu doğan zarardan, davalı taşıyıcının CMR.m. 3, 34 ve 36 çerçevesinde üst/akdi (birinci) taşıyıcı sıfatıyla sorumlu olduğu, CMR 41 maddesinde, CMR hükümlerini ihlal eden her türlü koşulun hükümsüz olması sebebiyle davalı şirket tarafından sunulan sözleşmede yer alan ve özellikle taşıyıcının sorumluluğunu ortadan kaldıran nitelikteki hükmün hükümsüz olduğu tespit edilmiştir.
26.01.2016 tarihli heyet bilirkişi raporunda belirtilen eksikliklerin tamamlanması neticesinde düzenlenen 03.11.2017 tarihli heyet bilirkişi raporunda özetle;
CMR 23 ve 25 maddeleri gereğince, davalının sorumluluğunun davaya konu maddi hasarlı kazanın meydana geldiği tarihteki kurun esas alınması suretiyle belirlenmesi gerektiği, 12.04.2013 tarihi itibariyle 2,3403 TL üzerinden 76.000 Euronun 177.862,80 TL’ ye tekabül ettiği, CMR 23/3 maddesi gereğince belirlenen mesuliyet limitinin sonuç olarak 558.292.04 TL olduğu, dava değerinin hayli üstünde olması sebebiyle dikkate alınmasında fayda olmadığı, tazminat durumu söz konusu olduğunda taşıyıcı karşısında hak sahibinin, CMR sözleşmesinin 27. maddesi kapsamında “Hak sahibi ödenecek tazminat için faiz isteyebilir. Yılda %5 üzerinden hesap edilecek bu faiz ödeme isteğinin yazılı olarak, taşımacıya gönderildiği tarihten başlar. Böyle bir istekte bulunulmamış ise, tahakkuk dava açıldığı tarihten itibaren yapılır.” şeklinde düzenlenmiş hakkı, bu hakkı kullanabilmek için öngörülen yükümlülüğü ile birlikte ayniyle halefe yani sigortacıya intikal edeceği, dava dışı sigortalıya tazminat ödedikten sonra davalı taşıyıcıya 18.07.2013′ de “rücu yazısı keşide ettiği” dosya kapsamından anlaşıldığından, davanın kabulü halinde davacının TL üzerinden takip ve dava konusu yaptığı alacağına, “18.07.2013 tarihinden itibaren” 11. HD’ nin 2013/10767-2014/991 E-K sayılı ilamı gereğince faizin avans faiz olarak belirlenmesi gerektiği ve 177.862,80 TL yönünden işlemiş faizin 15.245,04 TL olduğu tespit edilmiştir.
Kök ve ek raporlardan alıntısı yapılan işbu tespitler, dosyada mevcut bilgi ve belgeleri karşılar mahiyette oluşu, olayda uygulanması gerekli CMR hükümleri ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda düzenlenmiş olması, bilimsel ve teknik verilere dayalı olması nedenleriyle mahkememizce de benimsenmiştir ancak; bilirkişi raporunda, 13.680 Euro’ luk KDV ödemesinin, ihraç amacıyla satılan emtia olması sebebiyle KDV Kanunun 11/1-c maddesi gereğince talep edilemeyeceği belirtilmişse de, işbu KDV ödemesinin hasarlı emtianın onarım masraflarına ilişkin olduğu, ihraca ilişkin olarak düzenlenen faturaya dayalı olarak istenen KDV olmadığı, bu haliyle davacının 13.680 Euro’ luk KDV ödemesine ilişkin isteminin de yerinde olduğu kabul edilmiştir. Bilirkişi raporunda tespiti yapılmayan 13.680 Euro’ nun 12.04.2013 tarihi itibariyle (13.680 x 2,3403 =) 32.015,30 TL olduğu, 18.07.2013 tarihinden takip tarihine kadar olan süre için işlemiş faizin (166×32.015,30x%13,75 /365 + 72×32.015,30x%11,75 /365 = 2.002,05 + 742,05 =) 2.744,10 TL olduğu anlaşılmıştır.
Bu kapsamda, davacının aktif, davalının pasif husumet ehliyetinin olduğu, meydana gelen kaza nedeniyle kabul edilen 76.000 Euro hasar bedelinden, 13.680 Euro KDV ödemesinden ve takibin TL üzerinden talep edilmiş olması sebebiyle temerrüt tarihi itibariyle işlemiş avans faizden (177.862,80 + 32.015,30 = 209.878,10 TL asıl ve 15.245,04 + 2.744,10 = 17.989,14 işlemiş faiz) davalının sorumlu olduğu (benzer mahiyette Y. 11. HD 2016/816-2017/3432 E-K sayılı ilamı) kabul edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE,
İAA —.İcra Müd. — Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile,
Takibin 209.878,10 TL asıl alacak, 17.989,14 TL işlemiş faiz yönünden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte kaldığı yerden aynen devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alacağın yargılama ile belirlenebilir nitelikte olması sebebiyle şartları oluşmadığından icra inkar tazminatının reddine,
Karar tarihinde alınması gerekli 14.336,77 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan (2.957,90 +1.224,50 ) 4.182,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 10.154,37 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.364,85 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 2.010,12 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.957,90 TL harç gideri toplamı 4.968,02 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 18.542,69 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 4.203,12 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerini yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.