Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/2055 E. 2018/255 K. 20.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/2055 Esas
KARAR NO : 2018/255

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2014
KARAR TARİHİ : 20/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkil şirket aleyhine İAA — İcra Müdürlüğünün — esas sayılı icra dosyasında icra takibi başlatıldığını, müvekkili firma ile davalı arasında böyle bir danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, dava konusu icra takibinin konusu olan sözleşmedeki imzanın müvekkili şirket yetkili temsilcisi olan …’a ait olduğunu, sözleşmedeki imzanın ise …’a ait olmadığını, taklit bir imza olduğunu, müvekkili şirketin böyle bir borcunun bulunmadığını, icra takibinin durdurularak, haciz ibranamesinin kaldırılmasına, davanın kabulü ile müvekkil şirketin davalı tarafa borcunun olmadığının tespitine, davalı yanın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, öncelikle imza incelemesi yapılmasını, haksız ve mesnetsiz ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini, likit ve muayyen olan alacağın var olduğunu davacı tarafından bilinmesine ve taraflar arasındaki sulhe rağmen davanın kötü niyetli olarak açılıp yürütülüyor olması nedeni ile %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, takibe konu alacağa ilişkin olarak menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacının, icra takibine konu alacağa dayanak teşkil eden danışmanlık sözleşmesinde yer alan imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını ve bu nedenle icraya konu alacağın dayanağının olmadığını, şirket muhasebecisi olan —‘ in yaptığı iddia olunan eylemlerin şirketi bağlamayacağını, icra dosyasına herhangi bir ödeme yapılmadığını iddia ettiği,
Davalının, davacı şirket ile karşılıklı imzalanan danışmanlık sözleşmesi gereğince, vermiş olduğu hizmete ve yaptığı masrafa ilişkin olarak takibe konu alacağın yerinde olduğunu ancak, davacı şirket ile haricen yapılan sulh neticesinde, 14.000 TL’ nin davacı muhasebecisi —- tarafından teslim edilmiş olması sebebiyle icra dosyasındaki hacizlerin kalktığını savunduğu,
İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyası üzerinden, davacının davalı hakkında toplam 32.450,85 TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibin, alacaklı vekilinin 30.10.2014 tarihli borcun haricen tahsil edildiği yönündeki dilekçesi itibariyle durdurulduğu,
İbraname başlıklı 30.10.2014 tarihli belgede, 14.000 TL’ lik ödemenin elden yapılmış olması karşılığında davamıza konu takip için herhangi bir alacak kalmadığına dair davalı vekilinin ve … imzasının bulunduğu,
Davaya konu danışmanlık sözleşmesinde yer alan davacı adına atılı imzanın, davacı yetkilisine ait olmadığı 13.03.2017 tarihli bilirkişi rapor itibariyle anlaşılmıştır.
İlgili belgede adı geçen Hikmet’ in, belgede yer alan imzayı doğruladığı görülmüştür.
Alınan beyanlar ve işbu tespitler itibariyle, davalının, 14.000 TL’ lik ödemeye ilişkin ibraname yazı içeriğine yönelik savunmasını tanığın doğrulamış olmasına rağmen, davaya ve takibe konu sözlemede yer alan imzanın, davacı yetkilisine ait olmadığı yönündeki teknik rapor itibariyle, imzası davacı tarafça inkar edilen sözleşme kapsamında davalının alacaklı olup olmadığı hususlarında ihtilaf olduğu değerlendirilmiştir.
İhtilaf konuları kapsamında, davalı tarafça ileri sürülen yemin deliline istinaden davacı şirkete yemin davetiyesi tebliğ edilmiş olmasına rağmen herhangi bir mazeret bildirmeksizin belirlenen gün ve saatte hazır olmadığı görülmüştür.
Bu kapsamda davacının, davaya konu 19.03.2014 tarihli danışmanlık sözleşmesinin tarafı olduğu, davalının, sözleşme kapsamında vermiş olduğu hizmet kapsamında davacı şirkete 499.000 TL’ lik kredi sağlandığı, ibraname içeriğinin taraflar yönünden bağlayıcı olduğu kabul edilmiştir.
Davacının, davaya konu icra dosyasına borçlu olmadığının tespiti istemiyle açmış olduğu davada, icra dosyasının taraflar arasındaki ibraname gereği kapatılmış olması ve davacı tarafça istirdat istemine ilişkin herhangi bir talebin olmayışı dikkate alınarak, davanın, konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Ancak, davalının, davacıya vermiş olduğu danışmanlık hizmetine ilişkin olarak yaptığı takip itibariyle davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olduğu anlaşılmakla yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın konusuz kalmış olması nedeni ile esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 409,90 TL harçtan mahsubu ile kalan 374,00 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/03/2018