Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/2024 E. 2020/519 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2014/2024 Esas
KARAR NO: 2020/519
DAVA : Tazminat(ölümlü trafik kazasından kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09.10.2014
KARAR TARİHİ: 21.10.2020
Mahkememizde görülmekte olan Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların eşi ve anneleri ——– davalılar —- sadece maliki, davalı— %20 maliki, işleteni ve sürücüsü olduğu ——- plakalı — davalı sürücünün kusuru ile —- istikametinde seyir halinde iken meydana gelen kazada araç içerisinde yanarak öldüğünü, bu nedenlerle defin ve cenaze giderleri için —-masraf yaptıklarını, bu nedenle cenaze giderleri ve davacıların destekten yoksun kalması nedeniyle — maddi tazminatın ve her bir davacı başına ——— manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal-mevduat faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı —vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu aracın müvekkili şirket nezdinde ———- tarihleri arasında sigortalı olduğunu, zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesi gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkil şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, zorunlu trafik sigortasının sorumluluk sigortası olduğunu, bu nedenle bu sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanması amaçlandığını, araç sürücüsüne yüklenecek kusuru ve meydana gelen zararı davacının ispat yükümlülüğünün olduğunu, davacıların kusur ve zararı kanıtlayamaması halinde müvekkil şirketinin sorumlu olmayacağını, davacı tarafın talep etmiş olduğu cenaze masraflarının poliçe kapsamında olmadığını, davacıların ölenin ölmeden önceki sürekli ve düzenli desteğini maddi olgularla ispat etmesi gerektiğini, herhangi bir tazminat hesaplaması durumunda hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacı vekilinin müvekkil şirketten kaza tahinden itibaren faiz talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, bu nedenlerle aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar —- cevap dilekçesinde özetle, davalı müvekkili — tarihli ——— verdiği ifadeden ve tanık beyanlarından, meydana gelen kaza ve yangında davalı müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını, davalı müvekkilinin —– idaresindeki otobüsle ilerlediği esnada şoför mahallindeki pedalların altında oluşan sıcaklıkla birlikte, ayaklarında yanma hissetmeye başladığını, sonrasında ise, davalı müvekkilinin yolcuların içeride araç arkasından duman çıktığını görmeleri ve söylemeleri sebebiyle fren yaparak emniyet şeridinde durmak istediğini, ancak frenlerin elektronik sistemde çıkan yangın sebebiyle arızalanması neticesinde tutmadığını, oluşan yangın sebebiyle içeride bir anda panik havası olduğunu, davalı müvekkilinin başka çaresi kalmayınca aracı portatif bariyerlere sürterek durdurmaya çalıştığını, yani davalı müvekkilinin de olayın mağdurlarından biri olduğunu, aracın tüm bakımlarının süresinde yaptırıldığını, aracın en son ——tarihinde yani kazadan bir gün önce bakıma girdiğini, araçta meydana gelen yangının çarpma nedeniyle değil çarpmanın oluşumundan önce başladığını, bu nedenle davalı müvekkili ———– kusursuz olması nedeniyle davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, yönünden husumet itirazları nedeniyle davanın bu davalı yönünden husumet nedeniyle reddini, kusur ve sorumlulukları bulunmayan diğer davalı müvekkilleri aleyhine açılmış haksız ve hukuka aykırı davanın da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacılar vekili, —- tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesinde talep olunan maddi tazminat miktarının ıslahı ile, — olarak talep edilen tazminatı, davacı —- artırarak toplamda — destekten yoksun kalma tazminatına ve —- gideri olmak üzere toplam —– maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte; davalı ——- sigorta poliçesi ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1. Davanın ve çekişmeli konuların tespiti: Dava, trafik kazasında yakınlarının ölümü nedeniyle destekten yoksun kalmaya ve cenaze-defin masraflarına ilişkin maddi tazminat, ölenin yakınları olan davacılar için haksız fiile dayalı manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Ölenin çocukları olan davacılar, müteveffanın ölümü nedeniyle tüm davalılardan destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze masrafı, davalılar ——— manevi tazminat istemektedir.
Davanın dayanağı, maddi tazminat talebi açısından TBK’nin 53. maddesi, manevi tazminat talepleri açısından TBK’nin 56/2. maddesidir.
Dosya kapsamına göre, yargılamanın başlangıcında, taraflar arasında “davalı —- idaresinde bulunan ve davalı ——- sigortalı——— plaka sayılı ——— yanmasından dolayı araçta yolcu olarak bulunan ——- hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
A- Meydana gelen trafik kazasında araç sürücüsü davalı—- kusurlu olup olmadığı, kusurluysa kusur oranının ne kadar olduğu,
B- Davalı —— kaza nedeniyle davacı tarafın taleplerinden sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise hangi oranda sorumlu olduğu,
C- Dava konusu trafik kazası nedeniyle, —– tarafından davacılara, davalılara rücu edilebilecek peşin sermaye değerli ödeme yapılıp yapılmadığı,
Ç- Davalıların sorumluluğu varsa, davacıların destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanıp kazanmadıkları, kazanmışlarsa miktarının ne kadar olması gerektiği,
D- Davaların cenaze ve defin işlemleri için harcama yapıp yapmadıkları, yapmışlarsa davalılardan talep edebilecekleri tazminat miktarının ne kadar olduğu,
E-6098 sayılı TBK m. 56. Maddesine göre davacıların annelerinin ölümü nedeniyle manevi tazminata hak kazanıp kazanmadıkları, kazanmışlarsa manevi tazminat miktarlarının ne kadar olması gerektiği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2. Kazanın oluşumu ve davalının kusur oranının tespiti: Dosya kapsamına göre, davaya konu kazanın; —–sıralarında davalı sürücü — sevk ve idaresindeki — plaka sayılı ——- istikametinden— yönüne seyir halinde iken kaza mahalli olan —– mevkiine geldiği esnada direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ve yolun sağ tarafında bulunan bariyerlere çarpması ve aracın yanması neticesi dava konusu araçta yolculuk etmekte olan davacıların desteği —- vefat etmesi şeklinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz ara kararına istinaden —— görevli alanında —— oluşan üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ——- tarihli, ——— Sayılı raporda;
“Mevcut bulgulara göre;
A) Davalı sürücü ——————– sevk ve idaresindeki aracıyla seyir halinde iken yola gereken özeni göstermediği, aracını seyir şeridi içerisinde tutma becerisi gösteremeyerek sağ tarafından yol dışı kaldığı ve meydana gelen kaza neticesinde otobüste yangın çıktığı anlaşılmakla gerçekleşen kazada asli derecede kusurludur.
B) Müteveffa yolcu —— yolculuk yaptığı aracın karıştığı kazada ve kendi ölümünde atfı kabil kusuru bulunmamaktadır.
Sonuç Olarak;
A) Davalı sürücü ——- %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,
B) Müteveffa yolcu——— yönünde görüş bildirmişlerdir.
Bilindiği üzere, davalının kusurlu olup olmadığına karar vermek yetkisi Mahkememize aittir. Bu nedenle, kazanın oluşumu, Mahkememizce alınan ATK raporu ve tüm dosya kapsamından, kazanın —— sıralarında davalı sürücü ——— sevk ve idaresindeki —— plaka sayılı ——- istikametinden —— seyir halinde iken kaza mahalli olan ———- mevkisine geldiği esnada direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ve yolun sağ tarafında bulunan bariyerlere çarpması ve yanması neticesinde meydana geldiği, buna göre davalı sürücü ———- sevk ve idaresindeki aracıyla seyir halinde iken yola gereken özeni göstermediği, aracını seyir şeridi içerisinde tutma becerisi gösteremeyerek sağ tarafından yol dışı kaldığı ve meydana gelen kaza neticesinde otobüste yangın çıktığı, kazanın oluşumunda %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu bulunduğu, müteveffa yolcu —– kazanın oluşumunda kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır.
3-Davalıların sorumluluğu yönünden inceleme ve değerlendirme:
3.1. Davalılar ——— sorumluluğu yönünden inceleme ve değerlendirme: Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK m.49/1. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmüne havidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “hukuki sorumluluğa” ilişkin 85. maddesi 1.fıkrası; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bir teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan ortaklaşa ve zincirleme sorumlu olurlar…” hükmüne havidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinin son fıkrasına göre de; “İşleten, aracın sürücüsünün veya aracın kullandırılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.”
———– yazılan müzekkereye verilen cevabi yazı ekinde gönderilen trafik kayıtlarına göre; dava konusu trafik kazasına karışan —— plaka sayılı ——-davalılar; ——— adına kayıtlı olduğu, davalılar ——— tarihli, vekaletname ile araç tescil yetkisini davalı ——–verdikleri anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut dava konusu Ölümlü/ Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre, davalı ——- konusu trafik kazasının meydana geldiği anda dava konusu trafik kazasına karışan ——– plakalı aracın sürücüsü ve aynı zamanda maliki olmakla, meydana gelen kazadaki kusuru oranında müteveffanın desteğinden yoksun kalan ve dava konusu kaza nedeniyle yaralanan davacının maddi ve manevi zararından sorumludur.
Davalılar —— plakalı aracın kaza tarihindeki maliki olduğundan, temelde malik işleten sayıldığından ve bu davalılar aracın işleteni olmadıklarını ispatlayamadıklarından,—— plakalı aracın sürücüsü ve aynı zamanda araç maliki olan davalı —— meydana gelen kazadaki kusuru oranında müteveffanın desteğinden yoksun davacıların dava konusu maddi ve manevi zararından sorumludurlar.
3.2. Davalı —— sorumluluğu yönünden inceleme ve değerlendirme: İşbu davaya konu trafik kazasına karışan davalılar —— maliki olduğu ve davalı —– idaresinde bulunan —— plakalı ——, kaza tarihinde davalı —– tarafından —— poliçesi ile teminat altına alındığı tarafların kabulündedir.
——–, motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişiye karşı olan sorumluluğunun belli limitler dahilinde karşılanmasını amaçlayan ve kanun gereği yapılması zorunlu kılınan sigorta türüdür. ———— uygulanır.
—- veya sürücünün kusurlu davranışı ile vereceği zararlar teminat altına alınmaktadır. —– gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat KTK.m.91 hükmünün atfıyla m. 85/1 hükmü uyarınca sigorta ettiren işleten tarafından motorlu aracın işletilmesi sonucunda ortaya çıkan maddi zararlar ile kişinin yaralanması veya ölmesi gibi bedeni zararlara ilişkindir.
——– uyarınca sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.
Sigortacının sorumluluğu işletenin KTK.m.85/1’deki sorumluluğu ile eşdeğerdir.
KTK.m.91 uyarınca bir şeye zarar verilmesi halinde işletenin sorumluluğu bu zararı gidermede hangi kapsamda ise sigortacının da sorumluluğu o kapsamda olmalıdır.
—— giderim durumlarında sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesi söz konusudur.
—- ilişkin tarife ve poliçelerde gösterilen ve sigortacının sorumlu olduğu azami limiti gösteren meblağların, zarar görene ancak uğradığı gerçek zarar miktarı kadar ödenmesi gerekir. Motorlu aracın neden olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait şeylere veya bedenlerine verilen zarardan ötürü sigortacı poliçede gösterilen limit meblağının tamamını değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptanması ve işbu hesaplanan tazminat bedelden —- doğrultusunda güncelleme değerinin tenzili sonrası tazmini gerekmektedir. Kısmi ödemeler sigorta şirketinin sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.
Davalı —— maliki, diğer davalı– ise hem maliki hem de sürücüsü olduğu ——– aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, sigortalısının % 100 kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davacıların yoksun kaldığı desteğe ilişkin maddi zararından sorumludur.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlan A.6./f maddesi uyarınca manevi tazminat talepleri— teminat altına alınmadığından davalılar —— tanzim ettiği— Poliçesinden doğan bir manevi tazminat sorumluluğu bulunmamaktadır.
4. Müteveffanın Kazanç Durumu yönünden inceleme ve değerlendirme:—— bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere, maddi tazminatların——- yaşam tablosuna göre, müteveffanın ölüm tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar sağladığı fayda, gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlerine göre tespit edilerek hesaplanması gerekmektedir.
Müteveffanın ev hanımı olduğu tarafların beyanı ile sabit olup, yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda —– net asgari ücretler esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
5. Maddi tazminat hesaplama yöntemi yönünden inceleme ve değerlendirme: — doğumlu olan Müteveffa — tarihinde — yaşındadır. Buna göre, — işaretli yaşam tablosuna göre müteveffa— muhtemel bakiye ömrü —olup muhtemelen—- yaşına kadar yaşayacaktır.
Müteveffanın ev hanımı olduğunun kabulü ile yerleşik —- doğrultusunda, aktif dönem – pasif dönem ayrımı yapılmaksızın hesaplama yapılacaktır. Buna göre müteveffanın kaza tarihinden itibaren zarar gördüğü bakiye hayat süresi — yıldır.
—- göre; destekten yararlanma yaşı sonu erkek çocuklar için — yaş, kız çocuklar için— yaş, yükseköğrenim gören çocuklar için ise—- olarak kabul edilmektedir. Dosyada mübrez nüfus kaydının incelenmesi sonucunda; müteveffanın — doğumlu oğlu davacı —doğumlu kızı davacı– doğumlu oğlu davacı— doğumlu kızı davacı— doğumlu oğlu davacı — doğumlu kızı davacı — destekten yararlanma yaşını geçtikleri, müteveffanın babası— tarihinden önce — tarihinde vefat ettiği, müteveffanın annesi — ise halen sağ olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde; davacılardan ——– hesaplamada pay ayrılmamıştır.
——- göre; yetişkin çocukların arada bir ziyareti, her türlü hastalık ve sıkıntılarında yardıma koşmaları ana ve babalarının desteği sayılmaları için yeterlidir. Dosyada mevcut vukuatlı nüfus kayıt örneğine göre müteveffanın babasının olay tarihinden önce vefat ettiği, annesinin ise halen yaşadığı anlaşılmıştır.
——– uyarınca; müteveffanın kendisine, eşi —- pay vermek suretiyle hesaplama yapılacaktır. Müteveffanın babası — olay tarihinden önce vefat ettiğinden eğer — yaşasa idi müteveffanın babasına ayırması gereken — sağ kalan anne — eklenerek anne ——–
Müteveffa ———–bir ücret karşılığı taşındığı sırada meydana gelen trafik kazasında vefat etmiş olmakla söz konusu taşıma hatır taşıması niteliğinde olmadığından hatır taşıması indirimi yapılmaması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Müteveffa—yolcu konumunda bulunduğu — sürücüsü davalı ——- olmadığı hususu kaza tespit tutanağının incelenmesi sonucu anlaşılmaktadır. Müteveffa …’ın olay esnasında emniyet kemerinin takılı olup olmadığı hususu ise kaza ———–olarak düzenlenmiştir. Açıklanan nedenlerle, müterafik kusur indirimi şartları oluşmadığından müterafik kusur indirimi yapılmaması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalı —- plakalı araç için düzenlenen — tanzim tarihi — olmakla yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın yürürlüğe girdiği —— tarihinden önce olduğundan, —- kabul ettiği hesaplama ilkelerine göre ve —– tarihli Genel Şartlar kapsamında hesaplama yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Müteveffanın işlemiş devre kazançları artırma ve iskonto işlemi yapılmadan; bilinmeyen devre kazançları ise, her yıl için ayrı %10 artırılıp, %10 iskontoya tabi tutulmak suretiyle hesaplanması gerekmektedir.
Yaşam tablosu olarak, yukarıda belirtildiği üzere Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca P.M.F. 1931 Tablosu kullanılması gerekmektedir.
Destekten yoksun kalan eş —, olay tarihinde—yaşında olup —— göre kabul edilen —- göre evlenme ihtimali bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı —- hesaplanacak ———— evlenme ihtimali indirimi yapılmıştır.
Dosyada mevcut olan ve Mahkememizce de benimsenen —- raporunda; davalı—— şirketine ———- plakalı araç sürücüsü davalı—olaydaki %100 kusurlu olduğu belirlendiğinden %100 kusur oranı esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Buna göre, dosya aktüerya hesabının yapılması aktüerya bilirkişisi ——– tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından düzenlenen kök ve ek raporda Mahkememizin yukarıda belirlediği esaslara göre hesaplama yapılmıştır.
Yapılan hesaplama sonucunda; davacı eş — mahrum kaldığı geçmiş dönem destekten yoksun kalma tazminatı tutarı — gelecek dönem destekten yoksun kalma tazminatı tutarı — toplam destekten yoksun kalma tazminatı tutarı ——- olarak hesaplanmıştır.
Bilirkişi tarafından yapılan hesaplama dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
6. —– Ödemeleri Yönünden inceleme ve değerlendirme: 6098 sayılı TBK’ nın 55. maddesinin —-gerekçesine göre; —-, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri (emekli sandığı maaşı, malullük aylığı, ölüm sigortası aylığı gibi); teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez. Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafik kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.”
Yine 5510 sayılı Kanunun 39.maddesi rücu için “kasıt” şartı getirmiştir.
5510 sayılı Kanunun m. 32 – 34 hükümleri gereğince, —– dalından eş ve çocuklara bağlanan dul ve yetim aylıkları ile ana ve babaya bağlanan gelirler tazminatın ölçüsü olmamakta, tazminat tutarından indirilmemektedir. Yine aynı Kanunun 21.maddesi ve ondan önce 506 sayılı Kanunun 26.maddesinin bir cümlesini iptal eden ———- kararından sonraki düzenlemeye göre,—-“iş kazası ve meslek hastalığı” dalından bağlanan gelirler için sınırlı olarak bir indirim yapılmaktadır.
6098 sayılı TBK’nın 55. Maddesine göre; üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle meydana gelen maluliyet ve ölüm hallerinde bağlanacak aylıkların ilk peşin sermaye değerinin yarısı maddi zarar hesabından indirilecek, kasti eylemler dışında, örneğin taksirli fiiller sonucu meydana gelen malullük ve ölüm hallerinde yapılan ödemeler ve bağlanan aylıklardan dolayı bir indirim söz konusu olmayacaktır. Bir başka ifadeyle; maddi tazminat hesabında kurumca bağlanan gelirlerin rücu edilebilecek kısmı tazminattan indirilecek, rücu edilmeyen kısmı indirilemeyecektir. Nitekim;—– yeni tarihli sayılabilecek bir emsal kararında; maddi tazminat hesabında kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin “rücu edilebilecek kısmının” indirilmesi gereğine işaret edilmiştir. —-
—— tarihli cevabi yazısı ile; müteveffanın geçirmiş olduğu—- kazası ile ilgili Merkezce herhangi bir işlem yapılmadığını bildirmiştir.
Davacı ——tarafından “iş kazası ve meslek hastalığı” sigorta dalından, davalılara rücu edilebilecek peşin sermaye değerli ödeme yapılmadığı anlaşıldığından peşin sermaye değeri tenzili yapılmayacaktır.
7. Defin giderleri ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların cenaze gideri olarak — ödeme yaptıklarını beyanla,—- cenaze ve defin gideri talebinde bulunmuş, ıslah dilekçesinde ise davacı — taleplerinin ıslahı ile — cenaze giderinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili — tarihli duruşmada; Cenaze giderleriyle ilgili olarak mezarlık mermer için ödedikleri — talep ettiklerini, ancak mezarlıklar müdürlüğüne ödedikleri makbuzla mezarlıklar müdürlüğünden gelen cevabi yazı arasında fark olduğundan davanın daha da uzamaması açısından mezarlıklar müdürlüğüne ödedikleri —— kısmından kayıtsız şartsız feragat ettiklerini beyanla cenaze gideri olarak ———taleplerinin devam ettiğini beyan etmiştir.
Davadan feragat HMK’nin 307, 309. ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını oluşturan bir taraf işlemidir.
HMK’nin 310. Maddesine göre feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Davacı vekilinin vekaletnamesi incelenmiş, davadan feragate yetkili olduğu saptanmıştır.
Feragat bildirimi de HMK’nin 154. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur.
Bu nedenle —— cenaze ve defin gideri talebinin HMK’nin 307. Maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar. Ölüm nedeniyle yapılan cenaze giderlerinin tamamının belgelendirilmesi veya faturalandırılması mümkün olmasa da, yapılan giderlerin mahalli örf ve adetlere uygun olması gerekmektedir.
Buna göre, Mahkememizce cenaze ve defin giderleri yönünden gerekli araştırmalar yapılmış olup, cenaze masrafları ile ilgili —— tarihli cevabi yazıya göre; defin gideri olarak — tarihinde — numaralı makbuz ile — cenaze için yer bedeli ve — tarihinde — numaralı makbuz ile — mezar inşaat belgesi bedeli olmak üzere toplam —- adına ödendiğinin bildirildiği, yine davacı vekili tarafından — tarihli beyan dilekçesi ekinde sunulan tahsilat makbuzuna göre—- mermeri için ödeme yapıldığı görülmekle, davacı — cenaze ve defin giderleri ile ilgili talebinin — yönünden kabulüne, —- yönünden feragat nedeniyle reddine, diğer davacıların cenaze ve defin giderlerine ilişkin taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
8. Poliçe Limiti Yönünden inceleme ve değerlendirme: Davacı — yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararı;– olmakla, davalı — plakalı araç için düzenlenen —sakatlanma ve ölüm için kişi başına—- bedelle teminat sunulduğundan ve poliçe limiti dahilinde olduğundan, davalı — hesaplanan —– destekten yoksun kalma tazminatının tamamından sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
9. Faiz Oranı ile Başlangıç Tarihinin Belirlenmesi yönünden inceleme ve değerlendirme: Trafik kazaları esas itibariyle haksız fiildir. Bu halde haksız fiilin tarafları yönünden kaza tarihinde temerrüt gerçekleşmiş olur. Ancak,—– teminatı sunan sigortacı açısından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Zira sigortacının tazmin yükümlülüğünü düzenleyen KTK.m.98/1 ve 99/1 hükümlerinde sigortacının bu yükümlülüğünün durumun sigortacıya ihbarından itibaren sekiz işgününde ödenmesi gerektiği düzenlemesi yer almaktadır. Sigortacıya yapılan bu ihbar, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK m.117/2’de öngörülen ihbar niteliğinde olup, bu ihbarı müteakip öngörülen sekiz iş günlük sürenin sonundan itibaren sigortacı temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. Sigorta şirketine hiçbir ihbarda bulunulmaksızın dava açılması halinde sigortacı davanın açıldığı tarih itibariyle temerrüde düşmüş sayılır.
Davacının dava tarihinden önce davalı —– başvuruda bulunduğuna dair dosyada mübrez herhangi bir bilgi veya belge bulunmamaktadır. Bu halde, davalı … şirketinin dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
——– kararında da önceki kararlarında istikrarlı olarak uyguladığı şekilde, ——– yapılacak tazminat ödemelerinde hüküm altına alınacak faiz türünün, sigortalı aracın kullanım tarzına göre belirleneceği vurgulanmıştır. İlgili kararda “Trafik kazasına konu …. plakalı araç ticari kullanım niteliğinde olduğundan uygulanabilecek faiz oranı da avans faizi olmalıdır. Bu sebeple mahkemece, avans faizine hükmetmek gerekirken, yazılı olduğu üzere yasal faize hükmedilmiş olması, doğru değil.” şeklinde açıklanmıştır.
Faizin türü yönünden avans faiz talebinde bulunmuş olması halinde yukarıda bildirilen Yargıtay ilamı ve yine ——— sayılı emsal ilamı uyarınca, davalı araç ticari olduğu için avans faizi uygulanacak olup, davacı taraf dava dilekçesinde, yasal – mevduat faizi talebinde bulunduğundan ve mevduat faizi işçilik alacaklarına uygulandığından, mevduat faizi uygulanmamış, davacının talebi de göz önüne alınarak yasal faiz uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
10. Manevi tazminat talebiyle ilgili inceleme, hukuki gerekçe, değerlendirme ve sonuç: Davacı, dava konusu trafik kazası nedeniyle her bir müvekkili için —olmak üzere toplam —- manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
6098 sayılı TBK’nun 56. (818 sayılı BK’nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Eylemin oluş şekli başlığı altında kabul edilen durumuna göre; ölenin çocukları ve eşi olan davacılar lehine Türk Borçlar Kanunun 56. Maddesinin ikinci fıkrası gereğince manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödetilmesine karar verilmesi gereklidir.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları Mahkeme tarafından araştırılmış, araştırma sonuçları dosyaya konulmuştur.
Dava konusu olayın oluş biçimi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, davacıların ölene olan yakınlıkları nedeniyle duyacakları elemin derinliği, müteveffanın kazadaki kusur oranı, olay tarihindeki paranın alım gücü, davacılar için hak ve nasafet kuralları gözetilerek, davalıların ekonomik açıdan müzayaka durumuna sokmayacak şekilde davacılar eş —- diğer davacı çocukların her biri için ayrı ayrı ———- manevi tazminata hükmetmek gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı — destekten yoksun kalma tazminatı isteminin KABULÜ ile;
A)—- maddi tazminatın, daval—– Yönünden davanın açıldığı — tarihinden, davalılar —-yönünden —– tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Faizin türü ve davalı —– yönünden faizin başlangıç tarihi ile ilgili istemin reddine,
2-Davacı — cenaze giderine ilişkin maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile,
A)— cenaze giderine ilişkin maddi tazminatın davalı— yönünden davanın açıldığı — tarihinden, davalılar ——- tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)—- cenaze giderine ilişkin davanın HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle reddine,
C)— cenaze giderine ilişkin istemin, faizin türü ve davalı — yönünden faizin başlangıç tarihi ile ilgili istemin reddine,
3-Davacılar —– destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat istemlerinin REDDİNE,
4-Davacı— manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)—manevi tazminatın — tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar—-müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin —- manevi tazminat talebinin reddine,
5-Davacı —-manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)— manevi tazminatın — tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar—- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin —-manevi tazminat talebinin reddine,
6-Davacı— manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)— manevi tazminatın — tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin — manevi tazminat talebinin reddine,
7-Davacı – manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)– manevi tazminatın — tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —-müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin — manevi tazminat talebinin reddine,
8-Davacı —- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)— manevi tazminatın — tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar—- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin —- manevi tazminat talebinin reddine,
9-Davacı — manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)-manevi tazminatın — tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin — manevi tazminat talebinin reddine,
10-Davacı — manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)— manevi tazminatın — tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin —– manevi tazminat talebinin reddine,
11-Maddi Tazminat Yönünden; Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 10.848,46 TL harcın, davacılar tarafından yatırılan 1.728 TL peşin harç ile 2.716,13 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 4.444,13 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.404,33 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
12-Davacılar tarafından peşin harç ve ıslah harcı olarak yatırılan toplam 4.444,13 TL harcın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
13-Manevi tazminat davası yönünden; Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 6.831 TL harcın davalılar—– müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
14-Davacılar tarafından sarf edilen 1.304,05 TL yargılama giderinin, davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 510,55 TL’sinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, kalan 793,50 TL’sinin davacılar üzerinde bırakılması,
15-Davacı —- kabul edilen maddi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. Maddesi uyarınca davacı —-lehine takdir olunan 19.037,16 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —-verilmesine,
16-Davacı—– feragat nedeniyle ret edilen davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2.maddesi uyarınca 235 TL vekalet ücretinin davacı —— alınarak davalılara verilmesine,
16-Davacılar —– reddedilen maddi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4. Maddesi uyarınca davalılar lehine takdir olunan 3.400 TL vekalet ücretinin davacılar ————–alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
17-Davacı—— kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1, 10/4, 13/1.maddeleri uyarınca hesaplanan 6.000 TL vekalet ücretinin davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacı—- verilmesine,
18-Davacı—- ret edilen manevi tazminat davası yönünden, davalılar ——– vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4. Maddesi uyarınca hesaplanan 4.500 TL vekalet ücretinin davacı — alınarak davalılar —— verilmesine,
19-Davacı —- manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1, 10/4, 13/1.maddeleri uyarınca hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin davalılar—- müştereken ve müteselsilen alınarak davacı—- verilmesine,
20-Davacı — ret edilen manevi tazminat davası yönünden, davalılar ——– vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4. Maddesi uyarınca hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin davacı — alınarak davalıla——–verilmesine,
21-Davacı —- manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1, 10/4, 13/1.maddeleri uyarınca hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin davalılar—- müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —– verilmesine,
22-Davacı— ret edilen manevi tazminat davası yönünden, davalılar—– kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4. Maddesi uyarınca hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin davacı — alınarak davalılar ——-verilmesine,
23-Davacı—–manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1, 10/4, 13/1.maddeleri uyarınca hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin davalılar —-müştereken ve müteselsilen alınarak davacı—- verilmesine,
24-Davacı — ret edilen manevi tazminat davası yönünden, davalılar —- kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4. Maddesi uyarınca hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin — alınarak davalılar —-verilmesine,
25-Davacı —– manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1, 10/4, 13/1.maddeleri uyarınca hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin davalılar– müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —- verilmesine,
26-Davacı — ret edilen manevi tazminat davası yönünden, davalılar—- kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4. Maddesi uyarınca hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin davacı —- alınarak davalılar —- verilmesine,
27-Davacı —- manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1, 10/4, 13/1.maddeleri uyarınca hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin davalılar—– müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —-verilmesine,
28-Davacı — ret edilen manevi tazminat davası yönünden, davalılar —- kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4. Maddesi uyarınca hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin davacı — alınarak davalılar—– verilmesine,
29-Davacı—- manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1, 10/4, 13/1.maddeleri uyarınca hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —- verilmesine,
30-Davacı — ret edilen manevi tazminat davası yönünden, davalılar —- kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4. Maddesi uyarınca hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin davacı —alınarak davalılar —–verilmesine,
31-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı —— davalı —– yüzlerine karşı, davalı —- yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde —– Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2020