Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1834 E. 2018/140 K. 20.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1834 Esas
KARAR NO : 2018/140

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2014
KARAR TARİHİ : 20/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan Abonelik Sözleşmesi ile 18 adet telefon hattı kullandırıldığını, davalının ödemelerini tam ve zamanında yapmadığından borçlu olduğunu, davalının kullandığı hatlara ilişkin olarak gönderilen Aralık/2013 dönemine ait 19.273,26.-TL bakiyeli 23.12.2013 son ödeme tarihli faturanın ödememesi üzerine İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün —E. sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığını, taraflar aralarında imzalanan sözleşmeyle, ödeme şekli ve faiz oranı ve miktarının belirlendiğini, borç miktarı ve faiz hesabı sözleşmeye ve ilgili kanunlara uygun olarak tespit edildiğini, davalının itirazının haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davalının icra takibine vaki haksız itirazının iptali ile icra takibinin devamına ve haksız itirazdan % 20 icra-inkâr tazminatı ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Taraflar arasında yapılan 05.09.2013 tarihli taahhütname şartları incelendiğinde tamamıyla, davacı lehine şartlar taşıdığını, taahhütnamenin 10. Maddesinde atıf yapılarak 2. Maddedeki cezai şartın istenemeyeceğini, sözleşmenin 2. Maddesinde bu miktar cezai şarttır denilerek cezai şartın belirlenmesi ve bu doğrultuda istenmesi gerektiğini, davacı firma sözleşmenin 2. Maddesinde ver alan müvekkil firmaya sağlamayı taahhüt ettiği cihaz, teknoloji alt yapı, telekomünikasyon gibi hizmetleri 2 yıl boyunca karşılamayı taahhüt etmiş olup ancak birkaç ay sonra sözleşmeyi tek taraflı olarak feshederek sözleşmenin 2. Maddesinde yer alan miktarı icra takibine koyduğunu, davacı firmaya sunduğu hizmet tarihleri esas alınarak verdiği hizmetin bedelini isteyebileceğini, nitekim davacı tarafından söz konusu bedeller ödenmediği için takibe konulduğu belirtilse de davalı firma tarafından ödemelerin tam olarak yapıldığını, davacı firmanın cihaz, alt yapı, teknoloji ve telekomünikasyon bedeli altında belirlediği bu miktarı somutlaştırması gerektiğini, taahhütnamenin 6. Maddesinde telefon hatlarının taahhütname kapsamına alındığı aydan itibaren ve taahhütname süresince tüm vergiler dahil aylık 2.000,00.-TL’lik fatura taahhüt tutarını gerçekleştireceği davalı firma tarafından taahhüt edilmiş olsa da Davalının hatların geçirildiği avantajlı faturalı hat kampanyalarının toplamının 2.000.00 TLyi geçmesi söz konusu olmayacağı, tarife ücretlendirmeleri hesaplandığında 2.000,00 TL’yi geçmesi söz konusu olmayacağı, davacı firma tarafından da bu husus bilinmekte olup davalı firma hiçbir şekilde bu hata hususunda uyarılmadığını, acente yetkilisinin kötü niyetli olarak davalı firmayı uyarmadığı ve sırf cezai şart tutarını müvekkil firmadan almak için bu maddeyi tek taraflı olarak sözleşmeye eklediğini, davacının ediniminin müvekkil firmaya hatların kullanımını sunmak olduğunu, müvekkil firmanın edimi ise hatların geçirildiği kampanyalara göre ücret ödeme edimi söz konusu olduğunu, fakat taraflar arasındaki taahhütnamede müvekkil firmanın yerine getireceğini taahhüt ettiği edimin imkansız olduğunu, görev itirazın kabulü ile haksız olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, abonelik sözleşmesine dayalı olarak düzenlenen fatura nedeniyle alacağın takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacının, davalının aldığı gsm hizmetini sözleşmede öngörülen süreden önce sona erdirdiğini, bu sebeple takip konusu 19.273,26 TL tutarında davalıdan alacaklı olduğunu belirterek, takibin devamına karar verilmesini talep ettiği,
Davalının, davacı ile arasındaki sözleşme ilişkisinin davalının ayıplı hizmet sunmasından dolayı sona erdirildiğini, sözleşmede kararlaştırılmayan bir cezai şartın kendilerinden talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Taraflar arasında GSM hizmeti alımı hususunda bir sözleşme ilişkisi kurulduğu, davalının bu sözleme uyarınca bazı kampanyalardan yararlandığı, 05.09.2013 tarihli taahhütnamenin 10. maddesine göre, davalı yanın abone sözleşmesini tek taraflı ve haksız olarak feshetmesi halinde taahhüde aykırılığın oluştuğu döneme kadar taahhütnamenin 2. maddesinde yer alan ve AVEA tarafından sağlanan indirimlerin toplamı ve tahsis edilen cihaz, teknoloji bütçesi ve diğer faydaların bedellerinin tahsil edilmemiş kısmının toplamı ile taahhüt süresi sonuna kadar ödeneceği taahhüt edilen bedellerin henüz tahakkuk etmemiş kısmının kıyas edilerek bunlardan kendi lehine olan bedeller ve vergi vs. yükümlüklere ilişkin bedellerin cezai şart olarak ödenmesini kabul etmiştir.
Anılan taahhütnamenin 12. maddesine göre, taahhütnamenin süresi 24 ay olup, bu sürenin sonunda taahhütname kendiliğinden sona erecektir. Taahhütnamenin 20. maddesine göre taahhütname 05.09.2013 tarihinde imzalanmış olup, anılan 12. madde uyarınca 05.09.2015 tarihinde sona erecektir.
Abonelik sözleşmesinin davalı yanca 05.09.2015 tarihinden önce tek taraflı olarak sona erdirildiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Dosya kapsamında davalının ayıplı hizmet verildiği iddiasını ispata yarar bir delil bulunmadığından davalı yanın sözleşmeyi ayıplı hizmet sebebiyle sona erdirdiği yönündeki iddiasına itibar edilmemiştir.
Bu durumda anılan taahhütnamenin 10. maddesindeki durum gerçekleşmiş olup, davalı yan bu maddede kararlaştırılan cezai şartı ödemekle yükümlü tutulabilecektir.
Bilirkişi aracılığı ile yapılan teknik hesap incelemesinde, dava konusu faturanın 24 aylık bir süreyi kapsadığı, taahhütname kapsamında sadece 2 dönem fatura davalının hizmet aldığı, taahhütnamenin 28.11.2013 tarihinde davalı tarafından iptal edildiği, taahhütnameye göre düzenlenen 23.12.2013 tarihli 19.273,26 TL tutarındaki faturanın ayrıntısında; aylık ücretler ve kullanım ücretlerinin ayrı ayrı belirlendiği, taahhütname cayma bedeli ve kalan tarife ücretinin ayrı hesaplandığı ve toplam vergiler hariç 987,05 TL cayma bedelinin fatura edildiği, toplam vergiler hariç 1.240,38 TL taahhüt ceza bedelinin taahhütnamede kararlaştırılan aylık 2.000 TL’ lik taahhüdün eksik kalan kısmının olduğu, vergiler hariç 12.130,50 TL tutarındaki ceza ekipman bedelinin taahhütnamenin 2.maddesinde davacının 24 aylık taahhüt için verilen 14.314,00 TL tutarındaki desteğin taahhütnamenin kullanılmayan süreye isabet kısmı olduğu tespit edilmiştir.
Davaya konu fatura içeriğinin, taraflar arasındaki taahhütname hükümleri doğrultusunda belirlendiği yönündeki bilirkişinin teknik görüşü mahkememizce de benimsenmiş olup, davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan faturada yer aldığı üzere 19.273,26 TL alacaklı olduğu kabul edilmiştir.
Her ne kadar bilirkişi tarafından işlemiş faize ve işleyecek faize yönelik taraflarca sunulan belgeler üzerinde inceleme yapılıp görüş bildirilmemiş ise de, kesin süre içinde tüm delillerin sunulması yönünde imkan doğrultusunda dosyaya sunulan taahhütname ve sözleşme hükümleri üzerinde usul ekonomisi gereğince mahkememizce yapılan incelemede, gecikme halinde işleyecek faiz oranının belirlenmediği görülmekle, davaya konu faturanın son ödeme tarihinin 23.12.2013 olduğu dikkate alınarak (24.12.2013-15.02.2014 arası) yapılan hesaplamada, 53 günlük işlemiş avans faizin 307,84 TL olduğu kabul edilmiş, tarafların tacir olması sebebiyle takipten itibaren asıl alacağa avans faiz işletilmesine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABÜLÜ ile KISMEN REDDİNE,
1-Davalının İAA—-İCra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile,
Takibin 19.273,26 TL asıl alacak ve 307,84 TL işlemiş faiz yönünden,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek değişen ve değişecek oranlarda avans faizi ile birlikte kaldığı yerden aynen devamına,
Fazlaya ilişkin istemin ispatlanamamış olması nedeni ile reddine,
2-Tarafların tacir alacağın faturaya dayalı likit olması sebebiyle itirazında haksız olduğu anlaşılan davalıdan hükmedilen meblağ üzerinden hesaplancak %20 oranında icra inkar tazminatının alınıp davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 1.337,58 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan (353,10+103,30) 456,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 881,18 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.331,10 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 1.251,23 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 353,10 TL harç gideri toplamı 1.604,33 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 2.349,72TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 1.092,88 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/02/2018