Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1655 E. 2021/117 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1655 Esas
KARAR NO: 2021/117
DAVA: Menfi Tespit Ve İstirdat(Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 09/10/2014
KARAR TARİHİ:18/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin ——– firma olduğunu,davalı tarafından davacı şirkete konteyner taşınması işinin teklif edildiğini, yapılan görüşmeler sırasında dava dışı ——- tarafından nakliye hizmetine ihtiyaç bulunduğunun davacı şirket personeline bildirildiğini bunun üzerine adı geçen şirket ile —– tarihli taşıma sözleşmesinin imzalandığını sözleşme gereğince —- davacı şirket tarafından taşınmasının kararlaştırıldığının daha sonra davalı ile — taşıma sözleşmesinin imzalandığını bu sözleşmeye göre —– konteyneren yurtiçi nakliyesinin üstlenildiğini sözleşme bedeli olarak davalı şirkete toplam bedeli ———– verildiğini, çeklerin şirket yetkilisi olan —– teslim ve tevdii edildiğini, ancak davacı şirket tarafından ——– kesildiği zaman dolandırıldıklarının farkına varıldığını, yapılan araştırmada davalı tarafından fiziken herhangi bir taşımanın gerçekleştirilmediğinin anlaşıldığını, taşımanın gerçekleştirilmediğini ve bu nedenle de;
Davacının —– çek numaralı, — keşide tarihli, ——çek numaralı, —— keşide tarihli, — çek numaralı , — keşide tarihli — çek numaralı,—-çek numaralı,—- çek numaralı, ———— çek numaralı çeklerden ötürü borçlu olmadığının tespiti amacı ile eldeki davanın mahkememize ikame edildiği anlaşılmıştır.
Davalı —– tarafından sunulan cevap dilekçesinde ise davacı talebinin yargılamayı gerektirdiği bu nedenle de davacı talebinin kabul edilmeyerek alacağın —– masasına kaydedilmediği davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER:
1—— takip dosyası,
2—— dava dosyası,
3———- -sayılı dava dosyası,
4-Ödeme belgeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava,muhtelif tarihli çeklerden ötürü menfi tespit istemine yöneliktir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesine göre, kural olarak bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “İspat Yükü” başlıklı 190. maddesinde;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Menfi tespit ve istirdat davaları 2004 sayılı İcra —– Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre; borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Borçlu, menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edilir. İspat yüküne ilişkin yukarıda açıklanan genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra somut olaydaki gibi ödeme benzeri bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Bu durumda da borçlu borcun varlığını kabul ettiği ancak borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürdüğünden, bu durumda doğal olarak ispat yükü borçluya düşer.
Yine kural olarak çek bir ödeme aracı olup, mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verilmektedir. Çekin ödeme dışında başka bir amaçla verildiğini iddiasının davacı tarafça (HMK’nın 200. maddesi gözetilerek) ispatlanması gerekmektedir.
Davanın; kambiyo senedine dayalı menfi tespit istemine ilişkin olduğu, ihtilafın dava konusu çeklerin taşımanın yapılmaması nedeniyle bedelsiz olup olmadığı noktasında toparlandığı anlaşılmıştır.
Davacı şirketin dava dışı —- verdiği —- çeklerden ———— tarafından ciro edilerek dava dışı ——— cirolanmak sureti ile verildiği,diğer çeklerin ise davalı tarafından başka şirketlere cirolanarak teslim edildiği ve bedelinin bu şirketlerce davacıdan tahsil edildiği bu çekler yönünden davanın istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmıştır.
2004 sayılı İcra ve —– Kanunu’nun 191. maddesi gereğince, borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüzdür. Müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflâs ile kısıtlandığından, aynı Kanun’un 226. maddesi uyarınca da masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Belirtilen hükümler gereğince; iflasın açılmasıyla taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil,—–ait olup, adi tasfiyede İİK’nın 226-229. maddeleri gereği —– masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına aittir.
Müflisin, iflâsın açılması ile hak ehliyetini kaybetmediği gibi, dava ehliyetini de kaybettiği söylenemese de, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil, iflâs idaresine ait olacaktır.
İİK’nın 194. maddesine göre; “Acele haller müstesna olmak üzere iflasın açılması ile kural olarak müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ancak alacaklıların ikinci toplantısından on gün sonra devam olunabilir. “
İflâsın açılması ile duracak olan davalar, iflâstan önce açılmış olup da halen derdest bulunan ve iflâs masasına giren mal, alacak ve haklara ilişkin hukuk davalarıdır. Bunlar, müflisin açmış olduğu davalar ile müflise karşı açılmış olan davalardır. Davaların durduğu bu süre içinde, iflâs idaresi, duran davalar hakkında araştırma yapar ve bu davaların geleceği hakkında karar verir. Burada, müflisin davacı veya davalı olmasına göre, usul işlemleri farklılık arz eder.
Müflisin davacı olduğu davalarda; iflâs idaresi bir davanın başarı şansı olduğu kanısına varırsa, masanın bu davayı takip etmesine karar verir; bu karar ikinci alacaklılar toplantısının uygun bulması ile kesinleşir ve ikinci alacaklılar toplantısından sonraki on günlük süre geçince, bundan böyle davaya, davacı olarak iflâs idaresi tarafından devam edilir. ——– ikinci alacaklılar toplantısı, davanın başarı şansı olmadığı kanısına varırlarsa, masanın davayı takip etmemesine karar verirler. Bu halde o davayı takip yetkisi, isteyen alacaklıya devredilir. (İİK md. 245). Hiçbir alacaklı davayı takip etmek istemezse, o zaman, müflisin dava takip yetkisi yeniden doğar ve müflis iflâsın kapanmasını beklemeden, davayı kendi adına devam ettirebilir.
Müflisin davalı olduğu davalarda ise; iflâs idaresi, alacakları tahkik ederken, ( İİK md. 230 vd) müflise karşı dava açan alacaklının alacağının mevcut olup olmadığı hakkında bir karar vermez; sadece, bu alacağı davalı çekişmeli alacak olarak sıra cetveline geçirir. Bu alacağın, dolayısıyla davanın kabul edilip edilmeyeceği hakkındaki kararı, ikinci alacaklılar toplantısında karar verilir. İkinci alacaklılar toplanması davaya devam edilmesine karar verirse, iflâs idaresi, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra davayı takip eder veya tayin edeceği bir avukat vasıtasıyla davayı takip ettirir. Bir hukuk davasının kayıt-kabul davasına dönüşmesi için davalının —– etmesi, ——- de dava konusu alacağı iflas masasına kabul etmemesi gerekir. Davalı tarafı dava sırasında —– eden aleyhine iflastan önce açılan ve İİK’nın 194. madde hükmünde sayılan istisnalardan olmayan bir davaya bakan mahkemenin asıl dava konusu alacağın, ikinci alacaklılar toplanmasında, —– masasına kaydedilip, alacağın masaca kesin olarak kabul edilip edilmediğinin araştırması ve şayet kesin suretle kayıt ve kabul edilmiş ise, konusu kalmayan davada hüküm tesisine yer olmadığına karar vermesi; masaya kayıt edilmesi istenip de alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise ve kayıt-kabul davası ayrıca açılmamışsa, davaya alacağın —— masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilerek, varılacak sonuç dairesinde bir karar vermesi gerekir. ——-
Yukarıdaki yasal hükümler ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede; davanın —- tarihinde açıldığı, yargılama devam ederken davalı şirketin —- iflasına karar verildiği, kararın ——- tarihinde kesinleştiği, şirketin iflasla tüzel kişiliğinin sona erdiği ve davayı takip yetkisinin —– geçtiği, —– ———– alınan vekâletnamenin dosyaya sunulduğu ve taraf teşkilinin sağlandığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda değinildiği üzere de Mahkememizce davacının istirdat davasına dönüşen çekler yönünden alacağının ikinci alacaklar toplantısında masaya kaydedilmesi ihtimaline binaen mahkememizce ikinci alacaklar toplantısının yapılması beklenilmiş ve ——- tarihinde yapıldığı ancak toplantıda toplan nisap alacağının sağlanamadığı bu nedenle de tasfiyenin sonlandırılmasına karar verilmiş davacının alacağının masaya kaydı noktasında her hangi bir kararın alınmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu esaslar dahilinde somut olayda ;davacı ile davalı şirket arasında —– tarihli yurtiçi nakliye sözleşmesinin akdedildiği,akdedilen sözleşme gereğince uyuşmazlığa konu kılınan —- tanzim edilerek davalı şirket emrine düzenlendiği,ancak davalı şirketin taşıma işini yerine getirmediği, davacı tarafından çeklerin iadesi sonrası davalı şirketin ——- tarihli taahhütnameyi imzaladığı, bu taahhütnamede konteynerlerin taşıma işinin gerçekleştirilmediğini kabul edildiği ve çekleri iade etme taahhüdünde bulunduğu, taahhüde rağmen çeklerin iade edilmemesi nedeniyle davacı şirket tarafından davalı şirket yetkilileri hakkında —— suç duyurusunda bulunulduğu yapılan tahkikat sonrasında şirket yetkilileri ——- sayılı kamu davasının açıldığı açılan davada —- şirketin yetkilisi bulunduğu—– kardeşi olduğu,—– oğlu, ——yeğeni olduğu, davalı şirket tarafından söz konusu taşımanın yapılmadığının burada da tespit edildiği şirket yetkilisi ———- kişiyi temin ederek bu kişiyi ——-yetkilisi olarak tanıttığı onunla sözleşme yapıyormuş algısının oluşturularak çeklerin davacıdan alındığı ve davacı zararının bu şekilde oluşturulduğu anlaşıldığından ——- dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından ötürü ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verildiği verilen kararda mahkumiyete dair özel belgede sahtecilik suçundan verilen cezaların kesinleştiği anlaşılarak davacının uyuşmazlığa konu edilen —- keşide tarihli, —çek numaralı, — keşide tarihli, —çek numaralı , ——– bedelli, —keşide tarihli, —– çek numaralı , —– çek numaralı çekler için mahkememizin——– davasında verilen tedbir kararı gereğince çek bedelleri ödenmediği anlaşıldığından bu çeklerden ötürü davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, diğer çek bedellerinin ise davacı tarafından dosya kapsamına ibraz edilen ödeme belgeleri gereğince davacı tarafından dava dışı hamillere ödendiğinden —– tarihi itibariyle yapılan ödeme bedellerinin taleple bağlı kalınarak —— masasına kaydedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1a-Davacının —- bedelli, ——– numaralı çekten ötürü davalı—— borçlu olmadığının TESPİTİNE,
1b-Davacının —bedelli, —– keşide tarihli, —– çek numaralı çekten ötürü davalı —— borçlu olmadığının TESPİTİNE,
1c-Davacının — bedelli, —-keşide tarihli, — çek numaralı, çekten ötürü davalı ——– borçlu olmadığının TESPİTİNE,
1d-Davacnıın —-bedelli, —–keşide tarihli — çek numaralı, çekten ötürü davalı ———— borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2a—- bedelli —- numaralı çek için davacı tarafından davalıya ödenen —– davacı alacağı olarak ——-KAYIT VE KABULÜNE,
2b—-bedelli — numaralı çek için davacı tarafından davalıya ödenen—– davacı alacağı olarak — KAYIT VE KABULÜNE,
2c—- bedelli —- numaralı çek için davacı tarafından davalıya ödenen —— davacı alacağı olarak ———- masasına KAYIT VE KABULÜNE,
3a-Davada karar tarihi itibariyle Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL harcın dava açılırken davacı tarafından peşin ve yenileme harcı olarak yatırılan 8.533,70 TL harçtan mahsubu ile arda kalan 8.474,40 TL harcın DAVACIYA İADESİNE,
3b-Davacı tarafından yatırılan peşin harç tutarı 59,30 TL nin davalıdan tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından sarf edilen 476,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-HMK’nin 333. Maddesi uyarınca bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca ——– Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/02/2021