Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1631 E. 2020/169 K. 28.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2014/1631 Esas
KARAR NO : 2020/169
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 09/10/2014
KARAR TARİHİ: 28/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili ——- Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- esas sayılı dosyasına tevzi edilen —— tarihli dava dilekçesinde özetle, davacının —- yılında davalının———— tek bayiliğini aldığını, davalının zorlamasıyla doğrudan borçlanma sistemine girdiğini, ancak — ile davacı arasındaki sorun nedeniyle davacının ——– çalışamadığını, ancak peşin alım sistemine geçtiğini, bu sistemle davalı ile ——- ay boyunca çalışmaya devam ettiğini, ancak davalının —– tarihli ihtarname ile — sistemine göre davacının ———- limitinin olması gerektiğini, bu durumun düzeltilmesini, aksi halde sözleşmenin feshedileceğini bildirdiğini, davacının başka banka ile —– sisteminde çalışılmasını talep ettiği, ancak davalının kabul etmediğini ve ikinci kez süre verdiğini, davacının kabul etmemesi üzerine sözleşmenin tek taraflı feshedildiğini, bu dbs sisteminin taraflar arasındaki ana sözleşmede değil, ek sözleşmelerden birinde bulunduğunu, yani sözleşmenin taraflar arasında olmazsa olmaz unsur olmadığını, davalının hakkını kötüye kullandığını, davalının ———- olmaksızın başka firmalara ——— aracılığıyla mal satmaya devam ettiğini, sözleşmenin ifa yeri olduğundan Mahkemenin yetkili olduğunu, davacının sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kâr mahrumiyetine uğradığını, haksız fesih nedeniyle davacının faaliyetini süresinden önce sonlandırdığını ve elindeki demirbaları ve yedek parçaları piyasa değerinin çok altında dava dışı başka bir şirkete sattığını, bu nedenle de ——–TL zarara uğradığını, davacının manevi zarara uğradığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere — TL kar kaybı, ——- TL yedek parçaların ve demirbaşların piyasa değerinin çok altında satılması nedeniyle uğranılan zarar ve ——-TL manevi tazminatın sözleşmenin haksız feshedildiği —— tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili, cevap dilekçesinde, öncelikli olarak yetki itirazında bulunmuş, ———— Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu savunmuştur.
DAVANIN VE YETKİLİ MAHKEMENİN TESPİTİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davacı vekili —-Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- esas sayılı dosyasına tevzi edilen ——– tarihli dava dilekçesinde özetle, davacının—— yılında davalının —- ——– tek bayiliğini aldığını, davalının zorlamasıyla doğrudan borçlanma sistemine girdiğini, ancak ———– ile davacı arasındaki sorun nedeniyle davacının —- — çalışamadığını, ancak peşin alım sistemine geçtiğini, bu sistemle davalı ile — ay boyunca çalışmaya devam ettiğini, ancak davalının —– tarihli ihtarname ile —- —— göre davacının ———– TL limitinin olması gerektiğini, bu durumun düzeltilmesini, aksi halde sözleşmenin feshedileceğini bildirdiğini, davacının başka banka ile —- sisteminde çalışılmasını talep ettiği, ancak davalının kabul etmediğini ve ikinci kez süre verdiğini, davacının kabul etmemesi üzerine sözleşmenin tek taraflı feshedildiğini, bu ————- taraflar arasındaki ana sözleşmede değil, ek sözleşmelerden birinde bulunduğunu, yani sözleşmenin taraflar arasında olmazsa olmaz unsur olmadığını, davalının hakkını kötüye kullandığını, davalının —– olmaksızın başka firmalara ———- aracılığıyla mal satmaya devam ettiğini, sözleşmenin ifa yeri olduğundan Mahkemenin yetkili olduğunu, davacının sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kâr mahrumiyetine uğradığını, haksız fesih nedeniyle davacının faaliyetini süresinden önce sonlandırdığını ve elindeki demirbaları ve yedek parçaları piyasa değerinin çok altında dava dışı başka bir şirkete sattığını, bu nedenle de ——-TL zarara uğradığını, davacının manevi zarara uğradığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere —- TL kar kaybı, ———TL yedek parçaların ve demirbaşların piyasa değerinin çok altında satılması nedeniyle uğranılan zarar ve ——–TL manevi tazminatın sözleşmenin haksız feshedildiği ——– tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2-Davalı vekili, cevap dilekçesinde, öncelikli olarak yetki itirazında bulunmuş, ——-Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu savunmuştur.
3-Her ne kadar ——– tarihli ön inceleme duruşmasında Mahkememizin yetkili olduğuna ilişkin karar verilmiş ise de, ara kararı veren sayın Hakimin esas aldığı emsal kararlar HUMK döneminde verilen yerel mahkeme kararlarına aittir. 6100 sayılı HMK ve 6102 sayılı TTK’nin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki döneme ait yerel mahkeme kararlarının temyiz incelemesi sonrasında çıkan Yargıtay kararları ışığında Mahkememizin yetkili olup olmadığının tartışılması gerektiği anlaşılmıştır.
4- 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesine göre “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”
Dava konusu olayda tarafların ikisi de tacir olduğundan bu yetki şartı geçerlidir.
5-Taraflar arasında ——–Yetkili Mahkeme ve Dava Mercii” başlıklı 11. Maddesinin ikinci cümlesinde “…İşbu sözleşmeden doğan tüm hukuki ihtilaflarda —-Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.” hükmünün yer aldığı görülmektedir.
Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşme 1086 sayılı HUMK zamanında imzalanmış ise de, dava 6100 sayılı HMK döneminde ——- tarihinde açılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin yukarıya alıntılanan 11. Maddesinin ikinci cümlesinde ———–mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmıştır. Davalı vekilince süresinde yetki itirazı yapılmıştır.
Bu durumda HMK’nin 17. maddesi uyarınca davanın münhasır yetkili olan ——– mahkemelerinde açılması ve uyuşmazlığın ——- Asliye Ticaret Mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir.
Yüksek Yargıtay —Hukuk Dairesi’nin Mahkememizdeki dava ile örtüşen —— tarih, —– esas, ——— karar sayılı ilâmı, yine aynı yüksek Daire’nin —– tarih, ———- esas, ——–karar sayılı ilâmı, yine yüksek Yargıtay — Hukuk Dairesi’nin —– tarih, ——– esas, ——– karar sayılı ilâmı, yine yüksek Yargıtay — Hukuk Dairesi’nin———- esas, ———– karar sayılı ilâmları da bu yöndedir.
Bu nedenle mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-HMK’nin 17(1). Maddesi uyarınca davaya bakmakla yetkili mahkeme ————- Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın ——– Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
3-HMK’nin 333. maddesi uyarınca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
4-HMK’nin 20 (1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde———— Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı.28/02/2020