Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/98 E. 2023/125 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/98 Esas
KARAR NO: 2023/125
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/06/2021
KARAR TARİHİ: 16/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı——— yetkilisi —– arasında ——– tarihinde ——plakalı, —— aracın sözleşmesi—— numaralı işlemi ile —–bedel ile satış gerçekleştirildiğini, aracın satışı ile birlikte taraflar arasında —— yevmiye numaralı işlem ile —- bedel ile alınan aracın borcu açısından bir rehin sözleşmesi gerçekleştirildiğini ve bu borç karşılığında müvekkili olan davacı tarafından ——- plakalı aracı borçlu olarak rehin ettiğini, rehin alacaklısının ise yine satış sözleşmesinde, satıcı sıfatını haiz olan —— olduğunu, taraflar arasında yapılan anlaşma ile aracın bedelinin ödenmesi açısından, senetler düzenleneceği konusunda mutabakat sağlandığını, aracın satışının bu şekilde gerçekleştirildiğini, aracın tescili ile birlikte yapılan anlaşma neticesinde aracın borcuna ilişkin araç üzerine —– yevmiye numaralı rehin sözleşmesi ile davalı aracın satış bedeline ilişkin alacağına karşılık rehin şerhi ilgili noterde işletildiğini, araç satış sözleşmesinin ve rehin sözleşmesinin yanında müvekkili olan davacı tarafından keşide edilen senetlerin davalı tarafa verildiğini, senetler ödendikten sonra rehin alacaklısının rehnin kaldırılmasına muvafakat edileceği hususunun kararlaştırıldığını, — tarihinde —– yetkilisi ve rehin alacaklısı olan—- vefatı üzerine araç üzerinde bulunan rehnin kaldırılması hususunun ihtilaflı duruma geldiğini, müvekkili olan davacının, müflis şirket —— lehine tesis edilen —- plakalı aracın rehninden kaynaklanan borcuna ilişkin——- bedelli —– adet senetler düzenlendiğini, senetlere ilişkin bedellerin bir çoğunun müvekkili olan davacı tarafından ödendiğini, ödenen senetlerin bir kısmının müvekkili olan davacının elinde mevcut olduğunu, ödemesi yapılmış olan ve alacaklıdan senetlerin asıllarının alınmasına rağmen hayatın olağan şartları sebebiyle müvekkil tarafından imha edildiğini, Borca karşılık verilen senetlerin bir kısmının vade tarihlerinde müvekkili olan davacı tarafından yaşanılan gecikme ve senet bedelinin yüksek olmasından kaynaklı olarak davalı müflis şirket yetkilisi ile yapılan anlaşma neticesinde —– vade tarihinden başlamak üzere —- bedelli kalan borca ilişkin yapılandırma yapılarak senetler tanzim edildiğini, Davalı tarafından, —- tarihinde tanzim edilen senetlerin —- kendi borcuna karşılık 3. Şahıs —–verildiğinin müvekkili olan davacıya bildirildiğini, yapılandırıldıktan sonra alacaklı tarafından ciro edilen senetlerin tümünün —— ödendiğini, bu ödemeler hususunda 3. Şahıs firma vekili tarafından da —– dosyasına beyanda bulunulduğunu, davalı şirket iflas ettiğinden temsilen —– sayılı dosyası yetkili olup müvekkili olan davacı tarafından —- tarihli dilekçesi ile ——- sunulan rehin kaldırılması talebi ile başvuruda bulunulduğunu ancak———– tarihli karar tensip tutanağı ile bu talep —— ” müflis şirketinin rehin bedelini aldığına dair bir husus bulunup bulunmadığı tespit edilemediğinden ve yargılamayı gerektiri bir husus olması sebebiyle reddine ” şeklinde karar verildiğini, taraflar arasında düzenlenen senetlerin, rehin sözleşmesinden kaynaklandığı hususu ve bu borcun, yukarıda da izah edildiği üzere bir kısmı müvekkilim tarafından alacaklı olan —– ödendikten sonra bakiye borca ilişkin senetler açısından bu senetlerin tahsil edilebilmesi için ———– verildiği hususları tanıkların beyanları doğrultusunda da açıklığa kavuşturulacağını, tüm şirket kayıtları incelendiğinde de görülecektir ki taraflar arasında başkaca herhangi bir ticari ilişki de bulunmadığının ortaya çıkacağını ileri sürerek, düzenlenen senetlerin —– sözleşmelere yönelik olarak tanzim edildiğine karar verilmesini, ——- olan borcunun müvekkili olan davacı tarafından ifa edilmesi sebebiyle şirketin müvekkili olan davacıdan n herhangi bir alacağının bulunmadığına karar verilmesini, Müvekkili olan davacının rehin konusu borcu ifa etmesi sebebiyle rehin konusu araç üzerindeki şerhin kaldırılmasına karar verilmesini, araç satışından kaynaklanan herhangi bir borcun kalmadığının dolayısıyla da rehnin hükümsüz kalması sebebiyle rehnin kaldırılması için noterler birliğine müzekkere yazılmasını talep ve dava etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava; ticari ilişkiden kaynaklanan menfi tespit davasından ibarettir.
Davacı davalı müflis ile araç satışı hususunda anlaşıldığını ve —— plakalı araç üzerine rehin konduğunu, ancak tüm borcun ödendiğni, bu sebeple borçlu olmadığının tespiti ile rehnin terkinini talep etmektedir.
Dosya——- Karar sayılı kararı ile davanın kayıt kabul davası niteliğinde olduğu, bu durumda da ——-nolu asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle gönderme kararı verilmesi üzerine verilmesi üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; eldeki davada istemin borçlu olunmadığının tespitine ve rehnin kaldırılmasına ilişkin olduğu, davacının müflisin masasından bir alacak talebi olmadığı, alacak talebi olmadığından kayıt kabul davası olamayacağı, sıra cetveline kaydedilmiş muvazaalı bir başka alacağın terkini isteminin de olmadığı, diğer bir ifadeyle kayıt terkin davası da olmadığı, uyuşmazlığın tümüyle genel hükümlere göre çözülecek bir menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır. İflastan sonra müflisin tasarruf yetkisi İİK nun 226 maddesine göre masaya geçeceğinden, taraf teşkili sağlanırken müflise değil masaya tebligat çıkarılarak genel hükümlere göre —– çözülmelidir. Davanın İİK.nun mad. 235 kapsamında kayıt kabul davası olarak görülmesine yasal imkan bulunmamaktadır.——–
Benzer bir dosyamızda da ipoteğin fekki istemli davada, istinaf dairesince, genel mahkemenin görevli olacağı karara bağlamıştır——–
Görevle ilgili düzenlemeler ise kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dahi dosya üzerinden yapacağı inceleme üzerine görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.——-
Açıklanan sebeplerle, doğal hakim ilkesi yargılamanın ilk tevzinin yapıldığı —— yapılması gerektiği anlaşılmış; aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davada ilk tevzinin yapıldığı ——- görevli olduğu anlaşılmakla; mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114/1-c, 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ——-Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3——– Karar sayılı ilamı ile (gönderme kararı verilmiş olsa da) görevsizlik kararı verilmiş olmakla, taraflarca mahkememiz kararına karşı İstinaf yoluna başvurulmadığı takdirde dosyanın mercii tayini için———-Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
4-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/02/2023