Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/80 E. 2023/84 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/1016 Esas
KARAR NO: 2022/991
DAVA: ALACAK (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/01/2021
KARAR TARİHİ: 27/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesinde; Müvekkilleri—– olup, —— Maddesi uyarınca çıkarılan—— toplam —- maliki olduklarını, ——— müvekkilleri işbu ———- senetlerine istinaden——– maddesi uyarınca her kar payı dağıtımdan esas sözleşmede belirlenen oranlar nispetinde beher hisse senedine başına kar payına hak kazandığını, bununla birlikte, —– davalı şirket ile birleşmiş, işbu birleşme—- ilan edildiğini, —– davalı devralan şirketin taraf olduğu birleşme sözleşmesi ve birleşme raporunda —–senedi bulunduğu, işbu intifa senetlerinin TTK’nın 140/5 m. uyarınca satın alınacağı, satın alma bedelinin uzman kuruluş raporu uyarınca beher hisse başına —— olacağı ve işbu senetlerin itfa edilmesi suretiyle iptal edileceği öngörüldüğünü, kanunda açıkça belirtilmesine rağmen devralan şirketin eşdeğer hak tanımaktan hukuka aykırı şekilde kaçınması hakkında “ortaklık payları ve hakları—– birleşen şirketler tarafından hukuka aykırı olarak değerlendirilmesi ———— devam eden kısmında———– madde olup, işbu maddenin 5. fıkrasında devralan şirketin intifa senedi sahiplerinin haklarına zarar verilmemesi amacıyla; intifa senetleri sahiplerine devralan şirkette eş değerli haklar tanımak veya intifa senetlerini, birleşme sözleşmesinin yapıldığı tarihteki gerçek değeriyle satın almak olmak üzere iki ayrı sorumluluk yüklediğini, aynı başlıkta yer alan ikinci madde—– ise devralan şirketin ortaklara karşı sorumlulukları belirtilmiş ve kanun koyucu açık şekilde seçim yapma hakkının ortaklarda olduğunu belirttiğini, kanunun lafzına ve kanun yapma sistematiğine bakıldığında söz konusu iki maddenin tamamen devralan şirketin devralınan şirketteki ortaklara ve pay sahiplerine karşı yükümlülüklerini tanımladığı görüldüğünü, içerik olarak birebir aynı yönde ilerleyen bu iki maddeden şu sonuç çıkmaktadır ki; ——- senetleri sahipleri, dilediği takdirde devralınan şirket nezdinde eşdeğer haklara sahip olmayı veyahut intifa senetlerinin gerçek değerinden satın alınmasını talep etme hakkını haiz olduğunu, diğer bir deyişle seçimlik hak bu noktada intifa senetlerinin sahipleri üzerinde doğduğunu, fakat somut olayda, emrivaki ve hukuka aykırı bir şekilde bu hak birleşen şirketler tarafından, intifa senedi sahiplerinin görüşüne dahi sunmadan ve herhangi bir bildirimde bulunmaksızın kullanılmış ve devralan şirket bünyesinde eşdeğer haklar tanınması mümkün olmasına rağmen direkt olarak satın alınma iradesi ortaya konduğunu, kanun koyucu ——- verdiği seçimlik hakların sıralamasını gelişigüzel yapmadığını, devralan şirket, intifa senedi sahiplerinin haklarını korumak için öncelikli olarak eşdeğer hak yaratmanın yollarını aramalı, ancak ve ancak senetlerin gerçek değerinden satın alınması intifa senedi sahibini daha fazla koruyacaksa o ihtimalde senetleri satın alma yolunu seçmelidir. aksi bir eylem hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracağını, zira, davalı devralan şirket bu yolların hiçbiri değerlendirmeksizin doğrudan —— senetlerini satın alma yoluna gittiğini, bahse konu birleşme işlemi akabinde davalı şirket sermayesini ——- artırmak suretiyle yeni pay ihraç etmiş ancak——- senedini ihraç etmekten kötüniyetli olarak kaçındığını, beher —– senedi için belirlenen değerin gerçek senedin gerçek değerinden çok daha düşük olması fakat hatalı olarak belirlenmiş değerin dahi müvekkile ödenmemesi hakkında davalı şirket belirlediği satın alma bedelinin ödenmesi hususunda temerrüde düştüğünü, ——— ödemek suretiyle satın alınacağını ve iptal edileceği ifade edildiğini, ayrıca ödemelerin ise Birleşme İşleminin tescilini takiben beş işgünü içerisinde intifa senedi sahiplerinin —– bildirmiş oldukları banka hesaplarına yapılacağı hüküm altına alındığını, bu kapsamda, —— tarihinde tescil edildiğini, davalı şirket nezdinde müvekkillere ait banka hesabı bulunmakta olup, —- ilişkin kar payı ödemesi davalı şirket olan şişecam tarafından müvekkile ait banka hesabına ödendiğini, davalı şirket tarafından belirlenen satın alma bedeli gerçek değeri yansıtmadığını, müvekkilleri —– olarak beher hisse başına brüt—-payı iktisap ettiklerini, ayrıca, her ne kadar doğru bir karşılaştırma olmadığı iddia edilebilecek ise de, yatırım amacıyla bir gayrimenkul iktisap eden bir kimsenin işbu yatırımını yaklaşık —– tahsil edeceği kira geliriyle yatırımını karşılamasının mümkün olabileceği uygulamada ve bilirkişi raporlarında kabul edildiğini, bu bağlamda , basit bir gayrimenkul alım satımında dahi işbu gayrimenkulün bedelinin gayrimenkulden elde edilecek olan —- bedeli karşılığı olduğu görüldüğünü, buna karşın, yukarıda ifade edilen müvekkillinin intifa senetleri üzerindeki mülkiyet hakkı yaklaşık —– eden miktar ile sona erdirilmeye çalışılmaktadır. —- gerçeklikten uzak, hakkaniyete aykırı ve ticari hayatın olağan akışına uygun olmayan derecede büyük bir fark bulunduğunu, kaldı ki, yine birleşme işlemi kapsamında temin edilen ——— dağıtılan toplam nakit karın yaklaşık —– yılında —–senetleri sahiplerine toplam—– kar payı dağıtıldığını, işbu meblağın birleşme sonrası çok daha artacağı ise açıkça ortada olduğunu, zira, davalı devralan şirket—–ve işbu şirketin çok daha fazla kar edeceği izahtan varestedir,—————- davanın kabulü ile; öncelikle; itfa ile hakları sonlandırılmaya çalışılan müvekkillere ait toplam —–senesine——- dikkate alınmak suretiyle birleşmeden ——–bulunduğu haklara eşdeğerdeki hakların devamlılığının sağlanmasına, bu çerçevede devrolan kar dağıtım oranının/ miktarının birleşme esasları dkkate alınmak suretiyle öncelikle sayın mahkeme tarafından tespiti ile birlikte davalı şirket esas sözleşmesine, TTK 140/5 uyarınca müvekkillere eşdeğer haklar sağlayacak ve —— senetlerine bu kapsamda belirlenecek oranlarda kar payı ödenmesi yönünde hüküm eklenmesine, bu talebimiz kabul görmez ise davanın kabulü ile; dava konusu ——-senetlerinin mahkeme dosyasına veya mahkemece belirlenecek bir tevdi mahalline teslim edilmesine ve teslim edilecek beher intifa senedi bedelinin gerçek ve adil bir şekilde mahkemece tespiti”ne;———– ve belirlenecek gerçek ve adil bedelin dava tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalı uhdesine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yazılı yargılama usulüne tabi olacağını, davacıların huzurdaki davayı ikame edebilmesi için öncelikle aktif husumet ehliyeti haiz olmaları gerektiğini, huzurdaki dava ancak meşru intifa senetleri sahiplerince ikame edilebileceğinden aktif husumet ehliyeti yönünden açılan davaya usulü yönden itiraz ettiklerini, davacıların söz konusu senetler üzerinde meşru hak sahibi olduğu ispat olunamadığı taktirde huzurdaki davanın aktif husumet ehliyeti noksanlığı sebebiyle reddi gerekeceğini, birleşmelerde genel kural pay sahiplerinin ve ilgililerin durumunun aynen korunması olmakla beraber kanun koyucu intifa senetleri için bilinçli ve özel bir istisna getirerek devralan şirketin söz konusu intifa senetlerinin devamlılığını sağlamakla yükümlü olmadığını düzenlemiş, devralan şirkete bir taktir hakkı tanıdığını, dava konusu olayda hiçbir surette afaki, dayanaksız bir oldu bitti eylemle senetlerin ortadan kaldırılması mevcut olmayıp, açık kanuni dayanağa istinaden satın alma hakkı kullanılmış, —-gerekli resmi onay alınmış ve tüm gerekli raporlamalar dahilinde kanuni bir hak kullanıldığını, —– mevzuatlara uygun olarak yapılan değerleme sonucu her bir intifa senedi için tespit edilen—— uyarınca gerçek değeri yansıttığını, ödemeler intifa senetlerini ibraz eden ve hak sahipliği tespit edilebilen intifa senedi sahiplerine yapılacağını, ödeme için söz konusu intifa senetinin aslının —– teslimi gerektiğini ileri sürerek davada uygulanacak yargılama usulünün HMK 118. Md. Vd. hükümlerinde düzenlenen yazılı yargılama usulü olacağının tespitine, intifa senedi asıllarının ibrazı ve kasaya alınmalarına ilişkin ara karar tesisine, davacıların —— senetlerinin meşru sahibi olduklarını ispatlayamaması halinde davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, müvekkili şirketin kanunen tanınmış taktir hakkını yine kanun ve usule uygun şekilde kullanmış olması sebebiyle dava konusu eşdeğer hak tanınması talebinin reddine, müvekkili şirketçe usul ve ilkelere uygun şekilde yapılan değerleme sonucu saptanan bedel üzerinden intifa senetlerinin satın alınması gerçekleştirildiğinden beher intifa senedinin gerçek bedelinin tespiti ve tahsiline ilişkin taleplerinin tümünden reddine, yargılama giderleri ile ücretin vekaletin davacıya yüklenmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava; hukuki niteliği itibari ile, birleşme ile ortadan kaldırılan —– —– senetlerinin birleşme sonrası ana sözleşmede tanınarak aynı hakların verilmesi , bu mümkün olmazsa gerçek değerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mevzuatımıza göre, —- senetleri ——– maddelerinde düzenlenmiş olan intifa senetlerinin özel bir türünü oluşturur.—– sahibine sadece malvarlıksal haklar sağlayan, pay senetlerinin aksine şirkette herhangi bir payı temsil etmeyen, pay sahipliği hakkı sağlamayan senetlerdir. Bu bakımdan senet sahibine malvarlığı, yönetim, denetleme ve bilgi hakları vermez. Fakat, kara veya tasfiye bakiyesine katılma hakkı sağlar.—–senedi sahipleri ile anonim ortaklık arasındaki ilişki, ortaksal değil, sözleşmesel nitelikte bir ilişkidir.
İş bu dava,—— kayıtlı iken mahkememizin—— dosyası ile birleştirilmişse de; dava şartları yönünden eksikliğin ele alınması zorunlu olduğundan diğer dosyaların ilerlemesini engelleyeceğinden tefrik edilerek iş bu esas sırasına kaydedilmiştir.
Eldeki davada, davalı —- birleştiği şirketlerden biri olan —– olduğu ve davacıların da sahibi ve hamili olduğunu iddia ettiği ——–senetlerine dayanılarak birleşme ile aynı hakların tanınması veya gerçek değerinin ödenmesi talep edilmektedir. Esasa geçmeden önce davalının husumet itirazları üzerinde durmak gerekmiştir.
6102 sayılı TTK ya göre ——emre veya hamile yazılı olarak çıkarılabilir. Davacının elinde olan kurusu intifa senetleri ise 6762 sayılı eTTK döneminde çıkarılmış olup, eTT.nun 402,403 maddelerine göre nama yazılı olarak çıkarılabilirler. Bilindiği üzere hamile yazılı senetler teslim ile dervredilmekte ise de nama yazılı ——- alacağın temliki beyanı ve teslim ile devri mümkündür. Bu açıklamalara göre davacının davaya dayanak yaptığı senetler —– düzenlenmiş, nama yazılı senetlerdir. Davacılar bu senetlerin kendilerine muris babaları —– kaldığını, ona da —– kaldığını ileri sürmüştür. Hem —- hem de ——- çok sayıda başka mirasçısı daha vardır. Kaldı ki tüzelkişinin terkini ile şirket adına kayıtlı malvarlığı ortaklara miras yoluyla intikal etmeyeceğinden diğer mirasçıların rızası da esasa etkili olmaz. ——- senedi nama yazılı olduğundan geçerli yazılı bir temlik sözleşmesi ve teslim olmadan devri, mümkün değildir. Senetlerde lehdar olarak görünen tüzelkişi olup——- tüzelkişinin 1992 yılında tasfiye sonucu terkin olduğu anlaşılmaktadır. Dava tarihinden bu yana davacılar vekiline süre verilmiş ancak davacıların yasal hamil olduğunu, senetlerin tek sahibi olduğunu usulünce ortaya koyamamıştır. Dava dışı şirketin ihyası için süre verilecek olsa dahi şirkete atanacak tasfiye memurunun, davacının hak sahipliğini tanıma yetkisi de olmayacağından, iş bu davayı mülkiyet iddiası ile şirket adına açması gerekeceğinden davacının husumeti olmadığı gibi eksikliğin giderilme ihtimali de mümkün görülmemiştir.
Her ne kadar davacılar vekili, bu zamana kadar senede ait kuponlarla şirketten gelir elde edildiğini ileri sürmüşse de, —— senetlerinin malikinin bizzat şirkete başvurma zorunluluğu yoktur. Senet sahibi dilerse, senede bağlı —— bir başkasına vererek de ——— senetlerinin semeresinden faydalanabilir. Bu nedenle davacıların birleşme öncesi kupon karşılığı ödeme almış olması da davacıları tek başına ——– senedi hamili haline getirmez, aktif husumet kazandırmaz. Açıklanan sebeplerle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114, 115 maddeleri uyarınca usulden REDDİNE;
2- Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 8.538,75-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 8.458,05-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanunun’un 18-A/13. bendi uyarınca///////// tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazine adına irad kayına,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yokluğunda dosya üzerinden oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 27/12/2022