Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/689 E. 2023/662 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/689
KARAR NO : 2023/662

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2018
KARAR TARİHİ : 12/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında alt-üst işveren ilişkisi mevcut olduğunu, taşeron işçilerin sürekli işçi kadrolarında istihdamı üzerine müvekkili ile yapılan hizmet alımı sözleşmesinin ilgili KHK gereğince feshedildiğini, 696 sayılı SCHK’nın 127.maddesine göre “. ..feshedilmiş sözleşmelerden sadece yapılan işin tutarı her türlü fiyat farkı hariç sözleşme bedelinin %80’inin aşmayanlar için yükleniciye, sözleşmenin yürütülmesine ilişkin her türlü zarara karşılık her türlü fiyat farkı hariç sözleşme bedelinin %80’i ile yapılan işin tutarı arasındaki bedel farkının %5’i fesih tarihindeki fiyatlar dikkate alınarak sözleşmeyi yürüten idare tarafından, yapmış olduğu vergi, resim, harç ve paylar dâhil olmak üzere tüm giderler ve mahrum kaldığı kâr karşılığı olmak üzere tazminat olarak ödenir ve başkaca bir ödeme yapılmaz. Yüklenici başka bir talepte bulunamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre hazırlanarak davalıya teslim edilen faturanın bedelinin çeşitli gerekçelerle sürekli ötelendiğini, bunun üzerine ——. İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu, davalının takibe itirazını haksız olduğunu, alacağın likit olduğunu, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra İnlâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekâleten talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 01.04,2017 – 31.12.2019 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde “Taşıma Personeli Alımı Sözleşmesi” imzalandığını, söz konusu sözleşmenin 696 sayılı KHK dolayısıyla 2018 yılının Mart ayında feshedildiğini, 2018 yılının Mart ayının sonuna kadar ise davacı şirketin söz konusu sözleşme gereğince hizmet alım firması olarak davalı idare ile sözleşmesel ilişkisine devam ettiğini, işbu hizmet alım işinden elde edeceği kazancın kendisine ödendiğini, davacı tarafın başlatmış olduğu icra takibinin haksız olduğunu, talep edilen miktarın fahiş olduğunu, likit bir alacak bulunmadığını beyanla, haksız davanın reddine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE :
Dava; Hukuki niteliği itibariyle —-. İcra Müdürlüğünün —– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.Mahkememiz kararının—- Bölge Adliye Mahkemesi —-. Hukuk Dairesinin—- Esas,—-karar sayılı ilamı ile kaldırıldığı görülmüştür.
Mahkememizce Bam ilamına doğrultusunda yapılan inceleme neticesinde; davaya konu alacağının dayanağı taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklandığı, davalı belediyenin tacir olmadığı açıktır. Türk Ticaret Kanunun 4. maddesi ve 5/2. maddesi ile özel yasalarda hangi davaların ticari dava olduğu açıkça yazılmıştır. Mutlak ticari davalarda tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari nitelikte olduğunu kabul edilen davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki taraf için ticari sayılan konulardan doğan davalardır. Nispi ticari davadan söz edebilmek için iki koşulun bir arada olması gerekir. Birinci koşul her iki tarafın da tacir olması, ikinci koşul ise dava konusu uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olmasıdır. Görev hususu kamu düzenine ilişkindir. Taraflarca ileri sürülmese dahi resen nazara alınır. Tespit edilen uyuşmazlık noktaları ve TTK.’nun 4. ve 5/2 maddeleri kapsamında mutlak ve nispi ticari dava bulunmadığı açıktır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerinin görevli olduğu ve uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, açıklanan nedenlerle, davacı ile davalı arasındaki ilişkinin 6102 sayılı kanunun kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığından, görevli mahkemenin genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu değerlendirilmiş, bu sebeple HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca, mahkemenin görevli olmasının dava şartlarından olduğu ve dava şartlarının da davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğinden, HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca mahkememizce görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmıştır.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle HMK 114/1-c ve 115/2 uyarınca davanın usulden reddine, görevli Mahkemenin—— NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi gereğince iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli —–Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına,Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.