Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/403 E. 2023/862 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/403
KARAR NO : 2023/862

DAVA : İ tirazın İptali (Ticari Nitelikteki Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 30/05/2023
KARAR TARİHİ : 07/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının 18.02.2021 tarihinde —— No’lu tutulan kaçak elektrik kullanımı tespit tutanağı ile davalının perakende satış sözleşmesi / ikili anlaşma olmaksızın “dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açılarak” elektrik enerjisi tüketimi yaptığının tespit edildiğini, davalının 01.12.2020-18.02.2021 tarihleri arasında kaçak elektrik kullandığını yapılan kontrolde —– tüketici hizmetleri yönetmeliğinin ilgili maddelerine aykırı hareketle kaçak elektrik kullanıldığının tespit edilmesi nedeniyle davalının elektriği kesilerek 18.02.2021 tarihinde mühürlendiğini ve alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı nedniyle takibin durduğunu açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, davalı tarafça —– İcra Dairesi’nin —– Esas sayılı dosyasına yapılan haksız ve kötüniyetli itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına,takibe itirazın haksız ve kötüniyetli olması sebebiyle İİK 67/2. maddesi uyarınca hükmolunan bedelin %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve ücret-i vekâletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Usulüne uygun çağrı kağıdı tebliğine rağmen davalı taraf davaya cevap vermemiş, duruşmaya katılmamıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle abonelik sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağa ilişkin başlatılan —-İcra Müdürlüğü’nün ——Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Bilindiği gibi, bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. Öte yandan 6335 sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK.’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Eldeki dava mutlak ticari dava olmadığından nispi ticari dava koşullarının araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim —- Bölge Adliye Mah. —–.HD’nin——. Sayılı ilamında: “Dava İİK 67 maddesine dayalı olup Elektrik Abonelik Sözleşmesi’nden kaynaklanan borcun tahsili hususunda girişilen takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Mahkemenin görevi HMK’nun 114 .md de dava şartları arasında sayılmış,aynı yasanın 115/1 maddesinde ise “dava şartlarının var olup olmadığı mahkemece her aşamada re’sen gözetilmesi gerektiği gibi, dava şartı noksanlığı taraflarca her aşamada ileri sürülebilir. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse, davanın usulden reddine karar verir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davacı ve davalı tarafın beyanları ile celp olunan abone kayıtlarına göre, söz konusu borcun İş Yeri Aboneliği’nden kaynaklandığı, abonelik dosyası içinde mevcut vergi levhasına göre davalının söz konusu adreste “—— unvanı ile faaliyet gösterdiği, abone grubunun “ticarethane, resmi daire, şantiye” olarak yazılı olduğu, davalının cevap dilekçesinde davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğunu belirttiği ancak mahkeme tarafından bu konuda hiçbir araştırma yapılmaksızın görev ve yetki itirazının reddi yoluna gidildiği tespit edilmiştir. Davada, davalının, tacir mi, esnaf mı olduğu saptanmadan, buna dair araştırma yapıl- madan, işletmesinin esnaf işletmesi kapsamında kalıp kalmadığı, vergi kayıtları, vergi matrahları, ticaret sicil ve esnaf oda kayıtları getirilmeden, hangi usule göre defter tuttuğu araştırılmadan, Bakanlar Kurulu’nca çıkartılan, esnaf-tacir arası ayırıma dair kararnamedeki gelir sınırı dosyaya alınmadan, buna ilişkin deliller toplanıp karar yerinde tartışılmadan, salt “davalının tacir olmadığı” gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yargılamaya devam olunması hukuka aykırı bulunmuştur.” gerekçesi ile iş yeri aboneliğinden kaynaklı alacaklarda esnaf-tacir sıfatı araştırılıp görev ayrımı yapılarak karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Davacı tarafın müşteri grubuna ticarethane-büro-yazıhane yazması davayı nispi ticari dava haline getirmez. Zira ticarethane tanımı davacı şirketçe yapılmış bir tanım olup, hukuki anlamda davalının işinin ticari iş olduğu anlamına gelmez. Mahkememizce Ticaret Odasına yazılan müzekkereden davalının tacir kaydının olmadığı anlaşılmıştır. Vergi dairesi’ne müzekkere yazılarak vergi mükellefi olup olmadığı, hangi faaliyet konusunda çalıştığı, işletme hesabına göre mi, bilanço usulüne göre mi defter tuttuğunun, 2019-2021 yılları vergiye esas gelirinin ve kaçıncı sınıf tacir olduğu sorulmuş, gelen yazı cevabında; 10.05.1989 yılından itibaren
Muhasebe ve Defter Tutma Faaliyetinden dolayı Serbest Meslek Kazancı mükellefi olup, 2019 yılı Gelir
Vergisi matrahı 156.511,45 TL, 2020 yılı Gelir Vergisi matrahı 2.965,62 TL, 2021 yılı Gelir Vergisi
matrahının 87.459,51 TL. Olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir. Görüldüğü üzere dava tarihi itibariyle davalının tacir olmadığı, dava konusu alacağın iş yeri aboneliğinden kaynaklı olduğu anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller , vergi kayıtları birlikte değerlendirildiğinde, davada mutlak ticari dava ve nispi ticari dava koşulları bulunmadığından Mahkememizin görevli olmadığı, genel nitelikte görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmış, görev kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında değerlendirilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK.’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ——-Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına,Dair, davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.