Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/380 E. 2023/559 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/380 Esas
KARAR NO : 2023/559
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 09/12/2019
KARAR TARİHİ : 04/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı konumundaki Doç. Dr. —– maliki ve davalı sigorta şirketinin sigortacısı olduğu, —– adresinde kain taşınmazda 11/01/2018 tarihinde gerçekleşen yangının yan binada bulunan ve müvekkili şirket nezdinde sigortalı olan —–ait —— adresindeki daireye sirayet etmesi neticesinde sigortalıya ait konutta hasar meydana geldiğini, oluşan toplam hasar bedelinin 13.139,00 TL olduğunu, bu miktardaki ödemenin 10/12/2018 tarihinde sigortalıya ödendiğini, ödeme ile birlikte TTK’nın 1472 hükümleri gereğince sigortalının haklarına halef olduklarını, davalı vakfın TBK”nın 49. ve 69. maddeleri, diğer davalının ise sigorta poliçesi nedeniyle oluşan hasardan sorumlu olduklarını, belirtilen miktarın ödenmesi için davalılar aleyhine icra takibinin başlatıldığını, borçlu şirketlerin takibe haksız şekilde itiraz ettiklerini, bu sebeple yapılan haksız itirazın iptaline, takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vakıf vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin arabuluculuk görüşmelerine davet edilmeden son tutanağın tutulduğunu, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, oluşan zarardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, sorumluluğun davalı sigorta şirketine ait olduğunu, dava konusu alacağın likit olmadığını, bu sebeplerle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, kabul edilmemesi halinde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, sigortacının sigortalısına yapmış olduğu ödemeyi halefiyet hakkına dayanarak davalılardan rücuen tazmini için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
—–. İcra Müdürlüğü’nün —— sayılı icra dosyası, tapu kayıtları, 01/11/2019 tarihli arabuluculuk tutanağı, —— poliçe numaralı sigorta poliçesi, 04/12/2018 tarihli ekspertiz raporu, 23/12/2019 tarihli banka dekontu, 24/10/2017 tarihli sigorta poliçesi, 15/01/2018 tarihli yangın raporu—– Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —– sayılı dosyasına sunulan 08/03/2018 tarihli bilirkişi raporu,—–. Asliye Ticaret Mahkemesi—— esas sayılı dosyası, sigorta hasar dosyası dosya içerisine alınmıştır.
—— Sulh Hukuk Mahkemesinin—–esas —— karar sayılı ilamı ile: 15/01/2018 tarihli yangın raporuna ve tarafların beyanına göre talep edilen zararın sebep olduğu yangının başladığı yerin davalı vakfın mülkiyetinde bulunan 31 ada ve 20 parselde ve bahçeli kargir ev vasfıyla tapuda kayıtlı taşınmaz olduğu konusunda ihtilaf bulunmadığı, diğer bir ifade ile rizikoya sebep olan hadisenin (yangın) başlangıç yerinin kat mülkiyeti/kat irtifakının kurulu olmadığı bir taşınmaz olduğu ancak zararın gerçekleştiği yerin yani dava dışı sigortalının maliki olduğu bağımsız bölümün bulunduğu ana taşınmazda ise kat mülkiyetinin kurulu olduğu, 634 sayılı KMK’nın somut uyuşmazlığa uygulanabilmesi için gerek yangının başladığı yerin ve gerekse bu yangının sebep olduğu zararın vücut bulduğu yerin kat mülkiyeti/kat irtifakına tabi olmasının gerektiği, oysa ki somut olayda yangının başladığı taşınmazda kat mülkyeti/kat iritfakının kurulu olmadığı, bu haliyle somut uyuşmalığa 634 sayılı yasa hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı, uygulanacak yasa hükümlerinin 6098 sayılı TBK’nın ilgili hükümleri olduğu, 634 sayılı KMK’nın somut uyuşmazlığa uygulanamayışı sebebiyle söz konusu bu yasanın Ek-1. maddesinden kaynaklanan görev düzenlemesinin de somut uyuşmazlığa uygulanamayacağı, buna göre uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde yapı malikinin sorumluluğu esasına dayalı olarak genel mahkemeler nezdinde çözümlenmesinin gerektiği, mahkememizin somut uyuşmazlığı çözmek konusunda görevsiz olduğu, görevli mahkemenin genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi olduğu kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilerek, ——. Asliye Hukuk Mahkemesine tevdi olunduğu,
—–. Asliye Hukuk Mahkemesinin —-esas, —–karar sayılı ilamı ile; davanın itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısının halefi olarak açılan davada görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınarak değerlendirilme yapılması gerektiği, —– başkanlığı İtfaiye Daire Başkanlığı —— İtfaiye Müdürlüğü tarafından tanzim edilen 15/01/2018 tarihli yangın raporuna göre “——adresinde 11/01/2018 tarihinde yangın çıktığının rapor edildiği, dosyada mevcut —- Tapu Müdürlüğünün 13/12/2019 tarih ve —— sayılı yazısı ekindeki tapu kaydına göre yangının çıktığı yerin 31 ada ve 20 parselde ve “bahçeli kargir iki ev” vasfıyla tapuda kayıtlı olduğu, söz konusu bu taşınmazın ayrıca 08/11/2001 tarihi itibariyle ve tam hisse ile davalı vakıf adına kayıtlı olduğu, —— poliçe numaralı sigorta poliçesi ile davacı sigorta şirketi nezdinde maliki olduğu bağımsız bölümü sigortalayan dava dışı —– Tapu Müdürlüğünün 21/09/2020 tarih ve—— sayılı yazısı ekindeki tapu kaydına göre 314 ada, 19 parselde kayıtlı bulunan ve kat mülkiyetinin kurulu olduğu—— numaralı bağımsız bölümde 16/03/2016 tarihi itibariyle ve tam hisse ile malik olduğu, 15/01/2018 tarihli yangın raporuna ve tarafların beyanına göre talep edilen zararın sebep olduğu yangının başladığı yerin davalı vakfın mülkiyetinde bulunan 31 ada ve 20 parselde ve bahçeli kargir ev vasfıyla tapuda kayıtlı taşınmaz olduğu görülmüştür. Dava, yangına sebebiyet verdiği iddia olunan taşınmazın sigorta şirketine karşı açıldığı, davalı sigorta şirketinin, sigorta poliçesi nedeniyle sorumlu tutulduğu, zorunlu sigortalar TTK’nın 1483 vd. maddelerinde düzenlendiği, TTK’nın 4/1-a ve 5. maddesi hükümleri karşısında, davanın mutlak ticari nitelikteki dava olduğu ve asliye ticaret mahkemesi görev alanına girdiği değerlendirilmekle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verildiği, görülmüştür.

İncelenen tüm dosya kapsamına göre; Davacı sigorta şirketi ile dava dışı —- arasında —– Sigorta Poliçesi bulunduğunu, dava dışı sigortalının meskeninin bu poliçe ile sigortalandığı, —— çıkan yangın nedeniyle oluşan hasarın halefiyet prensibi gereğince davalıdan rücuen tazmini istendiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
——. Asliye Hukuk Mahkemesi davanın TTK.nun 1472. Maddesine dayalı tazminat davası olup davanın her iki taraf yönünden de ticari işletmesini ilgilendirmesi sebebiyle nisbi ticari dava niteliğinde olduğu kabul edilerek sonuçlandırılmış ve yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının sigortalısı dava dışı —— tacir olmadığı, sigorta poliçesine konu yerin mesken olup ticarethane olmadığı anlaşılmaktadır.
Türk Ticaret Kanununun “Halefiyet” başlıklı 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” hükmü karşısında davacının dava dışı —— dava haklarına halefiyet yoluyla sahip olduğu açıktır. Davada onun sahip olduğu tüm haklara halefiyet gereği davacı da sahiptir. Diğer bir anlatımla somut olaya ilişkin dava, —— tarafından davalılar aleyhine açılmış olsaydı nasıl aradaki ilişkinin ticari bir iş olduğu ve sorunların çözüm yerinin de ticaret mahkemeleri olduğunu söyleyemiyorsak, halefiyet prensibi gereği de aynı şeyi düşünmek zorunludur. Değişen tek şey davacının taraf sıfatındadır. Bu da halefiyet prensibi gereği davada davacıya aktif husumet ehliyeti tanımaktadır. Sadece eldeki davanın taraflarına bakarak davanın ticari bir dava olduğu kabul edilemez —– Bam —- HD—– esas,—– karar – aynı dairenin—–esas,——- karar sayılı ilamı). Bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114/1-c, 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114/1-c, 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
Görevli mahkemenin—— Asliye Hukuk Mahkemesinin olduğunun TESPİTİNE;
2—— Asliye Hukuk Mahkemesi —- esas, ——karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiş olmakla,
Mahkememiz nezdinde verilen görevsizlik kararının istinaf denetiminden geçmeden kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının halli bakımından dosyanın yargı yerinin belirlenmesi amacıyla merci tayini için—– BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ——. HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine,
3- HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, tarafların yoklukluklarında dosya üzerinden verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.