Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/324 E. 2023/679 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/324
KARAR NO : 2023/679

DAVA : Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali)
DAVA TARİHİ : 02/05/2023
KARAR TARİHİ : 13/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili—–mirasçılık belgesi uyarınca 07.09.2016 tarihinde vefat eden dava dışı müteveffa—- ½ miras payına sahip mirasçısı olduğunu, müteveffa —– ise, vefat tarihine kadar davalı şirketin %90 oranında paya sahip hissedarıdır. —-07.09.2016 tarihinde vefatı ile söz konusu %90 esas sermaye payı mirasçıları müvekkil —– ile —— geçmiş olup bu kişiler söz konusu %90 oranındaki hissenin mülkiyeti ile bu hisselerden doğan hissedarlık haklarına 07.09.2016 tarihi itibari ile sahip olduklarını davalı şirketin toplamda %10 sermaye payına sahip diğer iki hissedarı tarafından alınan 01.12.2016 tarihli Müdürler Kurulu Kararı ve 01.12.2016 tarihli Genel Kurul kararı ile, “müvekkillerinin davalı şirkete ortak olarak kabul edilmemesine ve % 45 oranındaki payının ve ilgili pay ile bağlı hak ve alacaklarının mevcut ortaklardan—– ve——hesabına eşit oranlarda devralınmasına, pay için tespit edilen 500.000-TL gerçek değerin mirasçı hesabına ödenmesine” karar verildiğini, mirasçı olarak iktisap edilen sermaye payı sebebiyle müvekkilinin reddine dair, davalı şirket tarafından geçerli ve usulüne uygun bir genel kurul kararı alınmamış olduğundan, müvekkilinin hissedar olmasına rağmen yetkisiz temsilci ve yetkisiz temsilcilerce alınan kararlar doğrultusunda davalı şirket dışında tutulduğunu, bunun üzerine müvekkilce dava açıldığını, yapılan yargılama sonucunda; davalı şirket üzerinde müvekkili —— pay sahipliğinin tespiti ve tesciline ilişkin —–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—–sayılı dosyası kapsamında ret kararı verilmesi üzerine; İstinaf kanun yoluna müvekkilince gerçekleştirilen başvuru üzerine yapılan inceleme ile——Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesi’nin —–. Sayılı ilamı uyarınca; istinaf talebi yerinde görülerek TTK 617/3 ve 416. Madde hükümlerindeki çağrı usulüne uyulmaması, 596/2. Maddesi uyarınca şirket ortağı olan davacının payının onaylanmasının reddedildiği ve olağanüstü genel kurulda kanunda aranan nitelikte çoğunluğu sağlanamamış olması karşısında; mezkûr kararın yok hükmünde olduğu, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği yönünde hüküm tesis edildiğini ve müvekkilinin davalı şirkete mirasçı sıfatıyla % 45 pay oranıyla ortak olduğunun tespiti ile sicile tesciline karar verildiğini, davalı tarafça temyiz başvurusu sonrası; Yargıtay —–Hukuk Dairesi’nin—–Sayılı ve 21.09.2022 tarihli kararı ile —–Bölge Adliye Mahkemesi —–Hukuk Dairesi’nin —–Sayılı kararı müvekkili lehine onandığını ve müvekkilinin söz konusu şirketin %45 pay ile ortağı olduğu ve tescili kararı kesinleştiğini, davalı şirket tarafından Türk Ticaret Kanunu’nun 596/2 maddesi ile düzenlenen ret usulüne aykırı olarak ve 01.12.2016 tarihindeki olağanüstü genel kurul çağrı usulü ve karar nisaplarına aykırı olarak günümüze dek gelinen süreçte yok hükmünde kararlar alarak toplantılar gerçekleştirdiğini, gelinen döneme dek Davalı Şirket nezdindeki işlemlerden haberdar olunması gerektiğinden ve müvekkilinin alenen bilgi alma ve inceleme hakkı davalı Şirketçe kısıtlandığından bu doğrultuda müvekkilinin bilgi edinme ve inceleme hakkının kullanımı ile şirket defter ve kayıtlarının müvekkiline teslim edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı, 01.12.2016 tarihindeki olağanüstü genel kurul çağrı usulü ve karar nisaplarına aykırı olarak günümüze dek gelinen süreçte yok hükmünde kararlar alarak toplantılar gerçekleştirdiğini, gelinen döneme dek davalı Şirket nezdindeki işlemlerden haberdar olunması gerektiğinden ve müvekkilinin alenen bilgi alma ve inceleme hakkı davalı şirketçe kısıtlandığından bu doğrultuda müvekkilinin bilgi edinme ve inceleme hakkının kullanımı ile şirket defter ve kayıtlarının müvekkiline teslim edilmesini talep etmekte olduğunu, davacının bu eylemde hukuki menfaatinin bulunmadığını, bu nedenle davasını ispatlayamadığını, davacının dava dilekçesinde çelişkili ifadeler kullandığını, davacının iş bu çelişkili beyanlarından dahi dile getirilen iddiaların mesnetsiz olduğu, davacının ortaklığın kendisine tanıdığı tüm hakları tanıdığını, genel kurullara katıldığını, oy kullandığını, muhalefet şerhi yazdırdığını, özetle huzurdaki davanın şartlarının bulunmadığı ve her halükarda davanın hukuki menfaat yokluğundan reddi gerektiğini, davacının —– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——. sayılı dosyası ile 15.04.2020 tarihli genel kurul kararlarının usulüne uygun alınmadığını, bu genel kurulda müdürler kurulunun seçimine ilişkin genel kurul kararının geçersiz olduğunu, TTK m. 530 uyarınca organ eksikliğinin sayın mahkeme tarafından giderilmesini talep ettiklerini, organ eksikliğinin tespitini ve eksiklik giderilinceye kadar müvekkil şirkete kayyım atanmasını talep ve dava ettiğini,—– Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin—–sayılı dosyası ile görülen dosyasında huzurda ileriye sürülen hukuki meselelerin tartışıldığını, dosyada bilirkişi raporu alındığını, alınan bilirkişi raporunda davacının taleplerinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, huzurdaki dava usulden reddedilmeyecek ve esasa girilecek ise, aynı olay ve hukuki dayanaklar ile görülen davalarda çelişen kararların çıkmasının önlenmesi, aradaki fiili ve hukuki irtibat, HMK 167, 30 maddeleri uyarınca huzurdaki davanın —–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —–. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, davacı ortağın davalı şirkete karşı yönelttiği bilgi alma ve inceleme hakkı verilmesi taleplidir.Davacı, 01.12.2016 tarihindeki olağanüstü genel kurul çağrı usulü ve karar nisaplarına aykırı olarak günümüze dek gelinen süreçte yok hükmünde kararlar alarak toplantılar gerçekleştirdiğini, gelinen döneme dek davalı Şirket nezdindeki işlemlerden haberdar olunması gerektiğinden ve müvekkilinin alenen bilgi alma ve inceleme hakkı davalı şirketçe kısıtlandığından bu doğrultuda müvekkilinin bilgi edinme ve inceleme hakkının kullanımı ile şirket defter ve kayıtlarının müvekkiline teslim edilmesini talep etmekte olduğunu ileri sürerek bilgi alma hakkının kullanılmasına izin verilmesini talep etmiştir.Davalı şirketin ticaret sicil kayıtları, davacı tarafından gönderilen ihtarname, tebliğ şerhi, davalının cevabı ihtarı dosyaya sunulmuştur.Davalı şirket, cevap ve savunmalarında, davacının—-Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- sayılı dosyası ile 15.04.2020 tarihli genel kurul kararlarının usulüne uygun alınmadığını, bu genel kurulda müdürler kurulunun seçimine ilişkin genel kurul kararının geçersiz olduğunu, TTK m. 530 uyarınca organ eksikliğinin sayın mahkeme tarafından giderilmesini talep ettiklerini, organ eksikliğinin tespitini ve eksiklik giderilinceye kadar müvekkil şirkete kayyım atanmasını talep ve dava ettiğini, —–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——sayılı dosyası ile görülen dosyasında huzurda ileriye sürülen hukuki meselelerin tartışıldığını, dosyada bilirkişi raporu alındığını, alınan bilirkişi raporunda davacının taleplerinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, huzurdaki dava usulden reddedilmeyecek ve esasa girilecek ise, aynı olay ve hukuki dayanaklar ile görülen davalarda çelişen kararların çıkmasının önlenmesi, aradaki fiili ve hukuki irtibat, HMK 167, 30 maddeleri uyarınca huzurdaki davanın—– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —–sayılı dosyası ile birleştirilmesine beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.TTK’nun 614. Maddesine göre “1)Her ortak, müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir. 2) Ortağın, elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa, müdürler, bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebilir; bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurul karar verir. 3) Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir. Mahkeme kararı kesindir”.
Bilgi alma hakkı da diğer tüm yasal haklar gibi iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun kullanılmalıdır. Bilgi alma hakkının ne için kullanıldığı da somutlaştırılmalıdır. Y —– HD nin—— sayılı kararında belirtildiği gibi sınırsız biçimde şirketin bütün işlem ve hesapları üzerinde bilgi edinme hakkı kullanılamaz. Davacı sekiz yıllık defter ve belge talebinde bulunmuş olup, bu belgelerin de kendisine teslimini talep etmiştir. Belgelerin teslimi talebi de, şirket müdürleri tarafından makul görülmemiş ve gönderilmemiş olmasında da bir usulsüzlük görülmemiştir. Ortağın belgeleri şirketin zararına kullanma tehlikesi olması halinde müdürler, ortağın bilgi alma talebini reddedilecektir. Burada tehlikenin düşük veya yüksek olması önemli değildir (—–) Ayrıca, davacının keşide ettiği ihtarnamede yer alan iddialar, geçersiz genel kurul toplantıları ayrı davaların konusudur. Tek başına geçersiz genel kurul toplantısı yapılmış olması da bilgi alma ve inceleme hakkının somutlaştırılmadan kullanılması imkanını doğurmaz.
Açıklanan sebeplerle davacının bilgi alma hakkının haksız ve kötüniyetle engellendiğinin kabul edilemeyeceği, somutlaştırılmayan bilgi alma ve inceleme hakkının makul olmadığı anlaşılarak davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının bilgi alma ve inceleme talepli davasının, koşulları oluşmadığından reddine,
2-Alınması gerekli 269,85-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 179,90TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 89,85-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yokluğunda, dosya üzerinden TTK 614/3 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.