Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/308 E. 2023/671 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/308
KARAR NO : 2023/671

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/04/2023
KARAR TARİHİ : 13/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı —- satılması ile ilgili olarak—–yayın14/12/2022 tarihinde yapılan kapalı zarf ihale ve 16/12/2022 tarihli usulsüz ihaleye çıkış kararın iptali, usulsüz satış kararın iptali ve genel kurul yapıldıysa usulsüz genel kurul kararının iptal edilmesi, genel kurul kararının yerine geçmek üzere alınan iktisadi bütünlük kararı işlemlerinin öncelikle ihtiyati tedbiren durdurulmasını dahasında iptalini, şirketin satışının tedbiren durdurulmasını, usulsüz genel kurul toplantısında alınmış kararların yok hükmünde olduğunun tespitine, genel kurul kararının yerine geçmek üzere alınan iktisadi bütünlük kararı iptaline, —– satış kararının usule ve kanuna aykırılığı nedeniyle iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın dava dilekçesinin hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını, davacı taraf dava dilekçesinde söz konusu kayyumun idari kayyum olduğunu ve davaya konu şirketlerde—-tarafından devir alınan şirketlerden biri olmadığı nedeniyle şirket satış kararı alınamayacağı gibi alındığı düşünülse dahi usulsüz ihale yok hükmündedir gibi beyanlar iddia ettiğini, öncelikle davanın tarafının müvekkil şirket olmadığını, müvekkil şirket yönetimine, CMK 133. maddesi uyarınca FETÖ/PDY Terör Örgütü Soruşturması kapsamında, kayyım atanmasına karar verildiğini, devamla kayyumların yetkisi sonlandırılarak, tüm yetkilerin — devrine karar verildiğini, bu nedenle müvekkil şirket yönetimi tamamen —– eliyle atanan yönetim kurulu tarafından sürdürüldüğünü belirterek öncelikle davanın İlgili KHK, kanun ve kararlar ile müvekkil firma, tüzel kişiliği devam ettirilerek ancak T.T.K’ da öngörülen şirket genel kurul ve denetçilerine tabi olmadan —– tarafından atanan Yönetim Kurulu eliyle yönetilmeye başlanmış olması ve ilgili satış ve tasfiye yetkisinin tamamen —- olması nedeniyle davanın hukuki yarar bulunmaması nedeniyle usulden reddine, satış ve ihale işleminde de usulsüzlük olmaması nedeniyle davanın esastan reddine ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, davalı şirketin satılması ile ilgili 02.07.2022 tarihli—– yayımlanmış olan kararın usulsüz olduğundan bahisle iptali istemine ilişkindir.Davacı, davalı şirketin %28 hissesine sahip olduğunu, kendisi aleyhinde verilmiş bir ceza mahkumiyeti olmadığını, aksine takipsizlik kararı verildiğini, şirkete — tarafından usulsüz biçimde el konulduğunu, —– kayyımları ve sonra yetkilileri eli ile zarara uğratıldığı ve usulsüz satış kararı alındığını ileri sürerek satış kararının iptalini, yok hükmünde olduğunu, iktisadi bütünlük kararının iptalini talep etmiştir.
Davacının ortağı bulunduğu davalı şirkete —- Sulh Ceza Hakimliğinin 21.10.2016 tarih ve —– sayılı kararı ile; davalı şirkette görev yapan kayyımların yetkilerinin 674 sayılı KHK.nın 19/1 maddesi uyarınca —- Fonuna devredildiği, Fon Kurulu ve Başbakan Yardımcılığı makamının muhtelif kararları ile davalı şirketin yönetim kurulu oluşturularak başkan ve üyeliklerine atamalar yapıldığı, akabinde şirket hisselerinin % 21 ‘inin sahibi olan —-mal varlığı değerlerine —-Sulh Ceza Hakimliği’nin 29.03.2017 tarihli ve —- sayılı kararı ile —– kayyım olarak atandığı, Başbakan Yardımcılığı Makamının ve Fon Kurulunun muhtelif kararları ile —- mal varlığı değerleri kayyım temsilciliklerine atamalar yapıldığı, daha sonra —–Sulh Ceza Hakimliği ‘nin 14.10.2020 tarihli ve—– sayılı kararı ile —- Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu ‘nun 13.10.2020 tarih ve —– soruşturma sayılı talebinin dosyada mevcut delil durumu nazara alınarak kabulü ile yürütülen soruşturma kapsamında daha önce davalı şirketin % 21 pay sahibi olan —- hakkında kayyım atanmış ise de % 28 pay sahibi davacı …, % 12,8 pay sahibi —-% 12,8 pay sahibi — % 12,7 pay sahibi —- ve % 12,7 pay sahibi —- davalı şirketin ortakları olduğu anlaşıldığından davalı şirkete kayyım atanmasına ve —– kayyım olarak görevlendirilmesine, CMK.nun 133.maddesi gereğince şirketin yönetim organlarının yetkileri ile birlikte ortaklık payları veya menkul kıymetler idare yetkilerinin tümü ile kayyıma verilmesine karar verildiği, davalı şirketin yönetim kurulunun 13.06.2022 tarihli talep yazısı ile şirketin mevcut halinin sürdürülebilir olmadığı ve ekonomik değer üretmekten uzaklaşıldığı, dolayısıyla söz konusu durumun düzenlenmesi adına şirkete kaynak aktarılması, bunun mümkün olmaması halinde satılması gerektiğinin bildirilerek davalı şirketin 6758 sayılı kanun ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 134.maddesi kapsamsına alınarak satışa konu edilmesinin talep edildiği, Fon Kurulu ‘nun 16.06.2022 tarihli ve —-sayılı ve 16.06.2022 tarihli —- sayılı kararları ile 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun ile yasalaşan 674 sayılı KHK kapsamında kayyımlık yetkisi fona devredilen davalı şirketin toplam % 100 oranındaki hisseleri bir araya getirilerek—- adı altında ticari ve iktisadi bütünlük oluşturulmak suretiyle 30.06.2022 tarihli —-sayılı kararı ile Fon Kurulu’nun şirketin muhammen bedelinin 111.450.000,00 TL olarak belirlenerek satışına karar verildiği, kararın ve satış ilanının 02.07.2022 tarihli ve—-sayılı—-yayımlandığı ve satış sürecinin başladığı anlaşılmıştır.Davalı hakkında yöneticinin sorumluluğu davası —- ATM nin —-sayılı dosyasında derdesttir.
Davacı tarafça, davaya konu edilen davalı şirketin satış kararının davalı şirket veya yönetimi tarafından alınmayıp —- tarafından alındığı, davacı tarafın talebinin aslında —- tarafından alınan satış kararının iptaline yönelik olup, —-tarafından yapılan işlemin —-yayımlanan satış ilanında belirtilen yasa ve yönetmelikler çerçevesinde alınmış bir idari işlem olduğu, keza iktisadi bütünlük kararının da idari bir karar olduğu ve davalı şirketin genel kurulu tarafından alınmış bir karar olmadığı/olamayacağı açıktır.
Fon kurulu kararlarının TTK kapsamında genel kurul kararı olmadığı —- BAM —- HD nin —- ve—- BAM—- HD nin —–sayılı kararlarında da belirtilmiştir. Yine bu istinaf kararlarında fon şirketin satışına izin kararının, kamusal bir görevle ilgili ve kamu gücü kullanılarak alınmış idari bir karar olduğu, uyuşmazlığın çözümünde Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanmayacağına işaret edilmiştir.Sonuç olarak davacının ihale ve satış kararının usulsüzlüğü iddiası bakımından bu kararlar fon tarafından alınmış olmakla TTK hükümlerinin uygulanmadığı, husumetin tüzel kişiliğe haiz —-ve yeni devralana karşı idari yargıda yöneltilmesi gerekeceği anlaşılmakla bu istemin yargı yolu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir. Davacının ikinci talebi olan yapılmış ise genel kurul kararının iptali istemi yönünden de şirketin genel kurul toplantısı yapmadığı, fon tarafından atanan yönetim kuruluna satış için yetki verilmiş olduğu, satışın bir genel kurul toplantısına dayanmadığı görülmekle hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın;
a)İhale kararı ile satış kararının iptali istemi bakımından idari yargı görevli olmakla HMK’nun 114/1-b ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
b)Genel kurul kararının iptali istemi bakımından HMK’nın 114/1-h,115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 179,90-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili, davalı —— vekili ile ihbar olunan—– vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.