Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/246 Esas
KARAR NO: 2023/959
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/03/2023
KARAR TARİHİ: 29/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkil şirket olan ——– Şti’nin sahibi ——— ile davalı arasında yılların verdiği karşılıklı güven oluştuğunu, bu nedenle ——— müdür olarak görevini yürütmekte olan davalıya güven duyularak, görev yaptığı şirketin bünyesinde davacı müvekkil şirketi temsil etmek ve yurt dışındaki işlemlerini yürütmek için o ülkenin yasal mevzuatı çerçevesinde yetki ve vekaletname verildiğini, davalının tüm talepleri müvekkil şirketçe iyi niyetle karşılandığını, davalı taraf ——— işlerinin en yoğun olduğu dönemde müvekkil şirket yetkilileri ve şirket sahibi ——— ile gerek telefonla, gerekse yüz yüze konuşmalarda ” müvekkil şirketin ——– vergi borcunun oluştuğunu, bu borcu en kısa zamanda ödemesi gerektiğini yoksa ülkenin şartları ve mevzuatı gereği iş yapılamayacağını, şirkete büyük ceza geleceğini devam eden işin yarım kalacağını, şirketin maddi manevi zarar göreceğini” öne sürerek ; ——- Bankası, ——— seri numaralı, ——– keşideli, 31.08.2019 tarih ve 42.500-USD bedelli, ——- Bankası,—— seri numaralı,——— keşideli, 30.09.2019 tarih ve 42.500-USD bedelli, ödenmek üzere adını soyadını bu çekleri ne için aldığını kendi el yazısı ile yazıp imzalayarak 2 adet çeki teslim aldığını, davalıya bu çekler kendisinin talebi üzerine müvekkil firmanın vergi borcu ödenmek üzere teslim edildiğini, müvekkil şirket yetkilileri daha sonra bu çeklerin olmayan hayali bir vergi borcu için müvekkil şirketten davalı tarafından bir senaryo üretilerek alındığını, müvekkil şirketin herhangi bir vergi borcu ya da başka bir kamu borcu olmadığını kısa bir sürede öğrendiğini, çeşitli kereler davalıdan bu çekleri iade etmesi istenmiş ise de; davalı şirketin müdürü olarak ve ailece de tanınıp bilindiği için icra takibine geçileceği zamana kadar müvekkil şirketi oyalayarak çekleri teslim etmediğini, hatta karşılıklı konuşmalarda çeklerin bedelsiz kaldığını herhangi bir yerde kullanılmayacağını yurt dışında ofiste unuttuğunu söylediğini, davalı müvekkil şirketi kandırdığını ve bu çekleri alabilmek pahasına hayali bir borç yarattığını, dava konusu çekleri müvekkil şirketin vergi borcu için aldığını söyleyen davalı müvekkil şirketin iyi niyetinden yararlandığını, davalı çeklerin meblağının büyüklüğüne kanarak cezai açıdan da suç olduğunu düşündüğü ve emniyeti su istimal ederek bu çeklerin kendisine verildiği iddiasıyla iade etmeyip ——– Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu ettiğini belirterek, bu çekler yönünden davacıya borçlu bulunmadığının tespitine, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
davacının dava dilekçesinin hukuka aykırı ve gerçeğe dayanmadığını, davacının iddialarının hayal ürünü olduğunu, çeklerin hangi hukuki ilişki kapsamında verildiğinin ispatının davacıda bulunduğunu, davacı yanca sunulan cari hesap ekstresinin gerçeği yansıtmadığını, belirterek, açılan davanın reddini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava; Hukuki niteliği itibariyle kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davasından ibarettir.
Davacı vekili 28/11/2023 tarihli dilekçesiyle açılan davadan feragat ettiklerini, beyan etmiştir.Davalı tarafından sunulan dilekçe ile feragat nedeniyle davanın reddini, 07.09.2023 tarihinde imzalamış olunan protokol uyarınca sulh olunduğunu ve bu protokol uyarınca davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesini talep etmiştir.6100 Sayılı HMK.’nın 309. maddesinde “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu itibarla, açılan davadan feragat edilmiş olduğundan, yukarıda açıklanan hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat sebebiyle REDDİNE;
2- Alınması gerekli 269,85-TL harçtan davacı tarafından peşin ve tamamlama harcının toplamı olarak yatırılan 9.960,77-TL harcın mahsubu ile bakiye 9.690,92-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6-Davalı tarafından talep edilmediğinden davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 29/11/2023