Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/135 E. 2023/156 K. 03.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/135 Esas
KARAR NO : 2023/156
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2023
KARAR TARİHİ : 03/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete sigortalı olan—- plakalı araç 31/08/2020 tarihinde —- istikametinden —— İstikametine doğru seyrederken söz konusu yolda aydınlatma ve uyarıcı levha olmaması ve şerit çizgilerinin yanıltıcı olması sebebiyle toprak yola girdiğini ve bu yoldan asfalt yola çıkmak isterken aradaki yükseklikten dolayı aracın alt kısımlarının çarpması neticesinde hasara uğradığını, bu hasar sebebiyle müvekkili şirketin araç için sigortalısına 23/09/2020 tarihinde 100.000,00 TL tazminat ödediğini, tazminatın rücuen tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını ancak davalının takibe itiraz ettiğini, hukuki anlamda araçların gişelerden geçişi ile birlikte işleten şirket ile otoyol kullanım bedelini ödeyen kişiler arasında otoyolun kullanımına ilişkin hizmet sözleşmesinin akdedilmiş olduğunu, davalının sözleşmeden doğan sorumluluğunu yerine getirmemesi sebebiyle kusurlu olduğunu belirterek müvekkili şirketin rücuen tazminat alacağı olan 17.325,00 TL’nin ödeme tarihi olan 23/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, dava masrafları ve vekalet ücreti ilavesi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, “ Kasko Sigorta Poliçesi “ kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacı ile açılan tazminat davasıdır.Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı—– arasında “Genişletilmiş —— Kasko Sigorta Poliçesi” düzenlendiği, davalı tarafından işletilen otoyolda aydınlatmanın olmaması, uyarıcı levha bulunmaması ve şerit çizgilerinin yanıltıcı olması nedeniyle——- plakalı aracın hasarlanmasına sebebiyet verildiği iddiası ile oluşan hasarın rücuen tahsili amacı ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.——- sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. Maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da, görevli mahkeme, sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir.Somut olaya bakıldığında; davacının sigortalısı olan ——- plakalı araç ile davalı otoyol işletmecisi arasındaki hukuki ilişkinin ücret ödemek kaydı ile davalının işletiminde olan otoyoldan yararlanmaya ilişkin hizmet sözleşmesi ilişkisi olduğu, ——plakalı aracın hususi araç ve araç sahibinin de tacir olmadığı, sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin tüketici işleminden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Görev hususu kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında değerlendirilebilir. Bu nedenle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK.’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ——Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına,
4-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.