Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/903
KARAR NO : 2023/728
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2022
KARAR TARİHİ : 03/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şahıs şirketi ile davalı şirketin, davalı şirkete ait aracın tamiri hususunda anlaştığını ve bu çerçevede müvekkilinin üzerine düşen gerekli tüm işlemleri yaptığını,yapılan işler karşılığında müvekkili tarafından faturalar düzenlenip davalı şirkete iletildiğini,davalının ise —-Noterliğinin 25.03.2022 tarih ve —– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ilgili faturalara itiraz ettiğini, davalı şirketin birçok aracını müvekkili şirkete yaptırdığını, bu zamana kadar müvekkilinin davalının araçlarını her zaman usulüne uygun bir şeklide tamir edip teslim ettiğini, müvekkili ile davalı şirketin cari hesaplarının mevcut olduğunu, bu zamana kadar yapılan araçlar için müvekkilinin ödeme aldığını, müvekkilinin hiçbir işini eksik yapmadığını, davalı şirketin son zamanlarda küçülmeye gittiği için ödeme sıkıntısı çektiğini, davalı şirket yetkililerinin müvekkiline küçülmeye gidiyoruz size ödeme yapılmayacak diye belirttiklerini, beyan etmeleri üzerine davalı hakkında —–İcra Müdürlüğünün —–esas sayılı dosyasında ilamsız takibin başlatıldığını, davalı tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli itiraz üzerine takibin durduğunu belirtmiş olup, davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına, davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkartazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalının üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkiline gönderilen faturalarda bahsi geçen tamir işinin yapılmadığını, buna rağmen iş yapılmış gibi faturaların düzenlendiğini, davacının icra takibine konu ettiği faturaların müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarında işli olmadığını, müvekkilinin ön ödemeli çalıştığını, davacının cari hesapta müvekkili şirkete borcu gözüktüğünü, davacının icra takibine dayanak gösterdiği Seri —- Seri —-, Seri —-Seri —– sıra numaralı faturaların müvekkili şirketçe davacıya —– Noterliği kanalıyla 25.03.2022 tarihinde —- yevmiye ihtarı ile itiraz ve iade ettiklerini beyan ederek haksız davanın reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacının üzerine bırakılmasını vekaleten talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle davacı tarafça faturaya dayalı olarak başlatılan—-. İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.UYAP üzerinden dosyaya eklenen ——. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davalı yana ödeme emrinin 23/05/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde 26/05/2022 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davasının ise, süresi içerisinde 16/11/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce her iki tarafın 2022 yılına ilişkin tüm yasal ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılmasına karar verilmiş, alınan 25/07/2023 tarihli raporun sonuç kısmında,
“Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davacı şirketin ticari defterleri incelenmiş olup, 2022 yılına ilişkin açılış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, 02.06.2023 inceleme tarihi itibariyle kapanış tasdik süresi henüz gelmemiş olduğu,
Davalı şirketin 2022 yılına ilişkin ticari defterlerinin GİB onaylı beratlarının süresinde alındığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu,Davacı Alacağı Yönünden: Davacı tarafından, davalı şirket adına düzenlenen ve takip konusu alacağı oluşturan 4 adet toplam 8.602,20 TL tutarlı faturaların davacının kendi defterlerinde kayıtlı iken, davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı, işbu faturaların davalı şirket tarafından ihtarname ile iade edilmiş olması nedeniyle, fatura içeriği malın/hizmetin teslim/ifa edildiğine ilişkin davacı şirket tarafından ispatlanması gerektiği, araçların tamir ve bakımı içeriğindeki takip konusu faturalar içeriği hizmet ifasının yapıldığına ilişkin davalı onayını taşıyan somut bir delilin dosya kapsamında bulunmadığı, dosyadaki delil durumuna göre davalı tarafından kabul edilmeyen 4 adet toplam 8.602,20 TL tutarlı faturalar içeriği hizmet ifasının ispata muhtaç kaldığı, nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
Faiz: davacı/alacaklı takip öncesinde faiz talebinde bulunmadığı için taleple bağlılık kuralı gereği bu konuda değerlendirme yapılmayacaktır. Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında avans faiz talebinde bulunabileceği, ancak talebe bağlılık gereği 3095 S.K m.2/2 kapsamında avans faiz talebinde bulunabileceği, ancak taleple bağlılık gereği 3095 s.k m.1/1 kapsamında 49,00 yasal faiz talebinin yerinde olduğu” yönünde görüş bildirmiştir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK`ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde Davacı tarafından, davalı şirket adına düzenlenen ve takip konusu alacağı oluşturan 4 adet toplam 8.602,20 TL tutarlı faturaların davacının kendi defterlerinde kayıtlı iken, davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı, işbu faturaların davalı şirket tarafından ihtarname ile iade edildiği, faturanın düzenlenmiş olmasının tek başına mal teslimi veya hizmet alımına karine olmayacağı, kaldı ki davacı tarafça düzenlenen dava konusu faturalarında davalı tarafça iade hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının iddiasını dayandığı ticari defterler ve faturalar ile kanıtlayamadığı değerlendirilmiştir. Buna karşılık davacı delil listesinde ayrıca ve açıkça Yemin deliline de dayandığından davacı vekiline yemin deliline başvuru hakkı hatırlatılmış, davacı vekili mahkememizin 03.10.2023 tarihli celsesinde yemin deliline başvurmayacaklarının beyan ettiğinden ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85-TL harçtan peşin alınan 103,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 165,95-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir olunan 8.602,20 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-6325 Sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan 1.560,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı.