Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/863 E. 2022/798 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/863 Esas
KARAR NO : 2022/798

DAVA : Tanıma (İflas kararının tanınması)
DAVA TARİHİ : 04/10/2022
KARAR TARİHİ : 09/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında ——- kayıtlı ———dosyasında iflasının istenildiğini, dosyanın kesinleştiğini ve———- kurularak göreve başladığını, müvekkilinin tüm malvarlığının —– tahsis olduğunu, —— görevinin devam ettiğini, müvekkilinin muamele ——olduğunu, müvekkilinin ———- yapıldığını belirterek, kesinleşen———- kararının MÖHUK 34-41’nci maddeleri gereğince tanınmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava; Hukuki niteliği itibariyle —————- mahkeme kararının tanıma talebinden ibarettir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan ve somut olay bakımından uygulanması gereken 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un “Tanıma”yı düzenleyen 58 inci maddesinin (1) sayılı bendine göre, tanıma için aynı Yasa’nın “Tenfiz”i düzenleyen 54 üncü maddesinde aranan koşullardan 1/a bendi dışındakilerin bulunması gerekir. Belirtilen maddenin 1/c bendinde de tanınması istenen kararın Türk kamu düzenine aykırı olamayacağı hususu net biçimde gösterilmiştir.
Davacı, davalı hakkında verilmiş——– tanınması için öncelikle—————— kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar istinaf edilmesi üzerine,——– kararla, davalının gerçek kişi tacir olduğuna——-tarihinin dava tarihinden sonra ——- tarihi olduğu, davacının —–olduğu şirketlere ait kayıtlar mevcut ise de, şirket ortaklığı/yöneticiliği kişinin tacir olduğunu göstermeyeceği, davacının tacir olup olmadığı araştırılmaksızın karar verilmesi hatalı olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili, bu kez,————– iş bu——- ikame ederek iflas kararının tanınmasını talep etmiştir.
————. sayılı ilamında; “…İcra ve İflas Kanunu’nun 43 üncü maddesine göre ancak Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir sayılan ya da tacirler hakkındaki hükümlere tâbi olanlar ile tacir olmadıkları halde, özel yasalara göre iflasa tâbi tutulan kimselerin iflasına karar verilebilir; bu husus Türk kamu düzeni ile ilgilidir.—– tacir olmayıp, hakkında ——verilen————— tanınması talebinin reddine karar verilmek gerekirken, hatalı değerlendirme ve yürürlükte bulunmayan bir Yasa’dan bahisle tanıma ve tenfiz kararı verilmesi doğru olmamıştır…” denilerek, gerçek kişi yönünden —— tarafından verilen———tanınması için, kişinin TTK hükümlerine göre tacir olması yada özel kanunlara göre—— olmasının kamu düzenine ilişkin olduğuna işaret edilmiştir. İİK’nun 154/3 maddesinde ise “Borçlu ile alacaklı yetkili icra dairesini yazılı anlaşma ile tayin etmişlerse, o yerin icra dairesi dahi —– yetkili sayılır.Şu kadar ki, —— için yetki sözleşmesi yapılamaz ve—— davası mutlaka borçlunun ———— bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Bu nedenle davacının gerçek kişi tacir olup olmadığının öncelikle tespit edilmesi tacir değil ise talebin bu nedenle reddi gerekmektedir. Tacir olduğunun tespit halinde ise İİK 154.maddesinin değerlendirilmesi gerekecek olup, bu madde hükmü uyarınca yetki hususunun münhasır yetki kavramı da dikkate alınarak incelenmesi gerekmektedir.—–
——–kararında da, ———- tanınması davasında İİK nun 154. Maddesine göre görev ve yetki kurallarının belirleneceği içtihat edilmiştir.
Eldeki davada davalı hakkında verilen iflas kararının tanınması talep edilmekte olup, iflas kararının tanınması için davanın kesin yetkili mahkemede görülmesi, iflasına karar verilen kişinin tacir olduğunun tespit edilmesi şarttır. Davalının———–kaydına göre ———————– olduğu anlaşılmaktadır. Kesin yetki HMK. 114. maddesi uyarınca dava şartlarındandır. HMK. 115. maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; kesin yetki kuralının dava şartı olduğu eldeki davada, davacının dosyanın görevli ve ——tevzi edilmek üzere, davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle, HMK.nun 114/1-c, 115/2 maddesi uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
2-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi gereğince iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta süre içinde başvuru halinde dava dosyasının yetkili ——————– Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, davaya yetkili mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluğunda dosya üzerinden verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.