Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/853 E. 2023/94 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/853 Esas
KARAR NO: 2023/94
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 31/10/2022
KARAR TARİHİ: 07/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı——— davalı şirket arasındaki —— tarafların servis taşımacılığı hususunda anlaştıklarını ve bu anlaşmaya göre müvekkilinin yakıtı da kendisine ait olmak üzere şahsi aracı ile davalı için personel servis taşımacılığı görevini ifa etmeye başladığını, müvekkilinin kendi üzerine düşen tüm sorunlulukları eksiksiz bir şekilde yerine getirirken, davalı şirketin en temel edimi olan ücret ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, aralarındaki iş ilişkisinin kurulduğu günden itibaren davalının edimini gereği gibi ifa etmekten ekseriyetle kaçındığını, davalı şirket sahibi ile defalarca sözlü görüşmelere rağmen alacağın tahsil edilemediğini, bunun üzerine ——— dosyası ile davalı aleyhine fatura alacağından kaynaklı icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın itirazı nedeniyle takibin durduğunu, açıklanan nedenlerle davalı-borçlunun dava konusu icra dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, itiraz sebebi ile %20’den az olmamak kaydıyla müvekkili lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, —— tarihinde müvekkil firma adına günlük —–başladığı servis taşımacılığını—— tarihinde yazılı bildirim olmaksızın bıraktığını, bu süre zarfında müvekkilinin davacıdan gerekli ruhsat belgelerini talep emesine rağmen adı geçen belgelerin müvekkile verilmeyerek ağır kusurla servis taşıma işlemi gerçekleştirildiğini, davacıya ihtarname çektiklerini, davacının müvekkilini borçlu gösterdiği faturanın gerçeği yansıtmadığını, davacının işi terk etmesi nedeniyle müvekkilinin herhangi bir borcunun olmadığını, davacının dava dilekçesinde gönderdiği ödeme listesini eksik sunduğunu belirterek davanın reddi ile mahkeme giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafta bırakılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle fatura alacağına istinaden davacı tarafça başlatılan ——- takip dosyasında davalı tarafça yapılmış olan itirazın iptali davasıdır.
Görev dava şartı olup, Mahkemece her aşamada re’sen nazara alınması gerektiğinden, öncelikle Mahkememizin görevli olup olmadığını tartışmak gerekmiştir.
Bilindiği gibi, bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nisbi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nisbi ticari davalar ise, her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. Öte yandan 6335 sayılı Kanunun 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK.’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Eldeki davanın, fatura alacağına ilişkin başlatılan icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı istemi olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle dava, mutlak ticari dava değildir. Bu durumda işbu dava bakımından nisbi ticari dava koşullarının araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Mutlak ticari davalar; kanunda sınırlı sayıda sayılmış olup, nispi ticari davalar da her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmelerine ilişkin olması şartına bağlı tutulmuştur. İşyeri olan her şahsın aynı zamanda tacir olduğu söylenemez. Tarafların, esnaf olup olmadığının araştırılarak görev hususununu değerlendirmek gereklidir.
İlgili vergi dairesine müzekkere yazılarak davacının tacir kaydının bulunup bulunmadığının, hangi faaliyet konusunda çalıştığı, işletme hesabına göre mi, bilanço usulüne göre mi defter tuttuğunun, —–esas gelirinin ve kaçıncı sınıf tacir olduğu hususunda bilgi verilmesi istenmiştir. —cevabında, davacının —- itibaren——- faaliyetinde bulunduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu ve ikinci sınıf tacir olduğu, ————- olduğunun görüldüğünü bildirmiştir.
—– müzekkere yazılarak davacının tacir kaydının bulunup bulunmadığı hususu da sorulmuştur. —— cevabında, davacının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığını bildirmiştir.
Davacı vekilinin —– tarihli delil dilekçesine ek olarak sunduğu belgelerden ise, davacının———– kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davanın, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptaline ilişkin olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6102 Sayılı TTK’nın kapsamı dışında kaldığı ve nisbi ticari dava niteliğinin olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar —– tarafından davacının ikinci sınıf tacir olduğuna ilişkin cevap verilmiş ise de, —— cevabında belirttiği ve davacı vekilinin sunduğu vergi levhasından davacının incelenen kazanç miktarlarının VUK 177. maddesinin altında olduğu ve ayrıca davacının,——– kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle davacının, esnaf olduğu kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla, dava konusu uyuşmazlığın nisbi ticari dava niteliğinde de olmadığı ve mahkememizin görev alanına girmemesi nedeniyle, davaya bakmakla görevli mahkeme, genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan ve HMK. m. 114/1-c gereği, mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup, dava şartlarının davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğinden, davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu davada mahkememizin görevsizliği nedeniyle, HMK. m. 114/1-c ve 115/2 uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle HMK 114/1-c ve 115/2 uyarınca davanın usulden reddine, görevli Mahkemenin——– NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi gereğince iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli —— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.07/02/2023