Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/798 E. 2023/777 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/798
KARAR NO : 2023/777

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2022
KARAR TARİHİ : 17/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin şirket —– ülkemizde yaşanan hain darbe girişiminin ardından —-Sulh Ceza Hakimliği’nin 27.07.2016 Tarih ve —–sayılı dosyasından kayyım atanmıştır. 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile şirket yönetimi —- Fonuna devredildiğini, diğer bir ifade ile kayyım olarak —-atandığını, bu çerçevede müvekkilimiz 6758 sayılı Kanunun 19. Maddesi uyarınca kanunlaşan 690 sayılı KHK madde:73’e göre harçlardan muaf olduklarını, Müvekkil şirket ile davalı-borçlu şirket arasında ticari ilişki söz konusu olup; davacı müvekkilimiz,—– İş Mahkemesi’nin —– Esas sayılı dosyasında davalı ile birlikte davalı taraflar arasında yer almaktadır. Müvekkil şirkete —- Vergi Dairesinden, —- Belge numaralı —–Esas numaralı 5.283,13 TL yargı harçları borcu tahakkuk ettirilmiş olup, müvekkil şirket tarafından daireden sorulduğunda söz konusu yargı harçları borcunun —- İş Mahkemesi’nin —– Esas sayılı dosyasında verilen 20.12.2019 tarihli —– Karar sayılı karardan kaynaklandığı bilgisine ulaşıldığını, —– İş Mahkemesinin—– Esas sayılı dosyasının 20.12.2019 tarihli —–Kararında hükmedilen harç masrafını, davalı tarafın ödememesi üzerine müvekkilimiz ödemek durumunda kaldıklarını, normal şartlarda bu bedelin, taraflar arasındaki Sözleşme gereğince —- İş Mahkemesi’nin —–Esas sayılı dosyasındaki asıl davalı olan ve huzurdaki davamızın da davalısı … —– tarafından ödenmesi gereklidir. Zira, —-İş Mahkemesi’nin—– Esas sayılı dava dosyasındaki davacı, müvekkil şirketin çalışanı olmayıp, inşaatın tüm çelik imalat işini bu alanda uzman olan diğer davalı şirkete devretmiş, taraflar arasında akdedilen —- Konstrüksüyon İşleri Sözleşmesine göre işin nasıl ve ne şekilde yapılacağı hususlarını belirleme yetkisi tamamen asıl davalıda olup, müvekkil şirket ile asıl davalı arasında bulunan iş ilişkisi asıl işveren alt işveren ilişkisi niteliği taşımadığını, ilgili davada davacının sigorta girişi davalı şirket üzerinden yapılmıştır, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini alma yükümlülüğü asıl davalı olan .—-Metalde olduğunu, müvekkilinin tarafından yükümlülüğü olmamasına rağmen ödenmek durumunda kalınan harç bedeli defaatle davalı taraftan talep edilmiş, davalı/borçlu birçok kez aranılmış ve/veya e-mail yoluyla bakiye borcun ödenmesi gerektiği bildirildiği, müvekkili şirket tarafından davalı tarafa 01/07/2022 tarihli —- belge numaralı 5.231,13 TL tutarlı fatura kesildiğini, fazlaya ilişkin tüm yasal hak, alacak ve taleplerimiz ile yargılama neticesinde kesin alacağımızın belirlenmesi akabinde ıslah hakkımız saklı kalmak kaydıyla, itiraz edilen alacağımız nedeniyle, davalı / borçlunun —-. İcra Müdürlüğü’nün —–Esas sayılı dosyasındaki vaki itirazının (şimdilik, 100,00 tl kısmi asıl alacak üzerinden) kısmen iptaline ve icra takibinin bu şekilde devamına, davalı / borçlunun haksız ve kötü niyetli (şimdilik, 100,00 TL kısmi asıl alacak üzerinden) itirazı nedeniyle en az % 20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iddia ve talebi ile iş bu davanın ve kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, taraflar arasındaki Sözleşmenin “Anlaşmazlığın Hali” başlıklı son maddesiyle ihtilaf halinde—– Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılınmıştır. Bu durum karşısında, 6100 sayılı HMK.m.17 hükmü gereğince, taraflar arasında yapılan iş bu yetki sözleşmesi / şartına göre yetkili kılınan—– Mahkemeleri ve İcra Daireleri’nin kesin yetkisi söz konusu olduğunu, işbu davanın taraflarının tacir olması sebebiyle, yapılan yetki sözleşmesi geçerli olduğundan, davanın öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin, sözleşme kapsamında hizmet vermekte iken 17.12.2015 tarihinde —-TC kimlik numaralı —–isimli işçi davalı şirket şantiyesinde iş kazası geçirmiştir. Bu kişi müvekkilin işçisi olmaması rağmen sözleşme kapsamında müvekkil tarafından iş kazası geçirmeden önce sigortası yapılması nedeniyle iş kazasından doğan tazminat davası müvekkil ve davalı şirkete yöneltildiğini, fazlaya ilişkin haklarımızı saklı kalmak kaydı ile; itirazın kabülüyle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER ve GEREKÇE: Dava, Hukuki niteliği itibariyle—-İcra Müdürlüğünün —-sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davalı vekilinin süresi içinde sunduğu cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki sözleşmenin 29. maddesinde—- mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığını ileri sürerek mahkememizin yetkisine itirazda bulunmuştur.HMK’nın 17. maddesinde yetki sözleşmesi düzenlenmiş olup “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır,” hükmü getirilmiştir.Mahkememizce yapılan incelemede taraflar arasında düzenlenen yetki sözleşmenin 15 ‘nci maddesinde —– Mahkemelerinin yetkili kılındığı, her iki tarafın da tacir olduğu ve yetki şartının geçerli olduğu, yetki itirazının süresi içinde HMK nun 116/1-a maddesine göre ilk itiraz olarak ileri sürüldüğü, mahkememizin yetkisine itirazın haklı olduğu görülmüş; yetki itirazının kabulü ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin Yetkisizliğine, yetkili Mahkemenin —– Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun tespitine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde başvuru halinde dosyanın yetkili Nöbetçi —– Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, davaya yetkili mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına,
Dair; karar davacı vekilinin yüzüne, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.