Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/723 Esas
KARAR NO: 2023/949
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 26/09/2022
KARAR TARİHİ: 28/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacının araç kiralama işi yaptığı sahibi olduğu ve sürücü ——– idaresindeki ——– plakalı otomobil ile davalıların sürücüsü, sahibi ve KZMSS Sigortacısı oldukları ——— plakalı otomobilin 09.10.2019 tarihinde kazaya karıştığı, sürücü ——— kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, eksper incelemesi ile hasar tutarının 6.461,98 TL olduğunun tespit edildiği; 257,18 TL ekspertiz ücreti ödendiği; davacı tarafından aracın onarımının yaptırıldığı onarım faturasının alındığı ve bedelinin ödendiği, onarım bedelinin ve ekspertiz ücretinin davalı sigorta şirketinden talep edildiği, sigorta şirketi tarafından 2.323,44 TL ödendiği ancak yetersiz olduğu, bakiye hasar tutarının ve ekspertiz ücretinin tahsili için başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazı ile durdurulduğu arabuluculuk görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlandığı açıklanan nedenlerle ———E dosyasıyla bakiye hasar tutarı ile ekspertiz ücreti toplamı 4.257,16 TL asıl alacak ile kaza tarihi 09.10.2019 itibariyle 965,56 TL işlenmiş avans faizinin toplamı 5.222,72 TL tazminatı tahsili için 12.04.2021 tarihinde başlatılan icra takibine itirazın iptali ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir
.Davalı ——–Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle;
Kazaya karışan ———– plakalı otomobilin KZMSS teminatları altında olduğu; ———- plakalı otomobilin 2.323,44 TL hasar tutarının 31.12.2019 tarihinde ödendiği; başkaca borçlarının kalmadığı, kusur ve zararı bilirkişinin belirlemesi gerektiği; dava tarihi itibariyle yasal faiz talep edilebileceğini açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Usulüne uygun çağrı kağıdı tebliğine rağmen davalı ——— davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
:Dava; hukuki niteliği itibariyle 09/10/2019 tarihli trafik kazasında ——– plakalı araç ile ——— plakalı araçların çarpışması nedeniyle davacıya ait ——– plakalı araçta meydana gelen hasar bedelinin talebine ilişkin başlatılan ——— E. Sayılı icra dosyasının davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce dosyanın kusur ve hasar konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmasına karar verilmiş, alınan 05/05/2023 tarihli raporun sonuç kısmında,”
1) Davalı sürücü——— idaresindeki ——– plakalı otomobili ile kavşakta sola dönerken yeterince dikkatli olmadığı ve gireceği sokaktan çıkan ——- plakalı otomobile çarptığı için KTK 84/f ve KTY 157/a/6 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu;
2) Dava dışı sürücü ——— idaresindeki ——– plakalı otomobili ile kavşakta normal sağa dönerken sola dönen ——— plakalı otomobilin çarpması sonucu kazaya karıştığı için kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı;
3) Dava konusu ——— plakalı, ———– marka tipi,31.08.2018 tarihinde trafiğe çıkmış, ——— model, 09.10.2019 tarihinde, yaklaşık 13 ay ve 52.752 km kullanıldıktan sonra kazaya karışmış, ——– şirketi adına tescilli kiralık ticari otomobilin, a) Hasar tutarının KDV dahil 6.363,00 TL olduğu; b) ——– şirketi tarafından 31.12.2019 tarihinde ödenen 2.323,44 TL hasar tutarının mahsubundan sonra bakiye ödenmemiş hasar tutarının 4.049,56 TL kaldığı;
4) ———E dosyasıyla bakiye hasar tutarının kaza tarihi 09.10.2019 itibariyle işlenmiş avans faizi tahsili için 12.04.2021 tarihinde icra takibi yapıldığı; a) Davacı tacir dava konusu ——— plakalı kiralık otomobil ticari araç olduğu için ——— kaza tarihi 09.10.2019 itibariyle avans faizi talep edilebileceği; Bakiye ödenmemiş 4.049,56 TL hasar tutarı ile kaza tarihi 09.10.2019 ve takip tarihi 12.04.2021 arasındaki süreye denk 838,01 TL işlenmiş avans faizi toplamının 4.887,57 TL olduğu; b) ——– şirketinden KTK 99 gereğince temerrüt tarihi 03.12.2019 itibariyle avans faizi talep edilebileceği; Bakiye ödenmemiş 4.049,56 TL hasar tutarı ile temerrüt tarihi 03.12.2019 ve takip tarihi 12.04.2021 arasındaki süreye denk 726,51 TL işlenmiş avans faizi toplamının 4.776,07 TL olduğu;
5) Hasar tutarı belirleme ekspertiz bedeli olarak talep edilen KDV dahil 257,18 TL tutarın, Hazine Müsteşarlığı tarifesine uygun ve delil tespit masrafı olarak mahkemenin takdirinde olduğu;
6) ——– şirketinin ———- numaralı KZMSS poliçesi ile ——– plakalı otomobilin 24.07.2019 – 24.07.2020 tarihleri arasında kazanın meydana geldiği 09.10.2019 tarihini de kapsayacak şekilde sigorta teminatı altında ve kaza tarihinde maddi teminat limitinin araç başına 39.000 TL olduğu; KZMSS Genel Şartların A.3 maddesi gereğince mağdur——— plakalı aracın hasar tutarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve teminat limitine kadar sigorta teminatı altında olduğu; 7) Tahsilatta tekrarlılık (mükerrerlik) olmaması ve davalıların birinden yapılan tahsilatın diğerinin de borcundan mahsup edilmesi kaydıyla, a) Her iki davalıdan ——– plakalı otomobilin 4.049,56 TL bakiye hasar tutarının, b) ——– 838,01 TL işlenmiş avans faizinin, c) ——– şirketinden 726,51 TL işlenmiş avans faizinin, takip tarihi 12.04.2021 itibariyle talep edilebileceği”Yönünde görüş bildirmiştir.Davanın temelini davacı şirkete ait ———- plakalı araç ile davalılardan ——– sevk ve idaresindeki ——– plakalı araç arasında meydana gelen kaza nedeniyle talep edilen hasar bedeli oluşturmaktadır. Haksız fiil sorumlusu olarak sürücünün sorumluluğu TBK’nın 49. maddesinde düzenlenen kusur sorumluluğudur. Madde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” belirlemesi ile kusur, haksız fiilin kurucu bir unsuru olarak düzenlemiştir. Bir motorlu aracın işletilmesinden doğan sorumluluk ise tehlike sorumluluğudur. İşletenin sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 85. maddesinde düzenlenmiştir. 85. maddeye dayalı sorumluluktan bahsedebilmesi için sorumlu olacak kişinin öncelikle KTK’nın 3. maddesinde tanımlanan “işleten” sıfatına haiz olması gerekmektedir. Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesine göre, “İşleten, araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet ve rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.”Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesi, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni bu zarardan sorumlu olur.” hükmü ile KTK, zarara, motorlu aracın işletilmesinin sebep olması hâlinde, işleten hakkında tehlike sorumluluğunu öngörmüştür. Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesine göre, işletenin, aracın işletilmesinin sebep olduğu zararlardan doğan sorumluluğu, kusur sorumluluğu olmadığı gibi, objektif özen ödevinin ihlâline dayanan olağan sebep sorumluluğu da değildir. Bu itibarla, işleten hiç bir kusuru bulunmasa bile, aracın işletilmesinin sebep olduğu zararları tazmin etmek zorundadır. Sorumluluk kusura dayanmadığı için, kendisi veya eylemlerinden sorumlu olduğu kimseler, temyiz kudretine sahip olmasalar da işleten, doğan zarardan sorumludur. Karayolları Trafik Kanunu’nun 86. maddesinde, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma şartlarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hâkim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de bu husus kabul edilmektedir.Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere malî sorumluluk sigortası (Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Malî Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir. Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukukî nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla birlikte, işletenin hukukî sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğunun ise, sözleşmeye dayalı bir sorumluluk olduğu tartışmasızdır. Sorumluluk sigortasının konusu, sözleşmede aksine bir hüküm yoksa sigortacının, sigorta sözleşmesinde öngörülen bir olayın gerçekleşmesi nedeniyle zarar görenlere karşı sigortalının sorumluluk riskinin üstlenilerek zarar gören üçüncü kişiye sigorta sözleşmesinde öngörülen miktarda tazminat ödenmesidir. Sorumluluk sigortası bir yandan sigorta ettirenin üçüncü kişilere verebileceği zararlardan ötürü bu zararların giderilmesi için sigorta ettirenin malvarlığındaki azalmayı önlemeyi amaçlarken, diğer yandan da sigorta ettirenin eyleminden zarar gören üçüncü kişilerin zararlarının giderilmesini hedeflediğinden sorumluluk sigortası, sigorta ettiren ile onun eylemlerinden zarar görenlerin menfaatlerini dengeleyen suigeneris bir sigorta türü olarak kabul edilmelidir . Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere malî sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” ifadesi ile karayolları motorlu araçlar malî sorumluluk sigortası işletenin KTK’nın 85/1. maddesinden kaynaklanan sorumluluğunu poliçe teminatı kapsamında karşılamak amacıyla yapılması zorunludur. Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde işletenin hukukî sorumluluğunu üstlenen ve sigorta sözleşmesi teminat kapsamında olan tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dâhilinde karşılamakla yükümlü olan sigortaya karayolu motorlu araçlar malî sorumluluk sigortası denilmektedir. Sigorta hukuku, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. Kitabında 1401. maddesi ilâ 1520. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu düzenlemede sigorta hukukunun genel hükümleri, zarar sigortalarından mal sigortaları ve sorumluluk sigortaları ile can sigortaları düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun 1483. maddesi gereği, sigortacılar, diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere, faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamazlar. Türk Ticaret Kanunu’nun 1425/1. maddesine göre; “Sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir, rahat ve kolay okunacak biçimde düzenlenir.” ifadesiyle sigorta poliçesinin, mutlaka genel şartları, taraflar isterlerse özel şartları içereceği belirtilmiştir. Bu maddeye göre, her sigorta dalında sigorta poliçesinin temel şartlarını oluşturan genel şartların düzenlenmesi zorunluluğu getirilmiştir. Genel şartların nasıl belirleneceği ise Sigortacılık Kanunu’nun 11/1. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; “Sigorta sözleşmelerinin ana muhtevası, Müsteşarlıkça onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenlenir.” ifadesiyle, sigorta sözleşmesinin ana muhtevasını içeren genel şartlar Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenecektir. Ayrıca sigorta sözleşmeleri (poliçeleri) genel şartlara uygun olarak düzenlenecektir. Bir başka deyimle sigorta sözleşmesi (poliçesi) düzenlenecekse mutlaka o dalda Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen ve sözleşmenin ana ilkelerini içeren genel şartlar bulunması zorunludur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 11. maddesinin 4. bendine göre; “Sigorta sözleşmelerinde kapsam dahiline alınmış olan riskler haricinde, kapsam dışı bırakılmış riskler açıkça belirtilir. Belirtilmemiş olan riskler teminat kapsamında sayılır.” Bu maddeye göre genel şartlarda sigorta poliçesinin kapsam dahilinde olan rizikolar ile sigorta poliçesi kapsam dışı yani teminat dışı rizikolar açıkça belirtilmek zorundadır. Kapsam dışında sayılmayan rizikolar teminat kapsamında sayılmaktadır. Sigorta genel şartlarını diğer sözleşme şartlarından ayırt eden en önemli özellik, sözleşmenin her iki tarafının da bu şartlara uymak zorunda olmasıdır. Bu durum Sigortacılık Kanunu’nun 11. maddesinde açık bir şekilde hükme bağlanmıştır. Taraflar, istese de bu sözleşme şartlarının dışına çıkamamaktadır. Özellikle de sigorta şirketleri tarafından aynı şekilde uygulanması emredici bir hükme bağlanmıştır. Sigorta genel şartlarının emredici olduğu, birçok genel şartta da açıkça belirtilir. Aslında diğer bir yorumla, Hazine taraf menfaatlerini genel şartlarla dengelemekte, bu dengenin de özel şartlarla sigorta ettiren aleyhine bozulmasını istememektedir. 01.06.2015 tarihinde ——— yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Malî Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 12.08.2003 tarihli Genel Şartları yürürlükten kaldırılmış ve birçok yeni düzenleme getirmiştir. Genel Şartların “Tanımlar” başlıklı A.2. maddesinin (d) bendinde zarar; “Motorlu bir aracın işletilmesi ile oluşan bir trafik kazası sonucunda üçüncü şahısların ekonomik değeri olan mal varlığında doğrudan azalma olmasına veya vücut bütünlüğünde eksilmeye, sürekli sakatlığa veya ölümüne sebebiyet verilmesi nedeniyle ilgililerin uğradıkları bu Genel Şartlar ile içeriği belirlenen maddi kayıpları” olarak tanımlanmıştır. Bu tanıma göre zorunlu malî sorumluluk sigortasının sorumlu olduğu zarar, motorlu bir aracın işletilmesi ile oluşan trafik kazasında üçüncü bir şahsın ölmesi veya bedensel zarara uğraması yahut malına bir zarar gelmesi durumunda ortaya çıkan zarardır. Sigortanın kapsamı ise A.3 maddesinin 1. fıkrasında “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukukî sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” ifadesi ile düzenlenmiştir. Bu maddeye göre zorunlu malî sorumluluk sigortasının kapsamı, motorlu aracın işletilmesi sırasında üçüncü kişinin ölümüne veya yaralanmasına veya malına zarar gelmesi ile yöneltilecek tazminat talepleri ile sınırlıdır. Ayrıca bu maddeye göre zarar gören üçüncü şahıslar ancak sigortalının KTK’nın 85/1. maddesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortacıdan tazminat talep edebileceklerdir. Bir başka deyimle zarar gören üçüncü şahıslar KTK’nın 85/1. maddesi kapsamında sigortalıya başvurabileceği tazminatları sigortacıya karşı ileri sürebilecekler, sigortalıya karşı ileri süremeyecekleri tazminat taleplerini sigortacıya karşıda ileri süremeyeceklerdir. Başka bir ifade ile Sigortacı, kendisinden sigorta tazminatı talep edenlere karşı işletenin yapabileceği tüm savunmaları ileri sürebilir. Yani sigortalı işleten hangi oranda sorumlu ise sigortacıda aynı oranda sorumludur.Yukarıda belirtilen yasal mevzuat hükümleri uyarınca somut olay değerlendirildiğinde; 09/10/2019 tarihinde saat 16:00 sularında ——– ——- ——— Mahallesi ——- Caddesi ile ——– sokak kavşağında sürücü ——— sevk ve idaresindeki ——— plakalı otomobil ile sürücü ———– sevk ve idaresinde ki ——— plakalı aracın çarpıştığı, meydana gelen kazada davalı sürücü ——— KTK 84/f, KTY 157/a-6 maddesinde belirtilen kusurları işlediği ve kazanın meydana gelmesinde % 100 kusurlu olduğu, ——- plakalı araç sürücüsünün ise kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığı değerlendirilmiştir.——- plakalı aracın davacı şirket adına kayıtlı olduğu ve aracın ruhsat bilgilerinden de hususi olduğu anlaşılmıştır. Hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporunda, ——— plakalı araçta toplam 6.300,63-TL hasar meydana geldiği ancak davalı sigorta şirketi tarafından 31/12/2019 tarihinde 2.323,44-TL ödemenin yapıldığı, bakiye hasar tutarının 4.049,56-TL olduğu belirtilmiştir. Davacı taraf icra takibinde 4.257,16-TL asıl alacak, 965,56-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.222,72-TL üzerinden 12/04/2021 tarihinde takip başlatmış, borçlular tarafından yapılan itiraz üzerine takip durmuştur. Kaza tarihi 09/10/2019 olup, takip tarihi 12/04/2021 ‘dir. İcra takibi ile işleyen zaman aşımı süresi kesilmiştir.Davalılar tarafından yapılan borca itirazın davacı tarafa tebliğine dair dosyada evrak olmadığından davanın süresi içerisinde açıldığı değerlendirilmiştir.Davalılardan ——– yönünden haksız fiil tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, diğer davalının ise 12/04/2021 tarihinde yapılan icra takibi ile temerrüde düştüğü göz önünde alındığında davalılardan ——- 551 gün diğer davalının ise 496 gün işlemiş faizden sorumlu olduğu, bu şekilde yapılan hesaplamada her iki borçlu bakımından işlemiş faiz hesabının farklı olacağı değerlendirilerek tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla davalılardan ———- toplamda 4.599,75-TL diğer davalı ——– şirketinin ise 4.049,56 TL asıl alacak 502,15 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.551,71TL’den sorumlu olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE
———- E sayılı dosyasında Tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydı ile davalı ——— tarafından yapılan itirazın Kısmen iptali ile 4.049,56 TL asıl alacak 550,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.599,75 TL üzerinden,Yine tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydı ile davalı ——– şirketi tarafından yapılan itirazın Kısmen iptali ile 4.049,56 TL asıl alacak 502,15 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.551,71TL üzerinden takibin devamına, (borçlulardan biri tarafından yapılan ödemelerin diğer borçlunun da borcundan mahsubuna),fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 314,21-TL harçtan davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin harç, 15,00-TL tamamlama harcı toplamı olan 95,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 218,51-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin harç, 80,70-TL başvuru harcı,15,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 176,40-TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 2.460,50-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%88,07 Kabul, %11,93 Ret) 2.166,96-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 4.551,71-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı ——— Şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 671,01-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ——- Şirketi’ne verilmesine,
9-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca ——— tarafından karşılanan 1.600,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin kabul ret oranına göre hesaplanan 1.409,12-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen , 190,88-TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
10-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı.28/11/2023