Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/60 E. 2023/284 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/148 Esas
KARAR NO:2023/299
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/03/2020
KARAR TARİHİ:18/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile ticari bir ilişkiden kaynaklı cari hesaptan dolayı 29.320,70 TL alacaklı olduğu, davalıya bu alacak bakiyesinden dolayı 30/10/2018 tarihinde ————- dosyası ile takip başlatıldığı, işbu sebeple itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı firma ile müvekkilinin arasında ———- olduğu sözleşmenin —– tarafından belirtilen süreyi aşarak ödediği takdirde aşan süreyi ——belirleyeceği oran nispetinde vade farkı tahakkuk ettirir gecikmeden kaynaklı olarak —— vade farkı bedeli olarak fatura düzenlendiği bu faturadan sonra davacı tarafa 6.075,86 TL borçlu olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine ———sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yöneltilen itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, toplam 29.320,70 TL tutarlı ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, tarafların ticari defterlerinin üzerinde inceleme yapılması için dosya mahkememizce resen seçilen mali müşavir tevdi edilmiş, 16/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “..Davacı şirketin ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, davalı şirket merkez adresinin ——- olduğundan bu hususta tespit yapılamadığı, davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz defterlerine göre davalı şirketten 29.320,70 TL alacaklı olduğu, Davalı ——– tarafından icra takibine konu borcun 6.075,86 TL kısmının kabul edildiği ve 09/11/2018 tarihinde bu tutarın ——- aracılığı ile ödendiği, davalı şirket tarafından Davacı şirkete ———— tutarında e-fatura düzenlendiği, ilgili faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, Davacı şirket tarafından Davalı şirkete ———–yevmiye madde numarası ile düzenlediği ihtarname ile faturanın kabul edilmediği ve iade edildiğinin belirtildiği, ilgili ihtarnamenin davalı şirkete ———— tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından “vade farkı” açıklaması ile tanzim edilen faturanın, cari hesap ilişkisi çerçevesinde borçlu olup, borcu ödemekle yükümlü olan davalı tarafından düzenlenmesi açık bir cari hesap kapamaya yönelik tek yanlı işlem olarak anlaşılmakta olup, izah edilen nedenlerle davacı şirketin davalı şirketten TBK 100.Md. gereği 27.971,71 TL alacaklı olduğu..” şeklinde rapor sunulmuştur.Mahkememiz 18/03/2021 tarihli celse 2 nolu ara kararı gereği,——— Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, 11/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının 15.844,42 TL alacaklı olduğu şeklinde rapor sunulmuştur.Davalı tarafın itirazları dikkate alınarak mahkememiz 09/09/2021 tarihli celse 1 nolu ara kararı gereği, dosyanın daha önce rapor sunan bilirkişi ile birlikte bir borçlar hukuku alanında nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek; davalının rapora itirazlarının değerlendirilmesi, davalının vade farkı alacağının olup olmadığı, davalının vade farkı alacağının var olması ihtimalinde hangi oran üzerinden vade farkı talep edilebileceği, var ise hesaplanan vade farkı ve davalının yapmış olduğu ödemenin mahsubu ile davacının bakiye alacağının olup olmadığı, bakiye alacağı var ise ne kadar olduğu hususlarında gerekçeli ayrıntılı ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınması için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 21/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “…Sözleşmenin vade farkına ilişkin hükmünün içerik denetimi çerçevesinde dürüstlük kurallarına aykırı olarak karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hüküm olarak değerlendirilmesi ve dürüstlük kuralı uyarınca kesin hükümsüz sayılmasının gerektiğini, görüşün kabul görmemesi halinde, keyfi bir şekilde vade farkı oranı uygulamasının TMK m.2 gereği kabul edilemeyeceği, yasal faiz çerçevesinde hesaplama yapılmasının uygun olabileceği, mali müşavir bilirkişilerce yapılan hesaplamalar neticesinde 30/10/2018 takip tarihi itibariyle davacının 15.844,42 TL alacaklı olduğu..” şeklinde rapor sunulmuştur.Davalı tarafın itirazları dikkate alınarak mahkememiz 17/03/2022 tarihli celse, 1 nolu ara kararı gereği, dosyanın farklı bir bilirkişiye tevdine karar verilmiş, davalının itirazları değerlendirilerek rapor hazırlanmasına karar verilmiş, dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 25/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre, davalı yanın, davacı yandan talep edebileceği vade farkının 3.540,45 TL olacağı, davalı yan tarafından icra dosyasına yapılan ödeme ve vade farkı alacağının davacı alacağından tenzil edilmesi neticesinde davacı alacağının takip tarihi itibarı ile 19.704,39 TL olduğu..” şeklinde rapor sunulmuştur.Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında cari hesaba dayalı ticari ilişkinin varlığı her iki tarafın kabulündedir. Uyuşmazlık davalı tarafın vade farkı talep edip edemeyeceğine ilişkindir. Davalı tarafından 16/10/2018 tarihli 23.244,82 TL vade farkı faturası düzenlenmiş ve kendi defterlerine işlenmiştir. Söz konusu fatura davacı tarafın defterlerine kaydedilmemiş, süresi içerisinde itiraz edilerek davalı tarafa iade edilmiştir. Her ne kadar taraflar arasında ki sözleşmede davalı tarafın vade farkı talep edebileceği düzenlenmiş ise de, sözleşmede vade farkına ilişkin açık ve somut bir belirleme mevcut değildir. Zira sözleşmede kesin bir vade belirlenmemiş, vade farkına ilişkin uygulanacak gecikme faizi oranı net bir şekilde belirlenmemiştir. Bu belirlemeler ışığında davalı tarafın vade farkı talep edemeyeceğine kanaatine varılmıştır. Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda takip tarihinde davacının davalıdan 29.320,70 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından icra takibine kısmi itirazda bulunarak 6.075,86 TL ödeme yaptığı, TBK 100. Maddesi gereğince yapılan ödemenin öncelikle alacağın ferilerinden düşülmesi gerektiği, bu şekilde yapılan hesaplamada davacının 27.971,71 TL asıl alacağının olacağı belirlenmiş bu kısım üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, takipten sonra ve fakat davadan önce yapılan ödeme yönünden davacının dava açmakta hukuki menfaatinin olmadığı anlaşıldığından fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, alacak likit olduğundan %20 icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; ———-sayılı icra dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 27.971,71 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen 27.971,71 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.910,75 TL harcın davacı tarafından yatırılan 354,04 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.556,71 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 354,04 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 408,44 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 1.872,00 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%95,40 Kabul %4,60 Ret) 1.785,87 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından harç dışında harcanan 1.800,00 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%95,40 Kabul %4,60 Ret) 82,81 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-6325 Sayılı Kanun m. 18/A-13 uyarınca——— tarafından karşılanan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%95,40 Kabul %4,60 Ret) 1.259,27 TL davalıdan, 60,73 TL davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
8-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 1.348,99 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.18/04/2023