Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/593 E. 2023/122 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/593
KARAR NO : 2023/122

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/08/2022
KARAR TARİHİ : 14/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile müvekkili şirket arasında”Genel Yazılım Satınalma ve Bakım Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme kapsamında hizmet veren müvekkili şirketin davalı tarafa toplam 136.927,31 TL tutarında 11 adet fatura kestiğini, davalı tarafın 16.12.2020 tarihinde havale ile 10.000,00 TL, 22.02.2021 tarihinde havale ile 15.000,00 TL, 31.07.2021 vade tarihli çek ile 15.000,00 TL ödeme yaptığını, bunun dışında herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlatıldığını, itirazdan ve arabulucu toplantısından sonra davalı tarafın müvekkili şirkete vermiş olduğu iki adet çek ile 106.298,74 TL ödeme yapıldığını, davalı taraf ile yapılan görüşmede borçlarını kabul ettiklerini ve ödemek istediklerini belirttikleri, bu kapsamda önce —-Şubesine ait —–seri nolu —–tarafından keşide edilen 24.12.2021 tarihli 52.504,40 TL’lik, ardından —– Şubesine ait —-seri nolu —– tarafından keşide edilen 04.03.2022 tarihli 53.794,34 TL’lik çeklerin müvekkili şirkete verildiğini, davalı tarafla, icra takibinden sonra da ticari ilişkinin devam ettiği, TBK madde 102 kapsamında, yapılan ödemelerin, takip edilmiş olması ve daha eski tarihli olması sebebi ile işbu icra takibi için yapılmış kabul edildiğini, yapılan kısmi ödemelerin, öncelikle faiz ve masraflardan (vekalet ücreti dahil) düşüleceğini, bu nedenle, ödeme tarihlerindeki faiz ve masraflardan ödeme tutarları düşüldüğünde 29.810,73 TL bakiye borç bulunduğunu açıklanan nedenlerle davalı tarafça —–İcra Müdürlüğünün—– Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın iptaline ve bakiye borç tutarı üzerinden takibin devamına, davalı tarafın itirazı kötü niyetli olduğu için İİK. m.67 uyarınca %20′ den aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, faturanın tek başına borcun varlığını ispata yeterli olmadığını, bahse konu faturalarla alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafın iş bu iddiasını ispatlaması gerektiğini, aksi halde iş bu iddia ve talebin reddi gerektiğini, taraflar arasında ticari ilişkinin başladığı tarihten takip tarihine kadar (Ağustos 2021 dahil) toplam 136.927,81-TL fatura kesildiğini, müvekkilin ticari ilişkinin başından bu yana ödediği tutarın ise 146.298,74-TL olduğunu, yapılan ödemelerin davacının da kabulünde olduğunu, müvekkilinin eksik ödeme veya fatura tutarını ödememesinin söz konusu olmadığını, müvekkili tarafından ticari ilişkinin başından takip sonrası dönemi de kapsar şekilde yapılan tüm ödemelerin icra dosyası kapsamındaki fatura alacaklarına mahsus olduğunu açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı tarafından talep edilen icra inkâr tazminatının reddine, davacı taraf aleyhine dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle davacı tarafça fatura alacağına istinaden başlatılan —– İcra Müdürlüğünün —–Esas sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davacı vekili 13/12/2022 tarihli dilekçesinde; tarafların, karşılıklı olarak davada sulh olduklarını, tarafların vekalet ücretleri ve yargılama taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.Davacı vekilinin sulh dilekçesi, davalı taraf gönderilerek beyanda bulunması için süre verilmiştir. Davalı vekili 26/12/2022 tarihli dilekçesi ile, davacı taraf ile sulh olunduğunu, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 313 ve devamı maddelerine göre sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. Taraf vekillerinin beyanları ile tarafların sulh oldukları, vekaletnamelerinde de sulh ve feragat yetkilerinin bulunduğu görülmüştür. Tarafların sulh olduğu ve karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından davanın konusuz kaldığı anlaşılmış ve konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir. HMK’nın 331/1 maddesine göre davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Tarafların karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından aleyhe yargılama gideri ve vekalet ücreti yükletilmemiştir. Ancak zorunlu arabuluculuk ücreti bakımından davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu tam olarak tespit edilemediğinden hakkaniyet gereği arabuluculuk ücretinin davacı ve davalı taraf arasında eşit şekilde bölünmesine karar verilmiş ve sonuç olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından konusuz kalan davada ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu’nun 22. Maddesi gereği 1/3 oranında alınması gerekli 59,97-TL harcın peşin alınan 80,70-TL harçtan mahsubu ile artan 20,73-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların karşılıklı vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-6325 Sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin eşit şekilde bölünerek 660,00 TL’sinin davacıdan ve 660,00 TL’sinin davalıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
6-Artan gider avansı bulunması ve talep etmesi halinde gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluklarında verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.