Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/568 E. 2023/436 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/568
KARAR NO : 2023/436

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/08/2022
KARAR TARİHİ : 30/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasında “Aralıksız” 38 senedir taraflar arasında devam eden sözleşmenin davalı tarafından usulsüz ve kanunsuz olarak Feshi sebebiyle, uğradığımız zarar ve ziyan için açıldığını, davalı taraf, usulsüz olarak 38 senedir devam eden ilişkiyi tek bir sayfalık yazı ile fesh etmiş ve müvekkilin uhdesinde kalan milyonlarca Dolarlık malzemeyi satmasına dahi muvafakat etmediğini bildirildiğini, müvekkilinin davalıya tek kuruş borcu olmamasına ve yine sözleşmeye aykırı hiçbir eylemi olmamasına rağmen, davalının 38 sene sonra yaptığı usulsüz fesih ile uğradığımız zarar ve ziyan ve de mahrum kaldığı karlara ait tazminatın davalından tahsili gerektiğini, ayrıca davalı, haksız rekabet oluşturmak için tarafımıza şimdiki—–Distribütörünü yönlendirmiş müvekkilinin bu sebeplerle “haksız fiil” sebebiyle zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, bu sebeple taraflar arasında Gizlilik Anlaşması imzalanmıştır. Bu sözleşme uyarınca —-, müvekkilin —– tüm servis ağını girdi ve çıktı maliyetlerini müşteri kayıtlarına erişim sağlamıştır. Şirket yetkilisi ve çalışanları ile defalarca toplantılar yapılmış ve devir noktasında davalının da oluru ile imza aşamasına gelindiğini, daha sonra —– anlamsız şekilde görüşmeleri sonra erdiğini, maillere cevap vermediğini, davalı müvekkil ile sözleşmesini haksız olarak sona erdirdiği tarih itibariyle —– Distribütörü olarak atamış ve kendisine bölgede tek satıcılık ünvanı vererek internet sitesinde ilan ettiğini, fazlaya dair haklarımız mahfuz kalmak kayıt ve şartı ile şimdilik 10.000,00-USD tazminatın (menfi/müspet zararlar ve kar mahrumiyeti, işgaliye ve finansman bedeli) davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesi, alacağımıza taraflar tacir olmakla, 3095 sayılı Kanunun madde 4/a hükümleri uyarınca faiz işletilmesini, munzam zarar talep haklarımızın mahfuz tııtulmasını, dava masraf ve vekâlet ücretlerinin karşı taraf tahmilini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin —-temelleri 1929’da atılan köklü bir şirket olup —– kentinde Avrupa çapında gerçekleştirilen testler ve üretimler için Merkezi bulunduğunu, —-iş temellerini onlarca yıldır dünyanın çeşitli köşelerinde dürüstlük temeli üzerine inşa eden ve sürdüren küresel bir şirket olduğunu, Müvekkil Şirketin —– üretim tesisleri bulunduğunu, müvekkili şirket endüstriyel araçlar, küresl lojistik ekipmanları, forkliftler üreten sektöründe lokomotif firmalardan biri olduğunu, davacı dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında 38 senedir devam eden distribütörlük sözleşmenin müvekkili şirket tarafından 02.08.2021 tarihli fesih yazısı ile haksız bir şekilde feshedildiğini, davacı şirket uhdesinde kalan milyonlarca dolarlık malzemeyi satmasına muvafakat etmediğini, usulsüz fesih nedeniyle zarara uğradıklarını, müvekkil şirket ve dava dışı —- haksız rekabet eylemleri nedeniyle zarara uğradıklarını iddia etmek suretiyle 10.000,00 USD (menfi/müspet zararlar ve kar mahrumiyeti, işgaliye ve finansman bedeli) tazminatın ödenmesini talep ettiğini,taraflar arasındaki imzalanan tahkim sözleşmesi uyarınca, dava konusu uyuşmazlığın tahkim mahkemesince çözümü zorunlu olup, sayın mahkemeniz somut uyuşmazlığın çözümünde görevsiz ve yetkisiz olduğunu, bu itibarla sair yönler incelenmeksizin tahkim itirazımızın kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmesini ,ayrıca belirtmek isteriz ki, davacı her kadar dava dışı —– ilişkin iddialarda bulunmuş olsa da davacı dava dilekçesinde haksız rekabete ilişkin bir alacak kalemi talep ettiğini, iş bu iddiaları dava dilekçesinde belirtiyor olması anlaşılabilir nitelikte olmadığını, davacı dava dilekçesi içerisinde haksız rekabete bağlı olarak tazminat talebinde bulunmadığından ve iddiaların davacı tarafından harçlandırılmaması sebebiyle işbu iddiaların dikkate alınması da mümkün olmadığını, bu sebeple haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, alacak istemine ilişkin olduğu belirlendi.Tarafların sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamının veya bir kısmının çözümünü hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmalar tahkim sözleşmesi olarak adlandırılmakta olup yalnızca iki tarafın iradeleriyle tasarrufta bulunabilecekleri konularda tahkim sözleşmesi yapılabilir. İster bağımsız bir tahkim sözleşmesi şeklinde isterse bir tahkim şartı şeklinde yapılsın tahkim sözleşmesinin geçerliliği için aranan temel unsurlar geçerli bir tahkim iradesinin varlığı ve yazılı şekil şartıdır.
Eldeki davada, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeden kaynaklı her türlü uyuşmazlıkta tahkim yoluna başvurulacağı ve tahkim kararının taraflar yönünden bağlayıcı olacağı düzenlenmiştir. Tahkim şartı içeren iş bu sözleşmenin taraflarca imzalandığı, sözleşmenin hükümlerinin taraflar için bağlayıcı olduğu anlaşılmaktadır.Davalı taraf HMK 116/1-b maddesi gereğince tahkim anlaşmasını ilk itiraz olarak ileri sürmüştür. Yapılan incelemede tahkim şartının sözleşmede yer alması, tahkim ilk itirazının süresinde yapılmış olması, taraflar arasındaki ihtilafın kamu düzenine ilişkin olmaması nedeniyle uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözümlenmesi gerektiği anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının tahkim itirazının kabulü ile; davanın usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.071,33-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.891,43‬-
TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6-Davalı kendini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan 1.560,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,Dair; karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.