Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/51 E. 2023/58 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/51 Esas
KARAR NO:2023/58
DAVA:Alacak (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/08/2014
KARAR TARİHİ: 24/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirketin———-satış, dağıtım ve pazarlamasını yapmakta olduğunu, Müvekkili Şirket ile Davalılardan —– arasında —- akdedildiğini, söz konusu bu sözleşmeye diğer davalılar ——– sözleşme bedelinin 7.500-TL’lik kısmına müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları kefalet sözleşmesi gereğince kefil olduklarını, Davalı —– başlangıç tarihli —- dava şirketin —– belirtilen şartları kabul ve taahhüt ettiğini, Müvekkili Şirketin davalının yapacağı her türlü pazarlama faaliyetlerine katkıda bulunmak için kendisine destek mahiyetinde önemli miktarda ekonomik kolaylıklar sağladığını, Müvekkili Şirketin yapmış olduğu bu ekonomik yatırımlardaki amacının, kendisi tarafından pazarlaması yapılan ürünlerin etkin bir şekilde satışının ve tanıtımının yapılmasından ibaret olduğunu, Müvekkil Şirketin münakit sözleşmenin Özel Hükümleri gereğince kararlaştırıldığı üzere davalıya fatura mukabilinde KDV dahil 47.500-TL pazarlama faaliyetlerine katılım payı bedelini ödediğini, ayrıca Davalı Şirket’e 2.109,21-TL bedelsiz ürün teslim edildiğini, Davalı Şirketin ve diğer Davalıların Müvekkili Şirket ile sözleşme akdederek karşılığında bir takım menfaatler temin ettiğini; davalıların sözleşmede kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, Davalı Şirket’in satış noktasını Müvekkili Şirket’ten yazılı onay almadan ve haber vermeksizin taşındığı ve adreste başka bir şirketin faaliyette bulunduğu tespit edildiğini, bu durumun —— sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile de tespit olduğunu, bahsedilen hususların imzalanan sözleşmeye açıkça aykırılık teşkil ettiğini belirterek Fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; Davalılardan —– imzalamış oldukları kefalet sözleşmesi gereğince dava konusu edilen alacağın 7.500-TL’lık kısmından sorumlu olmak üzere Davalı Şirket ile imzalanan —— özel hükümleri uyarınca pazarlama faaliyetlerine katılım payı bedeli olarak fatura mukabilinde ödenen ——Faaliyetlerine katkı bedeli alacağının kıstalyevm hesabıyla bakiye kalan 29.246,00-TL’lik kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte; Davalı Şirket ile akdedilen sözleşmenin ——maddesi ile kararlaştırılan cezai şart alacakları olan 50.000-USD cezai şartın 5,000-USD’lik kısmının yine dava tarihinden itibaren işleyecek——– için bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması ile fiili ödeme günündeki efektif satış kuru üzerinden tahsili ile ayrıca 2.109,21-TL bedelsiz ürün alacağının da dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte olmak üzere toplam 31.355.21-TL ve 5.000,00 USD nin karşı taraftan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——- cevap dilekçesinde özetle; Davanın müvekkil hakkında pasif husumet eksikliğinden reddi gerektiğini, müvekkilinin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olmadığını, söz konusu kefalet sözleşmesinin süresinin 06.02.2010 tarihinde sona ermiş olup; davacı müvekkiline müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile birlikte hiçbir şekilde gidemeyeceğini, müvekkilinin iş bu sözleşmeden sorumluluğunun sona erdiğini, kaldı ki; müvekkilinin kefalet sözleşmesi hukuka uygun olsa dahi davacının dava konusu cezai şart ve zararlarını müvekkilinden talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının alacağını davalı şirketten talep etme şartlarının da oluşmadığını, davalı şirketin iflas ettiğini belirterek davacının müvekkili hakkında ikame etmiş olduğu haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı—— cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki 07/02/2007 tarihli sözleşmenin 3 yıl süreli olup, 06/02/2010 tarihinde sona erdiğini, taraflar arasında süreli kefalet sözleşmesi olduğunu ve bu sürenin de 06/02/2010 tarihinde sona erdiğini, müvekkilinin kefaletten dolayı sorumluluğunun bu nedenle ortadan kalktığını, davalı şirketin —— dosyasında iflasına karar verildiğini, davacının aynı alacak için ——– sayılı icra takibi yaptığını, davacının bu dosyalardan alacağını alıp almadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı ——- davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı ile davalılardan ——- arasında akdedilmiş —– hükümleri uyarınca katılım payı bedeli ile cezai şart ve bedelsiz ürün alacağının sözleşmenin tarafı olan davalı —- tamamının ve kefalet sözleşmesi imzaladıkları belirtilen diğer davalılar —– dava konusu alacağın kefaletten dolayı sorumlu oldukları 7.500,00 TL’lik kısmının tahsili için açılmış alacak davasından ibarettir.
Davalılardan —– hakkındaki iflasın kapatılması nedeniyle sicilden terkin edildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin, davalı —– Yönünden davasından feragat ettiği anlaşılmıştır.
Eldeki dava Mahkememizde —-Sayılı dosya numarasını almıştır. Mahkememizin ——– Karar sayılı kararı ile temyiz yolu açık olmak üzere;
“1-Davalı ———hakkındaki davanın davadan feragat sebebi ile REDDİNE,
2-Diğer davalılar hakkındaki davanın dava dilekçesindeki talebe göre ve sözleşme hükümlerine göre KABULÜ ile 7.500,00 TL nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun 2/2 md. uyarınca değişen – azalan oranlarda ticari avans faizi ile birlikte davalılar —- müştereken müteselsilen tahsil ile davacıya ödenmesine, —-karar verilmiştir.
Söz konusu karar, davalılar ——– tarafından temyiz edilmiştir.
—– Sayılı ilamıyla “Davacı, davalı borçlu —–davalı kefiller ————- hakkında sözleşmenin ihlali nedeniyle alacak davası açmıştır. Mahkemece, davacının asıl borçlu ——— yönelik davasının, davadan feragat nedeniyle reddine, davacı alacağının davalı kefillerden tahsiline karar verilmiş, bu hüküm sadece davalı kefiller tarafından temyiz edilmiştir. Kefiller sadece asıl borçlunun borcundan dolayı sorumlu tutulabilirler. Davacı, asıl borçlu hakkındaki davasından feragat ettiğine göre asıl borçlunun davacıya borcundan kurtulmuş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda kefiller de kefalet sorumluluğundan kurtulmuş olurlar. Mahkemece kefiller hakkındaki davanın da reddine karar verilmesi gerekirken açıklanan bu husus gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün davalı kefiller yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.———-sayılı kararı ile karar düzeltme ile ilgili ——–yılı parasal sınırın altında kalması nedeniyle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
—-bozma ilamı sonrası dava dosyası Mahkememizin —- sayılı sırasına kaydedilmiştir. Davacı vekili tarafından Mahkememizin—– sayılı kararı temyiz edilmediğinden davalı ———- Hakkında davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen karar, söz konusu davalı şirket bakımından kesinlemiştir. Bu nedenle iflas nedeniyle sicil terkin edilen davalı şirketin ——- bozma ilamından sonra davaya teşkil edilmesinin gerek olmadığı anlaşılmıştır. Diğer davalılar bakımından ise tebligatlar tamamlanmıştır.
———- ilamında belirtildiği üzere davacı, asıl borçlu davalı ——— yönelik davasından feragat etmiştir. 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu’nun 492. Maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 598. Maddesinde düzenlendiği üzere hangi sebeple olursa olsun, asıl borç sona erince, kefil de borcundan kurtulur. Davacı, asıl borçlu hakkındaki davasından feragat ettiğine göre asıl borçlunun davacıya borcundan kurtulmuş olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, kefiller de kefalet sorumluluğundan kurtulmuş olmaları nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar davalı ——- tarafından kötü niyet tazminatı talep edilmiş olsa da kötü niyet tazminatının itirazın iptali davasında talep edilebileceği, işbu davanın konusunun ise alacak davası olduğu, herhangi bir icra takibinin işbu davanın konusu olmadığı anlaşıldığından koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartlar oluşamayan kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 179,90-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 538,50-TL harcın mahsubu ile artan 358,60‬-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı —— tarafından yapılan 110,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
6-Davalı — tarafından yapılan 250,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
7-Davalı —- kendini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ——— verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde — kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı ———- yüzüne karşı diğer davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.24/01/2023