Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/504 E. 2023/507 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/504 Esas
KARAR NO : 2023/507

DAVA : Ticari Şirket (Limited şirketin fesih ve tasfiyesine İlişkin)
DAVA TARİHİ : 06/07/2022
KARAR TARİHİ : 14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan tasfiye istemli davanın yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —-uyruklu olan müvekkilleri —- tanıdıkları diğer ortak —–ile birlikte şirket kurmaya karar verdiklerini ve 24.01.2020 tescil tarihli,——şirketini kurduklarını, şirketin kuruluş itibariyle sermayesinin 500.000,00 TL değerinde olduğu, müvekkillerinin %25’er hisseye sahip olduklarını, diğer ortak —– ise —-hissesine ortak olduğunu,—– talebi üzerine —– müdür olarak seçildiklerini, müştereken temsile yetkili olmak üzere anlaştıklarını ve—– ilan edildiğini, ilerleyen zaman içerisinde —-diğer kardeş —— müdür olarak kabul ettiğini, ortak çalışanlarına 3 ay tüm yetkilerinin alındığına yönelik mesajlar atıp gruplardan çıkarttığını, müvekkillerinin, ortak —— ile mali, idari, hukuki kararlarda çift imza atılması üzerine karar almışlarsa da diğer ortağın —– içi piyasada bir çok bağlantılarının olması ve ortak şirkette de bu kişilerle ticaret yapması nedeniyle müvekkillerinden habersiz tek imza ile işleri yürüttüğünü, müvekkillerinin imzasının gerektiği fark edildiğinde ise imzaları ikna edilmek suretiyle istendiğini bu durumun müvekkillerini rahatsız ettiğini, ortaklardan —- şahsi olarak hissedarı olduğu ——İle davalı şirket arasında da şirketin aleyhine olacak ve ağır vergi yükü olacak şekilde fatura işlemlerinin yapıldığını gördüklerini ve bu durumdan rahatsız olduklarını, şirket içerisindeki şifrelere erişimleri ——tarafından engellendiğini, Davalı şirket yetkilisi ——- alacaklarını kendi şahsi şirketi üzerinden ya da başka kişiler üzerinden cirolayarak ya da farklı yöntemler deneyerek tahsil etmeye çalıştığını, ortak şirket adına sözleşme imzalayıp ödemeleri yapıp şahsi şirket üzerinden işlemlere devam ettiği yönünden bir çok tespitlerde bulunulduğunu, bazen müşterilerin haber vermesi, bazen de durumu fark eden muhasebeci, mali müşavir ya da avukatlar müvekkilleri arayarak muvafakatname istemiş müvekkillerinin bu usulsüzlüklerden haberlerinin olduğunu, firmalara böyle bir işleme muvafakatlarının olmadığını, —— müvekkillerinin tüm sistemden erişimlerini engelleyerek müşterilere, hesaplara, şirket adına ve şirketin hesaplarına ödeme yapmaları gerektiğinin bildirildiğini, vergi ve mali bilgilere ulaşamamış mali müşavirlerinden dahi bilgi alamadıklarını, müvekkillerinin miktarını bilmedikleri bir maddi zarara uğramış olduklarını, uğranılan zararın tespitini talep ettiklerini, —–şirketin işleyişini durdurduğunu, işbu davada tam kusurlu olduğunun izahtan vareste olduğunu, —— tek başına almış olduğu karar ile şirket çalışanlarına, müşterilerine müvekkillerinin de bulunduğu ——grubuna şirket ortağı müvekkillerinin yetkilerini 3 aylığına askıya aldığını duyurduğunu, bu karar uymayanları işten çıkartmak ile tehdit ettiğini ve bir çok çalışanında işine hukuka aykırı olarak son verdiğini, müvekkillerinin kendi şirketinin içerisine giremediklerini, —— şirket araçlarını aile bireylerine ya da şahsi arkadaşlarına verdiğini, bu kişilerin yaptıkları usulsüz geçişlerin ya da cezaların şirket tarafından ödendiğini, müvekkillerinin bu durumu öğrendiklerinde ilgili kişilerden araçların teslim alındığını, bu kişilerin usulsüz işlemleri nedeniyle şirket aleyhine icraların açıldığını, hukuk bürolarının—— tarafından müvekkillerinin şahsi numarası verilerek bu ödemelerin müvekkillerince yapılacağının bildirildiğini, 2.000,00 TL ödeme için 300.000,00 TL ve 400.000,00 TL değerindeki araçlar için hukuk büroları tarafından yakalama ve satışa çıkartılmasını talep ettiğini,—— tarafından şirketin zarara uğratıldığını, müvekkillerinin sermayesinin eridiğini, Sayın Mahkemenin ivedi olarak şirkete kayyım atamasını ve müvekkillerinin zararının tespiti ile tasfiyesine karar verilmesini, tüm masrafların şirketin mevcut sermeyesinden ve kaynaklarından yapılmasına, rekabete aykırı hususların ve müvekkillerinin zararının da ——. şirketinin de araştırılarak tespitine ve müvekkillerinin şirketteki alacaklarının tespitine karar verilmesi ve ticari faiz uygulanmasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya ve ağır kusurlu ortağa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların dava dilekçesindeki tüm iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacıların davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, Müvekkili ——zararına olacak herhangi bir işlem yapmadığını,—— müvekkili —— tek pay sahibi olduğunu, firması olduğunu,——Şirketinin 2018 yılından itibaren ——Merkezli) firmasından —— tüp tedariği sağladığını, …nin %50’si ‘a geri kalan %50’sinin de eşit paylar halinde —- müvekkili —— ait olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen 500.000 TL’lik sermayenin taahhüt edilen bedel olduğunu, şirket kayıtları ve banka kayıtlarından da anlaşılacağı üzere taahhüt edilen bedelin sadece %25’inin müvekkili —— tarafından ödendiğini, dava dilekçesinde iddia edilen hususların gerçeği yansıtmadığını, —–firmasının, 2018 yılından itibaren —-distribütörünün —–olduğunu, ——firmasının, —– tüp satın alan müşterilerinden biri olduğunu,——bulunan müşterilere, kendilerini şirket sahibi olarak tanıttıklarını, bu durumun gerçeği yansıtmadığını, —-mutad mesken olarak kullandığı evin,—–adına kiralandığını, —— geldikleri andan itibaren müvekkili —— vatandaşı olan ortaklarına her konuda yardımcı olduğunu, müvekkili —— firması adına yaptığı görüşmeler ve alınan ödemler ile ilgili her zaman şirketin pay sahipleri olan —–karşı şeffaf olduğunu, istekleri dışında herhangi bir belgeye imza atmadığını, bu durumun gerçeği yansıtmadığını, ——- firmasına ait olan borç ve alacak hesaplarını bilerek ve isteyerek gerçeğe aykırı hesapladığını, muhasebe kayıtlarından da anlaşılacağı üzere —— firmasının yanlış hesaplamalar yüzünden zarar ettiğini, ——firmasının menfaatlerini korumak için müvekkili tarafından zorunlu olarak —–yetkilerini şirketin iç ilişkilerinde şifai olarak durdurduğunu, —– bilmesi sebebiyle karşı davacı müvekkille ait —–Dış Ticaret firmasında çalıştığını, aşağıda anlatılan mail hadisesinden sonra güveni kötüye kullandığı gerekçesiyle iş akdinin haklı sebeple sona erdirildiğini, —— 16.05.2022 tarihinde —— firmasının bütün müşterilerine mail gönderdiğini, ilgili mailde müvekkili —— hakkında ticari itibarını ve kişilik haklarını zedeleyecek ifadeler kullandığını, yetkisiz bir şekilde tek başına aldığı karar ile ödemelere ilişkin kendisinin yetkili olduğunu söylediğini, bu davranışı sebebiyle —– ağır kusurlu oldu; —— çalışanı —— ile birlikte otuz bin Amerikan Doları değerinde olan Tüp dolum makinasını faturasız bir şekilde ——-firmasına sattıklarını, tüp dolum makinasının —— ait olduğunu ve bu hususun davacılar karşı davalılar tarafından bilindiğini, —– firmasına bu durumun ihtaname ile bildirildiğini, —— firması ile yapılan telefon görüşmelerinde makine bedelinin tamamının —— ödendiğini,——- faturasız bir şekilde mal satımı yapmakla birlikte kendi nam ve hesaplarına hareket ettiklerini, yukarıda belirtilen hususlar hakkında——Cumhuriyet Başsavcılığı’na ——hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, —– Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından —— soruşturma dosyasının açıldığını, —– isim hakları ve mail hesaplarının —- ajansına ait olduğu, ajans sahibi ——firmasının borç bakiyesinin olması sebebiyle, şirketin mail hesaplarına ve şifrelerine erişimini engellediğini,—– tarafından,—— yüksek tutarda fatura kesildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, —–tüplerin fiyatlarının, tasarım ve baskı çeşidine göre değiştiğini, Mart 2022 tarihinde——firması arasında yapılan sözleşmenin sona erdiğini, —–firması sözleşmenin yenilenmesi için yapmış olduğu görüşmelerde, —– yeni şirketleri ile —- distribünü talep ettiklerinin öğrenildiğini, görüşmeler sonucunda—– firmasının —– distribütörlüğünü tekrar —– veridiğini, konu ile ilgili —— firmasının merkez binasında——ve müvekkil arasında kısa bir konuşma geçtiğini, ——hakkında konuşmak istediğini ancak Müvekkilinin bu konuları —– konuşulmasının uygun olacağını söylediğini, —– Şirketi isimlerinde—-tüp tedarikine ilişkin —–Ambalaj ile aynı alanda ve aynı coğrafya da faaliyet gösteren firmaların kurucu üyeleri olduklarını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göre ——sadakat ve rekabet yükümlülüklerine aykırı davrandıklarını, ——firmasına ait bilgisayarlar ve 1 adet otomobil aracı —–şirketlerinin faaliyetleri için kullandıklarını, —-Firmasının sahibi olan —– Şirketini internet vasıtası ile bulduğunu, randevu talep ettiğini, randevu günü anlaşılan saatte —– Şirketinin merkezinde bulunmasına rağmen —– ve ——tarafından şirket merkezi alınmadığını, şirket merkezine yakın bir kafede 2 saat bekletildiğini, —-ofiste olmasına rağmen—- ile tanıştırılmadığını,—– ile görüşmelerin gizlice —— odasında yapıldığını, yapılan görüşmelerde —-ve —— yeni bir firma kurduklarını ve sipariş için beklemesini söylediklerini, basiretli bir tacir gibi hareket etmediklerini ve yeni kurdukları şirket için——firmasının müşterilerini çalarak ağır kusurlu olduklarının aşikar olduğunu,—– yönetiminde olan Instagram hesabını bilerek ve isteyerek tek taraflı ve yetkisiz bir şekilde kapattığını, —- ait olan —- mail adresinde bulunan müşterileri, yeni kurmuş oldukları —-firmasına yönlendirdiklerini, —–Şirketine ait olan 3 adet bilgisayar ve 2 adet otomobil aracın bulunduğunu, 3 adet bilgisayarın ve 1 adet otomobil aracın—– tarafından el konulduğunu, diğer otomobil aracın ise müvekkilde bulunduğunu, araçların bağlatılması ile ilgili hususun ise —– ödemelerinin yapılmaması ile ilgili olduğunu, şirket araçlarının —– ödemelerinin yapılmamasının şirket ortaklarının hepsinin ihmali sebebiyle gerçekleştiğini, müvekkilinin tek başına sorumluluğunda olan bir konu olmadığını, müvekkilinde bulunan —– plakalı araç için böyle bir durumun bulunmadığını,—–, her iki şirket aracını ve şirket şoförünü keyfi kullanımları için kullandıklarını, müvekkili —–. Noterliğinin 15.06.2022 tarihli ve —— yevmiye numaralı ihtarnameye uygun olarak 20.06.2022 tarihinde ve saat 10.30 da şirket merkezin de toplantı için hazır bulunduğunu, 1 saat beklemesine rağmen—–toplantıya katılmadığını, —– 20.06.2022 tarihinde saat 15:00 ‘de müvekkilinin, şirket merkezinde bulunmadığı bir zaman diliminde şirket merkezine geldiklerini, —— Olağanüstü Genel Kurul talep etmelerine rağmen kararlaştırılan gün ve saatte toplantıya katılmadıklarını, bu durumun tutanak ile sabit olduğunu, —– fuarına katılmak için —–. Şirketi adına ön ödeme yapıldığını,—– fuar tarihinden 3 gün önce —- ofisine giderek müvekkilinin haberi olmadan ——Limited Şirketinin fuara katılmayacaklarını bildirdiklerini, sonuç olarak —– şirketi fuara katılamadığını, müvekkili —– bu durumu —— yetkililerinden öğrendiğini, —–firmasından 1 milyon 399 bin 96 TL alacağının bulunduğunu, —– firmasının satın almış olduğu —– tüplerinin ücretlerini ödemediğini, Av. —– hem —–Şirketinin ortaklarının hem de—–firmasının eski çalışanlarının avukatlığını yapmakta olduğu, taraflar arasında menfaat çatışmasının bulunduğunu, bu durumun Avukatlık Kanunun ilgili hükümlerine aykırı olduğunu, yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda; —–Limited Şirket ortaklık yükümlülüklerini, bilerek ve isteyerek ihlal ettiklerini, Sadakat yükümlülüklerine ve rekabet kurallarına aykırı davrandıklarını, bilerek ve isteyerek …ne zarar verdiklerini, … için ortaklığın giderilmesini ve davacı karşı davalı olan kişilerin ağır kusurlu oldukları yönünde karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava; Hukuki niteliği itibariyle 6102 sayılı TTK.636 maddeleri uyarınca, haklı sebeplerle limited şirketin fesih ve tasfiyesi talebine ilişkindir.Yöntemine uygun duruşma açılmış taraf kanıtları toplanmıştır. Uyuşmazlık noktaları resen belirlenerek sonuca gidilmiştir.
Davalı şirkete ait ticaret sicil dosyasının tam bir örneği celp edilmiştir. Şirkete ait vergi kayıtları dosyamıza celp edilmiştir.
Davacı ——uyruklu ortakların diğer dava dışı ortağın yönetici olarak görevini kötüye kullandığına dair iddiaları üzerinde durulmuş, müşterek imza yetkisi ile mevcut durumda bir yönetim organı oluşmadığı da nazara alınarak, davalı şirkete yönetim kayyımı atanmıştır. Ayrıca dava dışı ortağa da dava ihbar edilmiş, duruşmada vekil marifetiyle beyanlarını bildirmiştir.
Davanın açılışında şirketin feshi ile birlikte davadışı ortağın rekabet aykırı eylemleri sebebiyle zararın tespiti de istenmiş, ancak fesih dışındaki diğer istem yönünden dava tefrik edilmiştir. Dava dışı bir ortağın/ müdürün rekabete aykırı eylemleri sebebiyle şirketin uğradığı zararın tazmini ancak dava dışı ortağa/müdüre yöneltilebilir. (Nitekim tefrik edilen taleple ilgili mahkememizin —–sayılı kararı ile davanın usulden reddine karar verilmiştir) Davaya, haklı nedenle fesih istemi yönünden devam edilmiştir.Tüm delillerin toplanmasından sonra mahkememizce resen seçilen bir bağımsız denetçi mali müşavir bir şirketler uzmanı bilirkişi marifetiyle, dosyadaki deliller ve davalı şirketin defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda, 16/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda, özetle davalı şirketin üç ortaklı olduğu, şirketin son dönemde zarar eden hale geldiği, ortakların bir araya gelme imkanlarının kalmadığı, ortaklar arasın güven ilişkisinin kalmadığı, dava dışı ortak ——– şirketin tasfiyesini talep ettiği; alternatif bir çözümün mevcut görünmediği, takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Davacılar ve davalı şirket adına yönetim kayyımı ayrı ayrı verdikleri dilekçelerde, rapora bir itirazın olmadığını belirterek, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi raporundaki tespitler HMK.282.maddesi uyarınca serbestçe değerlendirilmiştir.
6102 sayılı TTK.636/3.maddeleri uyarınca, haklı sebeplerin varlığı halinde her ortak, mahkemeden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilir. Yasa koyucu, haklı sebeplerin sınırlı olarak saymamış ve bir tanım da yapmamıştır. Bu konuda kanun koyucunun haklı sebepten ne anladığının tespiti için kollektif şirketlere ilişkin TTK’nın 245.maddesinden yararlanılabilir. Buna göre haklı sebep, şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunun elde edilmesini imkansız kılacak veya güçleştirecek şekilde ortadan kalkmış olmasıdır. Bu tanım genel bir tanım olup, Kanun’un “haklı sebep”e sonuç bağladığı tüm hallerde bu tanımdan yararlanılabilir. ( —– TTK’ununda Limited şirkette haklı sebebin tanımı yapılmadığı gibi haklı sebeplere de örnek madde metninde yer verilmemiştir. Doktrinde ve emsal içtihatlarda “şirketin kötü yönetilmesi ve ortaklar arasında ciddi anlaşmazlıklar bulunması”, “fiili veya manevi güç veya baskı uygulanması”, “ortaklar arasında güven ilişkisinin zedelenmesi”, “ortakların bir araya gelemeyecek derecede husumetin oluşması” ortaklıktan çıkmak açısından haklı sebep olarak örnek olarak sayılmıştır.
Toplanan bilgi ve belgelerden feshi istenen davalı şirketin üç ortaklı olup; ortaklardan ikisinin imzası ile temsil edileceğinin kararlaştırıldığı, davacıların toplamda %50 hisse sahibi olduğu, hiçbir koşulda dava dışı ortak ile davacıların bir araya gelmeyeceği anlaşıldığına göre şirketin toplanamayacağı, faal olamayacağı anlaşılmıştır. Organsız kalma halinin süreklilik arz ettiği görülmüştür.
Şirketler hukuku bakımından şirketin devamlılığının sağlanılması esas olup; düzenleme uyarınca, ekonomik değer taşıyan şirketin feshi yerine şirketi ayakta tutacak diğer çözüm yollarının hakimce değerlendirilmesi zorunlu kılınmıştır. Bu nedenle sadece haklı nedenin olması yetmez; şirketi ayakta tutmak için başkaca çözüm yollarının da olmaması gerekir. Ancak, davacının ortaklıktan çıkarılarak şirketin devamında bir fayda görülmediği, bu yönde bir talep de olmadığı, şirketin faal bırakılmasının ekonomik hayata bir katkısının olmayacağı ve fesih dışında alternatif çözüm yollunun mevcut olmadığı görülmüştür. Keza dava dışı ortağın da bu yönde bir talebi olmamıştır.
Açıklanan sebeplerle davalı şirketin TTK.nun 636/3 maddesi uyarınca fesih ve tasfiyesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Fesih kararı ile birlikte şirket tasfiye durumuna girmiş olacağından 6102 sayılı TTK.nun 643.maddesi yollaması ile aynı Yasanın 533 ve 536/3.maddeleri uyarınca tasfiye memuru tayini zorunludur. Tarafların üzerinde anlaştığı bir tasfiye memuru bulunmadığından, tasfiye memuru mahkememizce resen atanmıştır.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE;
1-TTK 636/3.maddesi uyarınca —– Ticaret Sicil Müdürlüğünün —– ticaret sicil numarasında kayıtlı —— FESİH ve TASFİYESİNE,
2-Yönetim kayyımı olarak atanmış bulunan Mali Müşavir—– kayyımlık görevine son verilmesine,
3-Tasfiye memuru olarak ——- atanmasına;
4-15.000,00 TL tasfiye memuru ücreti, 2.000,00 TL tasfiye masraf avansı olmak üzere toplam 17.000,00 TL’nin, ileride tasfiye memuru tarafından tasfiye masraflarına eklenmek kaydıyla, davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde ve yukarıda gösterilen tutar yatırıldığında tasfiye memuruna görevinin tebliğine,
6- Alınması gerekli 179,90-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacılar tarafından sarfedilen toplam 44.598,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
10- Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile kayyım—– yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.