Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/474 E. 2023/280 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/474 Esas
KARAR NO:2023/280
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ:16/02/2018
KARAR TARİHİ:13/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılar ile davalılar arasında 17/03/2017 tarihinde, davalıya ait İstanbuldaki işyerinde bir satış sözleşmesi yapıldığı, buna istinaden davalıdan 170.000,00-TL bedelle alınan 1 adet —-, 1 adet cilt bakım cihazı, 2 adet cilt bakım sedyesi ve 3 adet etejerden oluşan malzemeler davacılara teslim edildiği, alım esnasında ruhsatı ——- markalı —– 65.000,00-TL peyinat olarak sayıldığı ve —–devredildiği, geri kalan ödemeler ve taksitler için de borçlusu davacılardan—– olan senetler verildiği, daha sonra ödemeler 31/03/2017 tarihinde 15.000,00-TL , 15/05/2017 tarihinde 7.500,00-TL şeklinde yapıldığı ve bu surette toplamda 22.500,00-TL ödendiği, işyeri ——– faal olarak çalışmaya başladığı, daha sonra 10/06/2017 tarihinde ——-teknik arıza verdiği, söz konusu makine 15/06/2017 tarihinde firma yetkilisi——tarafından ——eşliğinde davacılara ait işyerinden tamirat ve onarım için götürüldüğü, makinenin halen teslim edilmediği, söz konusu makineler için fatura düzenlenmediği, 20/06/2017 tarihinde de işyeri kapandığı, davacılar söz konusu ekipmanı 45 gün aktif olarak kullanıldığı, satıcının arızaları gidermediği, ekipmanların olmaması sebebi ile işyerini kapatmak zorunda kalındığı, davacının zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği, zararr gören bu hakkını düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her halde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabildiği, bu durumu belirten——— yevmiye nolu bir ihtarname davacılar tarafından davalıya gönderildiği ve sözleşmenin feshedildiği, sözleşmenin geçersizliğinin, feshedildiğinin tespitini talep ettiği, davacılar tarafından ödenen 87.500,00-TL ‘nin muacceliyet tarihinden hesaplanacak ticarei faiziyle davalıdan alınıp davacıya ödenmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasınını talep ettiği gödüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından davacılara, 170.000,00-TL karşılığı olmak üzere 1 adet cilt bakım cihazı ve 2 koltuğu, 1 adet diot lazer cihazı, 2 adet cilt bakım sedyesi ve 3 adet etejer satıldığı, kendilerine sorunsuz şekihlde teslim edildiği, kendilerinden toplam miktarı 105.000,00-TL olan 13 adet senet alındığı, toplam tutarı 22.500,00-TL olan iki tanesi tahsil edildiği, halen vadesi gelmiş olduğu halde ödenmemiş 11 adet senet bulunduğu, davalılardan ——- bir bankada memur olarak çalışmakta olduğu satılan cihazların çalıştırılacağı işyeri o tarihteki eşi —–adına açılacağı ifade edildiği, cihazla ile ilgili olarak yurt dışındaki üretici firma ile irtibata geçilmiş tamiratı yerine yenisi ile değiştirilmesi sonucu alındığı, bu süreç aklaşık olarak 25 gün kadar süre alındığı, bu süreçten davacı ——- irtibat kurulduğu, davacıların dava dilekçelerinde de ifade edildiği üzere tarafların boşanma sürecine girmeleri ve davacılardan— trafik kazası geçirip işi blıakma kararı almış olması nedeniyle, davalı şirket tarafından kullanıma hazır haldeki cihazı teslim etmenin mümkün olmadığı, davacıların ellerinde bulunan cihazların toplam değeri, dava dilekçesi ile iadesiini istemiş olduğu 87.500,00-TL ‘sinden fazla olduğu, sözleşmenin hem davacıların kendi özel durumlarından kaynaklanan nedenlerle ifa edilemediği ve hem de davacıların elinde bulunan cihazların değerinin davacılarca yapılan toplam 87.500,00-TL ‘lik ödemeden fazla olduğu nazara dikkate alındığı, haksız ve mesnetsiz olarak açılan istirdat istemli davanın reddine karar verilmesi gerektiği talep edildiği görüldü.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasına ilişkindir.
Mahkememizin–Karar sayılı ilamı ———- sayılı kararı ile kaldırılarak Mahkememiz esas defterinin —– Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Bilindiği gibi, bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. Öte yandan 6335 sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK.’nın 5. maddesinin ———– nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
6102 sayılı TTK hükümlerine göre; ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir (TTK 11/1). Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır,——- çıkarılacak kararnamede gösterilir (TTK 11/2). Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten gerçek kişiye tacir denir (TTK 12/1). İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır (TTK 15/1).
———- Kanunu’nun 3. maddesinde—— İster gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, ——– belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler, olarak tanımlanmıştır.Somut olayda; ilgili———– yazılan müzekkere cevaplarından anlaşıldığı üzere, davacıların tacir kayıtlarının olmadığı, dava tarihinde vergi mükellefiyetlerinin bulunmadığı, esnaf sınırını aşan bir işletmesinin bulunmadığı, davacıların tacir olmadıkları, bu nedenle eldeki davanın nispi ticari dava olarak değerlendirilemeyeceği, görevli mahkemenin genel görevli olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşıldığından görevsizlik kararı verilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK.’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ——-Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına,
4-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.13/04/2023