Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/433 E. 2023/708 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/433
KARAR NO : 2023/708

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/06/2022
KARAR TARİHİ : 26/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklı … tarafından—-. İcra Müdürlüğü’nün —–Esas sayılı icra dosyası ile borçlu müvekkili adına kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine konu emre muharrer senedin aralarındaki ticari ilişkiye istinaden 05.09.2021 tarihinde taraflar arasında akdedilen Taşınmaz Satış Sözleşmesi çerçevesinde düzenlenmiş olduğunu ve söz konusu sözleşmeye istinaden müvekkili aleyhine senet tanzim edildiğini, müvekkili şirketin davalıya karşı böyle bir borcu olmadığını söz konusu senede dayanarak kendisi aleyhine başlatılan icra takibinin haksız ve mesnetsiz olduğunu açıklanan nedenlerle müvekkilnin davalı tarafa borcu olmadığının tespiti ile davanın kabulüne, —-. İcra Dairesi —– Esas sayılı takibin iptaline, alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddine , haksız ve mesnetsiz itiraz nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacının —-. İcra Müdrülüğünün —- Sayılı icra dosyasında borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde;davacı vekili dava dilekçesi ile her ne kadar tarflar arasındaki 05.09.2021 tarihli sözleşme uyarınca müvekkili aleyhine senet tanzim edildiğini müvekkilinin bu sözleşmeden ve sentten kaynaklı her hangi bir borcunun olmadığını iddia ederek borlu olmadığının tespiti yönünde dava açmış ise de;davalı taraf da verdiği cevap dilekçesi ile söz konusu sözleşmeyi inkar etmemiş bilakis taraflar arasında yapıldığını kabul etmiştir.
Dosyamız arasında mevcut 05.09.2021 tarihli “satış sözleşmesi” adı altında düzenlenen sözleşme incelendiğinde ise sözleşme de icra takibine konu senede atıf yapılarak ” Tapu satışları 05.09.2021 tarihi itibari ile 3 iş günü içerisinde yapılacak olup ödemenin 600.000 TL si alıcı tarafından bloke edilecektir. Karşılığında satıcıya —– nolu TEMİNAT SENEDİ verilmiştir….” şeklinde ibare mevcut olup bura da açıkça satıcıya verilen ve davaya konu 600.000 TL lik senedin teminat senedi olduğu ve tapu satışlarını teminen verildiği anlaşılmaktadır.
Teminat senedi bir sözleşmeye güvence olarak ileri sürülen, sözleşmeye konu olan iş eksik veya hiç yapılmazsa karşı tarafın zararını tazmin etmek üzere karşılıklı menfaat ilkesine göre hazırlanmış güvence belgesidir. Ayrıca, teminat senetlerinin düzenlenmesi konusunda dikkatli olunması gereken hususlar vardır. Teminat senetlerinde senedin teminat senedi olduğu açıkça senet metninde belirtilmeli ya da senede atıf yapılarak ayrıca teminat senedine konu olan sözleşme de hazırlanarak senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olması sağlanmalıdır. Taraflarca senede atıf yapılarak takip konusu 600.000TL bedelli ve —–nolu senedin teminat senedi olduğu kararlaştırılmıştır. Borç senedi ise; herhangi para veya mal borcuna ilişkin vadesi, tutarı belirlenmiş tarafların bilerek, isteyerek vardığı anlaşma üzerine ödeme sözü niteliği taşıyan imzalı kıymetli evrak, bonodur.Bu haliyle davaya konu senedin kambiyo senedi vasfına sahip olmadığı,teminat senedi niteliğinde olduğundan mahkememizin görevsiz olduğu değerlendirilmiştir.
Görev hususu HMK’nun 114/1-c’ye göre dava şartlarındandır. Dava şartları HMK 115/1 ve 2.maddelerine göre davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer yasalarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır. Davaya konu senedin kambiyo senedi vasfına sahip olmadığı,teminat senedi niteliğinde olduğundan mahkememizin görevsiz olduğu değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK 5/3. ve HMK.114/c maddeleri uyarınca mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli —– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı asil ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.